KUR’AN VE İLİM 721. Hafta Seminerinden
KUR’AN VE İLİM seminerlerimiz 721 haftadan beri devam ediyor… Son olarak 10 haftalık çalışmamızla Kıyamet Sûresi üzerindeki çalışmamızı hitama erdiriyoruz... Bu hafta 40. ve son âyet yani “Eleyse Zâlike BiKadirin Alâ En Yuhyiye’l-Mevtâ” âyeti üzerinde çalışma yaptık… Bu âyet üzerindeki 11 sayfalık tefsir çalışmamızın ilk sayfasından bir bölüm sunuyorum; tamamına www.akevler.org sitemizin “Seminerler” bölümünden ulaşılabilir…
***
“Sûre kıyamete kasemle başladı. Benaneleri diriltmeye kadir olduğunu belirterek devam etti. Sonunda insanın anne rahminde oluşmasını anlatarak, “Bu mevtayı ihya etmeye (diriltmeye) kadir değil midir?” (40. âyet) sorusuyla sûreyi sona erdirdi.
“Kâinatta canlı yaratılmadan önce 118 tür madde vardı. Bunlar sınırlı sayıda birleşip cisimleri oluşturuyordu. Bunların içinde kömür dediğimiz madde vardır. Onun sayesinde zincirleme bir yapı oluşabilmektedir. Bunlar ancak canlılarda bulunur. Canlı olmadan önce maddeler yoktu. Bugün de canlıların dışında mesela biz bu maddeleri oluşturamıyoruz.
Canlılık olmadan canlıların ürettikleri zincirleme cisimcikler olamıyor, canlı da onlarsız olamıyor. İşte, bu sûre buna işaret etmiş olmaktadır. Canlı olmadan canlıyı var etmiş, sonra o canlı çoğalmış, değişmiş, gelişmiş ve bugünkü canlılar âlemi olmuş.
İnsan da bunlardan biridir, bunların en ileri gitmiş olanıdır.
İnsan kendi varlığını hatırlamalıdır.
Ben bugün varım, bu satırları okuyorum. Bu seviyeye gelmeden önce hangi aşamalardan geçtim? Çocukluğumu hatırlıyorum ama bebekliğimi hatırlamıyorum. Ondan sonra Kur’an’ın anlattıkları, biyoloji ilminin de onayladığı bilgilerle ben bir tek hücre iken çoğaldım, değiştim ve bu hâle geldim.
İki büyük olay vardır. / Biri uygun malzemeyi kullanarak ben olabilmem büyük olaydır. Fabrika yapısı bir varlık değilim. Hepimiz ayrı ayrı özellikleri olan kimseleriz. Yani bir taraftan insan olarak hep birbirimize benziyoruz ama diğer taraftan hiç birimizin diğerine benzemeyen kişiliğimiz vardır. El halıları makine halılarından kıymetlidir. Çünkü hiçbir el halısı diğerine benzemez. Oysa makine halıları benzeseler bile bir kurala göre benzemiyorlar. İnsan da böyle bir varlıktır. İnsan her gün kendi benzeri ile görüşmektedir ama insanların her biri ayrı birer varlıktır. / İkinci büyük olay da şudur. Siz bir makineyi tamir ederken yedek parçanız yoksa makinenizi tamir edemezsiniz. Tuğlanız, pencereniz, kapınız yoksa ev yapamazsınız. Bir şey yapmak için malzemeniz olmalıdır. Hem malzemeniz olmalı hem de bu malzeme öyle olmalıdır ki siz onları kullanarak inşaat yapabilesiniz.
Kâinatın yapısından biliyoruz ki kâinat birkaç basit sayıdan oluşmuştur. Bu özellikleri taşıyan madde bizim ihtiyacımızı olan tüm işlerde kullanılan maddeler olmaktadır. Bu maddeler de benim yaratılmama uygun olarak var edilmiş, basit temel miktarlardan ben olmuşum. İnsanlık 60 bin senedir çalışıp motoru buldu. Şimdi biz belki 60 günde onu öğrenip yapabilmekteyiz. Bir makineyi icat etmiş ve onun projelerini yapmış birisine ‘sen bunu yapamazsın’ diyebilir misiniz? Kâinatın projesi çok büyük projedir. O projeye göre hazırlanmış maddeler de büyük bir başarı ile kâinat ile birlikte var edilmiştir.
O halde Allah âhirette bizi diriltmeye de elbette muktedirdir. Muktedir olmak onu yapmış olmak olduğunu ifade etmez. Bu gücünü Allah gerçekten kullanacak mıdır? Bu soru sorulabilir ama bunları yapmaya iktidarı yoktur diyebilme ilkel bir sözdür...”
***
Elhamdülillah, bu sûre üzerindeki çalışmamızı da bu mübarek oruç günlerinde tamama erdirdik… 1434. Ramazan ayı yani Kur’an ayında da çalışmalarımızı sürdürüyoruz… Gelecek haftadan itibaren Kur’an üzerindeki başka bir sûre ile çalışmalarımıza devam ediyoruz… Bu vesileyle bir kere daha “RAMAZAN-I ŞERİFİNİZ MÜBAREK OLSUN” diyor ve bu çalışmalarımızın “KUR’AN NİZAMI”nın yani “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”in tesis edilmesine vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum… Selam, sevgi ve dua ile…