Adil Ekonomik Düzende denge-3
Reşat Nuri EROL
“Adil Ekonomik Düzende denge” meselesini anlatıp konuya açıklık getirirken, daha doğrusu “mikro ekonomi” ile “makro ekonomi”yi anlatırken, makro ekonominin hukuka dayandığını hatırlattık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Halk ortaya hukuk koyamaz.
Sorunlar mikroda çözülemez, sorunlar ancak makroda çözülebilir.
O halde;
- Halk teknolojiyi kullanacak…
- Devlet de hukuku kullanacak…
- Halk teknolojide buluş yapacak…
- Devlet de hukukta buluş yapacaktır.
***
“Adil Ekonomik Düzende denge” meselesindeki çok önemli başka bir olay da “planlama”dır. Makroda mekanda planlama vardır. Bu devlete aittir. Kişilerin ayrı ayrı bunları yapması mümkün değildir.
Planlama meselesini bugünlerde herkesin bildiği meşhur “kanal projesi” örneği üzerinden anlatalım. “Kanal İstanbul Projesi”ne devlet karar verir, mekanda planlamasını devlet yapar. Kanal İstanbul’un yapılmasına gelince, onu devlet yapmaz halk yapar. Zaman içinde yapar. Devlet şu zamanda şu yapılacak, şunu şu yapacak demez. Şu şöyle yapılacak, kim talip olursa o yapar. Devlet ihale de etmez. Plan içinde insanlar istedikleri işleri istedikleri zaman yaparlar ama sonunda proje gerçekleştirilmiş ve kanal inşa edilmiş olur.
İşte, siyasi partiler kanalın yapılmasını vaat ederlerken hangi usulle bunu yapacaklarını bildirmelidirler... Sosyalist iseler ‘devlet yapacaktır’ derler... Kapitalist iseler ‘yap işlet modeli ile yapılacak’ derler... Liberalist iseler ‘biz bunu yapamayız’ derler...
Adil (Ekonomik) Düzenci iseler ‘bunu halk yapacaktır’ derler…
Halk yani yapanlar nasıl yapacaklardır?
“Adil (Ekonomik) Düzen”de basit ve sade formülle yapacaklardır derler...
Kanal projesini ortak ederek teknisyenlere yaptırırız...
Sonra yine halkı ortak ederek toprağı hafrettiririz...
Daha sonra yine halkı ortak ederek beton döktürürüz...
Sonra ürettiğimiz kanala nazır arsaları ortaklara dağıtırız…
Yani; planlamada kararı devlet alır, halk inşa eder, plana göre inşasını halk yapar.
Bunu nasıl başarırız?
“Kanal Kooperatifi”ni kurarız... “Kanal Senedi”ni çıkarırız... Kanal çevresini planlarız… Kanal senedi ile kanal arsa paylarını satarız...
Yerli yabancı herkes bunları alır ve kanal projesi böylece biter.
***
İşte, halk yukarıdaki dört öneriden hangisini kabul edecekse ona oy verir.
1- Kanalı halk yapsın; SP
2- Yap - İşlet - Devret; AKP
3- Kanalı devlet yapsın; MHP
4- Kanala hiç de gerek yok; CHP
Halk tercihini yapacak ve bu görüşlerden birine oy verecektir.
Yalnız “kanal projesi” için değil; başta Merkez Bankası’nın yönetilip işletilmesinden başlayıp her ekonomik, siyasi ve sosyal konuda hukuk devletin, teknoloji halkın veya her ikisi devletin veya her ikisi sermayenin veya sadece güvenlik devletin...
İşte, ne zaman ki partilerimiz bu seviyeye ulaşır, ne zaman ki halk bu seviyedeki partileri tercih eder, işte o zaman Türkiye’ye “Adil (Ekonomik) Düzen” gelmiş olur...
Yoksa, şimdiye kadar olduğu gibi “zulüm düzeni” devam eder gider...