20.10.2009
LİSELERDE sosyoloji dersi okutuluyor da (hâlâ okutuluyor mu?) niçin hukuk ve adalet, mimarlık ve şehircilik dersleri okutulmuyor? Çok iyi biliyorum ki, genç nesillere sosyolojiden çok mimarlık ve şehircilik kültürü lazımdır.
Fransa ve başka medenî ülkelerde doğru dürüst okutulan felsefe grubu dersler şunlardır:
1. Psikoloji.
2. Mantık.
3. Ahlâk.
4. Metafizik.
5. Estetik.
Eskiden bu lise derslerinin bizde de bağımsız kitapları vardı.
Mantık bilmeyen bir insan doğru düşünemez, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edemez.
Ahlâk ilmini iyi öğrenmemiş insan iyi nedir, kötü nedir iyice bilemez.
Bir ülkenin idarecileri, seçkinleri, üst/kaymak tabakası mantık ve ahlâk ilmine vakıf değilse o ülke batar. Nasıl batar? Şöyle veya böyle batar.
ABD'de bir politikacı, bir yüksek bürokrat "resmen" yalan söylerse, bir kamu malını veya parasını zimmetine geçirirse, bir yolsuzluğu sâbit olursa kariyeri biter, yıldızı söner.
Bazı ülkelerde yalan söylemek hem bir ahlâksızlıktır, hem bir suçtur.
Bazı ülkelerde sadece ahlâksızlıktır.
Bazılarında ne ahlâksızlıktır, ne suçtur.
Bazılarında ise negatif bir erdemdir, cin fikirliliktir, açıkgözlülüktür.
Türkiye bu "bazılardan" hangi sınıf içindedir.
Öğrencilerine:
1. Faydasız ilimler.
2. Zararlı ilimler.
3. Bozuk ve sapık ideolojiler.
Okutan onlara:
4. Doğru dürüst mantık okutmayan.
5. Ahlâk okutmayan... liseler iyi vatandaşlar, güçlü vatandaşlar, vasıflı vatandaşlar yetiştiremez.
Bu ülkenin halkı bin yıl boyunca ana dilinin edebiyatını, millî kültürünü Arap (İslâm) yazısıyla öğrenmiştir. Bin yılı aşan bir birikim bu yazıyla toplumsal hafızaya geçirilmiştir. Bu yazı yasak edilirse korkunç bir yabancılaşma, kültür erozyonu ve yozlaşması olur. Nitekim oldu da...
Japonlar, Çinliler, Hindistan yazılarını değiştirip Latin alfabesini almış, eski yazılarını yasaklamış olsalardı bu kadar ilerleyebilirler miydi?
Bir ülke, bir halk bir savaş kaybedebilir, ağır bir hezimete uğrayabilir, nüfusunun onda biri ölebilir, şehirleri tahrip edilip yangın yerine çevrilebilir...Şayet onun çocuklarına ve gençlerine iyi, güçlü, vasıflı eğitim veren bir eğitim sistemi varsa o ülke, o halk yıkılmaz, yeniden ayağa kalkar.
….
Yazının tamamı için tıklayın.
Yorum:
Yazarın söylediği gibi bugün yozlaşmamızın sebebi alfabemizin değişmesinin sebebi olduğunu düşünmüyorum. Şimdi bugün Araplar dillerini değiştirmediler de çok mu ileri gittiler? Üstelik hem kendi dillerinin kıymetini bilemediler. Çünkü biraz İngilizce biraz Arapça konuştuklarından Kuran’ı Kerim’in indiği zamanda konuşulan Kureyş Arapçasını da korumadılar. Konuşmalarında kurallı Kuran Arapçası kayboldu. Yerine Âmice denen kaba düzen bir Arapça oluştu. Eğitimlerinde ise Arap alfabesiyle doğru dürüst kaynak olmadığı ve kaynakların Arapçaya çevirecek kimse olmadığı için eğitimlerini İngilizce yapmak zorumda kaldılar. Bugün yüksek eğitimli Arap kendi konusunda Arapça bir makale bile yazamaz. Yazabileceği tek dil İngilizcedir.
Türkiye de ise Türkçe; Arap alfabesinden Latin alfabesine geçerek dilin de eklemeli dil olması avantajını da kullanarak bütün ilmi terimler Türkçeye geçirilebilmiştir. Bu sayede Araplar gibi dil sömürgesi ve çok tuhaftır ki İngilizce fanatiği olmadan dilimizi kullanma özgürlüğünün ferahlığını yaşamaktayız. Ayrıca yazı inkılâbının olmasıyla bizler hem batı hem de doğu ilimlerini öğrenmiş oluyoruz. Bu nedenle Alfabenin değişmesi ne kadar kötü gibi görünse de ne kadar iyi olduğu ortaya çıkmıştır.
وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ
“Olur ki siz bir şey’i hoşlanmazsınız hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır ve olur ki bir şey’i severseniz hâlbuki hakkınızda o bir şerdir.” (Bakara-216)
Bugün eğitim sisteminde Tevhidi Tedrisat kanunu geçerlidir. Herkes aynı eğitimi vermek zorunda kalıyor. Öğrenciler de bu eğitimi zorunlu bir şekilde almak zorunda kalıyor. Adil düzen de ise; isteyen istediği eğitimi verir, isteyen de istediği eğitimi alır.