Seçi (li)m -4
İradenin halleri
Yerel seçimler tamamlandı. Seçilenler, seçenler için seçimler yapacağı yeni bir etaba girdi.
Seçilenler, vaatlerini gerçekleştirmek, gerçekleşenleri sürdürmek görevine başladılar. Yanı sıra, daha önce farklı görevlere seçilmişler ise önceki vaatlerini gerçekleştirme, gerçekleşenleri sürdürme peşindeler. Görünürde vaat edenler böyle eleniyor. Fakat yaşam görünenin dışında doğal veya imal edilmiş etkilerin güdümünde sürüyor. Bu çözüldükçe bağlanan düğümdür. Her seferinde doğallık galebe geliyor; imal eden ve imalin güdümüne giren(ler) bedel ödüyor.
*
Farklı düzeylerde seçilegelenlerin, vaad ettiklerini gerçekleştirmek, sürdürmek için hangisine daha çok ihtiyaçları var:
Çabaya mı, önceki çabaların olgunlaştırdığı seçeneklerden tercihe mi?
Dolayımlı görünen bu sorunu cevabı çok açık: Seçimin tercihi Değişim, seçilimin ki sürdürme olacaktır. Yani biri irade koyma, diğeri dahil olma.
*
Tekrar başa dönelim:
Evrim ne yapacağını bilen bir arayış mı; yoksa ne olacağı belirsiz olan koşullara uyum çabası mı? Artık,“her ikisi ve ötesi” diyebiliyoruz. Tıpkı bilim gibi. Araştırırken, denerken, öğrenip –değişerek, değiştiriyoruz. Bilim dışında değiştirme- değişme yoktur; çözülme ve savrulma vardır.
*
Değişimin kurallarını irdeleyenler, değişimde olmanın ötesinde kendi geleceklerine “kelebek etkisi” katarak dönüşürler. Tabii ‘irdelemenin’ niceliksel aşamalara ulaşması kaydıyla.
Eskiden bilimin öncüleri, keşifleri yüz yıllık aralıklarla gerçekleştirip, yine uzun aralıklarla yaşama dahil ediliyordu.
Bugün insanlığın ulaştığı keşiflerin düzeyi ve günlük kullanıma dahil etme süresi emsalsiz seviyeye ulaştı. Yüz yıllık dönüşümler, bir yıllık, hatta aylık sürelere indi.
“Küresel hoyratlık” diyebileceğimiz çağın sonuna geldiğimiz günümüzde; on altıncı yüzyıldan bu yana, yüz yıllık periyodlu keşiflerin haftalara inmesi, maddenin hal değişimine benziyor: medeniyet ‘katı’ halden, ‘gaz’ haline dönüşüyor.(13)
Tarih temalı astrologlar, “dünyamızın toprak döneminin sonuna geldiğini; artık hava dönemine girildiğini, merkeziyetçi yönetimlerin son bulacağını söylemeleri çıkarsamamızla uyumludur.(14)
Adil Düzen Sistemi mimarı Süleyman Karagülle, medeniyetimizin hızla artan bilim ve iletişim düzeyi, küresel entegrasyonu getireceğini; bu aşamaya ulaşan insanlığı maddenin ‘gaz’ haline benzeterek; “yeni aşamada, her şeyin her yerde eş dağılımsız (heterojen) yaşanacağını; bilgi ve kullanım sınırlarının kalkacağını, çok ve değişken kutupsallığın artacağını; böylece asal olanın her yerde, her bireye sirayet edeceğini; eşitsizliğin bencilce sürdürülen kararlığının kırılacağına” dair sözlerini hatırladım.
*
İçinde bulunduğumuz ‘bölgesel kontrollü’, bazılarının “seyreltilmiş üçüncü dünya savaşı” dediği bu dönem; geçmişe dayalı öngörülerin aksine, daha sağlıklı olguların yaşandığı dönemler olacak. Çünkü bilgi, içine yerleştirilen her türlü olumsuzluğa rağmen, insanlıkla buluşacak. Entropinin yetersizliği sebebiyle değişim ve gelişme artacak.
Bu yüzden evrime, maddenin koşullar ve olanaklar inşası diyebiliriz..
İnsanlık bu ‘inşa sağınağına, bir taraftan bencil ve edilgen, diğer taraftan etkin, ve özgeci dahil olmaya çabalıyor.
Bu, seçilim ve seçimlerimizin özetidir.
Açıklamalar:
(13) Maddenin dört hali olduğuna dair bulgu; katı, sıvı, gaz , plazma şeklindedir. Atom altı araştırmalarda bu sayı teorik olarak artıyor.
Diğer taraftan Sümerlerden bu yana “ gezegen etki bilimi” adı altında, güneş sistemindeki gezegenlerin titreşimsel(impulsifi) etkileri, kadim söylenceyle sentezlenip günümüze ulaşmış: ‘Toprak elementi’, fiziksel olan her şeyi simgelerken; ‘su elementi’ estetik ve ruhu, ‘ateş elementi’ ahlakı, ‘hava elementi’ aklı temsil ediyor. Bu yüzden “katı, biçimsel, merkeziyetçi çağ son buluyor; yaygın akıl, yapay zeka hava çağı başlıyor” deniyor.
(14) Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ‘nün yayımladığı 2023 yıl Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri Raporu’na göre dünya inovasyon, girişimcilik ve teknolojiye yönelirken , geçen yıl 3,5 milyon rekor sayıda patent başvurusu yapılmış. Bu artış maratonunun son turunda ‘bayrağı’ yapay zeka taşıyacak.