AYI ÖLDÜRMEK YASAK!
İnsanların ayıları öldürmesi yasak ama ayılar insanları öldürebilir!
Nitekim öyle oluyor, ayılar insanları öldürüyor. Nokta.
Anlatacağım mesele işte böyle bir mesele.
Allah yeryüzünü insanlar için yaratmıştır. Allah insana kendisine yarayan canlıları yaşatma, kendisine zararlı canlıları da etkisiz hâle getirme yetkisi ve görevi vermiştir.
Sömürü sermayesinin elinde karşılıksız doları var. Bu gücüne dayanarak acayip hükümler koyduruyor ve insanlarla oyuncak gibi oynayıp duruyor. Eşcinsellik insan hakkı imiş! İdam cezası gayri insani imiş! Ormanlar korunacakmış, canavarlar öldürülmeyecekmiş!
Üstadım anlatıyor ve anlattığı gerçek bir hikâye: “Sapanca Dibek köyünde oturan yakınlarım vardır. Kadir Çavuş, Artvin’den gelmiş ve orada yerleşmiştir. Onun Yavuz adında oğlu vardı. Köyde yaşardı. Ayı parçalayıp öldürdü. Köyümüzde silah taşımak yasaktır! Ayı öldürmek suçtur! Ormandan ağaç kesmek suçtur!”
Orman köyünde yaşasanız bile ormandan yararlanmak yasak! Bu gidişle yarın mikropların öldürülmesi de yasaklanır! Doktorlar ilaç verir de mikropları öldürürse suç işlemiş olur! Köylü ne yapıyor? Kaçak silah bulunduruyor. Köylü ne yapıyor? Kendisine saldıran canavarı öldürüyor. Eğer ihbar eden olmazsa kimse kimseye bir şey demiyor. Yahut küçük rüşvetlerle iş kapatılıyor. İhbar veya şikâyet olursa; o zaman akan sular duruyor, küçük rüşvetler değil, büyük rüşvetler de iş görmüyor. Kişi hapsi boyluyor. Kardeşi de gidip ihbar edeni veya şikâyet edeni vuruyor, böylece aşiretlerde asırlarca sürecek kan davası başlıyor...
Sonra ne oluyor? Aşiretlerden kimileri dağlara çıkıyor, kimileri köyde korucu oluyor! Korucular maaş alıyor, dağdakilere ortak ediyor; ‘ne olur siz dağda durun, siz olmazsanız biz aç kalırız’ diyorlar! Böylece “SOSYAL TUFAN” oluyor. PKK’yı sanki Öcalan oluşturmuş sanılır. PKK “sosyal” bir olaydır! Öcalan olmasaydı PKK başka bir lider bulur yine yaşardı. Nitekim kendisi güya yakalandıktan sonra PKK daha çok eylem yapar hâle gelmiştir.
Canavarlara yani ayılara karşı silah kullandırmayan sömürü sermayesi insanlara karşı hiç kullandırmıyor. Katillere idam yok! Katillik serbest, kısas yasak! Bu gidişle otuz bin kişinin katili olduğu söylenen Öcalan bir müddet sonra çıkıp Kürdistan’ın başına geçecek, yarın bağımsızlığını ilan edip Doğu Anadolu’muzu kim bilir kime teslim edecektir.
Sapanca Dibek köyünde oturan Kdir Çavuş’un ölen oğlu Yavuz’un katili kimdir?
Tereddüt etmeden söyleyebilirsiniz; silah yasağını koyanlar ve bu yasağı koruyanlar yani ayıları öldürmeyi yasaklayanlardır.
Köylü halkımız köyleri boşaltıp kentlere taşınmıştır. Ekinlerini domuzlardan, kendilerini ayılardan kurtaramayan halk köyleri terk etmiş, bizi ve insanlığı aç bırakmışlardır.
Dünya “SOSYAL TUFAN”dadır, çıkmazdadır ve her geçen gün biraz daha çıkmaza doğru gitmektedir. Uyuşturucu gibi şeylerle insanlar ölüme doğru sürüklenmektedir. Hint felsefesinde her şey besindir. Canlılar beslenir ve yaşarlar, sonra da kendileri besin olurlar. Mademki başka canlıları yemeden yaşayamıyoruz, biz de sonunda canlıların bizi yemesine izin vereceğiz. Onun için ölüleri mezarlara gömüyoruz, çürümeye terk ediyoruz. Ayılar diğer canlıları yiyerek yaşamıyorlar mı? Her gün bir hayvan yemezse ayı yaşayamaz. O halde sonunda onun da başkası tarafından yenmesi normaldir. İnsanları ormanlardan kovup ayılara bırakmanın akılla izah edilir tarafı yoktur. Ayı nesli kıymetli imiş, sonra tükenirmiş. Onun için koruma alanları seçilir. Uluslararası koruma alanı yapılır. Oraya insan girmez, sadece gözetlemek için girer. Ama bunun için sadece Dibek köylüleri canlarını vererek değil, tüm insanlık bütçesinden pay ayırır. Belli bir vadiyi oranın halkından ve oranın devletinden satın alır, etrafını tahkim eder. İçeriye giriş serbest, dışarıya çıkış yasak olur. Yani hayvanlardan isteyenler içeriye girebilecekler, ona göre kapılar yapılacak, içeriden dışarıya çıkamayacaklardır. İşte orada insanın girip ayı öldürmesi yasak olabilir. Yoksa kentten bir kilometre uzaklıktaki bir köyde insanları ayılara parçalatmamalıyız. Devletin bu kişinin ailesine milyonlarca TL tazminat ödemesi gerekir ama o “ADİL DEVLET DÜZENİ” nerde?!.