Dayatmalar ve anne sütü bankası meselesi
AK Parti döneminde de değişen bir şey yok, Türkiye bu devrede de hâlâ dayatmalarla idare edilmekte. Sırtına yığılmış bunca sorunla baş edememiş bir yönetim, birçok bürokratın ülkeyi yıkan engellemelerine çare bulamamışken, anne sütü bankası ile uğraşıyor!!!
Sayın Erdoğan, Sağlık Bakanı ve diğer bütün hükümet üyeleri şunu bilsinler ki annenin memesindeki sütün kaynağı Türkiye köylerindeki yeşil yaprakların depo ettikleri Güneş ışığıdır. Köyleri boşalttıktan ve oradaki sütün kaynaklarını heder ettikten sonra, çare ve çözüm üretiyoruz diye ne yaparsanız yapın çözüm üretemezsiniz; nitekim üretemiyorsunuz...
Siz köyleri boşalttıktan sonra süt verecek anne sütü nerden bulacaktır?!.
Canlılar öyle yaratılmışlardır ki kendi türlerinin etlerini yemezler. Çünkü besin sindirilir. Sindirme enzimleri o bedenin hücrelerine zarar vermemelidir. Dolayısıyla türler kendi türünün hücrelerini sindiremezler. Sindirmeye kalkışırlarsa zarar verirler.
Anne sütü dışında yani anne sütü müstesna, o da iki yaşına kadar, bir insanın diğer insanın bedeninden besin olarak yararlanması haramdır. Saç gibi gıda olarak kullanılmayanlar üzerinde ihtilaf vardır. Sütannelik helal edilmiş ama yaygınlaşmaması için sütkardeşlik tesis edilmiştir. Evet, normal olarak bir kadın başka kadının çocuğuna süt vermemelidir. Verirse, verdiği çocuğun sütannesi olur ve artık kendi çocukları onunla evlenemezler.
Bir defa, iki defa emzirmek süt akrabalığı doğurur mu hususu ihtilaflı konudur.
Ne yaptıklarını kendilerinin de bilmediği karmaşa içinde anne sütü konusunun ortalıkta dolaşması bir dayatmadır. Evet, tekrar hatırlatıyoruz, Türkiye maalesef hâlâ “dayatmalarla” -hem de saçma sapan dayatmalarla- idare edilmektedir.
Batı’dan gelen kanunlar, bir gecede, okunmadan, milletvekillerinin uykulu hallerinde gece yarılarındaki meclis oturumlarından kaçırılırcasına geçirilmiştir. Bugün de aynı dayatmalar mevcuttur. AK Parti’nin en önemli günahlarından biri de budur; zina, faiz, domuz eti, özelleştirmeler ve bunlara benzer daha nice dayatmalar. Millet size oy vermiştir. Ordu, üniversite, yargı ve benzeri nice kurumlar eskiye nispetle arkanızdadır. Yine eskiye nispetle dünya da yanınızdadır. Bu arada çok önemli bir şeyi unuttunuz, Allah’ın yani halkın yanınızda olduğunu unuttunuz. Ama sizi oralara onlar değil Allah getirmiştir. Daha ne korkuyor, ne diye böyle davranıyor, neden böyle çocukça gülünç işler yapıyorsunuz?!.
Söz konusu konuda çıkarılacak veya çıkarılması gereken kanun şudur.
İnsan sütünün ticareti meşru mudur, yoksa afyon ticareti gibi yasak mıdır? Yasaksa cezası nedir? Satanın cezası nedir, alanın cezası nedir, aracının cezası nedir?
Bunları tesbit edersiniz.
Bize göre bu meselenin İslâmiyet’teki hükmü şudur.
İnsan sütünün sütannelik dışındaki ticareti haramdır, devlet bunları korumaz, dava konusu yapılamaz ama yasak değildir, suç değildir.
Bir kimsenin usulü ile füruu arasında evlilik bâtıldır. Kendi mezheplerinde helal olsa bile biz onları fuhuş sayarız. Biz kardeşler ve yeğenler arası evlilik için de aynı hükmü öngörüyoruz. Kimileri bunları meşru kabul ediyor ve zina cezasını vermedikleri gibi doğan çocukları da nesebi sahih kabul ediyorlar. Bunun dışındaki evlilikler, sütkardeş gibi evlilikler haramdır. Şimdilik bu kadar!
Devlet bunların hesaplarını veya kayıtlarını tutacakmış!..
Saçma!
Devlet ancak devletin yararına olan hesapları tutar.
Sütkardeşlik müessesesi Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında yoktur. Onun kayıtlarını devlet tutamaz. Devlet bir mezhebin özel bürosu değildir. Kaldı ki bunlar bürokratik engelleri daha da çoğaltacaktır. Yarın evlenecek olanlara sorulacak; git, süt kardeşliği ile ilgili temiz kâğıdını al!.. Evlenmek zaten zor, evlenmeler bir de bu vesileyle zorlaştırılacak. Yani çok çocuk yapması istenen aile müessesesine yeni darbeler indirilecek!
Bu kadar gabice gaflet içinde olunmasını anlamamız mümkün olmuyor.