İktidardakiler istikamet üzere midirler?
“Avrupalılarla savaşmamak üzere Osmanlılar anlaşmışlardır. Kosova muharebelerinde Papa’dan fetva istemişler, Papa da ‘Müslümanlara verilen sözlerde durmak gerekmez’ şeklinde fetva vermiştir. Bugün de Avrupalılar hep çifte standart kullanmaktadırlar. Yani insanlar çıkarları söz konusu olduğu zaman verilen sözün önemi kalmamaktadır…” (s.3; Yani, Batılılar beş-altı asır önce ne idiyseler, çağımızda da aynı tıynettedirler. RNE)
*
“Bugünkü devlet örgütü ve dünya düzeni, halkı sömürü sermayesine sömürtmek için oluşmuş kuruluş olarak çalışmaktadır. Bu tabii olmayan durum devam edemez, etmeyecektir. Allah kendi var ettiği düzeni üç tane çapulcuya, sözünde durmayan sahte para babalarına bırakmaz, bırakmayacaktır da...” (s.4; Konunun detayları bu köşede defalarca yazıldı. RNE)
*
‘“Sözlerinde durdular” denmiyor da “Size istikamet ettiler, size mustakim oldular” deniyor. Çünkü sözde durmak yeterli değildir. Bizim aleyhimizdekilere de müzahir olmamalıdırlar.
Burada önemli bir husus ortaya çıkıyor. Bir akdi veya işi şeklen yapmak yeterli değildir. O şeklin gayesini ve ruhunu da yerine getirmek gerekir. Şeklen akdi yerine getirirsiniz ama fiilen aksi durum doğuyorsa o zaman o şeklen gelme bir şey ifade etmez.
Dikta rejimlerde de seçim yapılmaktadır. Ne var ki baskı ile %99 oy alınmaktadır. Sadece sandıkta oy atmak seçim değildir.
Bunun gibi silahlı baskı yerine mâli baskı yapılırsa, onda da istikamet içinde olunmaz.
Evet, bugün eski Millî Görüşçüler yani gömlek çıkaranlar iktidarda, demokrasi iktidarda ama iktidarda olanlar istikamet üzere midirler?
“Millî Görüş” resmen askıya alınmış, “Adil Düzen”e karşı çıkılmış. O halde AK Partililer ahitlerinde durmamışlardır. Bizden ayrılmış ve kendileri onlarla bir olmuşlardır.
İşte bütün bunlar istikamet değildir.
*
AK Parti ne yapmalı idi?
1- AK Parti iktidara gelir gelmez ilk iş olarak seçim barajını %5’e indirmeli idi. (Onbir yıldır yapmadığını şimdi de yapabilir; bakalım yapacak mı? RNE)
2- İlleri bağımsız hâle getirip yerinden yönetimle ve yerel dillerle illerini yönetme imkânı sağlanmalı idi. Askerlerini taşra illerden merkez illere çekip iç güvenliklerini onlara sağlatmalı idi.
3- Merkezi hâkimlik sisteminin yerine “hakemlik sistemini” getirmeli ve tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı sistemini kurmalı idi.
4- Merkez Bankası’nı bağımsız kurum hâline getirtip “karşılıklı para sistemini” getirmeli idi.
5- Kamu görevlerinde ve yetkilerinde siyasi partilere nisbi sistem içinde etkin rol sağlanmalı idi. Devlete memur alınacaksa, siyasi partiler aldıkları oy nisbetinde kişileri yerleştirmeli idiler.
6- Polis rejiminden “hukuk rejimine” geçilmeli idi. Memurun dediği değil vatandaşın dediği olmalı, memur yargıya gitmelidir. Şimdiki düzende ise vatandaşın işine memur karar veriyor. Vatandaş mahkemelerde sürünüyor. Devletin hâkimleri de devleti koruyor, vatandaşı eziyorlar.
İşte, AK parti bunları yapmaya çalışsaydı istikamet içinde olurdu...’ (s.7)
***
Çalışmalarımız devam ediyor…
Çalıştıkça, yapılması gerekenler ayan beyan ortaya çıkıyor.
KUR’AN VE İLİM, 727. haftalık seminer çalışmamızdan aktardım.
Devamı var.