Allah “Taksim Olayları” ile uyarıyor…
Beş asırdan beri bütün dünyada olan olaylar hep “DİN” yani “DÜZEN” aleyhinde cereyan etmiş gibi görünmektedir. Oysa durum tam tersinedir. Dinler kemikleşip bâtıl inançlarla bozulduğu için onları uyandırmak üzere geçici olarak mağlup olmuşlardır. Ortalık bâtıl inançlardan kısmen de olsa temizlendikten sonra, insanlık için şimdi “YENİDEN DİNE/DÜZENE DÖNÜŞ” başlamıştır. “ARAP BAHARI”nı ve “TAKSİM OLAYLARI”nı bu gözle değerlendirmek gerekir.
Herkes kendi açısından “Taksim olayları ve Kur’an’a göre neler olacak?” yazımızda (http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Taksim_olaylari_ve_Kurana_gore_neler_olacak/15271#.UbRT00DwkRs) saydığımız hedeflere doğru gidilip gidilmediğini kontrol etmelidir. (07.06.2013, Millî Gazete)
Başarı şansı o sisteme, o düzene, o nizama uygunluğu nisbetinde doğrudur.
“Arap Baharı”na ve Taksim dâhil bütün olaylara iki gözle bakmak gerekmektedir.
Biri Allah’ın gözüyle…
Biri de şeytanın gözüyle…
ŞEYTANIN gözüyle bakarsak; tekel sömürü sermayesi siyasi gücünü kaybetti ama karşılıksız dolar sayesinde iktisadî ve dolayısıyla askerî gücü durmaktadır. Siyasî gücünü yeniden elde etmek için etkin güçlerin gücünü kırmak istemektedir. “Arap Baharı” yarın Rusya’da “Türklerin ve Müslümanların Baharı”, Çin’de “Doğu Türkistanlıların Baharı”na dönüşecek, AB ve ABD’de benzeri olaylar olacak, sonunda insanlık birbirine girecek ve “III. Dünya Savaşı” neticesinde tekel sömürü sermayesi yine dört ayak üzerine oturacaktır.
ALLAH’IN gözüyle bakıldığında; bütün bu gelişmeler “III. BİNYILIN II. KUR’AN UYGARLIĞI”na doğru atılan adımlar yani “TAKSİM OLAYLARI VE KUR’AN’A GÖRE NELER OLACAK?” yazımızda saydığımız ilkelere doğru atılan adımlardır. Allah bunu tekel sömürü sermayesinin eliyle yapmakta, Türkiye’yi ve insanlığı bu şekilde uyarmaktadır.
***
İşte, TAKSİM (Gezi Parkı) olaylarını da buna göre değerlendirmek gerekmektedir.
Bu vesileyle bir kere daha hatırlayalım… AK Parti tek başına iktidar olduktan hemen sonra, Meclis’te verilen bir RESEPSİYON ülkeyi ikiye böldü; CHP ve askerler bir yana, AKP-MHP bir yana olmuşlardı. AK Parti’nin teslimiyeti ile o olay o zaman yatıştı.
İkinci deneme ise “DANIŞTAY SALDIRISI” ile yapıldı. Eğer o saldırı sonrasında yarım milyon kadar halk Ankara’da yürümeye başlasaydı, yürüyenler Meclis’e kadar gidecek ve kapılarını açıp AK Parti’yi iktidardan indireceklerdi. Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan’daki “renkli devrimlerle” bu uygulama başarı ile denendi. O zaman Ankara’da toplananlar on binleri geçmeyince o hareket Türkiye’de akamete uğradı.
Şimdi üçüncü deneme “TAKSİM ‘GEZİ PARKI’ OLAYLARI” bahanesiyle yapıldı. Polis üzerlerine yürüseydi, olayları büyütüp tüm Türkiye’yi ayağa kaldırıp seçim sistemine son vermeyi planlıyorlardı. Sonuç olarak bu hareketin de başarılı olamayacağı bellidir.
***
Ne var ki su uyur düşman uyumaz...
Bu olaylar burada bitecektir sanırsanız yanlış olur...
TAKSİM kısmen işgal edildi ve iktidar da kısmen teslim etti, teslim oldu...
Bu ilk deneme onlar için ve onlar açısından bu seviyede kalsa bile başarılıdır.
İkinci deneme orada “yerel yönetim” kurmaya kadar gider. Artık orada vergi toplamaya başlar, asker almaya başlar ve sonunda İstanbul’u teslim alabilirler. Planları budur.
İşte… Bütün bunlar Allah’ın bizi uyarması yani “MİLLÎ GÖRÜŞ, ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN” dışında bir çözümün olmadığını bildirmesidir...
Kulakları tıkamak, kör davranmak ve konuşmamak “SOSYAL TUFANI” önlemez.
“SUMMUN BUKMUN UMYUN FE HUM LÂ YERCİÛNE / SAĞIRDIRLAR, DİLSİZDİRLER, KÖRDÜRLER; ONLAR (HAKK’a, ADALETE, ADİL DÜZEN’e, ADİL EKONOMİK DÜZEN’e, MİLLÎ GÖRÜŞ’e…) DÖNMEZLER.” (Bakara; 2/18)