Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013
10072 Okunma, 9 Yorum

 

“İŞSİZLİK SORUNU” ve “KİRACILIK SORUNU”nun ÇÖZÜMÜ

Hazret İbrahim zamanında insanlar çobanlık yaparak göçebe hayatı yaşıyorlardı. Siteler Fırat ile Dicle kıyılarında ve Nil vadisinde oluşmuştu. Milattan Önce (MÖ) 2000 yıllarında yeryüzünde bu iki yerden başka kentleşme yoktur.

Hazreti İbrahim dünyanın en kuytu yerine gitti ve bir mabet yerleştirdi. Gayrimezru bu yerde bugün de sadece “zemzem” dediğimiz su vardır. Bu su dahi o zamanki Araplar tarafından bilinmemektedir. Allah Hazreti İbrahim’e bildirmiştir. Hanımı Hacer ile oğlu İsmail’i o suyun başında kendilerinin geçinmeleri sağlayacak develeri ile bıraktı.

Hazreti Muhammed Medine’ye varır varmaz ilk defa Kuba Mescidi’ni kurdu, sonra Medine’de mabet yaptı.

İki ana uygarlık inşaatla başlamıştır, çünkü insanlar inşaatla bir araya gelirler.

BUGÜN İNSANLARIN İKİ SORUNU VARDIR.

BİRİ İŞSİZLİKTİR.

DİĞERİ DE EVSİZLİKTİR.

Ev bulurlarsa ona yakın iş bulamamaktadırlar.

İş bulurlarsa ona yakın ev bulamamaktadırlar.

Bir de “tarım döneminden kalma kiralama sistemi” bugün problem olmakta, arz ve talep kanunları çalışmamaktadır.

Ev sahibi ile kiracı arasında sürekli çekişme vardır.

İşyerinde kiracı esnaf ile dükkân sahibi arasında fahiş bir sömürü vardır. Özellikle büyük şehirlerde bir dükkân bir adamdan çok daha kıymetli olmaktadır.

Bir tarlaya işgal sebebiyle sahip olan kimsenin çevresinde evler yapılmaya başlayınca arsanın değeri artmaya başlar. Sermaye onu alır ve bekletir. Sonra rüşvet vererek imarını alıp arsa kıralı kesilir. Sonra o para ile sülalesi insanları sömürmeye devam eder.  

İşte, III. Binyıl bu şekilde çözülmemiş problemlerle karşı karşıyadır.

Biz ne yapıyoruz?

İnsanlardan küçük tasarruflarını topluyoruz. İzmir Akevler’de bunu yaptık. Bu paralarla şehrin kenarından tarla fiyatı ile arsa alınır ve inşaat yapılır. Altta işyeri kurulur. İşçi ilanı yapılır. İşyerinin lojmanı var denir. Gerekirse yurtdışından işçi getirilir ve işletme faaliyete geçer. Buraya hissedar olarak iştirak edenlere yapılan işten kira ödenir.

Kur’an’da isticâre sadece Hazreti Musa peygamberin Medyen’deki kıssasında vardır. Fıkıhçılar da olmayan bir şeyin satılamayacağını esas alarak kira sistemi üzerinde birçok teoriler geliştirmişlerdir.

III. Binyıl Uygarlığında kimse kendi evinde oturmayacaktır. Her işyerinin lojmanları olacaktır. Kiralar işyerindeki paydan ödenecektir. Bununla beraber lojmanlı işyerlerine ortak olabileceklerdir. Gelen kiralardan pay alacaklardır. Sosyalizmin aksine kişiler tasarrufta bulunacaklar, altın lirasını alarak bankaya verip kredileşmeden yararlanabileceklerdir. Yahut toprak parası ile taşınmazlara ortak olup kiralarından yararlanacaklardır.

Yani; üretici olma bakımından tekelsiz kapitalizmin bütün kuralları uygulanacak, tüketici olma bakımından ise sosyalizmin kuralları uygulanmış olacak, insanlar kirasız olarak oturacaklardır.

Demek ki;

“İŞSİZLİK SORUNU” ve “KİRACILIK SORUNU” kökünden çözülmüş olacaktır.

Bu çözüm yani bu sistem Kur’an’daki META (yararlanma) mülkiyeti ve KIYAM (işletme) mülkiyeti ile sağlanacaktır. Yani lojmanda oturanlar yararlanma mülkiyetine sahip olamayacaklar ama işletme mülkiyetine sahip olacaklardır. Yanı onlar yeterli kirayı sağladıkları takdirde kimse onları işyerlerinden ve dolayısıyla evlerinden çıkaramayacaktır.

Yüz lojmanlı işyerlerinin ucuz olarak inşası sistemi geliştirilmelidir.

Bunun için;

a) Arsa maliyeti tarla fiyatına indirilebilir.

b) Altyapı maliyeti de dörtte birlere indirilebilir. Önce kaba yol yapılır. Elektrik getirilir. En az on apartman için bir yer yapılır. Dolayısıyla maliyet dörtte bire düşer.

c) İnşaat malzemesi standart parçalara indirilirse, gelişmiş makinelerle ve vergisiz yapılırsa bu da dörtte bire iner.

d) İşçilik ise daha da ucuza getirilebilir, bu da standartlaşma ve makineleşme ile sağlanabilir.

İnşaatlar artan emekle yapılacağı ve bu emeğe kiradan pay verileceği için pahalılık söz konusu olmayacaktır.

Sorun artan emeği çoğaltama ve artan emeği bu tarafa yöneltmedir.

Bunun için “100 LOJMANLI İŞYERLERİ” imdada yetişecektir.

Sadece taşımacılıktan sağlanan kazançlarla birkaç senede yeni düzene geçilebilir.

Canlının çoğalması gibi bu lojmanlı işyerleri çoğalacak ve sorunlar çözülecektir.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92

 

 


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
09.04.2013
21:26

Üstad kim bilir kaçıncı olarak 100 dairelik apartman projesi hakkında yazmakta ve "çözümün ancak bununla olabileceğini" söylemektedir.

Kimsenin bu konuda lehte veya aleyte, yöntem veya esas üzerinde yorum veya yazı yazdığını görmedim. Bu konu bu kadar önemli ise, neden kimsenin konu hakkında bir görüşü yok? Tamamlanması veya değiştirilmesini düşündüğü hiç mi bir yönü yok? Benim bir yerde küçük bir değerlendirmem olmuştu, o kadar. Başka varsa da ben görmedim. Bana oldukça ilginç ve manidar geldi de...

Saygılarımla.

H.Kayahan

Reşat Nuri Erol
09.04.2013
23:39

HÜSEYİN KARDEŞ;

HAKLISIN!

Hüseyin Kayahan
10.04.2013
08:26

Özellikle ve öncelikle hanım arkadaşlara sormak istiyorum: Onlar bu 100 dairelik evler hakkında ne düşünüyorlar? Nasıl bir ev düzeni ve nasıl bir daireler arası hoşlarına gider?

Üstad odaların eninden, boyundan, yüksekliğinden başlayıp, pencerelerin ebatlarına varıncaya kadar herşeyi sabitliyor.

Ben, dikey ilişki sayısı arttıkça (katlar arttıkça) sosyal ilişkilerin zayıfladığıni gözlemliyorum. İlmi verilerim yok elbette. Muhtemelen yapılmış araştırmalar da vardır. Artan nüfusun dikey gelişmeyi zorunlu kıldığını da görüyorum.

Belki problem asansördür. Kapalı bir kutuda, 10 kat çıktığınızda, her katta da 10 daire varsa ve her dairede de 5 kişi yaşıyorsa 500 kişiyi görmeden geçip gidiyorsunuz. Girişte ve asansörde bunlardan sanırım %1'ine rastlarsınız istatiksel olarak. Ama bu dağılım yatay olsaydı ve siz arabaya dahi gidiyor olsanız herhalde yürüyen, pencereden bakan vb en az 50 kişiye rastlardınız. Bu 10 katı demektir.

Oturma odası ve salon yapmayarak bireyleri katlardaki ortak oturma mekanlarına zorunlu olarak yönlendirirseniz, bu durumda nasıl bir psikolojik refleks oluşur merak ediyorum.

Böyle bir toplu yaşam merkezinin "rezidenz" şeklinde olması halinde belki olabileceğini sanıyorum. Ev hizmetlerinin; temizlik, yemek, bulaşık, ütü vs, tamamının profesyonel hizmetliler tarafından yapılması halinde hanımlar böyle yerlerde yaşamayı tercih edeceklerdir. Hanımlar ne düşünüyorlar gerçekten merak ediyorum... Evler hanımların evleridir. Ev; hadislerde ve ayetlerde hanımlara ait olarak zikrediliyor, yanılıyor muyum?

Saygılarımla.

H.Kayahan

Tayibet Erzen
10.04.2013
09:38

Öncelikle tespitleriniz için Allah razı olsun.

Dün akşam yakın bir arkadaşımla Akevler’in icraatları üzerine konuşurken sizin de kulaklarınızı çınlattım ve çok duyarlı ve çevresiyle çok ilgili bir insan olduğunuzu, bir cemaat(topluluğu kastediyorum) liderinde olması gereken bana göre, en önemli özelliğe sahip olduğunuzu söyledim. Bunlar sizin şahsınıza değil, belki de üstlenmeniz gereken bir misyona yapılan eleştirilerdi.

İnsanın bir şeyleri kendi kendine yapıyor olması ve hiç feed-back almaması gerçekten çok kötü bir duygu ve bana her seferinde asıl taşın eksikliğini hissettiriyor. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Bu sabah yorumunuzu okuyunca tebessüm etmekten kendimi alamadım, yanılmamışım. Allah razı olsun.

Evet, Üstad aylardır 100 dairelik apartmanlar projesi üzerine yazılar yazıyor. İstanbul cemaati bunlardan şifahi olarak haberdar. Sadece kendi fikrimi paylaşacak olursam; dairelerin konseptini gerek iç dizayn, gerek bina içindeki konum olarak çok kullanışlı bulmadığımı, estetik olarak ise ciddi eksiklikleri olduğunu söylemeliyim. Söz konusu şey ev bile olsa hanımların ortak bir fikri olmayacaktır, illaki farklılıklar olacaktır. Ancak yeterli ışık ve hava, ferah bir plan, kullanıma elverişli iç mimari buluşulan ortak noktalar olacaktır. Zaten her işi ehline bırakmak gerektiğinden projenin diyaznını ve detaylarını Üstad’ın standardize etmesi ve bu noktada diretmesi bana göre anlamsız. Burada panjurun rengi, kapının kolu asıl mesele değil. Asıl mesele, 100 dairelik lojmanlarda yaşama ve çalışma fıkhının oluşturulmasıdır. Biz bu noktada tıkanacağız, işin estetik kısmını en iyi şekilde yapan insanlar zaten mevcut. Bu yüzden benim beklentim Üstad’ın bu noktaya yoğunlaşması ve değerli vaktini bunun için harcamasıdır.

Reşat Nuri Erol
10.04.2013
10:27

hikmet-i ilahi diyeyim...

izmir akevler çalışmalarında hanımlar yoktu...

istanbul akevler çalışmalarında hanım arkadaşlar da var...

bunu hep düşünmüş ve şükretmişimdir; ilk defa bu vesileyle hatırlatıyorum...

her şeyin bir vakti/zamanı var ve elbette bir de kalpleri yönlendiren var; her şeyi o'na borçluyuz...

meselenin bir yönü böyle.

*

diğer bir yönüne gelince;

rahmetli roje garudi bir kitabında diyor ki:

bugüne kadar kurulan bütün medineytler eksiktir, nakıstır...

çünkü sadece erkekler tarafından kurulmuştur.

yani

insanlığın diğer yarısı olan kadınlar ya itilmiştir veya ihmal edilmiştir...

bundan sonra kurulacak medeniyetlere kadın eli ve aklı da değecek ve kurulacak medeniyetler daha mütekâmil olacaklardır.

*

kurmakta olduğumuz "adil düzen medeniyeti" de -inşaallah- hanım kardeşlerimizin katkıları ile daha mütekamil olacaktır...

mesela...

mutfaktan iç ve dış mimariye kadar...

yüz dairelik yerlerde birlikte yaşama ve yararlanma fıkhına kadar...

ve

daha neler de neler...

bu gibi meseleler üzerin çok ama çoook çalışmamız gerekiyor...

her şeyi üstad'a bırakmayalım.

*

şimdilik bu kadar

selam ve dua ile

reşad

Reşat Nuri Erol
10.04.2013
10:36

mesela...

"adil grup" anadolu yakasında inşaatlar yapıyor...

iki gün önce inşaatlarını daha dikkatli bir şekilde gezdik ve...

mimar mehmet bey her metrekareyi nasıl dikkatle düşünüp yaptıklarını izah etti...

dikkat; mehmet beyin hanımı da mimar ve projeye önemli katkıları varmış, mehmet bey de ortaklığın en büyük ortağı...

ekonomik ve mütekâmil inşaatlar yapmaya gayret ediyorlar...

bir gün üstad ile kendilerini ziyaret ettik ve özellikle fıkhî meseleleri müzakere ettik...

tekrar üstad ile bir araya gelmeyi düşünüyorlar...

Hüseyin Kayahan
10.04.2013
20:23

Hadislerden bildiğimiz kadarıyla peygamber mescidindeki gibi mi düşünüyoruz, her kattaki ortak sosyal alanları?

Namaz vakti gelince evden çıkıp ortak salona (mescide) geçeceğiz, namazı kılıp dağılacağız; akşam namazından sonra dağılmayıp, yatsıya kadar kalacağız ve namazın edasını müteakip, yatmaya gideceğiz değil mi? Böyle mi? Bu kadar mı? Sizler nasıl bir ortak yaşam istersiniz? Hayatınızın özelinin ne kadarını genelleştirirsiniz? Sizler derken, tüm insanlar manasında söylüyorum. Mezhep ve meşrebine göre başka tipte(!) 100 dailer de oluşacaktır. İnsanlar mabetlere, barlara, sinemalara, kumarhanelere, stadyumlara vb yerlere gittiklerine göre demek ki toplu olmayı, beraber vakit geçirmeyi sevmektedirler.

Soru şu: İnsanlar (iş hayatlarının dışında kalan) vakitlerinin ne kadarını küçük topluluklarla (10 kişiye kadar), ne kadarını orta topluluklarla (100 kişiye kadar), ne kadarını büyük topluluklarla (1000 kişiden fazla) geçirmektedir veya geçirmek ister..? Sanırım bu, sosyo ekonomik varlıklalara göre değişecektir. İçtihatlar burada olmalıdır. Tayibet hanımın da dediği gibi, eşyaların ebatlarıyla uğraşmak boşuna yorulmaktır. Bir şey tabii ihtiyaç olmalıdır ki, kendiliğinden organize olabilmeli. varsayımlar ve öngörüler, ilmi analizlerle beraber, sosyal verilerle çakışmalıdır. Sosyal veriler de doğal olarak topluluktan topluluğa farklılık arzedecektir.

Lütfen üstadın bu kadar önem verdiği bu konuyu biraz irdeleyelim ve geliştirmeye çalışalım.

saygılarımla.

H.kayahan

Reşat Nuri Erol
11.04.2013
06:24

YAZIY DİKKATLE, SABIRLA VE SONUNA KADAR AMA ÖZELLİKLE SON CÜMLELERİ DAHA DİKKATLİ OKUMANIZI VE "ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI" OLARAK" ÜSTADIN "YÜZ LOJMANLI İŞYERLERİ APARTMANLARI PROJESİ" ÜZERİNE NE KADAR EĞİLMEMİZ -HEM DE ACİLEN- GEREKTİĞİNİ İDRAK EDELİM İNŞAALLAH...

EVET...

ALİ BULAÇ, BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISINDA DİYOR Kİ:

"Bu vahşi ve boğucu kentler 1994'ten beri geleneksel şehirlerin yönetimini devralan muhafazakâr-dindar kadroların yönetiminde ve 2002'den beri süren merkezî iktidarında insana, canlı hayata ve tabiatın fıtrî düzenine meydan okuyorlar."

Şehirler ve kentler Şehir ne Tao'nun dediği gibi tabiatın yüzünü çirkinleştirir ne Yunanlıların dediği gibi kozmik düzenin yeryüzündeki izdüşümü olur. Şehir ebedi yolculuğumuz üzerinde bir menzil olarak tasarlanır. Modernliğin ürünü kent, aşkın olanı reddedip dünyevî mükemmellik iddiasıyla tabiatın yüzünü çirkinleştirdi. Ruhumuzun bedenden özgürleşmek istemesi gibi, insan da mekânda müteal/aşkın olana yol/menfez arayıp bulmak ister. Müslümanların tasarlayıp domine ettiği şehirlerde şehirle tabiat arasında muazzam bir uyum olduğu görülür. Şehir, insana Allah'ı ve dünyanın faniliğini unutturmamalı. Merkezindeki camii Allah'ı, girişinde ve çıkışındaki mezarlık dünyanın faniliğini hatırlatır. “Şehir” dine ve geleneğe, “kent” ise sanayi devrimine, Batı'ya ve modernliğe aittir. Sanayi bize konfor sağladı ama tabiatla aramıza demir perde çekti. Kent bizim çağrışım sistemimizi kökten değiştirdi. Kentte insanın başarıları sergilenir. Fabrikalar, dev alışveriş merkezleri, köprüler, stadyumlar, hava alanları vs. Gözümüzü çevirdiğimiz her şey bize insanı ve insanın başarılarını hatırlatıyor. Geleneksel şehirlerde insan tabiatın kucağında yaşar, gözüne ilişen her şey Allah'ı hatırlatır. Bu, sadece kırsal kesimlerde yaşayan konar göçerler veya köy toplulukları için değil, şehirliler için de öyledir. Çünkü şehir tabiatla ve tabiatı aşkın gayb/melekût âlemiyle irtibatlı olarak tasarlanmıştır. Şehir, insan ile Allah arasında kalın bir perde olursa insan, gurbette olduğunu unutur. Kendini seküler bir hapishane içine kapatır. Şehir, insanın hapishanesi olmamalı, özgürlüğün yollarını açık tutmalı. Tarihte Müslümanlar bir şehri fethettikleri zaman, “bu şehri dönüştürebilir miyiz”, diye sorarlardı. Dönüştürmek mümkünse, şehre girerlerdi. Dönüştürmek ıslah etmektir. Fatih, İstanbul'u fethettiğinde “şehri sulh ve salah esasına göre ıslah edilebileceği”ne hükmetti. Müslüman nüfusu şehre yerleştirdi, Rumlara ve Ermenilere de geniş alanlar açtı. Böylelikle zaman içerisinde Konstantinopolis, İstanbul'a dönüştü, kısaca gayrimüslimlerin de yoğun olarak yaşadığı Müslüman şehir oldu. Müslümanların dizayn ettiği şehre “İslam şehri” denmez, bu isimlendirme “Hıristiyan şehri”ne naziredir. “Hıristiyan şehri”nde Hıristiyanlıktan ve Hıristiyanlardan başka kimsenin hayat alanlarını kullanacak şekilde yaşamasına izin verilmez; medeni ve sivil alanlar geliştirmesine imkân tanınmaz. Müslümanların dizayn ettiği şehirde ise farklı dinlere açık hayat alanları açılır, öyle ki her dini grup kendi hukuku ve gelenekleriyle yaşar; çoğulculuk şehrin doğasında içkindir. Modern kent istilacı, monolotik ve tektipleştiricidir, bu özelliğiyle rafine totaliterdir. Dinler arasında çoğulculuk ancak Müslümanların dizayn ettiği şehirde mümkündür. Cumhuriyet, Türkiye nüfusunun tamamına yakınını Müslümanlaştırdı, ama İslamî veya başka dinî hayatların yaşanmasını mümkün kılacak hayat alanları bırakmadı. Şimdi de küreselleşmenin baskın etkisinde bütün Türkiye tam ortasından ikiye bölünüyor: Bir bölümü giderek tarihten ve hayattan çekilen “geleneksel şehirler”, diğeri hepsi biri diğerinin kopyası olan “modern kentler.” Selçuklulardan ve Osmanlılardan kalma geleneksel Konya ve Mardin, Edirne ve Van, Sivas ve Urfa, Bursa ve Diyarbakır harikulade zengin ve çeşitliliğe sahip idiler; şimdi TOKİ'nin kibrit kutusu konutları, küresel sermayenin sefertası gökdelenleri ve Avrupa'dan ithal sosyal konut apartmanları ile bütün şehirler tek bir kente dönüşüyor. Bu vahşi ve boğucu kentler 1994'ten beri geleneksel şehirlerin yönetimini devralan muhafazakâr-dindar kadroların yönetiminde ve 2002'den beri süren merkezî iktidarında insana, canlı hayata ve tabiatın fıtrî düzenine meydan okuyorlar.

Reşat Nuri Erol
13.04.2013
08:44

http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/sehir-modelleri_2077615.html





Son Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3322 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3388 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3518 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3278 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3096 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2941 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2963 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2978 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2974 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2982 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
28.02.2021 2663 Okunma
1 Yorum 28.02.2021 11:03
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ (6)KUR’AN VE TARİH
10.02.2021 2662 Okunma
1 Yorum 12.02.2021 03:46
Süleyman Karagülle
AŞI OLMAYACAĞIM
6.02.2021 3340 Okunma
1 Yorum 09.02.2021 07:53
Süleyman Karagülle
ERDOĞAN’IN ZİYARETLERİ
28.01.2021 2685 Okunma
1 Yorum 30.01.2021 13:34
Süleyman Karagülle
SAADET PARTİSİ
29.01.2021 2688 Okunma
1 Yorum 30.01.2021 13:34
Süleyman Karagülle
KEHANET
13.12.2020 2727 Okunma
1 Yorum 14.12.2020 13:04
Süleyman Karagülle
ALTERNATİF MEDYA
11.12.2020 2618 Okunma
1 Yorum 11.12.2020 14:11
Süleyman Karagülle
ANLAMIYORUM
27.11.2020 2856 Okunma
1 Yorum 27.11.2020 21:44
Süleyman Karagülle
Kudüs Yahudilerindir
18.09.2020 3842 Okunma
1 Yorum 18.09.2020 20:53
Süleyman Karagülle
İki seçim
5.09.2020 2867 Okunma
1 Yorum 06.09.2020 17:06
Süleyman Karagülle
İsabetli Teşhis
2.09.2020 2904 Okunma
1 Yorum 02.09.2020 19:12
Süleyman Karagülle
Yanılgı
20.08.2020 3118 Okunma
3 Yorum 20.08.2020 21:33
Süleyman Karagülle
Acayip bir dünya
18.08.2020 3075 Okunma
2 Yorum 18.08.2020 16:09
Süleyman Karagülle
Geleceğin Dengesi
14.08.2020 2416 Okunma
1 Yorum 16.08.2020 22:05
Süleyman Karagülle
Seçim nasıl olmalı?
10.08.2020 3171 Okunma
1 Yorum 10.08.2020 21:19
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4202 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Kadın Hakları
4.08.2020 3301 Okunma
3 Yorum 04.08.2020 20:47
Süleyman Karagülle
Mısır
23.07.2020 3475 Okunma
2 Yorum 23.07.2020 21:49
Süleyman Karagülle
Hakem kararı
19.07.2020 3266 Okunma
2 Yorum 20.07.2020 11:10
Süleyman Karagülle
15 Temmuz
17.07.2020 2953 Okunma
1 Yorum 17.07.2020 14:12
Süleyman Karagülle
Ayasofya
12.07.2020 3330 Okunma
1 Yorum 13.07.2020 11:51
Süleyman Karagülle
Eleştiri
7.07.2020 3420 Okunma
2 Yorum 08.07.2020 18:40
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4652 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Koronavirüs Gerçeği
26.05.2020 3177 Okunma
2 Yorum 28.05.2020 09:12
Süleyman Karagülle
Acilen Yapmanız Gerekenler
17.05.2020 3425 Okunma
1 Yorum 25.05.2020 11:25
Süleyman Karagülle
Dolar, Altın Bono ve Krize Çözüm
11.05.2020 4178 Okunma
1 Yorum 14.05.2020 00:57
Süleyman Karagülle
İki Farklı Yayın Organı
3.05.2020 3249 Okunma
2 Yorum 06.05.2020 18:06
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4460 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kebirlik Yaşı ve ...
26.04.2020 3246 Okunma
3 Yorum 27.04.2020 14:21
Süleyman Karagülle
VİRÜS TUFANINDAN KURTULMAK
12.04.2020 3213 Okunma
2 Yorum 12.04.2020 15:24
Süleyman Karagülle
KORONAVIRÜS VE SEMT KOOPERATIFLERI
6.04.2020 3555 Okunma
1 Yorum 06.04.2020 12:30
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5579 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Virüs! (Kovid-19) vs. !!!
22.03.2020 3824 Okunma
1 Yorum 22.03.2020 15:42
Süleyman Karagülle
Suriye Anayasası Önerisi
15.03.2020 4156 Okunma
1 Yorum 18.03.2020 07:45
Süleyman Karagülle
ABDULLAH GÜL: PARLAMENTER SİSTEME DÖNMEK ŞART
15.03.2020 3415 Okunma
1 Yorum 16.03.2020 07:32
Süleyman Karagülle
İstihare Usulüm Nedir?
2.03.2020 3727 Okunma
1 Yorum 10.03.2020 06:52
Süleyman Karagülle
Suriye’de Oyun Devam Ediyor
8.03.2020 3730 Okunma
1 Yorum 09.03.2020 07:10
Süleyman Karagülle
Kanal İstanbul Nasıl Yapılmalı?
25.02.2020 3965 Okunma
1 Yorum 25.02.2020 12:03
Süleyman Karagülle
İdlib’de Savaş ve Yapılması Gerekenler
9.02.2020 4022 Okunma
1 Yorum 09.02.2020 11:36
Süleyman Karagülle
Türkiye ne yapmalı?
30.01.2020 4167 Okunma
1 Yorum 30.01.2020 14:57
Süleyman Karagülle
Kuran ve Çin
5.01.2020 4172 Okunma
2 Yorum 24.01.2020 23:07
Süleyman Karagülle
İran ve Türkiye Ne Yapmalı?
19.01.2020 3956 Okunma
1 Yorum 21.01.2020 06:14
Süleyman Karagülle
İstihare
24.12.2019 4560 Okunma
1 Yorum 24.12.2019 16:14
Süleyman Karagülle
ÇİN, DÜNYA VE ORTAKLIK SİSTEMİ
2.12.2019 5891 Okunma
2 Yorum 03.12.2019 13:52
Süleyman Karagülle
KİŞİ YÖNETİMİ
4.11.2019 4950 Okunma
1 Yorum 29.11.2019 18:57
Süleyman Karagülle
İşçilik Sisteminden Ortaklık Sistemine
27.10.2019 4787 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:18
Süleyman Karagülle
Ortaklık Sistemi Uygulamaları
27.10.2019 4186 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu: Kim Yapacak?
20.10.2019 4479 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:50
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu: Ne Yapmalıyız?
20.10.2019 4461 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:49
Süleyman Karagülle
İSLAM DÜZENİNDE EKONOMİ
13.10.2019 4753 Okunma
1 Yorum 14.10.2019 16:48
Süleyman Karagülle
BATI DÜZENİNDE EKONOMİ
13.10.2019 4311 Okunma
1 Yorum 14.10.2019 16:48
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin Hedefi ve Kur’an’ın Dedikleri
30.09.2019 4854 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:46
Süleyman Karagülle
BORÇLAR; Biz Borçları Nasıl Ödeyeceğiz?
30.09.2019 4737 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:46
Süleyman Karagülle
Af Kanunu Taslak Metni Çalışması
14.07.2019 3835 Okunma
1 Yorum 15.07.2019 06:10
Süleyman Karagülle
Nasıl Bir Yeni Partiye İhtiyaç Var?
14.07.2019 3454 Okunma
1 Yorum 15.07.2019 06:09
Süleyman Karagülle
Gelecek
12.07.2019 3996 Okunma
1 Yorum 12.07.2019 11:48
Süleyman Karagülle
Gerçekler
9.07.2019 4440 Okunma
1 Yorum 09.07.2019 16:49
Süleyman Karagülle
Faizli işçilik sisteminde çözüm yoktur
6.07.2019 3835 Okunma
1 Yorum 07.07.2019 09:57
Süleyman Karagülle
Çözüm faizsiz kredileşmeli ortaklık sistemidir
6.07.2019 3920 Okunma
1 Yorum 07.07.2019 09:56
Süleyman Karagülle
Çare
5.07.2019 4250 Okunma
1 Yorum 05.07.2019 23:50
Süleyman Karagülle
Ulaşamıyoruz
3.07.2019 3310 Okunma
1 Yorum 03.07.2019 19:42
Süleyman Karagülle
Yetmez
28.06.2019 4314 Okunma
1 Yorum 28.06.2019 12:33
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Enerji Sorunun Çözümü
22.06.2019 3754 Okunma
2 Yorum 24.06.2019 09:12
Süleyman Karagülle
İstanbul Nasıl Organize Olmalı?"
22.06.2019 3749 Okunma
1 Yorum 23.06.2019 10:24
Süleyman Karagülle
Son Sözüm
22.06.2019 4046 Okunma
1 Yorum 22.06.2019 16:14
Süleyman Karagülle
Ben Olsam
16.06.2019 4804 Okunma
1 Yorum 16.06.2019 20:00
Süleyman Karagülle
Geçmişte Ne Oldu, Gelecekte Ne Olacak?
15.06.2019 3615 Okunma
1 Yorum 15.06.2019 22:54
Süleyman Karagülle
Ötesini Biz Değil Allah Yapacaktır
15.06.2019 3543 Okunma
1 Yorum 15.06.2019 22:54
Süleyman Karagülle
Gündem Oluşturma ve Beka Sorunu
9.06.2019 4295 Okunma
1 Yorum 11.06.2019 14:32
Süleyman Karagülle
İBB Seçimi İçin Ortak Aday
9.06.2019 3298 Okunma
1 Yorum 11.06.2019 14:32
Süleyman Karagülle
Tefaul Babı ve Önemli Konular
26.05.2019 5440 Okunma
1 Yorum 28.05.2019 01:13
Süleyman Karagülle
Teavün; Emek Ortaklığı
26.05.2019 3082 Okunma
1 Yorum 28.05.2019 01:12
Süleyman Karagülle
Batı Neleri Yapamadı, Biz Neler Yapmalıyız?
22.05.2019 3524 Okunma
1 Yorum 23.05.2019 04:05
Süleyman Karagülle
İlkel Türkiye’den Uygarlık Tesis Eden Türkiye’ye
22.05.2019 3921 Okunma
1 Yorum 23.05.2019 04:04
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5445 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
Beka Sorunu ve Çözümü
13.05.2019 3497 Okunma
1 Yorum 14.05.2019 08:50
Süleyman Karagülle
Bekanın Merkezi İstanbul
13.05.2019 3066 Okunma
1 Yorum 14.05.2019 08:49
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5868 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Özgün
10.05.2019 4122 Okunma
1 Yorum 10.05.2019 18:47
Süleyman Karagülle
Yanlış
9.05.2019 3896 Okunma
2 Yorum 10.05.2019 09:31
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5816 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Belediye Başkanlarına Açık Mektup - II
5.05.2019 3039 Okunma
1 Yorum 06.05.2019 01:23
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Su Sorunu ve Çözümü-1
28.04.2019 4120 Okunma
1 Yorum 29.04.2019 07:06
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Su Sorunu ve Çözümü-2
28.04.2019 3777 Okunma
1 Yorum 29.04.2019 07:06
Süleyman Karagülle
Kur’an ve Tevrat
28.04.2019 4229 Okunma
2 Yorum 28.04.2019 22:12
Süleyman Karagülle
ZORDA OLAN ÖZEL SEKTÖR
25.04.2019 3327 Okunma
1 Yorum 26.04.2019 00:13
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5923 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Yenileme
17.04.2019 4070 Okunma
1 Yorum 17.04.2019 13:26
Süleyman Karagülle
Ekonomik Tehlike!
14.04.2019 3237 Okunma
1 Yorum 15.04.2019 06:27
Süleyman Karagülle
Büyük İttifak; İttifakların İttifakı
7.04.2019 4150 Okunma
1 Yorum 08.04.2019 08:26


© 2025 - Akevler