Haftalık seminer notlarından; filler ve eşekler…
Aynı birlikte toplananlar kader birliği yapmışlardır. Birinin başına bir şey gelirse hepsinin başına gelmiş kabul ederler ve birlikte onu def ederler. Topluluk demek bu demektir. Devlet demek bu demektir. Ülkenin herhangi bir bucağına bir saldırı olursa, bu saldırı ülkeye yani Türkiye’ye yapılmış saldırı kabul edilir ve birlikte onu def ederler.
İnsan vücudu da böyle değil midir? Bedenin bir yere diken batsa tüm bedene batmış kabul edilir ve vücut birlikte savunmaya geçer. Bu arada kişi mensup olduğu birlikle değil de başka kimselerle dayanışmaya girerse, o zaman şeytanı kendisine veli ittihaz etmiş olur.
Her bedenin/vücudun kendi hücreleri vardır. Dışarıdan geleni vücut reddeder. Topluluklar da böyledir. İkili oynayanları topluluk kabul etmez. Çift vatandaşlık bu sebeple İslâmiyet’te yoktur, üst vatandaşlık vardır yani bir kimse ilde ayrı ülkede ayrı vatandaştır, her ikisinin ayrı ayrı üyesidir. Savunma bakımından başka başka dayanışmalarda olabilir...
Bugün Avrupa Birliği’ne girenler, bugünkü mason teşkilatlarında olanlar şeytanı veli edinmişlerdir. Yurt dışındaki örgütlere üye olmaya çalışıyorlar. Avrupa Birliği insanlığın bir üyesi ise elbette oraya dâhil olmakta bir yanlış yoktur. Ama…
Bir de şeytanı tanrılaştıran kimseler vardır. Doları altın yerine kullanmak böyledir. Dolar uluslararası para değildir, dolar ulusal paradır. Altına kote edilmiş her para uluslararası paradır. Bugün böyle bir para yoktur. O halde tüm devletler şeytanı işrak ediyorlar.
İşte, şeytan bunlar arasına girer ve onları birbirine düşürür.
Bugün AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki çatışmanın kaynağı budur. Cemaat ABD’yle, AK Parti’yle, AB’yle bir oldu, onları işrak etti, farklı tanrıları oldu. Şimdi o tanrılar adına savaşılıyor! Yahut şöyle diyebiliriz; Gülen Sermaye tarafı, AK Parti devletler tarafı oldu, savaş devam ediyor... Filler ve eşekler tepiniyor, çimenler eziliyor...
Darbe hareketi oldu. Sermaye başarıya ulaşamadı. Başarıya ulaşamayışının sebepleri: a) ABD ve Rusya darbeyi desteklemediler. b) Türk ordusu gerekli tedbirleri aldı ve darbeyi öne alarak önledi. c) Darbeci Gülen’in subayları cephe değiştirdiler ve halka saldırmadılar. d) Türk halk tek vücut olarak darbeye karşı çıktı.
Evet, darbe büyük bir hezimete uğradı ama ne yazık ki darbe muvaffak olmuş gibi olağanüstü hali yani projeyi uygulatıyor, AK Parti intihar ediyor...
Şaşırırsınız; acaba bunu neden yapıyor?
Yapıyor; çünkü bunlar AB’yi tanrı yaptılar, kurtuluşu onda arıyorlar. Bunlar doları tanrı yaptılar; dolarları olursa her şeye hâkim olacaklarını sandılar. İşte bu işraklarından dolayı şimdi şeytan onları hayali Gülen orduları ile korkutuyor ve onlara karşı tedbir alacağız diye Donkişot’un yel değirmenleri ile savaşı gibi savaşmaktadırlar...
Evet, bugün bütün dünya karşılıksız dolara tapmaktadır, onu tanrı edinmiştir. Herkes ya doların ya da dolara kote edilmiş ulusal paraların peşinde koşmaktadır.
Oysa insanlar karşılığı olmayan paranın değil, üretimin peşinde koşmalıdırlar. Üretim yapmayan emek israftır. Çalışmadan kazanmanın yerine, çalışarak zarar etmeyi tercih etmelidirler. Zarar etseniz de, imkânınız varsa işletmenizi kapatmayacaksınız. İflas edinceye kadar direneceksiniz. Batı ekonomistleri bunu işletmelere anlatmak için marjinal maliyetleri ve kârları ortaya koydular...
Şeytanı tanrılaştıranlardan birileri de sosyalistlerdir. Terör devletleridir. Bunlar işrak etmekle yetinmediler, şeytanı tanrılaştırdılar. Kırk milyon insanı öldürdüler ve bundan dolayı da temizlik yapıyoruz diye sevinmektedirler. Sosyalistler kendilerini övmezler, kapitalizmi kötülerler. Sosyalizmin kusurları konusunda da daha iyisi yoktur derler. Kapitalistler de kapitalizmi övmezler, sosyalistlere çatarlar. Kapitalizmin kusurları konusunda da daha iyisi yoktur derler.
Bizim ne dolara ne de bombaya ihtiyacımız vardır. Bizim “Adil Düzen”e ihtiyacımız vardır, mümin orduya ihtiyacımız vardır. Savaşı silah değil insan yapar. Silah araçtır, fail değildir... (Bu haftaki KUR’AN VE İLİM seminer notlarından bu kadar.)