Reşat Nuri Erol
Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde ve gerçekçi
5.08.2018
4758 Okunma, 4 Yorum

 

Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde ve gerçekçi

Sistem yazılarına devam edeceğiz ama -söz verdiğim üzere- bugün sırada yine Adil Düzen İlmihali var… Sinan Eskicioğlu Cuma günleri ilmihal yazıları yazmaya devam ediyor, bu haftaki başlığı şöyle: “Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde, abartısız, ayakları yere basan bir İlmihal. Yazı uzunca, bu köşenin müsaadesi nispetinde bir özet yapmış olacağım.

Adil Düzen İlmihali’nin yine benzerlerinden farklarını ifade ile başlamış, yazar: “1) Öbür dünya endeksli din (İslam) anlayışı yerine, bu dünya endeksli din anlayışı ile İslam’a bakar. 2) Daha Müslüman, daha dindar ve daha ibadetvari bir hayat yerine, İslam’ın sistem olarak yaşanması yolunda Müslümanların neler yapmaları gerektiğini ve bu yolda giderken de ‘kendi içtihatlarıyla’ kendi İslam anlayışlarını oluşturmalarını hedefler. 3) Mutlak Varlık olan Rabb’in ihtiyacı varmış gibi ele alınan ibadetler mantığı yerine, esasında dünyada-hayatta yaşayan insanların ihtiyacı olan İslam’a inanılır ve buna göre İslam anlaşılmaya çalışılır. 4) İslam’ı ve mutlak yaratıcı Rabb’i savunma mantığıyla değil, Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmüttalib’in düşünce tarzıyla, ‘İslam’ı ve Kuran’ı koruyacak olan Rabb’in ta kendisidir, bizim için Kuran’ı anlamak ve yaşamaya çalışmak önemlidir’ mantığı ile hareket edilir.” Devam edelim…

İlmihaller, Müslümanlara dini yaşamada kolaylıklar sağlamak için vardır. Esas hedefleri de budur: Kolaylıklar sağlamak. Yüzyıllardan beri ilmihaller bunun için yazılması gereken eserler olmalıydı. Ancak böyle olmadığını görüyoruz. / Nasıl anlıyoruz? / Müslümanların durumlarına baktığımızda bunu hepimiz gözlemliyoruz aslında. Ama açıkça ifade etmiyoruz ya da etmek istemiyoruz. / Aklımıza iki soru geliyor: / Bir, İslam dinine inandığını söyleyen bu Müslümanlar bir şeyleri ters mi yapıyorlar? / İki, Müslümanların inandığı İslam dininde bir problem mi var?

İslam, son gelen ekmel din (sİstem) ise. Demek ki Müslümanlarda bir sorun var. 

Peki, Müslümanlarda neden sorun var? / Hz. Muhammed (sav) zamanında ve sonrasında Müslümanların ilmihallere ihtiyaçları yoktu. / Müslümanlar ne zaman ki, İslam’ı kullanmaya (ausnutzen/exploit) başladılar, işte o zaman ilmihallere ihtiyaç duymaya başladılar. / İslam’ın ne olduğunu kaynaklarından öğrenip, hayatlarında yaşamak yerine; yaşanan hayatta istedikleri şeyleri İslam kılıfına uydurmak istediler. Böylece Kuran’dan istedikleri cevapları sunan sorular yöneltmeye başladılar. / Müslümanlar, İslam’ın sunduğu tavsiyelere uymaya gayret etmeyi bırakıp; İslam’ı gösteriş, hırs, güç, son dinle övünme gibi bir basamak görmeye başladıklarında ilmihallere ihtiyaç duydular. / En basit olarak şöyle soralım: / İnsan öldükten sonra hesaba çekildiğinde, İslam’ı nasıl yaşadın diye sorulduğunda, verilecek cevaplar şöyle olacaktır: Şu hocanın, bu hocanın dediğine uydum. Allah o kişilere, senin aklın yok muydu da o kişilere uydun diye sorduğunda, bu kişiler, anlayamadığım için onlara uydum, diyecektir. Ancak Allah ayetlerinde açıkça ifade ediyor: Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız, siz hiç düşünmez misiniz? / Müslümanlar, kendilerini aldattıkları gibi, Mutlak Yaratıcı Rabb’i de kandırmaya çalıştılar. İşte bu kandırmaya çalışmanın başlamasıyla Müslümanlar ilmihallere ihtiyaç duymaya başladılar. / Müslümanlar bu duruma düşünce de, İslam hakkında eserler yazanlar, ilmihaller oluşturanlar da, kendi anladıkları gibi-kendi istekleri gibi ilmihaller meydana getirdiler. Bunlar kimi zaman yaşanan çağda devletin istek ve arzuları doğrultusunda oldu, kimi zaman da dini cemaat ve grupların istek ve arzuları doğrultusunda... / İslam hakkında yazılar yazanlar İslam’ın önemini ve farklı olduğunu sunarlarken hep başka dinleri ve başka dinden olanları ayrıştırarak bunu anlatmaya çalışmıştılar. Onların yanlışlarını vurguladıkça, sandılar ki İslam’ın kalitesi daha iyi anlaşılacak. / Ancak çok önemli olan bir maddeyi hep atlamışlardır. / Kuran bütün insanlık için gönderilmiştir. / Hz. Muhammed (sav) veda hutbesinde ‘Ey İnsanlar…’ diye hitap etmiştir…Yazının son kısmı ile devam edelim...

Adil Düzen İlmihali, İslam’ı Müslümanların tapulu malı olmadığının bilinciyle inceler ve anlamaya çalışır. / Adil Düzen İlmihali, Müslümanların daha dindar-daha katı-daha bağnaz olmaları için değil; Müslümanların ve diğer insanların normali-doğalı-İslam’ın tavsiye ettiklerini abartmadan yaşamaları içindir. / Sadece Müslümanları coşturmak için kaleme alınan ilmihallerden farklıdır. Bundan dolayı salih ameller sadece Müslümanlar için değil, bütün insanlar için vardır bilinciyle konuya yaklaşır. / Unutmayalım ki, İslam’ın prensipleri kimsenin tapulu malı değildir.”

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
05.08.2018
08:55



Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde ve gerçekçi

 

Sistem yazılarına devam edeceğiz ama -söz verdiğim üzere- bugün sırada yine Adil Düzen İlmihali var… Sinan Eskicioğlu Cuma günleri ilmihal yazıları yazmaya devam ediyor, bu haftaki başlığı şöyle: “Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde, abartısız, ayakları yere basan bir ilmihal”. Yazı uzunca, bu köşenin müsaadesi nispetinde bir özet yapmış olacağım.

Adil Düzen İlmihali’nin yine benzerlerinden farklarını ifade ile başlamış, yazar: “1) Öbür dünya endeksli din (İslam) anlayışı yerine, bu dünya endeksli din anlayışı ile İslam’a bakar. 2) Daha Müslüman, daha dindar ve daha ibadetvari bir hayat yerine, İslam’ın sistem olarak yaşanması yolunda Müslümanların neler yapmaları gerektiğini ve bu yolda giderken de ‘kendi içtihatlarıyla’ kendi İslam anlayışlarını oluşturmalarını hedefler. 3) Mutlak Varlık olan Rabb’in ihtiyacı varmış gibi ele alınan ibadetler mantığı yerine, esasında dünyada-hayatta yaşayan insanların ihtiyacı olan İslam’a inanılır ve buna göre İslam anlaşılmaya çalışılır. 4) İslam’ı ve mutlak yaratıcı Rabb’i savunma mantığıyla değil, Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib’in düşünce tarzıyla, ‘İslam’ı ve Kur’an’ı koruyacak olan Rabb’in ta kendisidir, bizim için Kur’an’ı anlamak ve yaşamaya çalışmak önemlidir’ mantığı ile hareket edilir.” Devam edelim…

“İlmihaller, Müslümanlara dini yaşamada kolaylıklar sağlamak için vardır. Esas hedefleri de budur: Kolaylıklar sağlamak. Yüzyıllardan beri ilmihaller bunun için yazılması gereken eserler olmalıydı. Ancak böyle olmadığını görüyoruz. / Nasıl anlıyoruz? / Müslümanların durumlarına baktığımızda bunu hepimiz gözlemliyoruz aslında. Ama açıkça ifade etmiyoruz ya da etmek istemiyoruz. / Aklımıza iki soru geliyor: / Bir, İslam dinine inandığını söyleyen bu Müslümanlar bir şeyleri ters mi yapıyorlar? / İki, Müslümanların inandığı İslam dininde bir problem mi var?

“İslam, son gelen ekmel din (sistem) ise. Demek ki Müslümanlarda bir sorun var. 

Peki, Müslümanlarda neden sorun var? / Hz. Muhammed (sav) zamanında ve sonrasında Müslümanların ilmihallere ihtiyaçları yoktu. / Müslümanlar ne zaman ki, İslam’ı kullanmaya (ausnutzen/exploit) başladılar, işte o zaman ilmihallere ihtiyaç duymaya başladılar. / İslam’ın ne olduğunu kaynaklarından öğrenip, hayatlarında yaşamak yerine; yaşanan hayatta istedikleri şeyleri İslam kılıfına uydurmak istediler. Böylece Kur’an’dan istedikleri cevapları sunan sorular yöneltmeye başladılar. / Müslümanlar, İslam’ın sunduğu tavsiyelere uymaya gayret etmeyi bırakıp; İslam’ı gösteriş, hırs, güç, son dinle övünme gibi bir basamak görmeye başladıklarında ilmihallere ihtiyaç duydular. / En basit olarak şöyle soralım: / İnsan öldükten sonra hesaba çekildiğinde, İslam’ı nasıl yaşadın diye sorulduğunda, verilecek cevaplar şöyle olacaktır: Şu hocanın, bu hocanın dediğine uydum. Allah o kişilere, senin aklın yok muydu da o kişilere uydun diye sorduğunda, bu kişiler, anlayamadığım için onlara uydum, diyecektir. Ancak Allah ayetlerinde açıkça ifade ediyor: Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız, siz hiç düşünmez misiniz? / Müslümanlar, kendilerini aldattıkları gibi, Mutlak Yaratıcı Rabb’i de kandırmaya çalıştılar. İşte bu kandırmaya çalışmanın başlamasıyla Müslümanlar ilmihallere ihtiyaç duymaya başladılar. / Müslümanlar bu duruma düşünce de, İslam hakkında eserler yazanlar, ilmihaller oluşturanlar da, kendi anladıkları gibi-kendi istekleri gibi ilmihaller meydana getirdiler. Bunlar kimi zaman yaşanan çağda devletin istek ve arzuları doğrultusunda oldu, kimi zaman da dini cemaat ve grupların istek ve arzuları doğrultusunda... / İslam hakkında yazılar yazanlar İslam’ın önemini ve farklı olduğunu sunarlarken hep başka dinleri ve başka dinden olanları ayrıştırarak bunu anlatmaya çalışmıştılar. Onların yanlışlarını vurguladıkça, sandılar ki İslam’ın kalitesi daha iyi anlaşılacak. / Ancak çok önemli olan bir maddeyi hep atlamışlardır. / Kur’an bütün insanlık için gönderilmiştir. / Hz. Muhammed (sav) Veda Hutbesi’nde ‘Ey insanlar…’ diye hitap etmiştir…” Yazının son kısmı ile devam edelim...

“Adil Düzen İlmihali, İslam’ı Müslümanların tapulu malı olmadığının bilinciyle inceler ve anlamaya çalışır. / Adil Düzen İlmihali, Müslümanların daha dindar-daha katı-daha bağnaz olmaları için değil; Müslümanların ve diğer insanların normali-doğalı-İslam’ın tavsiye ettiklerini abartmadan yaşamaları içindir. / Sadece Müslümanları coşturmak için kaleme alınan ilmihallerden farklıdır. Bundan dolayı salih ameller sadece Müslümanlar için değil, bütün insanlar için vardır bilinciyle konuya yaklaşır. / Unutmayalım ki, İslam’ın prensipleri kimsenin tapulu malı değildir.”

 

# DİĞER MAKALELERİ

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

05 Ağustos 2018
Reşat Nuri Erol
05.08.2018
08:56



Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde ve gerçekçi

 

Sistem yazılarına devam edeceğiz ama -söz verdiğim üzere- bugün sırada yine Adil Düzen İlmihali var… Sinan Eskicioğlu Cuma günleri ilmihal yazıları yazmaya devam ediyor, bu haftaki başlığı şöyle: “Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde, abartısız, ayakları yere basan bir ilmihal”. Yazı uzunca, bu köşenin müsaadesi nispetinde bir özet yapmış olacağım.

Adil Düzen İlmihali’nin yine benzerlerinden farklarını ifade ile başlamış, yazar: “1) Öbür dünya endeksli din (İslam) anlayışı yerine, bu dünya endeksli din anlayışı ile İslam’a bakar. 2) Daha Müslüman, daha dindar ve daha ibadetvari bir hayat yerine, İslam’ın sistem olarak yaşanması yolunda Müslümanların neler yapmaları gerektiğini ve bu yolda giderken de ‘kendi içtihatlarıyla’ kendi İslam anlayışlarını oluşturmalarını hedefler. 3) Mutlak Varlık olan Rabb’in ihtiyacı varmış gibi ele alınan ibadetler mantığı yerine, esasında dünyada-hayatta yaşayan insanların ihtiyacı olan İslam’a inanılır ve buna göre İslam anlaşılmaya çalışılır. 4) İslam’ı ve mutlak yaratıcı Rabb’i savunma mantığıyla değil, Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib’in düşünce tarzıyla, ‘İslam’ı ve Kur’an’ı koruyacak olan Rabb’in ta kendisidir, bizim için Kur’an’ı anlamak ve yaşamaya çalışmak önemlidir’ mantığı ile hareket edilir.” Devam edelim…

“İlmihaller, Müslümanlara dini yaşamada kolaylıklar sağlamak için vardır. Esas hedefleri de budur: Kolaylıklar sağlamak. Yüzyıllardan beri ilmihaller bunun için yazılması gereken eserler olmalıydı. Ancak böyle olmadığını görüyoruz. / Nasıl anlıyoruz? / Müslümanların durumlarına baktığımızda bunu hepimiz gözlemliyoruz aslında. Ama açıkça ifade etmiyoruz ya da etmek istemiyoruz. / Aklımıza iki soru geliyor: / Bir, İslam dinine inandığını söyleyen bu Müslümanlar bir şeyleri ters mi yapıyorlar? / İki, Müslümanların inandığı İslam dininde bir problem mi var?

“İslam, son gelen ekmel din (sistem) ise. Demek ki Müslümanlarda bir sorun var. 

Peki, Müslümanlarda neden sorun var? / Hz. Muhammed (sav) zamanında ve sonrasında Müslümanların ilmihallere ihtiyaçları yoktu. / Müslümanlar ne zaman ki, İslam’ı kullanmaya (ausnutzen/exploit) başladılar, işte o zaman ilmihallere ihtiyaç duymaya başladılar. / İslam’ın ne olduğunu kaynaklarından öğrenip, hayatlarında yaşamak yerine; yaşanan hayatta istedikleri şeyleri İslam kılıfına uydurmak istediler. Böylece Kur’an’dan istedikleri cevapları sunan sorular yöneltmeye başladılar. / Müslümanlar, İslam’ın sunduğu tavsiyelere uymaya gayret etmeyi bırakıp; İslam’ı gösteriş, hırs, güç, son dinle övünme gibi bir basamak görmeye başladıklarında ilmihallere ihtiyaç duydular. / En basit olarak şöyle soralım: / İnsan öldükten sonra hesaba çekildiğinde, İslam’ı nasıl yaşadın diye sorulduğunda, verilecek cevaplar şöyle olacaktır: Şu hocanın, bu hocanın dediğine uydum. Allah o kişilere, senin aklın yok muydu da o kişilere uydun diye sorduğunda, bu kişiler, anlayamadığım için onlara uydum, diyecektir. Ancak Allah ayetlerinde açıkça ifade ediyor: Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız, siz hiç düşünmez misiniz? / Müslümanlar, kendilerini aldattıkları gibi, Mutlak Yaratıcı Rabb’i de kandırmaya çalıştılar. İşte bu kandırmaya çalışmanın başlamasıyla Müslümanlar ilmihallere ihtiyaç duymaya başladılar. / Müslümanlar bu duruma düşünce de, İslam hakkında eserler yazanlar, ilmihaller oluşturanlar da, kendi anladıkları gibi-kendi istekleri gibi ilmihaller meydana getirdiler. Bunlar kimi zaman yaşanan çağda devletin istek ve arzuları doğrultusunda oldu, kimi zaman da dini cemaat ve grupların istek ve arzuları doğrultusunda... / İslam hakkında yazılar yazanlar İslam’ın önemini ve farklı olduğunu sunarlarken hep başka dinleri ve başka dinden olanları ayrıştırarak bunu anlatmaya çalışmıştılar. Onların yanlışlarını vurguladıkça, sandılar ki İslam’ın kalitesi daha iyi anlaşılacak. / Ancak çok önemli olan bir maddeyi hep atlamışlardır. / Kur’an bütün insanlık için gönderilmiştir. / Hz. Muhammed (sav) Veda Hutbesi’nde ‘Ey insanlar…’ diye hitap etmiştir…” Yazının son kısmı ile devam edelim...

“Adil Düzen İlmihali, İslam’ı Müslümanların tapulu malı olmadığının bilinciyle inceler ve anlamaya çalışır. / Adil Düzen İlmihali, Müslümanların daha dindar-daha katı-daha bağnaz olmaları için değil; Müslümanların ve diğer insanların normali-doğalı-İslam’ın tavsiye ettiklerini abartmadan yaşamaları içindir. / Sadece Müslümanları coşturmak için kaleme alınan ilmihallerden farklıdır. Bundan dolayı salih ameller sadece Müslümanlar için değil, bütün insanlar için vardır bilinciyle konuya yaklaşır. / Unutmayalım ki, İslam’ın prensipleri kimsenin tapulu malı değildir.”

 

# DİĞER MAKALELERİ

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

05 Ağustos 2018
Reşat Nuri Erol
05.08.2018
08:57


http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/08/03/adil-duzen-ilmihali-hayatin-icinde-abartisiz-ayaklari-yere-basan-bir-ilmihal/ 



Reşat Nuri Erol
05.08.2018
12:04


1967...1968...1969...AKEVLER 52 YILDIR ÇALIŞIYOR...2016...2017...2018

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 974

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 974. Hafta - 04 Ağustos 2018 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 974. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASI, ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

DIŞ BORÇALAR NASIL ÖDENİR?

***

Enflasyon sorunu nasıl çözülür?

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Kur’an’la ilgilenmeniz… Kur’an’a ulaşmanız…

Kur’an’ın inzarını/uyarısını onlara ulaştırın…

Faizli işçilik yerine faizsiz ortaklık sistemi - 1

Faizli işçilik yerine faizsiz ortaklık sistemi - 2

Reşat Nuri EROL

 

***

 

TAHA SÛRESİ - 12. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

طه(1) مَا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَى(2) إِلَّا تَذْكِرَةً لِمَنْ يَخْشَى(3) تَنزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَا(4)الرَّحْمَانُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى(5) َهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَى(6) وَإِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى(7) اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى(8) وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى(9) إِذْ رَأَى نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَعَلِّي آتِيكُمْ مِنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى(10) فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي يَامُوسَى(11) إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ إِنَّكَ بِالْوَادِي الْمُقَدَّسِ طُوًى(12) وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَى(13) إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمْ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي(14) إِنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَى(15) فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى(16) وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَامُوسَى (17) قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَى (18) قَالَ أَلْقِهَا يَامُوسَى (19) فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى (20) قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَى (21) وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَى (22) لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى (23) اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (24) قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي (25) وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي (26) وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي (27) يَفْقَهُوا قَوْلِي (28) وَاجْعَلْ لِي وَزِيرًا مِنْ أَهْلِي (29) هَارُونَ أَخِي (30) اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي (31) وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي (32) كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا (33) وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا (34) إِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَصِيرًا (35) قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَامُوسَى (36) وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَى (37) إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّكَ مَا يُوحَى (38) أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِي وَعَدُوٌّ لَهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي (39) إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَى أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَى قَدَرٍ يَامُوسَى (40) وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي (41) اذْهَبْ أَنْتَ وَأَخُوكَ بِآيَاتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكْرِي (42) اذْهَبَا إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (43) فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَى (44) قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَنْ يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَنْ يَطْغَى (45) قَالَ لَا تَخَافَا إِنَّنِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَى (46) فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِنْ رَبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى (47) إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى (48) قَالَ فَمَنْ رَبُّكُمَا يَامُوسَى (49) قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَى كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَى (50) قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَى (51) قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنْسَى (52) الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّى (53) كُلُوا وَارْعَوْا أَنْعَامَكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِأُولِي النُّهَى (54) مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَى (55) وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَى (56) قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَامُوسَى (57) فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنْتَ مَكَانًا سُوًى (58) قَالَ مَوْعِدُكُمْ يَوْمُ الزِّينَةِ وَأَنْ يُحْشَرَ النَّاسُ ضُحًى (59) فَتَوَلَّى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ أَتَى (60) قَالَ لَهُمْ مُوسَى وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَى (61) فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى (62) قَالُوا إِنْ هَذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَنْ يُخْرِجَاكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَى (63) فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَى (64) قَالُوا يَامُوسَى إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَى (65) قَالَ بَلْ أَلْقُوا فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِنْ سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَى (66) فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِيفَةً مُوسَى (67) قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنْتَ الْأَعْلَى (68) وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَى (69) فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَى (70) قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَى (71) قَالُوا لَنْ نُؤْثِرَكَ عَلَى مَا جَاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذِي فَطَرَنَا فَاقْضِ مَا أَنْتَ قَاضٍ إِنَّمَا تَقْضِي هَذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا (72) إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَى (73) إِنَّهُ مَنْ يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى (74) وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَى (75) جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاءُ مَنْ تَزَكَّى (76) وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَى (77) فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِهِ فَغَشِيَهُمْ مِنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْ (78) وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَى (79) يَابَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَدْنَاكُمْ جَانِبَ الطُّورِ الْأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى (80) كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبِي وَمَنْ يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَبِي فَقَدْ هَوَى (81) وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِمَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَى (82)

 

***

 

وَمَا أَعْجَلَكَ عَنْ قَوْمِكَ يَامُوسَى (83) قَالَ هُمْ أُولَاءِ عَلَى أَثَرِي وَعَجِلْتُ إِلَيْكَ رَبِّ لِتَرْضَى (84) قَالَ فَإِنَّا قَدْ فَتَنَّا قَوْمَكَ مِنْ بَعْدِكَ وَأَضَلَّهُمُ السَّامِرِيُّ (85) فَرَجَعَ مُوسَى إِلَى قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ يَاقَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُمْ مَوْعِدِي (86) قَالُوا مَا أَخْلَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلَكِنَّا حُمِّلْنَا أَوْزَارًا مِنْ زِينَةِ الْقَوْمِ فَقَذَفْنَاهَا فَكَذَلِكَ أَلْقَى السَّامِرِيُّ (87) فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَذَا إِلَهُكُمْ وَإِلَهُ مُوسَى فَنَسِيَ (88)

 

***

 

وَمَا أَعْجَلَكَ عَنْ قَوْمِكَ يَامُوسَى (83)

Va MAv EaGCaLaKa GaN QaVMiKa YAv MUvSAy (Va MAv EaFGaLaKa GaN FaGLiKa YAv FuGLAv)

“Ve seni kavminden i’cal eden nedir, ya Musa?”

Herhangi bir Karadeniz ormanına girdiğiniz zaman birbirleri ile hiç ilgisi olmayan ağaçlarla karşılaşırsınız. Görünürde bu karmakarışıktır. Oysa gerçekte her bitki ve her ağaç farklı maddeler üretir. Havaya koku olarak farklı maddeler salarlar, diğer bitkiler de ondan yararlanır. Köklerle toprağa salarlar, toprak verimli hale gelir. Yaprakları dökülüp çürüyünce hepsi toprağa karışır. Hayvanlar otladıkları zaman bütün ihtiyaçlarını bir ormanda giderirler.

Kur’an okurken de ayetler arasında böyle ilgisiz ayetleri yan yana görürsünüz. Oysa onların her birinin bulundukları yerde çok derin manaları vardır. Denizi geçmişler; İsrail oğullarına hitapta bulunulmuş, onlara ne yapacakları talim edilmiştir.

Burada da anlatılanlarla ilişki kurma zorluğu var, “Seni kavminden i’cal eden nedir, ey Musa?” deniyor. Biz şimdi düşünmeye başlıyoruz. “Kavminden seni i’cal eden” ifadesi Kur’an’da bir yerde ve burada geçer. Bir şeyden i’cal etmek, ‘acele olarak ayrılmak’ demektir. Onlar üzerinde bir etki bırakarak ayrılmak demektir.

Musa ne yapmıştı da acele olarak kavmini bırakmıştı; işte burada düşünmeye başlarız. Kur’an onu açıklamaya çalışıyor. Böylece Kur’an, kelimeleri ile ezberleme yerine onu anlamaya zorlar bizi. Musa seçilmişleri alarak Tur Dağı’na gitmiş, orada 40 gün kalmıştır. Allah onu çağırmış ama zamanını bildirmemişti. O kavmindeki düzenlemelerini yap(a)madan çağrıya icabet etmişti. Niye işleri düzeltmeden acele geldin denmektedir. Böylece bize ‘acele işe şeytan karışır’ deyimi hatırlatılmaktadır.

Seçimin (24 Haziran) erkene alınması da bu tür acele alınan kararlardandır.

... ... ...

...







Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Yine orman yangınları yine ‘çözüm önerileri’-2
2.08.2025 610 Okunma
1 Yorum 02.08.2025 07:28
Reşat Nuri Erol
Yine orman yangınları yine ‘çözüm önerileri’-1
31.07.2025 631 Okunma
1 Yorum 31.07.2025 08:12
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-8
30.07.2025 665 Okunma
1 Yorum 30.07.2025 11:02
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-7
29.07.2025 696 Okunma
1 Yorum 29.07.2025 10:37
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-6
28.07.2025 710 Okunma
1 Yorum 28.07.2025 09:51
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-5
27.07.2025 745 Okunma
1 Yorum 27.07.2025 12:40
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-4
26.07.2025 834 Okunma
1 Yorum 26.07.2025 09:23
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-3
25.07.2025 799 Okunma
1 Yorum 25.07.2025 09:55
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-2
24.07.2025 793 Okunma
1 Yorum 24.07.2025 11:22
Reşat Nuri Erol
‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-1
23.07.2025 814 Okunma
1 Yorum 23.07.2025 09:28
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-24
22.07.2025 710 Okunma
1 Yorum 22.07.2025 11:47
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-23
21.07.2025 776 Okunma
1 Yorum 21.07.2025 07:03
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-22
20.07.2025 784 Okunma
1 Yorum 20.07.2025 10:09
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-21
19.07.2025 823 Okunma
1 Yorum 19.07.2025 10:37
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-20
18.07.2025 795 Okunma
1 Yorum 18.07.2025 09:24
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-19
17.07.2025 776 Okunma
1 Yorum 17.07.2025 06:41
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-18
16.07.2025 875 Okunma
3 Yorum 16.07.2025 12:53
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-4
15.07.2025 813 Okunma
1 Yorum 15.07.2025 08:52
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-3
14.07.2025 792 Okunma
1 Yorum 14.07.2025 09:46
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-2
13.07.2025 886 Okunma
1 Yorum 13.07.2025 10:50
Reşat Nuri Erol
Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-1
12.07.2025 871 Okunma
1 Yorum 12.07.2025 07:59
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-17
10.07.2025 864 Okunma
1 Yorum 10.07.2025 09:21
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-16
9.07.2025 854 Okunma
1 Yorum 09.07.2025 10:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-15
7.07.2025 870 Okunma
1 Yorum 07.07.2025 06:39
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-14
6.07.2025 913 Okunma
1 Yorum 06.07.2025 09:18
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-13
3.07.2025 899 Okunma
1 Yorum 03.07.2025 07:29
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-12
2.07.2025 940 Okunma
1 Yorum 02.07.2025 11:32
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-11
1.07.2025 1124 Okunma
1 Yorum 01.07.2025 09:28
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-10
29.06.2025 1009 Okunma
1 Yorum 29.06.2025 11:37
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-9
28.06.2025 1038 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-8
26.06.2025 1066 Okunma
1 Yorum 26.06.2025 09:01
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-7
24.06.2025 1021 Okunma
1 Yorum 24.06.2025 05:58
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-6
23.06.2025 951 Okunma
1 Yorum 23.06.2025 06:27
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-5
22.06.2025 912 Okunma
1 Yorum 22.06.2025 08:18
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-4
21.06.2025 941 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-3
19.06.2025 1076 Okunma
1 Yorum 19.06.2025 05:19
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-2
18.06.2025 1241 Okunma
1 Yorum 18.06.2025 08:45
Reşat Nuri Erol
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-1
17.06.2025 1329 Okunma
1 Yorum 17.06.2025 09:26
Reşat Nuri Erol
Müslüman Aile İçin Ahlaki Anayasa - 2
16.06.2025 993 Okunma
1 Yorum 16.06.2025 09:57
Reşat Nuri Erol
Müslüman Aile İçin Ahlaki Anayasa - 1
15.06.2025 1053 Okunma
1 Yorum 15.06.2025 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-4
14.06.2025 1065 Okunma
1 Yorum 14.06.2025 16:57
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-3
12.06.2025 1071 Okunma
1 Yorum 12.06.2025 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-2
10.06.2025 1067 Okunma
1 Yorum 10.06.2025 09:24
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-1
3.06.2025 1093 Okunma
1 Yorum 03.06.2025 09:33
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-14
31.05.2025 1070 Okunma
1 Yorum 31.05.2025 07:06
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-13
30.05.2025 1076 Okunma
1 Yorum 30.05.2025 09:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-12
29.05.2025 998 Okunma
1 Yorum 29.05.2025 06:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-11
28.05.2025 946 Okunma
1 Yorum 28.05.2025 12:02
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-10
27.05.2025 1099 Okunma
1 Yorum 27.05.2025 06:50
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-9
25.05.2025 983 Okunma
1 Yorum 25.05.2025 07:13
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-8
24.05.2025 998 Okunma
1 Yorum 24.05.2025 05:35
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-7
23.05.2025 1055 Okunma
1 Yorum 23.05.2025 07:35
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-6
22.05.2025 1018 Okunma
1 Yorum 22.05.2025 07:01
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-5
21.05.2025 1030 Okunma
1 Yorum 21.05.2025 10:24
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-4
20.05.2025 1098 Okunma
1 Yorum 20.05.2025 11:22
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-3
18.05.2025 1006 Okunma
1 Yorum 18.05.2025 08:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-2
17.05.2025 1062 Okunma
1 Yorum 17.05.2025 09:25
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-1
15.05.2025 1163 Okunma
1 Yorum 15.05.2025 09:01
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-5
13.05.2025 976 Okunma
1 Yorum 13.05.2025 07:16
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-4
12.05.2025 1041 Okunma
1 Yorum 12.05.2025 08:43
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-3
11.05.2025 991 Okunma
1 Yorum 11.05.2025 06:47
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatif- / İsmail Hakkı Satoğlu-2
9.05.2025 961 Okunma
1 Yorum 09.05.2025 06:40
Reşat Nuri Erol
Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi / İsmail Hakkı
7.05.2025 958 Okunma
1 Yorum 07.05.2025 13:55
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-3
6.05.2025 1119 Okunma
1 Yorum 06.05.2025 07:58
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-2
5.05.2025 1110 Okunma
1 Yorum 05.05.2025 08:42
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi hafızası Nazif Satoğlu… - 1
4.05.2025 989 Okunma
1 Yorum 04.05.2025 10:41
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-8
3.05.2025 1068 Okunma
1 Yorum 03.05.2025 10:21
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-7
2.05.2025 1195 Okunma
1 Yorum 02.05.2025 07:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-6
30.04.2025 1099 Okunma
1 Yorum 30.04.2025 09:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-5
29.04.2025 982 Okunma
1 Yorum 29.04.2025 11:19
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4
28.04.2025 1123 Okunma
1 Yorum 28.04.2025 09:34
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-3
27.04.2025 1089 Okunma
1 Yorum 27.04.2025 10:59
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-2
26.04.2025 1038 Okunma
1 Yorum 26.04.2025 09:53
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-1
25.04.2025 1033 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-14
24.04.2025 941 Okunma
1 Yorum 24.04.2025 15:21
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-13
23.04.2025 886 Okunma
1 Yorum 23.04.2025 10:04
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-12
22.04.2025 929 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 11:29
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-11
20.04.2025 999 Okunma
1 Yorum 20.04.2025 06:53
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-10
19.04.2025 988 Okunma
1 Yorum 19.04.2025 10:05
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-9
18.04.2025 1012 Okunma
1 Yorum 18.04.2025 07:39
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-8
17.04.2025 1033 Okunma
1 Yorum 17.04.2025 07:19
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-7
16.04.2025 1127 Okunma
1 Yorum 16.04.2025 11:10
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-6
15.04.2025 1108 Okunma
3 Yorum 15.04.2025 07:20
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-5
14.04.2025 1311 Okunma
1 Yorum 14.04.2025 07:47
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-4
13.04.2025 994 Okunma
1 Yorum 13.04.2025 07:28
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-3
12.04.2025 1122 Okunma
2 Yorum 12.04.2025 10:09
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-2
11.04.2025 1031 Okunma
1 Yorum 11.04.2025 10:18
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-1
10.04.2025 1165 Okunma
1 Yorum 10.04.2025 10:53
Reşat Nuri Erol
İslam Medeniyeti Vakfı ‘Salı Seminerleri’ günleri…
9.04.2025 973 Okunma
5 Yorum 09.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Dünyanın Geri Kalanı adına yazılan Açık Mektup
8.04.2025 1065 Okunma
1 Yorum 08.04.2025 10:33
Reşat Nuri Erol
GAZZE; bu sessizlik çok ağır geliyor bana
7.04.2025 1110 Okunma
1 Yorum 07.04.2025 09:02
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-5
6.04.2025 1028 Okunma
1 Yorum 06.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-4
5.04.2025 1065 Okunma
1 Yorum 05.04.2025 07:30
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-3
4.04.2025 1138 Okunma
1 Yorum 04.04.2025 10:14
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-2
3.04.2025 1174 Okunma
1 Yorum 03.04.2025 09:35
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-1
2.04.2025 1189 Okunma
1 Yorum 02.04.2025 10:32
Reşat Nuri Erol
Bir Değerlendirme ve Öneri: Nasıl Belediyecilik?
24.03.2025 1067 Okunma
1 Yorum 24.03.2025 13:59
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi-10
23.03.2025 1151 Okunma
1 Yorum 23.03.2025 09:50
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 9
22.03.2025 1086 Okunma
1 Yorum 22.03.2025 07:10
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 8
21.03.2025 1155 Okunma
1 Yorum 21.03.2025 06:54


© 2025 - Akevler