Özer Ataç
Sahtelik 6
18.03.2025
1848 Okunma, 0 Yorum

Adil Düzen teorisinin mimarı Süleyman Karagülle’nin:

 

“Bilimsel ilerleme, tanım- tarif (teori), deney (pratik) olarak ilerler. Tarifler, ne kadar kapsamlı olursa olsun,  yaşamın değişkenlik ilkesine uyum sağlayamaz. Bu yüzden, yapılmaması gerekenlerin yani yasakların tarif edilmesi gerekir; böylelikle,    yaşamın değişkenliğine vicdani barış düzeni  uyum sağlar. ” yollu ifadelerini hatırlıyorum.

 

 

Bu mantık,  trafik işaretlerini yola değil, yolun kenarlarına koymaya benziyor. Şayet,  vasıtaların akış yolu,  her hangi bir sebepten  dolayı kapanmış ise o zaman,  yolun üzerine  işaret konulabilir.

 

Şunu demek istiyorum; toplumsal düzen tıkanmış, toplum iğdiş edilmiş umut uyum kaosa evirilmişse kitlelerin geçilecek,  ilerlenecek yolu kalmamıştır.  O zaman,  yasak işaretleri  yolu kapatır; ilerleme durur, daralma, bunalım devamında   iç karışıklık başlar.

 

İlginçtir, böyle zamanlarda yasakların tarifi öne çıkar. Yine ilginçtir, yasaklara yöneticiler de uyduğunda tıkanıklıklarda en kısa zamanda aşılır.

 

Bu uygulama barış zamanlarında neden  yapılmaz?!

 

Yani yasal düzenler, barış zamanlarında yalnız  yasakları tarif etmekle neden yetinmez. Özgürlük alanlarını tarif eden yüzlerce  satır labirente toplumlarını sevk eder;  hiç düşündünüz mü ?!

 

Bunda iyi niyet mümkün değil. Çünkü onlar, değişim ve olasılıklar evreninde ufuk seti oluşturuyor.

 

Örneklemeye devam ediyorum:    

 

Dünyanın her yerinde trafik işaretleri yolun kenarlarına veya  ayakları yol kenarına bağlı yol üstü levhalara; yolun barikat konulacak zeminine  çizilen işaretler ise  trafik akış hızının  yavaşladığı, çok şeritin dar şeritlere ayrıldığı   ayrımlarında kullanılıyor.

 

Trafikteki araç -sürücü güvenliği kanıtlanmış bu  uygulamaların,  toplumsal yönetim modelinde, hukuk sisteminde uygulanma-ması, sosyal gelişime karşı  büyük komplolardan biridir.   

 

 

Akıl-vicdan sahibi her birey, insanlığı esenliğe ulaştıracak bu kritik bilgiyi, her fırsatta  barış isteyen karamsarlara  anlatıp,  küresel devlet sahtekarlığında gedik açması gerekir.   

 

 

Diğer bir örnek; insan. düşünmeden edemiyor:

 

Doğayı ve birbirini istila ve  öldürmekten vazgeçmeyen insanlık, nasıl oluyor da dijital sıçramada başarı kazanıyor!?

 

Yani insan aklı,  teknolojide, dijital sıçramada müthiş gelişim sağlarken; benzer gelişim ve sıçramayı, yaygın eğitimde, toplumsal gelişimde,  adil kamusal hizmette neden sağlayamıyor.   

 

Sizce toplumsal düzende veya ortak hukukta, özgürlükler mi,  yoksa yasaklar mı tarif edilmelidir?

 

Değişim  bunlardan hangisini daha çabuk eskitir.

 

Hangisi insanın düşünsel, buluşçu ufkunu ve  düşünme kapasitesini geliştirir.

 

İşte yukarıdan beri açıklamaya çalıştığım husus bu:

 

Özgürlükler tarif edilirse,  toplumsal düzen ve toplum sahtekârlaşır.

Yasaklar tarif edilirse,  gelişimde hata payı/sahtelik azalır.

 

 

 

Değindiğim “ortalıktaki gizlenen” için birkaç şey söylemek kaçınılmaz oldu:

 

İnsan zekasının teknoloji ve bilimsel gelişimdeki mesafeyi,  neden ortak yaşamda alamadığı sorusu, tüm dinlerin,  felsefenin değinip  çözemediği en kritik  sorudur.

 

 

Sanki insan görünümünde  farklı varlıklar, bu çelişkinin sürmesini  bile isteye sağlıyor. Böylelikle, bütün insanlığın ürettiği tüm değerlerin yüzde doksanı,   insanın- insanı, insanın- doğayı  yıkımında kullanılıyor.

 

Sıra sizde!

 

Lütfen,  hafızanızdaki  değerli bildikleriniz dahil,  tüm biriktirdiğiniz bilgileri;  burunuzla  ağır, derin beklemeli tekrarlı solumalar yaparak  zihninizden boşaltın.  

 

Sonra,  insanlığa dayatılan bütün düğümlerin,  hedeflerin, düşmanlıkların,  kutsalların,   adanmışlıkların sahteliğini görün!.

 

Değişim, sahte ile sahtekarlığı ayırırken; sahteliği tolere ediyor. Sahtelik kaçınılmaz fakat samimi; sahtekarlık bencil ve kötücül.         

 

Tıpkı ölüm gibi değişim, insanlık tarafından kaçınılmaz görülüyor; bu yüzden  bilim,  güvenli, kalıcı, sağlam yapılar ve düzenler için yüz yıllardır çalışıyor.  Tabii değişimin bu uğraşa tebessümünü de sezerek.

 

Değişim, bize gelmiyor; zamanın ilerleyen  kompartımanında  içinde olan her şeyle beraber değişiyoruz.(1)

 

“Zaman-zaman”, eski fotoğraflara bakarız.  

Yerli yerindeler değil mi?

Öyle değil; çekildikleri andan uzaklaştıkça onlar da değişiyor.

Ta ki silinecekler.

 

 

“Yerli yerinde”  durdukça, eskiyip solmaları her şeyi açıklıyor.

Yerli yerinde ne varsa,  ne yerde, ne yerinde kalmıyor; hepsi  ilkliğinden eksiliyor.  

 

 

Fotoğraflar koyduğun çekmecede,  kapatıp sergilediğin çerçevede duruyorlar. Fakat, çekildikleri yer  değişmiş; kendileri  solmuş, yıpranmış. Yerindeyken oluşan uyum, canlılık, o eşsiz an  artık görülmüyor. Görüntü dijitalleşip yenilense de anın canlılığı,  o  andan çıkmıyor.  (2)

 

 

“Yerli yerinde” olana ancak,  o an’da  tanık oluruz.

 

Deklanşörün an’dan “yakaladığı”  “capcanlı” görüntü, akabinde  “sıcağı sıcağına” sahteliğe geçerken; gerçek zamanda  poz verenler, sahtelikten doğallığa geçmiş oluyor.   

 

 

Karar alırken, ilk adımı atarken, yola çıkarken verilen sözler, edilen yeminler,… o anda canlı ve olabildiğince gerçek görülür.

 

Söz verenler, samimi veya maskeli olabilir; tüm bunlar,   somut sorunun  güdümünde,  sorundan  çıkış veya  çözüm kaplanmış   sahteliktir.

 

Fotoğraflar, verilmiş sözlere benziyor. Henüz gerçekleşmemiş, gerçekleştirmek için söylenmiş sözler. İster samimi, ister sahtekarca.  Fakat değişim sorunu sahteleştirip yeniliyor.  Buna karşın sahteleşen soruna yönelik söz ve vaad  yerli yerinde duruyor.  

 

Gördüğünüz gibi çözüm  mümkün değil !

 

 

 

 

Açıklamalar:

 

(1)Kompartıman, (Fransızva  compartiment, “bölme” sözcüğünden alıntıBu da iltalyanca aynı anlamlı compartimento  dan alıntı.Yine geç Latince compartire  “paylaşmak, paylaştırmak “ fiilinden, +ment fiiliyle türemiş. Bu fiil Latince pars, pant-“pay,hisse” sözcüğünden cont+ ön ekiyle türemiş.

Bu terim,  optikte ışığın tanecik teorisi P. Gassendi, T.Hobbes tarafından  ışığın sınırlı hız ve enerji ile  doğrusal hareket eden küçük,ayrık parçalardan oluşması olarak tanımlanmış atomculuğun alternatifi olarak bilinir.

Bütünsel evren anlayışında birimleri; birimlerin kendi özel görünen  işleviyle katmanlı şekilde  birim’e ve Bütün’e yönelik işlevsel bağımlığı anlatıyor. Buradan,  İyi-kötü, doğru-yanlış anlayışın  ortak işlevi oluşturduğunu anlıyoruz.

 

 

(2)Poz,  Kişinin kendisi gibi görünmeye çalışmasıdır; sahteliğin itirafı.

Pozlama,  fotoğraf makinesinin sensörüne(duyarga) belirli bir süre içinde görsel veriler oluşturan ışığın miktarıdır.

Fotoğraf çekimi, bir fotoğraf makinesi veya dijital kamera kullanarak görsel anların kaydedilmesi kişiyi manzarayı ölümsüzleştirmek için yapılan. Bunların  zihinsel kayıtlarımızdan farkı olmadığını bilmeliyiz. Hepsi sahte ve solmakta.

 

 

Baudrillard, modern epistemolojideki hâkim “neyi bilebiliriz?” sorusuyla ilgilenmiyor. .

 

Baudrillard klasik epistemolojiye karşı çıkar.

Modern dönemde iddia edilen bilginin kaynağı yahut edinme süreçleriyle ilgili spesifik eleştiri getirir.

Baudrillard sadece epistemolojik süreçleri sorunlu bulmaz, o en temelde hakikatin yok olduğunu söyler

 

**

 

 

Baudrillard, teknolojiden yoksun eski toplumların aslında minimal yaşamlarının en gerçek ve doğal yaşam olduğunu işaret eder. 

 

*** Baudrillard'a göre gerçeklik algılarını sömürüp, simülasyon evrenine geçmiş yapay bir dünya kendi aralarında kapalı ve izole bir iletişim kurarak ahlaki ve kültürel olarak gitgide geri gitmeleri kaçınılmaz olacaktır. 

 

**

Ahlaken çökmüş, adalet mekanizmaları çürümüş ve çekirge sürelerinin hızla taze ot ve ekin aradığı gibi sömürerek yeni değerler arayan acımasız bşr toplum yapısını yaşamıyor muyuz bizler?

Baudrillard, Nietzsche’yi izleyerek, acıyı dahi sömüren bu acımasız toplum kapıtalizmini eleştirmekten elbette haklıydı

 

modern dönemde yaşanan tüm gelişmelerin ilrleme değil gerileme olduğunu savunur.

 

*

Yani Baudrillard’a göre Batı toplumunun başarı sunduğu yeni toplumsal yaşamın tamamı aslında büyük bir yıkım ve insanlığın sosyolojik kültürel ve ahlaki çöküşünü simgelemekte ve medeniyeti, simülakr düzeninin üç aşaması aracılığıyla okumaktadır.

**

 

Rönesans’tan sanayi devrimine ‘klasik’ dönemi belirleyen biçim

kopyalama.

-Sanayileşme dönemine egemen biçim üretim

-Kodun belirlediği güncel evredeyse egemen biçim simülasyondur.

İlk aşamadaki simülakr doğal değer yasası;  

 

ikinci basamaktaki

simülakr ticari değer yasası;

 

üçüncü basamaktaki simülakr ise yapısal değer yasası ile tanımlanır .

 

*

 

Simülasyon ve Hiper- Gerçeklik yasası ile Hakikati gizleyen şey artık simülakr değildir. 

 

Simülakr hakikatin kendisi olmuştur.

 

Güncel dijitalalı sahteliğine örnek: 

Geri Gelen alfatoksinli ihracat ürünlerinin kahve boyası, çukulata aroması ve soya yağı ile “Dubai Çukulatası” fenomenine dönüşmesi.

 

Açıklamalar :

(*) Sahte: Farsça saxte,”yapılmış, mamul, düzme”. Saxtan; “yapmak , uydurmak, imal etmek, düzdürmek”.

Sihir: Arapça, shr kökünden “büyü, dolanımcı,telkinsel görüngü, metafizik dolanım.”

Asıl: Arapça,?şl kökünden aşl , “bitki kökü”; (mecazi)soy,ilke, temel/esas”.Aşila: “köklendi; soylu idi”.

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1190 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2202 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1873 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1599 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1469 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1783 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1186 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 2113 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 2187 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1405 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1420 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 744 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1538 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1381 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1347 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1233 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1474 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2342 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1475 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 2121 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1906 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2239 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2294 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1923 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 2012 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2573 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 1224 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1299 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3288 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1705 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1681 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1641 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1759 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2489 Okunma
Özer Ataç
Makroda Bütünsellik, Mikroda Küreselleşme
23.12.2024 872 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 1
7.01.2025 1254 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 2
18.01.2025 2113 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 3
1.02.2025 1367 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 4
15.02.2025 797 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 5
3.03.2025 1320 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 6
18.03.2025 1848 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 7
1.04.2025 1158 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2299 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2842 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2532 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 4014 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 3086 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3223 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3368 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2746 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 3143 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3439 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2782 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3230 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2401 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 3173 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 3146 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2544 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3590 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 4196 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2778 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2838 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 3068 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1575 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1655 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 2195 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2448 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1817 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2398 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2203 Okunma


© 2025 - Akevler