İnsanlık için tek çözüm “ADİL DÜZEN”dir
Bugün tüm dünya ekonomisi küresel sömürü sermayesinin elindedir. Kimyasal silahları da o üretiyor, kime verdiğini de sadece o biliyor. Türkiye’nin, Suriye’nin ve diğer devletlerin elinde kimyasal silahlar varsa sermayenin envanterinde yer almıştır.
Öncelikle silah yasağı saçma bir şeydir. Her savaş taraflar için ölüm kalım savaşıdır. Yenilen taraf ortadan kalkar. Sermaye büyük devletlere atom, biyolojik, kimyasal ve tahrip edici her türlü silahları vererek küçük devletleri onların emrine sokmakta, büyük devletlere de kendisi hükmetmektedir. Böylece dünyayı tek güç yani “sömürü sermayesi” idare etmektedir.
Küresel sömürü sermayesi bunu karşılıksız dolar gücü ile yapmaktadır.
Necmettin Erbakan’ın önderliğindeki MSP’nin 1970’lerde CHP ile yaptığı koalisyon ile başlayan süreç önce İran’a, oradan Sovyetlere (SSCB), oradan da dünyaya sıçramış ve sermayenin dini ve ideolojik savaşları sona ermiştir. Erbakan’ın hayatı boyunca dünyaya anlattıkları ve yaptıkları dünyayı uyandırmıştır. İran rejimi yıkılmış, Sovyetler dağılmış, ABD’de halk Demokratlar tarafına geçmiş, Çin’de de koyu baskılı sosyalizm rejim ortadan kalkmıştır. Bütün bunlar Erbakan’ın dünya çapında başardığı inkılâpların sonucudur.
Sermaye kurduğu dünya düzenini kullanamıyor, büyük güçler artık oyuncak olmaktan çıkmıştır. Sermayenin siyasi gücü sona ermiştir, ekonomik gücü de yakında sona erecektir.
Yeni düzende kitle imha silahlarını üretmek serbest olacaktır. Tüm üretilen silahları Silah Vakfı satın alacaktır. Masraflarını şarj ederek dünyadaki ordulara o satacaktır. Her orduya eşit miktarda talep ettiği silah verilecektir. Mesela, atom bombası verilecekse, her ordu ancak belli büyüklükte ve belli sayıda silah alabilecektir.
Silah Vakfı insanlık tarafından işletilecektir. Vakfa satılmayan silah üreticilerinin tesisleri bombalanarak imha edilecektir. Silahını vakıftan almayan ordular bombalanarak imha edilecektir. Her ordu kendine verilen silahı istediği zaman kullanacaktır. Savaş, savaş kuralları içinde yapılır. Yargı kararlarına uymayanlara karşı savaş kuralları içinde savaşılır.
Sömürü sermayesi ne yapıyor?
Suriye’de kimyasal silah kullanıyor ve bunu Suriye devleti ile Türkiye’ye fatura ediyor. Suriye, Türkiye kullandı diye Türkiye’ye düşman oluyor; Türkiye de Suriye kullandı diye Suriye’ye düşman oluyor. Asıl kullananı kimse yazamıyor, söyleyemiyor…
Biz baştan beri ne söylüyoruz?
İnsanlığın dört temel hastalığı vardır: a) İŞSİZLİK. B) BAĞIMSIZ YARGININ OLMAYIŞI. C) SERMAYEYE BAĞLI BASIN/ MEDYA. D) TERÖR.
Bunların içinde en şerlisi millî olmayan basındır, millî olmayan medyadır.
Millî olmayan medya yazarlara bol bol maaş verip susturmuş, sonra istediği zaman da istediği saldırıyı yaparak herkesi emri altına almıştır.
İşe bağımsız bir basın, millî olan bir medya oluşturmakla başlamamız gerekir.
Bunun için basın kooperatiflerce işletilmeli, dağıtımı kamu yapmalı, vergiden muaf olmalı, yazarlar nerede yazarlarsa yazsınlar devlet maaşlarını ödemeli, yazarları siyasi partiler aldıkları oyları nispetinde seçmelidirler.
Devlet bir Danışma Kurulu oluşturmalı, Başbakanlığa bağlı bu kuruluş olayları tahlil etmeli ve Devlet Başkanı’na sunmalı, Devlet Başkanı’nın kabul ettiği yorum devlet yorumu olmalı, devlet o yorumlara göre yönetilmelidir. Şimdi böyle bir araştırma merkezi yoktur. Sermaye basına neyi yazdırıyorsa devlet siyaseti o olmaktadır.
Olaylar önce tamamen tarafsız olarak haber edilmelidir. Olayların tespiti Yeminli Soruşturmacılar tarafından yapılmalıdır. Mesela, “Irak’ta atom bombası var” derler de Irak buna dayanılarak işgal edilir, sonra da haber doğru çıkmazsa, o yeminli soruşturmacılar sorumlu olmalıdırlar.
Hâsılı… İnsanlık için tek çözüm vardır ve o çözüm de “ADİL DÜZEN”dir.
Yoksa “SOSYAL TUFAN” kapıdadır, bizden sadece söylemesi...
Hesap da bize değil, O’na verilecektir… Ve’s-selâm…