Allah, ‘dua edenin duasına cevap veririm’ diyor
Sabah, yine sabah…
Bahar, evet bahar, yine bahar…
Sabah sabah yine okuma ve ardından yazma…
Allah’ım, tesirini halk et Allah’ım; amellerimizle birlikte…
Allah diyor ki; ‘Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm…’
(Bugüne de böyle başlamış olayım ve hepimiz bu başlangıca ‘ÂMİN’ diyelim.)
*
İsra Suresi 83. Ayetteyiz… “Ve izâ en’amnâ alâ’l-insâni a’rada ve neâ bi cânibihî, ve izâ messehu’ş-şerru kâne yeûsâ / Ve insana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer, kendisine şer dokununca da umutsuzluğa düşer.” (DİB Meali) Türkçede bir mesel vardır; insan acıkınca doymayacağını zanneder, doyunca da acıkmayacağım der...
‘“Adil Düzen” çalışanlarına Allah başka bir yol açacaktır. Nasıl gece-gündüz olmakta, nasıl yaz-kış olmaktaysa, bunun gibi her insan için iyi günler olacak, kötü günler olacaktır. İnsan nasıl uyanıklık ve uyku hallerini yaşıyorsa, onun gibi darlık ve genişlik zamanları olacaktır. Allah’a inananlar bunu bilirler. Darlık zamanında sabreder, beklerler. Genişlik zamanında da darlık zamanını atlatmak için çalışıp birikim yaparlar.
Eskiden her aile böyle yapıyordu. Bugün bu uygulanamaz olmuştur. Bugün semtler oluşacak, her semt birikim yapacak, darlık zamanında kullanmak üzere semt içinde birikim olacaktır. Gene kişilerin birikimi olacak ama bu semtin ambarlarında ve kasalarında olacaktır. Her bucağın darlık zamanında harcamak üzere birikimi olacaktır. “Adil Düzen”de pek fazla bir şey değişmiyor. Bir bucak içinde on kadar semt olacak, her semtin ambarı olacak. Her bucağın kendi parası olacak, darlık zamanında kendi yağı ile kavrulabilecektir. Tarım bucakları ile sanayi bucakları kardeş bucaklar olacak ve birbirine dayanarak yaşamaya devam edeceklerdir.’
“Ve izâ en’amnâ / Ve in’am ettiğimizde”
‘“Nimet” maddi imkânlardır, ekonomik refahtır.
Burada insan ayrı ayrı kişileri ifade ettiği gibi tüm insanlığı da ifade eder. Yeryüzü tek piyasa hâline gelmiştir. Ülkelerarası para “altın para”dır. Ülke parası “toprak para”dır. İller parası “demir para”dır. Bucakların parası “buğday para”dır. Her semtin de kendi bonosu vardır.
Piyasa demek, fiyatların ve ücretlerin, kiraların ve vergilerin aynı para ile ölçüldüğü yer demektir. Bugün insanlık tek piyasa haline gelmiştir.
Ekonomilerin geceleri var, gündüzleri vardır. Kur’an bunu -Mısır’da anlatıldığı üzere-7 sene olarak belirlemiştir. Önce 7 bolluk yılları gelir. Sonra 7 darlık yılları gelir. Sonra da bir o kadar normal yıllar gelir. Toplan 30 yıla yakındır. Allah darlık yıllarında kullansınlar diye önce bolluk yılları verir, sonra darlık yıllarını getirir.
Bundan önce müminlerin rahmetinden bahsetti.
Şimdi de insanlığa in’am etmekten bahsetmektedir. Fatiha’da anlatılanlar da öyledir...’
*
‘“İnsan i’raz eder”! “İ’raz etmek” demek, gidilen yolu bırakıp başka tarafa sapmak demektir. 1960’larda Türkiye’nin durumu çok kötü idi. Ülkede iş yok, güç yok. Avrupa’ya işçi göndererek nefes almaya başladı Türkiye. Zamanla Türkiye zengin olmaya başladı. Türk halkı refaha ulaştı. “Adil Düzen” sayesinde bu imkânlar ortaya çıktı. Sonra insanlar yaşadıklarını unuttular ve ona yani “Adil Düzen”e karşı cephe aldılar... İşte, i’raz budur.
15 Temmuz’da tehlike atlatıldı. İnsanlar Allah’a hamd etmelidirler. Kesin olarak suçları sabit olanlardan kaçanları cezalandırmak gerekirken, eldeki suç işlememiş kimseleri hapishanelere dolduruyorlar. Asıl suçlu olan Sermaye yani onunla işbirliği içinde olanlar ellerini kollarını sallayıp yurt içinde ve yurt dışında dolaşıyorlar...
İstiklal Savaşı’nı milletle kazandık, iktidara milletle geldik, devleti milletle kurduk; sonra millete sırt çevirip yabancılarla işbirliği yapmaya başladık... Ak Parti kurucularını şimdi dışarı attı, onlardan i’raz etti, şimdi yabancılarla işbirliği yapmakta, onlarla çalışmakta...’