Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022
2571 Okunma, 0 Yorum

Konu, sistematik olarak birden fazla kitabın omurgasını oluşturacak içerik ve etki alanına sahip. Acizane bu kısa girişim, güncel kayıp ve acılarımızın  “dışında”; fakat dolayımı,   insanlığın daha güvenli tercih ve iş görmesine yönelik arayıştır.

“Tedbir’in” değil, tedbir felsefesi başlığı, derinlemesine arayışın dışarıdansa,  “içeriden” yapılabileceğine dair vurgu içindir. Çünkü öznenin güdümünde olan, onun zaaflarını  taşır; Kavram içe   dönük özne ve  tekil olduğunda yani başka şeyi değil, kendini belirlediğinde; tarif edilmemiş, belirlenmemiş, veriye dönüşmemişi de kapsayacaktır. Böylelikle tarif edilmemişler, veriye dönüşmeyenler önlem düzeneğinde gözetilebilir.

KAVRAMLAR

 

Kanonik” kelimesiyle konuya başlıyorum; kelimenin  “eskiliği” onu öne alıyor. Bilinen tüketim ilkesidir: “ilk giren önce çıkar.” Kelimelerin kökleri, toplumun evrim ve yönelişlerini saptamak için daima ipucudur. Çünkü kelimeler, bilgi ve deneyimin  canlı kanıtıdır.

İbrani kökenli “Ganeh”, Eski Yunancada “kanon” ( yasa, kural)kökünden türemiş; kök fonksiyonu: “kamış çubuklarını ölçüm amacıyla kullanılması”; standarta erişmiş ölçüm; “genel kabul” gören; otoriterlerce doğrulanmış. Taa, M.S.325  İznik Ekümenik Konsiller tarafından kabul edilen kilise yasa ve  kurallarına kadar iniyor.

 

“Kanonik”, hayatın her alanında var; edebiyatta romancının işlediği kişilerin, olayların zaman ve zemini olan  “hayali evren”; matematikte, doğal olanı, benzersizliği; bilişimde, dallı dosyalama düzeneğinde,.. kullanılmaktadır.

 

Özetle bu metinde, “tedbir” kelimesinin  kısa evrimsel   değinisi, onun her düzeyde, amaç dışı oluşumları önleyici etmen şeklinde ortaya çıkmasının tarihidir.

*

Tedbir kelimesi, Arapça kökenli bir kelime; dbr kökünden “işin arkasını düşünmek, planlama, tasarlama yapmak”; dabbara, “arkasını düşündü, tedbir aldı.”anlamlarını karşılıyor.Yeni Türkçede,  ”önlem” kelimesi kullanılmaktadır. Baş göstermiş veya gösterecek tehlikeyi “durdurmak, önüne geçmek”.

İslam Ansiklopedisinde, “bir kimsenin kölesini kendi ölümüne bağlı olarak  “azat etmesi” anlamında fıkıh terimi ; “düşünmek”, işin sonunu düşünerek “gereği gibi davranmak” kaydı düşülmüş.

*

Buna karşın “tedbir” kelimesi, Kur’an’da “işlevsel” olarak çeşitli kelimelerle karşılanmış; hazırlıklı (Şuara/26:56), tuzağı boşa çıkarmak(105:2),ibretliizlem(7:185),tuzak(52:46),hile(20:60),işin gereği (32:5),hakimiyet (3:2), potansiyel(67:16),takva,”ince görmek”(36:45),güç yetirmek(70:41),tasarlama(21:57),yasa koymak(10:3),emir(13:2),hoşgörü(15:85),çare(12:76),düzenleme(79:5),sakınmak(8:25),düzen(12:100),idareetmek(10:31),sabır(3:125).

Kelimenin gelişim havzası  olarak standart kelimesi; eski Latincede extendarium,extens(yaymak, açmak fiilinden türemiş);  İngiliz dilinde ise  “standard” kaydı ile extendere(germek),extence (açmak, yaymak,sermek) bayrak, flama, norm olarak kullanılan ölçü,kıyas birimi, gibi  üretim, pazar(lama)  ihtiyaçlarını karşılıyor.

*

İstikrar; Arapça krr kökünden, “kararalık,olduğu yerde durma”;yine aynı dilin garra (durdu, karar kıldı)dallarından;stability, steady (kararlı,oturmuş),Latince (stabilitas). Dalları denge (balance), statü (Lat.,statuere;dikmek, vazetmek).

 Risk; ilginçtir günlük anlamı “hasar , tehlike” anlamına gelen bu kelime kökeninden “ışık” anlamına da dönüşmüş. Sanskritçe, rocati (ışımak), Hint Avesta, rooçah (ışık, aydınlık), Farsça, rüz (gün), Latince, Lucere/lux (ışık), Arapça,rızk (kısmet,nimet), İtalyanca,rizco(tehlike),Frs., risque (hasar,zarar).

Standart sapma; günümüzde hesap gerektiren bütün alanlarda kullanılmaktadır. Basit ifade ile verilerin, ortalaması  ile aynı verilerin kare köklerinin, ortalamadan sapmaları arasındaki matematiksel karşılaştırma olarak hesaplanmaktadır. Teknolojik gelişmeye koşut, çok bilinmeyenli işletimde,  en az risk ile en yararlının uzlaşımı, sapma güvenliği ile kontrol edilmektedir.    Konumuz bağlamında “belirsizliğin ölçümü” olarak bilinir.

Ayrıca; sigorta, teminat, değişim araçları, banka  gibi kavramlar konunun  ikincil dallarıdır.

 

İLİŞKİLER

 

“Tedbir” kelimesi, varlığın işlev ve  ilişkilerinin  görünen yüzeyinde üretim, gelişim olarak; görünmeyen kısmında  yıkım, bozulma potansiyeli şeklinde,  değişken zıtlığın sınırını belirten bir kavramdır.

 

Tedbir, varlığın tüm işlev ve  ilişkilerinin  her aşamasında, onların yüzeyinde veya derininde zıttı ile mevcuttur. Atom ve atom  altı evrende dahi,  elektron ile çekirdek ilişkisinden; çekirdekteki proton, nötron ve alt katları olan;  foton, mezon, graviton, fermiyon,…ların  ilişkilerinde de  mevcuttur.

 

Nasıl mı; bu taneciklerin birbirleriyle  sınırları ve “sınır ilişkileri” tedbir sayesinde  oluşmaktadır.  Tedbirin ortadan  kalktığı ya da bozum sebebiyle dibe itildiği  elementlerde,  tepkimeyle yeni bileşim elementleri oluşur;  tedbir,  yeni   elementin sınırında zıttı ile   tekrar yüzeye çıkar. Şayet yeni element oluşmamış ise oluşuncaya kadar bozulmuş olan element  tepkime arayışını sürdürür. Buna “kararsız dağınık salınım”  deniliyor(1).

Diğer taraftan insanın, insana ve doğaya  yönelik eylemlerinde,  organizasyonlarında  meydana gelen, her birimsel ya da kümesel belirlemenin sınırı da tedbir ile oluşuyor.

*

Sınır, işlev, etkileşim üçlüsünü daima tedbir tamamlar; yanı sıra,  şeylerin görece güvenliğini sağlar. Bu tanımlamalar ve yüklemeler, konu kavramın doğasını aşan, anlam artırması  değildir. Çünkü, şeylerin varlığını  kararlı, sürdürülebilir hale getiren bütün bilgiler, “tedbir kütüphanesinin” raflarında bulunur.

*

Bir şeyin kararlı hale gelmesi; sayısız işlev,  deneyim, bozum sonucunda, varlığın iç ve dış koşullara uyumlu hale gelmesiyle gerçekleşir. Bu gerçekleşmenin öncesinde ve  sonrasında ortaya  çıkmış ya da çıkacak yapı bozum  riskleri,  daima tedbir ile fakat onun zıt tarafında bulunur.   Yani tedbir,  kararlı “güvenli” halin, hem göstergesi hem de doğrulanmasıdır. Bu halin dışındaki durumlar yine tedbir ile zinde ve potansiyeldir. Tedbirdeki bozum olasılığının   kararlı halin görünmeyen  kısmında kalması hayatidir.  Değişkenliği sağlayan koşulları, değişken etkinliklerimizle beraber ve ayrı  ayrı, en etkili  ölçümler yaparak,  gereğinde aralıksız düzenlemeler sağlayarak  kararlı hal korunabilir.

*

İnsanlık yaşamını  sürekli, kesiksiz olarak sonuç, deney, hedef halkalarıyla  güçlendirir. Hareket ve değişimin canlı, “cansız” işleyişin içeriği, yönleri,  daima gözetilmelidir. Medeniyetler, sonuç,deney,hedef  halkalarıyla inşa ediliyor. İnsan iradesi, doğanın “iradesini” tanıyıp, deneyimleyerek  amaçlar belirliyor.

İnsanlık amaçlarını gerçekleştirmek için her türlü emek, çaba, adanmalar sağlıyor; bunlar   insanlığın en gözde birikimlerdir.  Bu etkinliklerin sonuçları ne olursa olsun, yeni deneyim ve hedefler daima  devreye girecektir.  Sonuçlar, bedeller, deneyim ve hedefler ardışıktır. Ardışıklık kopmaması, olan, oluşacak durumların kararlığını, inşaanın derzini oluşturan  tedbirlere,  sunulacak verilerle sağlayabiliriz.  

 

İnsanlığın tüm birikim ve  etkinlikleri;  semboller, flamalar, patentler, barkodlar ve benzeri  biçimlemeler  bu kapsamdadır.  Yani hepsi, onların sınırını oluşturan tedbirlerle  güven altına alınır. Örneklersek; bir markanın devamını  ne sağlar: proje, etkili yönetim,finansman, Ar- Ge, pazar,…  sonunda sayınlanlar ve sayılmayanların hepsi, açıklaya geldiğimiz anlamda tedbire dönüşmek zorundadır.

 

ÇELİŞKİLER

 

Varlık, doğa, toplumlar arası ilişkiler;  daima hareket ve değişim içindedir. Bunun sebebi, “değişmeyen tek şey değişimdir,” ilkesidir.

*

Sabitlik, kararlılık, güvenlilik  görecelidir. Her kararlı durum,  onu kuşatan, besleyen koşullar ve  kendi içindeki zıttı ile değişime zorlanır.  Yine konu koşulların etkisi,  varlığın tedbiri sayesinde aşılabilir.  Koşullara  uyum, koşulların varlığa desteği,  varlığın  niceliksel değişimini yavaşlatır. Bu da kararlılık, güvenlilik  olarak görülür.

 

Örneğin;  her hangi bir ürünü ve üretim sürecini ele alalım.

Üretilen ürün başlangıçtan,  tüketicinin eline geçtiği ana kadar; bir çok olumlu, olumsuz etki ve işlem altındadır. Ürünün ham maddesinin cevherden çıkarılması, üretim mahallinde üretime girmesi; tanıtım, paketleme, dağıtım,.. her aşamanın deneyimsel, kanıtlanmış, standardı  vardır.  

Yanı sıra bu standartın riskleri,  sapmaları   ürüne içrektir.  Arz zincirinin her aşaması olası olumsuzluklar, ürünün standardının teminatı olan tedbir ile engellenir. Bu tedbir güvenliğinin devamı ise tedbirin bağrında fırsat kollayan zıttını bastırma  etkisine, yine onu etkileyen koşulara  uyumuna;  koşullarda meydana gelebilecek, öngörülmeyen değişimlere yönelik önlem potansiyeline bağlıdır.  

*

Serbest piyasa ortamı, tekelci olmayan rekabet ile üretime, gelişime  daima katkı sağlar. Üretim ve gelişim;  insan, ürün, organizasyon üçlüsüne olumlu etki sağlarken; aynı zamanda  maliyet, verimlilik, rekabet açısından  potansiyel olumsuzlar  içerir. Ortaya çıkan olumsuzluklar, tedbir güvenliğini kırarak yüzeye çıkar.

*

Şeylerdeki iç ve dış çelişkiler,  evrendeki bütün mikro ve makro oluşumlar, sınırlarında  tedbirler oluşturarak birbirinden  ayrılır ve dengelenir. Söz konusu çelişkiler aynı zamanda, şeylerin dinamik olmasının da teminatıdır. Çelişkisizlik bilinemezliktir; şeylerin ayırdına varmak, onların çelişkilerini bilmek ile sağlanır.   

Çelişkilerde var olan olumsuzluklar,  riskler hanesinde tanımlanırken standartlaşır.  O   Standartlar,  risklerin güvenli durumunu gösterir; tabi bu gösterge, değişim sebebiyle daima  testler ile yenilenmelidir.   Kaldı ki yukarıda açıklandığı üzere;  kararlılık  göreceli, koşulların  değişim potansiyelli  ise güvensizdir.

 

ENGELLER

 

İnsanlık gelişim yolunda bütün engellere rağmen azimle ilerlemeyi sürdürüyor. Bu engeller tamamen evrimsel sebeplerden(2) kaynaklanmaktadır. Coğrafya , yönetim biçimleri, ekonomik koşullar; söz konusu evrimselliği  etkileyen faktörlerdir. Bu faktörler, insanın insan; insanın organizasyonla;  devletlerin , devletler ile ilişkisi olarak  tarihin bilinen döneminden bu yana,  acı tecrübelerle günümüze günümüze kadar ulaşmıştır.

*

1945 yılında kurulan Milletler Teşkilatı (BM),  her ne kadar devletlerin barış içinde gelişmesi için küresel tedbir olarak kurulmuşsa da   oluşumdaki çelişkiler ve   olumsuzluklarının yüzeye çıkması, tedbirin kırılmasına yol açtı.

Barış tedbirinin zıttı olan savaşlar;  eşitsizliklerin,  hegemonik arsızlıkların gemi azıya almasıyla, dünyanın bir çok yerinde  “kontrollü” olarak devam etmektedir.  Hatta bu çelişkiyi kontrol ettiğini düşünen süper devletler;   savaşları  evcilleştireceklerini, ardından  sopa olarak kullanıp  olası itirazcıları yola getireceklerini sanıyorlar ve uygulamaya çalışıyorlar.

Onların bu düşüncesi,  BM’i mevcut haliyle,  yani süper devletler güdümünde   en az hasarla sürdürme  girişimidir. Oysa açık denizde, geminin karnında açılmış “çatlak”, çelişkinin olumsuz tarafını  umutlandırır; giderek “gemiyi” batırır.

BM lerin kurucusu “galip devletler”; bu  tedbiri    galiplerin hakimiyetine bağladılar.  Böylelikle barış tedbirini,  güce yani savaşın sebebine yüklediler.   Bu yüzden barış tedbiri, kontrollü savaşa; giderek  hegemonik  gerilimlere, sonunda başlanılan yere,  yani üçüncü yok oluş savaşına dönme emaresi göstermektedir.

Bu gün insanlığın ortak gelişimini tehdit eden en büyük engel; her düzeyde güçlünün  doğaya , güçsüzlere kesiksiz  dayatmalarıdır.  Bu yeltenişlerin rakamsal değeri, şimdiden dünya karbon hazinesini yedi kat  aştı. Doğa bu arsızlığa cevap verecek; kurunun yanında yaş yanacak. Yani insanlık yakın tehlikededir. Talancıların yol açtığı teknolojiye  ancak kemirgen sıfatı yakışır.

*

11 Eylül.2001 yılında, ikiz kulelere , Pentagona  yapılan saldırının akabinde; ABD,ince 20.Eylül.2002 de uygulamaya sokulan, tüm dünyayı savaş alanı gören, “Yeni Amerikan Milli Güvenlik Stratejisi”;  potansiyel tehditlere yönelik, “vurmadan önce vurma”, “önleyici savaş doktrinini”; konumuz bağlamında olumsuzlukları yüzeye çıkmış çelişikliğin bastırılmasına, çatlayan tedbiri onarmaya yöneliktir.    

Ancak, bu küresel güvenliği geri alma girişimi, dengesizliğin “dengesini” istemektir ve  terör devam ediyor.   Yanı sıra koşulların değişimi, BM tedbirini sağlayan  galipler arasında, olumsuzlukları artırmaktadır. Öyle ki yakın zamanda,  “içerdeki”  hesaplaşmanın şiddeti   “dışarıyı” aşacaktır.    

Yan ifade ile koşullar değiştiğinde, eski koşullara uyumlu   tedbir,  güvenli, güvensiz yönüyle ortadan kalkar.

 

ARAYIŞLAR

 

Tedbir, olasılıklar arasında maestro hükmündedir. Varlığın, organizasyonların etkinlikleriyle geleceğini  güvenli kılma işlevi; tedbiri oluşturan örüntünün ilmiği olan standartların;  veri, deneyim, ölçüm  ile bulunan sapmalarla “beslenmesini”(3) gerekli kılıyor.

Tedbir çatısını,  kararlı ve  olasılıklı verilerin,olumsallığını (4 )amaçlayan  dizim oluşturur. Olasılıklar,  koşullara bağlı olarak  çoklaşıp değiştiğinden; tedbir çatısını ayakta tutan “direkler”, sürekli yenilenmelidir.  

“Yenilemeye”  günümüzde en iyi örnek, blockchain dir.

Kısaca, merkezsiz ağ güvenliği.  Bloklar zincirinde yapılan her işlemi, şifreli olarak önceki  bloka aktaran, böylelikle “bağımsız”, bileşik güvenlik sağlayan dizge oluşuyor.  Sistem, dünyada (şimdilik)çoklu risk olasılığını en aza indiren işleyiş olarak kabul görüyor.

Diğer taraftan tüm internet,  alçak irtifa uydularıyla dünyanın üstünü şemsiye gibi kaplamaya;  milyarlarca kullanıcıyı daha çok veri üretmeye teşvik ediyor. Her saniye insanlık tarihinin bütün birikimini aşan veriler, büyük bilgi deposunda toplanıyor. Neredeyse büyük veri deposu,insanlığın kolektif bilinç altını ele geçirecek.

*

Az kaldı: başarılar, yıkımlar, hatalar, zaaflar ne varsa toplanıp işlem kabiliyeti emsalsiz  kuantum bilgisayarlarda, kesiksiz işlemlerle, total insan aklını inşa edecek. Tabii bu Yapay Zeka patronajı demektir.  

Bir tarafta büyük veri  (big data), diğer tarafta görece bağımsız blok zincir sistemi; ikisi ve sentezleri,  insanlığın önünde yol açıcı seçeneler olarak duruyor.  

Medeniyetin ulaştığı  etik ve teknolojik gelişim;  tüm bölünmüşlüğe,  sömürü, kan revan koşullara rağmen insanlık ilerlemeye devam edecek.   Teknoloji geliştikçe;  tedbirler, insan iradesinden, zaafından uzaklaşacak. İnsanlığın üstündeki bilinen maddi dünya ilişkileri azalıp; zihinsel soyutlamanın yeni evrenine, dijital “teşvikle” girecek.  Böylelikle tarihte bilinen tüm “kaba” ilişkiler onun gündeminden çıkarak,  evrimi için nitelikli bir adım atabilecek…  

Belki de gelecekteki “dijital tümleme”, daha önce insanın yapamadığını,  onun potansiyeli    “tümleşik sempatiyi” uyandırıp;     insanlık “büyük vicdan” (5) kaynağına bağlanacak.

Kim bilir; evrimin seçenekleri sonsuzdur.

 

Dipnotlar:

(1)Kablosuz bedava elektrik; Nicola Tesla,1905 yılında yapım aşamasında olan Wardenclyffe Projesi yarım kaldı ve yok edildi.

(2) Evrimsel sebep, varlığın  bitimsiz “arayışıdır”. ‘Neyi  mi arıyor?’ Daha kararlı aynı zamanda gelişmiş duruma ulaşmayı arıyor.  Bu arayış  zamanı tetikliyor; hareket,  zamanı oluşturuyor.  

Sayımsız deneme girişimi, değişen koşullara uyumlu, dönemsel güvenlik ve kararlılık sağlamak içindir. Sağlanan şeyin işletimi, bu günün dilinde “eğitim müfredatıdır.”

(3) Bağıntılı standartlar,  küme tedbirleri oluşturur. Standartların “beslenmesi”;  onları değişkenliğe, etkileşimlere karşı yararlı verilerle  uyanık tutulmasıdır.

(4) Olumsallık;  gelişim, bozum ve yıkımın üstündedir; buna “entropi takibi” denir.  Tabii olumlu gelişimin de biteceği, döngünün tersine işleyeceği zamanlar vardır.

Her şeyin belirsizlikler içerdiği ortamda, kesin doğrular savunulamaz. Organizasyon ve işletmeler; özellikle teknolojik alanda, meslek ve uzmanlık tanımları ile sürekli değişmekte; her işletme,  kendi yapısını devamlı güncellemekte; buna ayak uyduramayanlar rekabet ile “yarıştan” düşmektedir.

(5) Bulunduğumuz boyutta  her şey ikili sisteme dayanıyor. Dijital devrim YZ için Big Data inşa ededursun; bu keşif, bilinen evrene yansıyan Ruh’un,  zerreler üzerinde onlarla beraber tekamül etmesinin esinidir (Dr. Bedri Ruhselman).

Bu Ruh’un insandaki eseri, onun beş duyu dışında irtibatını sağlayan vicdanıdır. “Büyük Vicdan” ise insanlık aleminde eşitsiz ortaya çıkan empatinin, bencilliği silen ve her varlığa yansıyacak  niteliği için kullandım.

Böylelikle top yekün  “insan,insanın kurdudur,” derekesinden çıkacağız ( inşallah).

 

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1022 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2007 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1682 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1435 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1310 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1594 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1031 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1918 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1990 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1224 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1234 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 551 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1359 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1223 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1189 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1039 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1282 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2093 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1268 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1945 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1704 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2064 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2081 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1687 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 1768 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2357 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 993 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1056 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3062 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1455 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1397 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1331 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1461 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2240 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2136 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2650 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2343 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3823 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2901 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3029 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3171 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2547 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2961 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3248 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2620 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3020 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2202 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2953 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2952 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2384 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3398 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3977 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2571 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2621 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2840 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1412 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1427 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1994 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2232 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1658 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2204 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2009 Okunma


© 2024 - Akevler