AB, ABD, ŞİÖ vs’yi bırak; ADİL DÜZEN’e bak!
Günlük KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızı yaparken veya okumam gerekenleri okurken, ayrıca hayatın içinde her gün nice olaylar yaşarken; zihnimde bir değil birkaç makale yazıyorum ama bunların tamamını yazıya dökmek mümkün olmadığı gibi; yazsam bile, tamamını yayınlamak mümkün değil… Bundan dolayı özet denebilecek sayılı makaleler ve kitaplar yazıyor, fırsat buldukça da konferans ve/ya televizyonlarda konuşuyoruz… Yine de elli yılda yazılanların tamamı elli bin sayfa oldu diyoruz ve bunun beşte biri KUR’AN tefsiri… Evet, bunları yayınlayamıyoruz ama -yayın sayarsanız,- internet sitemize atıp yayınlıyoruz… Hakk’ın rızası sadedinde, internet deryasındaki balık mesabesinde olan beşeriyet/halk bilmese yani yeterince ilgilenmese de, Halik/Allah biliyor ya; o da şimdilik bize yeter (mi?)…
Bugün bu girizgâhı neden yaptım? Anlatayım/yazayım… Sıcak gündemde yeni şeyler var (mı?)!!! Bence yok! Eski hamam, eski tas yani ülkemizde ve dünyada “zalim düzen” aynen devam; zalim düzenler arasında sallanıp duruyoruz (yoksa savruluyoruz mu demeliydim?)…
Elli yıldır AB yani “bâtıl düzen” Batı bataklıklarında dolanıp durduktan sonra!!!
Şimdilerde ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü) şaşkınlıkları başlamış durumda!!!
İİT (İslâm İşbirliği Teşkilatı) veya D-8’i canlandırma sevdası yok; YOK!!!
“ADİL DÜZEN” ve de “ADİL EKONOMİK DÜZEN” hiç yok; YOK!!!
Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası ve Ortaklık Ekonomisi YOK!!!
Bu “YOK”luklar içinde nasıl VAR olabileceğimizi bilen VAR mı?..
Ama şurası iyi biline ve anlaşıla: İki nokta arasındaki doğru tektir, sırat-ı müstakim yani doru yol tektir ve o da bu köşede KUR’AN VE İLİM merkezli çalışmalarımızın tabii sonucu olarak hep hatırlattığımız “SİLM/İSLÂM/BARIŞ DÜZENİ” olan “ADİL DÜZEN”dir…
Kimse, hiç kimse -ama hiç kimse,- o düzeni Batı’da yani AB ve/ya ABD’de veya Doğu’da yani ŞİÖ’de (Şanghay İşbirliği Örgütü) aramasın; o düzen bu ülkede, bu topraklarda yani Türkiye’de elli yıldan beri “MİLLÎ GÖRÜŞ VE ADİL DÜZEN” olarak var, var, VAR…
NOKTA!
SERMAYE’NİN KÖLESİ AB VATANDAŞLARI…
Evet, başlık aynen böyle; Sermaye’nin kölesi (Almanya’daki) AB vatandaşları…
Önceki yazımın sonunda “Sermaye’nin seçim oyunu tersine döndü” başlıklı yorumunu aktardığım Lütfi Hocaoğlu (Adil Düzen Çalışanı) çalışma arkadaşım, birkaç günlüğüne Almanya’ya iş seyahatine gitti ve izlenimlerini işte bu başlık altında yazdı…
İzlenimlerin sonu/sonucu şöyle: “Almanya Sermaye’nin kontrol ettiği bir ülke. Sermaye tarafından yönetiliyor. Sistem kurulmuş. Tüm Almanlar Sermaye’nin işçisi yani kölesi. Bir robot gibi yaşıyorlar. Sabah erkenden kalkıyorlar, işlerine gidiyorlar, akşam işten dönüyorlar ve ya evlerinde içiyorlar ya da içkili mekânlarda akşamlarını geçiriyorlar. Yıllarca çalıştıktan sonra emekli olup emekli maaşı ile kıt kanaat geçinmeye çalışıyorlar. Yani Sermaye ağızlarına bir parmak bal çalıyor ve kölesi haline getiriyor. Çaldığı bal da akşamları ve hafta sonları içmek, başka bir şey değil./ Tüm dünyanın Sermaye’nin zulmünden kurtulmaya, Adil Düzen’e ihtiyacı var. Bu nedenle AB’ye girmek için müzakerelere devam etmek demek, Sermaye’nin kölesi olmak için çaba göstermekten öte bir şey değildir. Bir an önce AB müzakerelerinden çekilmeliyiz ve önce kendimiz Adil Düzen’e geçmeli, ülkemizi kalıcı olarak kurtarmalı ve Avrupa’daki köleleştirilmiş AB vatandaşlarının da kurtulmasına vesile olmalıyız.” (İzlenimlerin tamamını okumak isteyenlere şöyle yardımcı olayım; http://www.akevler.org/AdilDuzenDergisi/388/3164/Sermayenin-kolesi-AB-vatandaslari)
Lütfi kardeşimin değerlendirmelerine ben de kısa bir “yorum” yazdım ve noktaladım:
“45 yıl önce öğrenci ve (kaçak) işçi olarak yaşadığım ALMANYA ile Dr./Müh. Lütfi Hocaolu'nun ALMANYA'sında değişen bir şey yok; aynı zulüm yani "ZALİM DÜZEN" devam ediyor, tek çare ve çözüm de "ADİL DÜZEN"... Ve's-SELÂM…”
Son TV konuşmamı soran okuyucularıma not: http://www.tv5.com.tr/medyamizin-bugunku-durumu---mustafa-gecer-resat-nuri-erol-_pri672.html