Geçmişten geleceğe bakış ve Türkiye’nin önemi
Okumayı seviyorum; Kur’an’ın emri de ‘OKU!’
Her gün yazmak için her gün okumak da gerekiyor; okuduklarımı yazıyorum…
Her hafta, 900 haftadan beri her hafta “ADİL DÜZEN” dergisini hazırlıyorum; bu hazırlayıp yazdıklarımızın yarıdan fazlası Kur’an tefsiri ve size ulaşanlar genellikle oradan…
Bu minval üzere öylesine doluyum ki; daha fazlasını yazsam!!!
Biliyorum; birçoğunuz az bir şey anladı…
Neyse; bu kadarı da yeter!
Bir ‘feryat’ işte!
Anlayana!
Dünkü “Allah nurunu -kâfirler istemese de- tamamlayacaktır” başlıklı yazımda, birinin ‘ÖNCEKİ DEDİĞİ’ni ve ‘SONRAKİ/SON DEDİĞİ’ni hatırlattıktan sonra, ‘BİZ DİYORUZ Kİ’ demiştim. İyisi mi biz kaldığımız yerden devam edelim, hatırlatmalarımızı yapalım; elbette Kalplerin Sahibi Allah günü gelince onları döndürür ve olması gereken olur.
İnsanlar uygarlaşan varlıklardır, daima ileri gitmek isterler. İleri gidebilmek için yenilik yapmak gerekir. Malazgirt ile Anadolu’ya yeni düzen geldi. Yörükler Anadolu’da yaşayanların yanlarına geliyor ve Anadolu şenleniyordu. Anadolu yerlilerine hiçbir zararları yoktur ama katkıları çoktur. Çünkü onlar tarım ve zanaat ile yaşıyorlardı. Yörük Oğuzlar da asker olarak geliyordu. Geldiler ve Anadolu’daki Rum ve Ermenilerin güvenliğini sağladılar...
Selçuklular Anadolu’ya yeni bir sentez ve yeni bir uygarlık getirdiler...
Osmanlılar ise Anadolu uygarlığını önce Balkanlar’a, sonra Avrupa’ya taşıdılar ve bugünkü Batı uygarlığının doğmasına neden oldular...
Cumhuriyet dönemi adım adım üçüncü binyıl uygarlığını kuracak Türkiye’yi İslamlaştırdı... Demokrat Parti Türkiye’yi tarım uygarlığından sanayi uygarlığına götürdü... Millî Görüş İslâm uygarlığının “Adİl Düzen” modelini ortaya koydu...
Görülüyor ki; İnsanlık ve Türkiye hep uygarlaşmaya dayanan tavrını ortaya koymuştur. Tarihte tutucuların başardıkları hiç görülmemiştir. Olayları kişilerle açıklamak yanılgı sebebidir. Geleceğe “Adİl Düzen” çözümlerini benimseyen düşünce hâkim olacaktır, bu düşünceleri üreten ve uygulamak üzere benimseyen ekol hâkim olacaktır...
Nedir bu ekol, nedir bu düşünceler?
-Ekseriyetin merkezi yönetimi yerine yerinden yönetimli halk yönetimi...
-Karşılıksız para ekonomisi yerine emek karşılığı üretilen ortaklık senetleri…
-Tek/el din/düzen anlayışı yerine, din/düzen özgürlüğü anlamında çoğulculuk…
-İnsanlar okullarda Sermaye ile merkezi iktidarın sömürme teknikleri yerine, çalışarak okuyacak ve çalışma hayatında işlerini nasıl yapacaklarını uygulamalı olarak öğrenecekler...
Türkiye bugün, yukarıda anlattıklarımızı gerçekleştirme açısından dünyanın en önemli ve en gelişmiş ülkesidir.
1) Türkiye, üçüncü binyılın ekonomisi olan halk ekonomisinde en ileri ülkedir. Dünyada banka kontrolünde olmayan ekonomide Türkiye seviyesinde başka ekonomi yoktur.
2) Türkiye geleceğin din anlayışı olacak olan müspet ilme dayalı din anlayışında çok çok ileridedir; örnek olarak “ADİL DÜZEN” medeniyet projesi bu ülkede üretilmiştir.
3) Türkiye gerçek demokrasiye giden yolda dünyanın en ileri ülkesidir. Bütün baskı ve barajlara rağmen mecliste dört parti vardır. Seçimlere iştirak en yüksek seviyededir.
4) Nihayet, üçüncü binyıl uygarlığını kuracak ilim, Adil Düzen ilmi Türkiye’de vardır.
İşte bu sebeplerden dolayı Türkiye dünyadaki en önemli ülke halindedir.
Millî Görüş Lideri ve Önderi Necmettin Erbakan Türkiye’ye önce Millî Görüş’ü getirdi, sonra “Adil Düzen” anlatım ve ilk uygulamaları ile -kendi ifadesiyle- “Adil Düzen”in kokusunu koklattı; O’nun yolunda olanlar şimdi Adil Düzen medeniyetinin kurucuları olacaktır. Hülasa, Türkiye’nin önemi “Adil Düzen”dendir.
Ve’s-SELAM mea’d-DUA…