Reşat Nuri Erol
‘İslam Ekonomisi’ni ve Adil Düzen’i konuşun…’
30.12.2018
6063 Okunma, 6 Yorum

‘İslam Ekonomisi’ni ve Adil Düzen’i konuşun…’

Bugünkü yazımda iki ayrı konudan söz edeceğim.

Birincisi, önceki “Kur’an, ilim, hayat ve her şeyin başı-sonu adalet” başlıklı yazımın devamı olacak. O yazım Mustafa Kutlu’nun son yazısından alıntılarla sona ermişti ki, devamında da sizlerle paylaşmam gereken bölümler var. Yazar bu konuda birkaç yazı daha yazacağının müjdesini veriyor. Bu müjde yani bizim dışımızda birinin de bu konuya odaklanması önemli bir gelişmedir ve biz bunların adedinin çoğalması için duacıyız…

Mustafa Kutlu’nun dediklerine kaldığımız yerden bakmaya/okumaya devam edelim…

Bundan böyle yazacağımız yazılarda yukarıdaki şemayı takip edeceğiz. Böylece insanın varoluşuna uygun bir nizamın nasıl kurulacağına dair imal-i fikr etmek kolaylaşacak. / Üzerinde durulacak ilk mesele topluluk halinde yaşayan insanların bir mevzuata (kanun, örf, gelenek, şeriat, yasa vb.) sahip olup üzerinde anlaşıp (toplum sözleşmesi) ona uymalarıdır. / Bu mevzuat (kanun, örf, şeriat, gelenek, yasa vb.) nasıl oluşur?”

Bu soruya uzun bir cevap verdikten sonra bizi daha çok ilgilendiren bölüme geliyor: “Biz yeniden Adalet Dairesine dönelim. Mevzuatı ilk adım kabul edince, önce “fıkıh-hukuk” diyeceğiz. / Hukuk felsefesinin labirentlerine dalmadan fıkıh literatürünün binleri bulan cildi arasından çekip çıkaracağımız şudur: İki Hukuk var, biri Cenab-ı Hakk’ın lutfedip peygamberleri vasıtası ile insanoğluna gönderdiği; öteki “Hududullah”ı çiğneyerek hâkim güçlerin inşa ettiği beşerî hukuk. / Bir Hakk’ın hukuku. / Öteki gücün hukuku. (..) Ne var ki günümüz dünyasında “gücün hukuku” hükmünü yürütüyor./ Bu sebeple hem tüm insanlığa hitap edecek bir “ahlâk nizamı”na; hem de öteden beri kendi ülkemiz-insanımız için ihtiyaç olan yeni bir toplum sözleşmesine, bir “anayasa”ya muhtacız. / Yaşadığımız kutuplaşmayı giderecek, halli sürekli ertelenen meseleleri çözüme kavuşturacak, bütün kesimlerin (partiler, gruplar, düşünceler vb.) bir şekilde (!) “evet” diyerek kabul edeceği anayasa...” Bu kadar!

İkinci konu bizim için sevimsiz bir konu olsa da, sayısız yazar bize göre lüzumsuz tartışmalara girse de, bir yazı vesilesiyle bu konuya da kısaca değinmeliyim.

Bu köşe müdavimlerinin “Adİl Düzen” konulu yazılarından tanıdığı Sinan Eskicioğlu, bu tartışmalara farklı bir açıdan yaklaşan bir yazı yazdı. “Müslümanların Ortaçağı: Gözünüz ve bilginiz yiyorsa, İslam Ekonomisi’ni - Adil Düzen’i konuşun” başlıklı yazısının başlığı bile, bizle lüzumsuz olan o tartışmalara farklı bir tepki ifade ediyor.

Hani “kitabın ortasından” deriz ya, öyle yapacağım ve “yazarımızın sadece yazısının ortasından bizi ilgilendiren kısmı” ile sizleri baş başa bırakacağım. Yazısının başı ve sonu, bizi pek de ilgilendirmemesi gereken, daha doğrusu ilgilenmememiz gereken bir içerik. “Bazı İlahiyat kökenli hocalara yapılan saldırıları, suçlamaları kınıyorum. Bu davranışlar İslami değildir, kimseyi kandırmaya çalışmayın. / Çok mu Müslümansınız, Çok mu kallavi İslamcısınız, İslam’ı çok mu iyi biliyorsunuz, İslam’ı en iyi sizler mi biliyorsunuz, Hadi o zaman, hodri meydan. Gözünüz ve bilginiz yiyorsa İslam Ekonomisi’ni konuşmaya, tartışmaya başlayın. / İslam ekonomisi nedir, nasıl uygulanmıştır, Hz. Muhammed (sav) neler yapmıştır, Ticaret ve ekonomide neleri uygulamıştır, O’nun uygulamaları bugüne nasıl taşınabilir, Bugün İslam Ekonomisi nasıl anlaşılıp hayata geçirilmelidir? Gözünüz ve bilginiz yiyorsa Adİl Düzen’i konuşmaya, tartışmaya başlayın. Adİl Düzen denemesi nedir, İslam’ın sosyal ve ekonomik prensipleri nasıl ele alınmıştır, Sosyal ve ekonomik merkezli ayetler nasıl sistemleştirilmiştir, İslam’da sosyal adalet temelinde, bireylerin sosyal güvenceleri nasıl sağlanmalıdır, Riba nedir, bugünkü sistemde faiz ve riba nasıl ele alınmalıdır? (…) Çok Hukuklu Sistem, İslam Ekonomisi, Medine Sözleşmesi gibi konuları konuşan Müslümanlar vardı bir zamanlar. / Adil Düzen Konferansları yapılırken, bilgisi olmayan insanlar bilmediklerini bilirlerdi. / Bugün artık seviye, yerle yeksan olmuş durumda...

Yazının tamamını merak edenler Ocak Medya’dan veya şuradan okuyabilir: http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/10806/SonEk/0/Resat-Nuri-Erol/SINAN-E--Islam-EkonomisiniAdil-Duzeni-konusun

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
30.12.2018
08:04

MİLLÎ GAZETE


‘İslam Ekonomisi’ni ve Adil Düzen’i konuşun…’

Bugünkü yazımda iki ayrı konudan söz edeceğim.

Birincisi, önceki “Kur’an, ilim, hayat ve her şeyin başı-sonu adalet” başlıklı yazımın devamı olacak. O yazım Mustafa Kutlu’nun son yazısından alıntılarla sona ermişti ki, devamında da sizlerle paylaşmam gereken bölümler var. Yazar bu konuda birkaç yazı daha yazacağının müjdesini veriyor. Bu müjde yani bizim dışımızda birinin de bu konuya odaklanması önemli bir gelişmedir ve biz bunların adedinin çoğalması için duacıyız…

Mustafa Kutlu’nun dediklerine kaldığımız yerden bakmaya/okumaya devam edelim…

“Bundan böyle yazacağımız yazılarda yukarıdaki şemayı takip edeceğiz. Böylece insanın varoluşuna uygun bir nizamın nasıl kurulacağına dair imal-i fikr etmek kolaylaşacak. / Üzerinde durulacak ilk mesele topluluk halinde yaşayan insanların bir mevzuata (kanun, örf, gelenek, şeriat, yasa vb.) sahip olup üzerinde anlaşıp (toplum sözleşmesi) ona uymalarıdır. / Bu mevzuat (kanun, örf, şeriat, gelenek, yasa vb.) nasıl oluşur?”

Bu soruya uzun bir cevap verdikten sonra bizi daha çok ilgilendiren bölüme geliyor: “Biz yeniden Adalet Dairesine dönelim. Mevzuatı ilk adım kabul edince, önce “fıkıh-hukuk” diyeceğiz. / Hukuk felsefesinin labirentlerine dalmadan fıkıh literatürünün binleri bulan cildi arasından çekip çıkaracağımız şudur: İki Hukuk var, biri Cenab-ı Hakk’ın lutfedip peygamberleri vasıtası ile insanoğluna gönderdiği; öteki “Hududullah”ı çiğneyerek hâkim güçlerin inşa ettiği beşerî hukuk. / Bir Hakk’ın hukuku. / Öteki gücün hukuku. (..) Ne var ki günümüz dünyasında “gücün hukuku” hükmünü yürütüyor./ Bu sebeple hem tüm insanlığa hitap edecek bir “ahlâk nizamı”na; hem de öteden beri kendi ülkemiz-insanımız için ihtiyaç olan yeni bir toplum sözleşmesine, bir “anayasa”ya muhtacız. / Yaşadığımız kutuplaşmayı giderecek, halli sürekli ertelenen meseleleri çözüme kavuşturacak, bütün kesimlerin (partiler, gruplar, düşünceler vb.) bir şekilde (!) “evet” diyerek kabul edeceği ANAYASA...” Bu kadar!

İkinci konu bizim için sevimsiz bir konu olsa da, sayısız yazar bize göre lüzumsuz tartışmalara girse de, bir yazı vesilesiyle bu konuya da kısaca değinmeliyim.

Bu köşe müdavimlerinin “ADİL DÜZEN” konulu yazılarından tanıdığı Sinan Eskicioğlu, bu tartışmalara farklı bir açıdan yaklaşan bir yazı yazdı. “Müslümanların Ortaçağı: Gözünüz ve bilginiz yiyorsa, İslam Ekonomisi’ni - Adil Düzen’i konuşun” başlıklı yazısının başlığı bile, bizle lüzumsuz olan o tartışmalara farklı bir tepki ifade ediyor.

Hani “kitabın ortasından” deriz ya, öyle yapacağım ve “yazarımızın sadece yazısının ortasından bizi ilgilendiren kısmı” ile sizleri baş başa bırakacağım. Yazısının başı ve sonu, bizi pek de ilgilendirmemesi gereken, daha doğrusu ilgilenmememiz gereken bir içerik. “Bazı İlahiyat kökenli hocalara yapılan saldırıları, suçlamaları kınıyorum. Bu davranışlar İslami değildir, kimseyi kandırmaya çalışmayın. / Çok mu Müslümansınız, Çok mu kallavi İslamcısınız, İslam’ı çok mu iyi biliyorsunuz, İslam’ı en iyi sizler mi biliyorsunuz, Hadi o zaman, hodri meydan. Gözünüz ve bilginiz yiyorsa İslam Ekonomisi’ni konuşmaya, tartışmaya başlayın. / İslam ekonomisi nedir, nasıl uygulanmıştır, Hz. Muhammed (S.A.V.) neler yapmıştır, Ticaret ve ekonomide neleri uygulamıştır, O’nun uygulamaları bugüne nasıl taşınabilir, Bugün İslam Ekonomisi nasıl anlaşılıp hayata geçirilmelidir? Gözünüz ve bilginiz yiyorsa ADİL DÜZEN’i konuşmaya, tartışmaya başlayın. ADİL DÜZEN denemesi nedir, İslam’ın sosyal ve ekonomik prensipleri nasıl ele alınmıştır, sosyal ve ekonomik merkezli ayetler nasıl sistemleştirilmiştir, İslam’da sosyal adalet temelinde, bireylerin sosyal güvenceleri nasıl sağlanmalıdır, Riba nedir, bugünkü sistemde faiz ve riba nasıl ele alınmalıdır? (…) Çok Hukuklu Sistem, İslam Ekonomisi, Medine Sözleşmesi gibi konuları konuşan Müslümanlar vardı bir zamanlar. / Adil Düzen Konferansları yapılırken, bilgisi olmayan insanlar bilmediklerini bilirlerdi. / Bugün artık seviye, yerle yeksan olmuş durumda...”

Yazının tamamını merak edenler Ocak Medya’dan veya şuradan okuyabilir: http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/10806/SonEk/0/Resat-Nuri-Erol/SINAN-E--Islam-EkonomisiniAdil-Duzeni-konusun

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

30 Aralık 2018
Reşat Nuri Erol
30.12.2018
08:59



Prof. Dr. Bilgin Akdemir vefat etti

İstanbul, Uludağ ve Marmara üniversiteleri biyoloji bölümlerinde yıllardır bilim dünyasına dersleri ve eserleriyle katkıda bulunan Prof. Bilgin Tözün Akdemir hanımefendi bugün (29 Aralık 2018 Cumartesi) ebedi aleme intikal etti.

Bilgin Tözün Akdemir, Osmanlı Devleti müşirlerinden Veysel Hilmi Paşa ile Sultan 2. Abdülhamid’in yaveri Ali Rıza Paşa’nın torunu, Mehmet Affan ve Saime Tözün’ün kızı, Milli Görüş Camiasının yakından tanıdığı Dr. Süleyman Akdemir’in de eşiydi.

Merhumenin cenazesi yarın (30 Aralık 2018 Pazar günü) Eyüp Sultan Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Eyüp Hazire Kabristanı’na defnedilecektir.

OcakMedya Ailesi olarak, merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabr-ı cemil dileriz.

Not: Bu taziye metni OcakMedya'da yayınlandı. 


Reşat Nuri Erol
30.12.2018
17:32


MİLLÎ GAZETE'deki köşe yazımın altına aşağıdaki şu yorum yazılmış:


Yorumlar

(1)
01

Abdurrahman Serdar - İsviçre BİRADERLER Davosu, Arap Davosu olur da neden bir İSLAM DAVOSU olmaz. Sadece Müslümanın zuhr-u ahiri ile (ki, ilgili Ayette, Cenab-ı ALLAH - bilakis - beni çok

ZİKREDİN buyuruyor) uğraşan Allame TASLAKLARI bir İslam Davosu tertipleseler de İslam

Ekonomisi ve Devlet İdaresi ve "homo İslamikus" konusunda 2 çift laf etseler. Edemezler. Çünkü tenekeden, kartondan farkları yok. İslamın dış çeperini delip de, derin İMAN deryasına dalamazlar. Çünkü, o çapları yok, o samimiyetleri yok. Onlar, ancak, Magazin yazarlığı yapabilirler. Orada bol para var. Sahte şöhret var. Müslümanlar ! " ilminizden, ferasetinizden korkulmalı ".

Yanıtla.0Beğen30 Aralık 11:29


Reşat Nuri Erol
30.12.2018
18:02


https://www.star.com.tr/yazar/bu-yaziyi-yoneticilerimiz-okumasin-yazi-1422073/


Resul TOSUN

rtosun@stargazete.com

Bu yazıyı yöneticilerimiz okumasın!

30 Aralık 2018 Pazar

  • paylaş

  • tweetle

  • paylaş

Allah hepsinden razı olsun, Said b. Âmir, Hz. Ömer halife olduğunda ona demişti ki, ‘Ey Ömer! Halkın işlerini yaparken Allah’tan kork, Allah’ın emirlerini yerine getirirken insanlardan korkma. Sözün fiiline aykırı olmasın. Zira sözün en hayırlısı, fiilin doğruladığıdır. 

Ey Ömer! İşlerini üzerine aldığın uzak-yakın herkesle ilgilen. Kendin için istediğini onlar için de iste. İstemediğini onlara da isteme. Allah’ın emrini yaparken hiçbir dedikodudan ve kınamadan korkma.’ 

Hz. Ömer bütün itirazlarına rağmen onu, Humus’a vali tayin etti. 

Said bir maaş bağlanmasını da ‘Gerek yok, beytülmalden aldığım bana yetiyor’ diyerek kabul etmedi.   

*** 

Aradan zaman geçti Humus’tan Medine’ye gelen bir heyetle görüşen Hz. Ömer onlardan yardım göndermek için Humus’taki fakirlerin isimlerini istedi. 

Hz. Ömer’e verilen fukara listesinde Said b. Âmir’in ismi de vardı. 

Şaşırdı, acaba aynı isimde başkası da mı var diyerek hayretle sordu heyet ‘Sizin valiniz!’ cevabını verince Hz. Ömer ağladı, heyetle Said’in şahsi ihtiyaçları için bin dinar gönderdi. 

Humus’ta para kesesi Said’e verilince, başına bir felaket gelmişçesine “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” demeye başladı. 

Hanımı telaşlandı, ‘Ne oldu Said, müminlerin emiri mi vefat etti?’ diye sordu. Said, ’Daha büyük bir felaket’ dedi. Hanımı, ‘Yoksa Müslümanlar bir savaşı mı kaybetti?’ dedi. Said, ‘Daha büyük bir felaket!’ deyince, ‘Ondan daha büyük felaket ne ola ki?’ diye sordu. Said: ‘Ahiretimi ifsat için dünya üzerime geldi evimin içine fitne girdi!’

Hanımı paradan habersiz, ‘O fitneden kurtul o zaman!’ dedi. Said, ‘Kurtulmam için bana yardım eder misin?’ diye sordu, hanımı, ’Elbette’ deyince keseyi aldı ve altınları fakir Müslümanlara dağıttı!  

*** 

Bir müddet sonra Hz. Ömer Şam bölgesine geldi. Humus’a vardığında halka ‘Valinizi nasıl buldunuz?’ diye sordu. 

Halk, ‘Valimiz iyi fakat kuşluk vaktinden önce evinden çıkmıyor. Geceleri kimseyle görüşmüyor. Ayda bir gün dışarıya hiç çıkmıyor. Arada bir de bayılıyor!’ diyerek şikayet etti. 

Hz. Ömer bu şikayetleri sorunca Humus valisi Said b. Âmir dedi ki: ‘Doğrudur müminlerin emiri. Bu konuları konuşmayı hiç istemem ama madem kaçış yok söyleyeyim. Benim hizmetçim yok her sabah ailemin ekmek ihtiyacı için hamur yoğuruyorum biraz mayalanmasını bekliyorum sonra ekmek pişiriyorum, abdest alıp çıkıyorum. O yüzden sabahları gecikiyorum. 

Geceleri kimseyle görüşmüyorum doğru, çünkü gündüzü halka geceyi Hakk’a ayırıyorum ibadetle meşgulüm. 

Ayda bir gün hiç dışarı çıkmıyorum o da doğru. Dedim ya hizmetçim yok ve üzerimdeki şu elbiseden başka giyeceğim de bulunmuyor. Ayda bir kez onu yıkıyorum o kuruyuncaya kadar bekliyorum kuruyunca akşama doğru çıkıyorum. 

Bayılmama gelince, ben Hubeyb’in katledilmesine şahit oldum o zaman müşriktim. Hubeyb’in“Vallahi Muhammed’in (s.a.) değil burada olmasını, ona bir diken batırılması karşılığında dahi kurtulmayı istemem” diyerek şehid edildiğinde ben nasıl o gün ona yardım edemedim diye düşünüyorum ve Allah’ın beni bağışlamayacağı korkusuyla bayılıyorum.   

*** 

Hz. Ömer ‘Allah’a hamd olsun Said beni hayal kırıklığına uğratmadı’ diyerek Medine’ye döndü ve ona bin dinar daha gönderdi. 

Said’in hanımı parayı görünce, ‘Allah’a şükürler olsun seni sıkıntıdan kurtardı. Şimdi bir hizmetçi bul ve biraz yiyecek al’ dedi. Said, ‘Daha iyi bir şey yapalım ne dersin? Bize daha büyük bir kazanç temin edecek birine verelim!’ deyince hanımı  ‘Kime?’ diye sordu. Said, ‘Karz-ı hasen olarak Allah’a verelim!’, hanımı da ‘Olur!’ dedi. 

Said hemen paraları keselere koydu ve birine vererek: Al bunları filan dul kadına, filan yetime, filan fakire ve filan filan ihtiyaç sahiplerine dağıt!’ dedi. 

Reşat Nuri Erol
30.12.2018
18:10




Sibel ERASLAN

sibeleraslan@stargazete.com

İstiklal ve istibdat arasında Akif’in derin yalnızlığı

30 Aralık 2018 Pazar

  • paylaş

  • tweetle

  • paylaş

Mehmet Akif Ersoy’u ‘milli şair’ olduğu halde bile terk etmeyen bu tekillik, tenhalık hakkında yazmak istedim. Akif, ismiyle müsemma itikaf mizaçlıydı, kendine özgün yaşadı. Topluma mal olmuş ve adeta bir gök gürültüsünü andıran bağımsızlık fikirleri, tecdid, uyanış ve silkinme arzulayan islami idealizmi, vatan millet sevgisinin koro halinde haykıran heybeti ile düşündüğünüzde… Hüznü, yalnızlığı, tenhalığı ona pek de yakıştıramazsınız, yaklaştıramazsınız değil mi... 

Oysa o, milli mücadeleyi her safhasında gönlünde kan damlayarak desteklemiş, cepheden cepheye savrulan mısralarıyla, cihadın iradesini sağlamlaştırmış bir şairdi. Yani hep kalabalıktı, hep toplumsaldı. Her zaman büyük bir sorumluluk bilinciyle bağlı olduğu milleti ve İslam Ümmeti vardı, kendi ailesinden farksız gördüğü İslam aleminin terakkisi, refahı, muktedir oluşu, adaleti temini için söyledi söyledi söyledi. Bir çağlayan gibi, durmaksızın kanayan gönlünden, Çanakkale Savaşları geçti, Süleymaniye Camii geçti, İstanbul’un yoksul semtlerinde öksüren yetimler, küfeyle yük taşıyanlar, Baytar Mektebindeki evsiz talebeler, askerdeki torununun yolunu gözleyen nineler, itiraz ettiği viraneler, isyan ettiği sefalet ve hastalıklar, umarsız efendiler, sorumsuz yöneticiler, cahil din adamları ve daha yüzlerce eleştiriler… Hepsi onun şiirindeydiler. Akif’in şiirinin kalbi vardı, o kalp Allah diye atardı. Toplumun ve ümmetin derdiyle dertlenen bir adamdı. 

Hem Meşrutiyeti hem de Cumhuriyeti gördü. Milli Mücadele’de birlikte cihad ettikleri arkadaşlarıyla, Meclis’i kurduktan sonra yolları ayrı düşmüştü. Akif, ‘’2.Grup’’tandı. İstiklal Marşı’nı yazarak ‘’Milli Şair’’ ünvanını almış olsa da, o hiçbir zaman devletin tam anlamıyla tasdik ettiği birisi olmadı. Hatta devrimler karşısındaki muhalif duruşu, onu istibdat bukağısı gibi sıktığı günlerde bile ‘milli şair’di. Akif, bu sıkıntıların peşinden Mısır’a sürgün edildiğinde de ironik bir şekilde ‘Milli Şair’di.   

*** 

Hukuk Fakültesinde Ceza Hukuku hocamız olan Ord. Prof. Sulhi Dönmezer (Dr. Süleyman Akdemir'in DOKTORA HOCASIDIR / RNE), “Ben Mehmet Akif’in cenazesinde bulunmuş kişiyim” der, anlatırdı. Akif’in hastalığı artınca, İstanbul’a dönmüş. Son günlerini burada eş dostuyla geçirmiş. Ve fakat öldüğünü kimseye haber vermemişler. Sulhi Bey’ler tevafuken rastlamışlar cenazeye. Müteveffanın Akif olduğunu anlayınca talebeler sağdan soldan toplaşmışlar, sesli sesli ağlamaya başlamışlar. Zavallı çıplak tabuta çevre dükkanlardan buldukları bir bayrağı alelacele sarıvermişler. “Ben o kadar üzüntülü bir cenaze görmedim” derdi hocamız. 

Neydi, suçu Akif’in? O, ‘1. Grup’un aksine, İslamiyeti terakkiye mani görmüyordu. Dünyanın beklediği adalet, barış, refah ve kurtuluş reçetesinin, imandan, vicdandan, akleden kalpten geçeceğini düşünüyordu. Geleneği o da eleştiriyordu ama o geleneğin imhasını değil ihyasını, tashihini, çağ içinde yeniden düşülüp ilham alınmasını söylüyordu. 

İdealistti. Kendisine İstiklal Marşı yüzünden verilen ikramiyeyi, bile kabul etmemişti. Ailesi dışında baktığı çocuklar, desteklediği yetimler vardı. Diğer mebuslar gibi zengin olmamıştır mesela. Kışın karda bile, ince bir ceketinden başka kalın uzun palto giydiğini gören olmamıştır. Buna karşın zarifti. Fotoğraflarından ve değişik hatıralardan da anlaşılacağı üzere, şehirliydi, çehresi güzel bir İstanbul beyefendisiydi. 

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin oğlu İbrahim Sabri Bey de Mehmet Akif'le birlikte Mısır’da sürgündü. Ona şöyle dediğini anlatır İbrahim Bey; ‘’Yeminim olsun ki mecalim kalmadı; kendimi toparlayamıyorum. Bu yapılanlar bana çok ağır geldi. Perişanlığımın derecesini size şöyle anlatayım: Secde-i sehivsiz namaz kılamaz oldum. Yahu namazda dalıp gidiyorum. Zihnim öyle perişan”. 

Devrimler, yasaklar, sürgünler, idam sehpaları onu bu şekilde yalnızlaştırmış, çaresiz bırakmıştı. 

Reşat Nuri Erol
30.12.2018
20:05

1967...1968...1969...AKEVLER 52 YILDIR ÇALIŞIYOR...2016...2017...2018

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 994

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 994. Hafta - 29 Aralık 2018 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 994. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

İNSANLIK ANAYASASI

***

Suriye Devleti Anayasası Çalışmaları

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Sinan E.: Adil Düzen, benzeri olmayan bir deneme-2

Sinan E.: Adil Düzen, benzeri olmayan bir deneme-3

Yalnız kalan Saadet (SP) ve yalnız kalan mağdurlar

“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…

Kur’an, ilim, hayat ve her şeyin başı-sonu adalet

Reşat Nuri EROL

 

***

 

ENBİYA SÛRESİ - 12. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ مُعْرِضُونَ (1) مَا يَأْتِيهِمْ مِنْ ذِكْرٍ مِنْ رَبِّهِمْ مُحْدَثٍ إِلَّا اسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَ (2) لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى الَّذِينَ ظَلَمُوا هَلْ هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ أَفَتَأْتُونَ السِّحْرَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ (3) قَالَ رَبِّي يَعْلَمُ الْقَوْلَ فِي السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ (4) بَلْ قَالُوا أَضْغَاثُ أَحْلَامٍ بَلِ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ شَاعِرٌ فَلْيَأْتِنَا بِآيَةٍ كَمَا أُرْسِلَ الْأَوَّلُونَ (5) مَا آمَنَتْ قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا أَفَهُمْ يُؤْمِنُونَ (6) وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ إِلَّا رِجَالًا نُوحِي إِلَيْهِمْ فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ (7) وَمَا جَعَلْنَاهُمْ جَسَدًا لَا يَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَمَا كَانُوا خَالِدِينَ (8) ثُمَّ صَدَقْنَاهُمُ الْوَعْدَ فَأَنْجَيْنَاهُمْ وَمَنْ نَشَاءُ وَأَهْلَكْنَا الْمُسْرِفِينَ (9) لَقَدْ أَنْزَلْنَا إِلَيْكُمْ كِتَابًا فِيهِ ذِكْرُكُمْ أَفَلَا تَعْقِلُونَ (10) وَكَمْ قَصَمْنَا مِنْ قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَأَنْشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْمًا آخَرِينَ (11) فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ (12) لَا تَرْكُضُوا وَارْجِعُوا إِلَى مَا أُتْرِفْتُمْ فِيهِ وَمَسَاكِنِكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْأَلُونَ (13) قَالُوا يَاوَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ (14) فَمَا زَالَتْ تِلْكَ دَعْوَاهُمْ حَتَّى جَعَلْنَاهُمْ حَصِيدًا خَامِدِينَ (15) وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ (16) لَوْ أَرَدْنَا أَنْ نَتَّخِذَ لَهْوًا لَاتَّخَذْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا إِنْ كُنَّا فَاعِلِينَ (17) بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ (18) وَلَهُ مَنْ فِي السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَنْ عِنْدَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ (19) يُسَبِّحُونَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ (20) أَمِ اتَّخَذُوا آلِهَةً مِنَ الْأَرْضِ هُمْ يُنْشِرُونَ (21) لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا فَسُبْحَانَ اللَّهِ  رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ (22)لَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْأَلُونَ (23) أَمِ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ هَذَا ذِكْرُ مَنْ مَعِيَ وَذِكْرُ مَنْ قَبْلِي بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ الْحَقَّ فَهُمْ مُعْرِضُونَ (24) وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ (25) وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ (26) لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِأَمْرِهِ يَعْمَلُونَ (27) يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَى وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ (28) وَمَنْ يَقُلْ مِنْهُمْ إِنِّي إِلَهٌ مِنْ دُونِهِ فَذَلِكَ نَجْزِيهِ جَهَنَّمَ كَذَلِكَ نَجْزِي الظَّالِمِينَ (29) أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ (30) وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ (31) وَجَعَلْنَا السَّمَاءَ سَقْفًا مَحْفُوظًا وَهُمْ عَنْ آيَاتِهَا مُعْرِضُونَ (32) وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ (33) وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَ أَفَإِنْ مِتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ (34) كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ (35) وَإِذَا رَآكَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَذَا الَّذِي يَذْكُرُ آلِهَتَكُمْ وَهُمْ بِذِكْرِ الرَّحْمَنِ هُمْ كَافِرُونَ (36) خُلِقَ الْإِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍ سَأُرِيكُمْ آيَاتِي فَلَا تَسْتَعْجِلُونِ (37) وَيَقُولُونَ مَتَى هَذَا الْوَعْدُ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ (38) لَوْ يَعْلَمُ الَّذِينَ كَفَرُوا حِينَ لَا يَكُفُّونَ عَنْ وُجُوهِهِمُ النَّارَ وَلَا عَنْ ظُهُورِهِمْ وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ (39) بَلْ تَأْتِيهِمْ بَغْتَةً فَتَبْهَتُهُمْ فَلَا يَسْتَطِيعُونَ رَدَّهَا وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ (40) وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِنْ قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُوا مِنْهُمْ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ (41) قُلْ مَنْ يَكْلَؤُكُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ مِنَ الرَّحْمَنِ بَلْ هُمْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهِمْ مُعْرِضُونَ (42) أَمْ لَهُمْ آلِهَةٌ تَمْنَعُهُمْ مِنْ دُونِنَا لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَ أَنْفُسِهِمْ وَلَا هُمْ مِنَّا يُصْحَبُونَ (43) بَلْ مَتَّعْنَا هَؤُلَاءِ وَآبَاءَهُمْ حَتَّى طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ أَفَلَا يَرَوْنَ أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا أَفَهُمُ الْغَالِبُونَ (44) قُلْ إِنَّمَا أُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاءَ إِذَا مَا يُنْذَرُونَ (45) وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَاوَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ (46) وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِنْ كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ (47) وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاءً وَذِكْرًا لِلْمُتَّقِينَ (48) الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَهُمْ مِنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ (49) وَهَذَا ذِكْرٌ مُبَارَكٌ أَنْزَلْنَاهُ أَفَأَنْتُمْ لَهُ مُنْكِرُونَ (50) وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِهِ عَالِمِينَ (51) إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي أَنْتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ (52) قَالُوا وَجَدْنَا آبَاءَنَا لَهَا عَابِدِينَ (53) قَالَ لَقَدْ كُنْتُمْ أَنْتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ (54) قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنْتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ (55) قَالَ بَلْ رَبُّكُمْ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَى ذَلِكُمْ مِنَ الشَّاهِدِينَ (56) وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُمْ بَعْدَ أَنْ تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ (57) فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا إِلَّا كَبِيرًا لَهُمْ لَعَلَّهُمْ إِلَيْهِ يَرْجِعُونَ (58) قَالُوا مَنْ فَعَلَ هَذَا بِآلِهَتِنَا إِنَّهُ لَمِنَ الظَّالِمِينَ (59) قَالُوا سَمِعْنَا فَتًى يَذْكُرُهُمْ يُقَالُ لَهُ إِبْرَاهِيمُ (60) قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ (61) قَالُوا أَأَنْتَ فَعَلْتَ هَذَا بِآلِهَتِنَا يَاإِبْرَاهِيمُ (62) قَالَ بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا فَاسْأَلُوهُمْ إِنْ كَانُوا يَنْطِقُونَ (63) فَرَجَعُوا إِلَى أَنْفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنْتُمُ الظَّالِمُونَ (64) ثُمَّ نُكِسُوا عَلَى رُءُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَؤُلَاءِ يَنْطِقُونَ (65) قَالَ أَفَتَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُكُمْ شَيْئًا وَلَا يَضُرُّكُمْ (66) أُفٍّ لَكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَفَلَا تَعْقِلُونَ (67) قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانْصُرُوا آلِهَتَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ (68) قُلْنَا يَانَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ (69) وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ (70) وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ (71) وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةً وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِحِينَ (72) وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَإِقَامَ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءَ الزَّكَاةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدِينَ (73) وَلُوطًا آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ تَعْمَلُ الْخَبَائِثَ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَاسِقِينَ (74) وَأَدْخَلْنَاهُ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ (75) وَنُوحًا إِذْ نَادَى مِنْ قَبْلُ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ (76) وَنَصَرْنَاهُ مِنَ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَأَغْرَقْنَاهُمْ أَجْمَعِينَ (77) وَدَاوُدَ وَسُلَيْمَانَ إِذْ يَحْكُمَانِ فِي الْحَرْثِ إِذْ نَفَشَتْ فِيهِ غَنَمُ الْقَوْمِ وَكُنَّا لِحُكْمِهِمْ شَاهِدِينَ (78) فَفَهَّمْنَاهَا سُلَيْمَانَ وَكُلًّا آتَيْنَا حُكْمًا وَعِلْمًا وَسَخَّرْنَا مَعَ دَاوُدَ الْجِبَالَ يُسَبِّحْنَ وَالطَّيْرَ وَكُنَّا فَاعِلِينَ (79) وَعَلَّمْنَاهُ صَنْعَةَ لَبُوسٍ لَكُمْ لِتُحْصِنَكُمْ مِنْ بَأْسِكُمْ فَهَلْ أَنْتُمْ شَاكِرُونَ (80) وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ عَاصِفَةً تَجْرِي بِأَمْرِهِ إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا وَكُنَّا بِكُلِّ شَيْءٍ عَالِمِينَ (81) وَمِنَ الشَّيَاطِينِ مَنْ يَغُوصُونَ لَهُ وَيَعْمَلُونَ عَمَلًا دُونَ ذَلِكَ وَكُنَّا لَهُمْ حَافِظِينَ (82)

 

***

 

وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ (83) فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِنْ ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ (84) وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِنَ الصَّابِرِينَ (85) وَأَدْخَلْنَاهُمْ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُمْ مِنَ الصَّالِحِينَ (86) وَذَا النُّونِ إِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ (87) فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِنِينَ (88)

 

***

 

وَأَيُّوبَ

Va EayYUvBa (Va EaFGUvLa)

“Ve Eyyub’e de (rüştünü)”

Kur’an’da 25 peygamberin ismi geçer. Üç tane de ihtilaflı vardır; Lokman, Üzeyir ve Meryem. Biz bunları da peygamber kabul ediyoruz. Bunları kabul etmesek 25 peygamber olur. Her biri çifttir, yalnız Muhammed tektir.

Bunlar bu surede ve Enam suresinde topluca zikredilmiştir. Bu sûrede Âdem, Hud, Salih, Şuayb, Yusuf ve İlyas geçmemektedir.

25 peygamber kabul etsek İsa ile Nuh eşleştirilir. Nuh şeriatı, İsa tarikatı temsil eder. Muhammed bütün peygamberleri temsil ettiği için tek başına zikredilmiştir.

Eğer 28 peygamber kabul edersek Meryem ile İsa beraber olurlar, Muhammed ile Nuh beraber olurlar; Nuh uygarlığı başlatmıştır, Muhammed ise tamamlatmıştır.

Bu surede dikkat edilecek hususlardan biri İsa’nın, Meryem’in, Yunus’un ve Muhammed’in adları geçmemekte, vasıfları ile anlatılmaktadırlar. Meryem’den söz ederken “Fercini ıhsan etti.” deniyor (Enbiya, 21/91). İsa’dan ise oğlu diye bahsediyor, Yunus’tan da Ninovalı olarak bahsediyor. Muhammed’e senden önce diyerek tüm peygamberlerin sonuncusu olduğuna işaret ediyor.

Bütün peygamberleri ikişer ikişer olarak zikrettiği halde İsmail, İdris ve Zelkifl’i ayrıca üçünü bir arada zikretti. Bu surede kitap olarak sadece Zebur’un adı geçmektedir. Burada geçen Zebur marifedir, Davud’a verildiği bildirilen yerde (Nisa, 4/163) geçen Zebur nekredir. Demek ki Davud’a verilen kitabın özel ismi nekredir. Burada ise o Zebur değildir. Davud’a verilen Zebur kelimesini nekre olarak anlarsan o zaman iki Zebur vardır demektir. Dr. Mete Bey araştırsın.

Burada Eyyub, Davud ve Süleyman’dan bahsedildi. Eşi olan Zelkifl ise İsmail ile zikredildi. Eyyub İsrail oğullarından olmayan bir peygamber olmalıdır.

 

Muhammed

 Nuh

İbrahim

 Lut

Musa

 Harun

Davud

 Süleyman

Âdem

 İdris

Hud

 Salih

Şuayb

 Yunus

İsmail

 İshak

Yakub

 Yusuf

Zekeriya

 Yahya

Elyasa

 İlyas

Eyyub

 Zülkifl

Üzeyir

 Lokman

Meryem

 İsa

*Kırmızı renkliler bu sûrede geçenlerdir.

 





Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Yine orman yangınları yine ‘çözüm önerileri’-3
3.08.2025 647 Okunma
1 Yorum 03.08.2025 06:15
Reşat Nuri Erol
Yine orman yangınları yine ‘çözüm önerileri’-2
2.08.2025 695 Okunma
1 Yorum 02.08.2025 07:28
Reşat Nuri Erol
Yine orman yangınları yine ‘çözüm önerileri’-1
31.07.2025 765 Okunma
1 Yorum 31.07.2025 08:12
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-8
30.07.2025 698 Okunma
1 Yorum 30.07.2025 11:02
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-7
29.07.2025 714 Okunma
1 Yorum 29.07.2025 10:37
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-6
28.07.2025 725 Okunma
1 Yorum 28.07.2025 09:51
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-5
27.07.2025 765 Okunma
1 Yorum 27.07.2025 12:40
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-4
26.07.2025 845 Okunma
1 Yorum 26.07.2025 09:23
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-3
25.07.2025 804 Okunma
1 Yorum 25.07.2025 09:55
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-2
24.07.2025 797 Okunma
1 Yorum 24.07.2025 11:22
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-1
23.07.2025 825 Okunma
1 Yorum 23.07.2025 09:28
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-24
22.07.2025 721 Okunma
1 Yorum 22.07.2025 11:47
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-23
21.07.2025 783 Okunma
1 Yorum 21.07.2025 07:03
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-22
20.07.2025 792 Okunma
1 Yorum 20.07.2025 10:09
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-21
19.07.2025 829 Okunma
1 Yorum 19.07.2025 10:37
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-20
18.07.2025 809 Okunma
1 Yorum 18.07.2025 09:24
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-19
17.07.2025 780 Okunma
1 Yorum 17.07.2025 06:41
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-18
16.07.2025 883 Okunma
3 Yorum 16.07.2025 12:53
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-4
15.07.2025 819 Okunma
1 Yorum 15.07.2025 08:52
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-3
14.07.2025 799 Okunma
1 Yorum 14.07.2025 09:46
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-2
13.07.2025 893 Okunma
1 Yorum 13.07.2025 10:50
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-1
12.07.2025 876 Okunma
1 Yorum 12.07.2025 07:59
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-17
10.07.2025 868 Okunma
1 Yorum 10.07.2025 09:21
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-16
9.07.2025 868 Okunma
1 Yorum 09.07.2025 10:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-15
7.07.2025 876 Okunma
1 Yorum 07.07.2025 06:39
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-14
6.07.2025 917 Okunma
1 Yorum 06.07.2025 09:18
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-13
3.07.2025 909 Okunma
1 Yorum 03.07.2025 07:29
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-12
2.07.2025 949 Okunma
1 Yorum 02.07.2025 11:32
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-11
1.07.2025 1127 Okunma
1 Yorum 01.07.2025 09:28
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-10
29.06.2025 1012 Okunma
1 Yorum 29.06.2025 11:37
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-9
28.06.2025 1040 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-8
26.06.2025 1074 Okunma
1 Yorum 26.06.2025 09:01
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-7
24.06.2025 1028 Okunma
1 Yorum 24.06.2025 05:58
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-6
23.06.2025 957 Okunma
1 Yorum 23.06.2025 06:27
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-5
22.06.2025 917 Okunma
1 Yorum 22.06.2025 08:18
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-4
21.06.2025 943 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-3
19.06.2025 1081 Okunma
1 Yorum 19.06.2025 05:19
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-2
18.06.2025 1245 Okunma
1 Yorum 18.06.2025 08:45
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-1
17.06.2025 1336 Okunma
1 Yorum 17.06.2025 09:26
Reşat Nuri Erol
Müslüman Aile İçin Ahlaki Anayasa - 2
16.06.2025 998 Okunma
1 Yorum 16.06.2025 09:57
Reşat Nuri Erol
Müslüman Aile İçin Ahlaki Anayasa - 1
15.06.2025 1060 Okunma
1 Yorum 15.06.2025 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-4
14.06.2025 1070 Okunma
1 Yorum 14.06.2025 16:57
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-3
12.06.2025 1079 Okunma
1 Yorum 12.06.2025 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-2
10.06.2025 1070 Okunma
1 Yorum 10.06.2025 09:24
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-1
3.06.2025 1095 Okunma
1 Yorum 03.06.2025 09:33
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-14
31.05.2025 1074 Okunma
1 Yorum 31.05.2025 07:06
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-13
30.05.2025 1079 Okunma
1 Yorum 30.05.2025 09:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-12
29.05.2025 1004 Okunma
1 Yorum 29.05.2025 06:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-11
28.05.2025 953 Okunma
1 Yorum 28.05.2025 12:02
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-10
27.05.2025 1101 Okunma
1 Yorum 27.05.2025 06:50
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-9
25.05.2025 985 Okunma
1 Yorum 25.05.2025 07:13
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-8
24.05.2025 1008 Okunma
1 Yorum 24.05.2025 05:35
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-7
23.05.2025 1060 Okunma
1 Yorum 23.05.2025 07:35
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-6
22.05.2025 1024 Okunma
1 Yorum 22.05.2025 07:01
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-5
21.05.2025 1036 Okunma
1 Yorum 21.05.2025 10:24
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-4
20.05.2025 1101 Okunma
1 Yorum 20.05.2025 11:22
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-3
18.05.2025 1011 Okunma
1 Yorum 18.05.2025 08:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-2
17.05.2025 1065 Okunma
1 Yorum 17.05.2025 09:25
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-1
15.05.2025 1166 Okunma
1 Yorum 15.05.2025 09:01
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-5
13.05.2025 976 Okunma
1 Yorum 13.05.2025 07:16
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-4
12.05.2025 1043 Okunma
1 Yorum 12.05.2025 08:43
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-3
11.05.2025 994 Okunma
1 Yorum 11.05.2025 06:47
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatif- / İsmail Hakkı Satoğlu-2
9.05.2025 963 Okunma
1 Yorum 09.05.2025 06:40
Reşat Nuri Erol
Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi / İsmail Hakkı
7.05.2025 961 Okunma
1 Yorum 07.05.2025 13:55
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-3
6.05.2025 1121 Okunma
1 Yorum 06.05.2025 07:58
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-2
5.05.2025 1113 Okunma
1 Yorum 05.05.2025 08:42
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi hafızası Nazif Satoğlu… - 1
4.05.2025 994 Okunma
1 Yorum 04.05.2025 10:41
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-8
3.05.2025 1071 Okunma
1 Yorum 03.05.2025 10:21
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-7
2.05.2025 1201 Okunma
1 Yorum 02.05.2025 07:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-6
30.04.2025 1102 Okunma
1 Yorum 30.04.2025 09:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-5
29.04.2025 986 Okunma
1 Yorum 29.04.2025 11:19
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4
28.04.2025 1125 Okunma
1 Yorum 28.04.2025 09:34
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-3
27.04.2025 1090 Okunma
1 Yorum 27.04.2025 10:59
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-2
26.04.2025 1039 Okunma
1 Yorum 26.04.2025 09:53
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-1
25.04.2025 1036 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-14
24.04.2025 942 Okunma
1 Yorum 24.04.2025 15:21
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-13
23.04.2025 888 Okunma
1 Yorum 23.04.2025 10:04
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-12
22.04.2025 934 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 11:29
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-11
20.04.2025 1002 Okunma
1 Yorum 20.04.2025 06:53
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-10
19.04.2025 993 Okunma
1 Yorum 19.04.2025 10:05
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-9
18.04.2025 1017 Okunma
1 Yorum 18.04.2025 07:39
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-8
17.04.2025 1039 Okunma
1 Yorum 17.04.2025 07:19
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-7
16.04.2025 1130 Okunma
1 Yorum 16.04.2025 11:10
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-6
15.04.2025 1112 Okunma
3 Yorum 15.04.2025 07:20
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-5
14.04.2025 1320 Okunma
1 Yorum 14.04.2025 07:47
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-4
13.04.2025 1002 Okunma
1 Yorum 13.04.2025 07:28
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-3
12.04.2025 1136 Okunma
2 Yorum 12.04.2025 10:09
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-2
11.04.2025 1035 Okunma
1 Yorum 11.04.2025 10:18
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-1
10.04.2025 1171 Okunma
1 Yorum 10.04.2025 10:53
Reşat Nuri Erol
İslam Medeniyeti Vakfı ‘Salı Seminerleri’ günleri…
9.04.2025 977 Okunma
5 Yorum 09.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Dünyanın Geri Kalanı adına yazılan Açık Mektup
8.04.2025 1072 Okunma
1 Yorum 08.04.2025 10:33
Reşat Nuri Erol
GAZZE; bu sessizlik çok ağır geliyor bana
7.04.2025 1115 Okunma
1 Yorum 07.04.2025 09:02
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-5
6.04.2025 1031 Okunma
1 Yorum 06.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-4
5.04.2025 1067 Okunma
1 Yorum 05.04.2025 07:30
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-3
4.04.2025 1141 Okunma
1 Yorum 04.04.2025 10:14
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-2
3.04.2025 1177 Okunma
1 Yorum 03.04.2025 09:35
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-1
2.04.2025 1190 Okunma
1 Yorum 02.04.2025 10:32
Reşat Nuri Erol
Bir Değerlendirme ve Öneri: Nasıl Belediyecilik?
24.03.2025 1070 Okunma
1 Yorum 24.03.2025 13:59
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi-10
23.03.2025 1153 Okunma
1 Yorum 23.03.2025 09:50
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 9
22.03.2025 1090 Okunma
1 Yorum 22.03.2025 07:10


© 2025 - Akevler