Özer Ataç
Sahtelik 2
18.01.2025
2233 Okunma, 0 Yorum

Yaşamın somut etkileri  soyutluğun aktarma limanı olan zihinlerimizde yer tutuyor.  Somutun kesiksiz  değişimi,  hareketin kozası olan  zaman içinde meydana geliyor. “Hareket,    zamanın sebebidir”, dense de   zamanın, hareket üzerindeki etkisi henüz  bilinmiyor.     

 

 

‘Sahtelik’, tekil bir yönelim değil;  Bütün’lükte oluşan yanılgıları “kestirmeden” aşma eylemidir.  “Yönelim”,  eyleme dönüşüp yer tuttuğunda üremeye başlıyor; bu da Bütün’selliğin içinde  oluşan anomaliler olarak ifade ediliyor. (1)

 

Sahteliğin tutunma, çoğalma güdüsü onun eril karakterde olduğuna dair kanıt olabilir mi?

 

 

“Aldatma”,  “sahtelik”  sosyolojide “beslenme”, “avlanma” köklü bir yönelimdir. Bu yönelimde cinsiyet faktörü bilinenin aksine  eril ağırlıktadır.

Dişilin kök karakteri görece eylemsizliktir; erilin ise avlanmak. Tabii ki her şeyde olduğu gibi  ara unsurlar,  “geçişler” olacaktır.  Yine de hareket, dişil değil erildir. Buradan  yukarıdaki,  “zamanın, hareket üzerindeki etkisi henüz  bilinmiyor.” İfademize bu noktada  tanım çıkarabiliriz: “zaman dişildir.”

 

 

Demek ki  “sahtelik”, toplayıcılık döneminden sonra ortaya çıktı. Avlanma ihtiyacının doğal sonuçlarından birincisiydi.  ”Geçim derdi” diyebiliriz.

 

Modern zamanlarda her şeyde olduğu gibi bu doğal ihtiyaçlarımız,   haz dürtüsüyle zehirlendi. “Avlanma” derken,  paratepeli  zenginlerin gelişmiş silahlarla avlanmasını kast etmiyorum.  Yaşamak için asgari düzeyde diğer canlıları avlamaktan söz ediyorum.  (2)

 

Dişil formlarda görülen sahtelik ya da aldatma,  tutunduğu yerde tıpkı mantar gibi üremesi onun ikincil sonuçlarındandır. Paradoksal görünüyor.

Aldattıkça,  aldandıkça  sahtelikler, diğer işlerimize sirayet ediyor; çoğalıyor.

Bu yüzden sorgulama (aklı kullanma) en büyük ibadettir.

 

Dişilin 21 çift   (x)  kromozomu var;  tekil karakterini sentezleyerek çoğaltmaya   “karar verdiğinde”, 21nci  kromozomu (y) de sabitliyor.

 

Sabitlemeyenler, 21nci (x) kromozomu  üreyeceği zaman (x) karaktere dönüştürüyor.

 

Son kromozomun bu  ikircikliğine “sahtelik” diyebilir miyiz?   Diyebilirsek  “sahtelik” , üremenin aktif/eril  tarafında kalıyor demektir.

 

Unutmadan;  kabını aşan büyümeler de sahtelikle malul olduğunu belirtmeliyim. Taşma artarak sürdüğünde  kabı kaplar, kap görünmez olur;  bu  görüntü de “sahtelik” içerir.  

 

İki sonca ulaştık:

Birincisi,  değişkenliğin somutta görülen sahteliği.

Diğeri, kararsız süreçlerin sahteliği.

 

 

Giderek hızlanıyoruz;  iş ve irade bayrağını  Yapay Zeka’ya teslim ettiğimizde büyük ayrılma  olacak.

 

 

Daha “dün”,  iller arası santral aktarmalı sıra beklemeli görüşme yapılıyordu. Şimdilerde ceplerimizdeki telefonlara kıtalar sıkıştırıldı.  Hareket halindeyken dahi  görsel konuşma yapabiliyoruz; yanı sıra görüşmelerimize   bilgi belge de ekleyerek.

 

 

“Gezegenimizin çevresi,   Ekvator’da yaklaşık 40.000 kilometre uzunluğunda olduğundan, Dünya’nın dönme hızı  saatte yaklaşık 1650 kilometreyle burada gerçekleşiyor.”

 

Dünya kendi etrafında dönerken, güneşin etrafında da dönüyor. Dünya’mızın yörünge hızı ortalama saatte 107.208 kilometre; saniyede 29,78 kilometre”…

 

Bitmedi:  “Güneş’te kendi ekseni etrafında dönüşü ve Güneş’in yörüngesindeki cisimlerin dönüş periyodunun, Güneş’in kendi ekseni etrafında dönüş periyodu ile uyumlu olduğu… ayrıca,  Güneş’in  ya da Dünya’nın kuzey kutbunun üzerinde bir noktadan bakıldığında, Dünya Güneş etrafında saat yönünün tersine dönüyor gibi göründüğü,”   bilimsel kayıtlarda  “kesinlik” olarak  yer aldı.

 

Güneş,  Samanyolu içinde Samanyolu kendi ekseninde dönerken; Samanyolumuz   benzer gökadalar ile başka bir yörüngenin döngüsünde olduğu yine astro fizikçiler öngörüyor.

 

Tuhaf;  oralara gitmeden, uzaktan “davulun” sesini dinleyip,  davulcunun  eşkalini davulu ile ilişkisini, çalma amacını mahallini vs tahmin ediyorlar. Oysa burnumuzun dibi, zulüm çukurlarından geçilmiyor.

 

 

Bütün koşuşturmamız, hızlanmamız;  durduğumuzda bunalıma girmemiz bundan mı; yani  içinde bulunduğumuzu kozmik sistemin de “koşuşturmasından” mı?  

 

Bir yerden diğer bir yere seyahat ederken,  otomobil içindeysek,  biz de gidiyoruz.   Gitmeye  adımlamayla  katkıda bulunmasak ta   bizi götüren aracın  hızını artmasını  sağlayabiliriz.  

 

Kısaca,  içinde bulunduğumuz şey,  yol aldığı  için biz de onunla yol aldığımızdan; neden içerde “yol alır” gibi yapıyoruz !?

 

“Gibi”,  çünkü  dünya kabından çıkamıyoruz.

 

Ne kadar yersiz görünse de  bütün aktivitemiz, hücrenin çekirdeği ile zarı arasındaki sitoplazma “boşluğunda” kalıyor.  Bu size “boşluğun” yaşama başka bir galebe  örneğidir.  (3)

 

Fakat kozmik sistem,  dıştaki işleyişi bir şekilde içindekilere  “dayatıyor”. Bu yüzden, doğada ne varsa,  kendi içinde  döngüsel saate sahip. Böylece seyahat ederken, organlarımız,  aklımız,  günlük “yörüngemizi”  sorunsuz tamamlamak için  çalışıyor.

 

 

“Dışarıda ne varsa, içerde o oluyor.”

 

Kozmik sistemin döngüselliği,  içindekilere de sirayet ediyor.

 

Tabii bütün bunlar,  birbirini taklit etmiyor. Birbirine Bütün’sel işlev doğrultusunda uyumlanıyor; varlık, bunu  kozmik sistem için değil, varlığını sürdürmek  için “yapıyor”.   Buna emsalsiz “aklın” marifeti, diyebiliriz.

 

Bir şey kendi başına,  kendi lehine işler yapabilir mi?  

Sorusuna ulaştık:

 

(i) Hiçbir şey iç ve dış koşullarından  bağımsız olamaz;

(ii) hiçbir şey  bağımsız değildir;

(ii) hiçbir şey salt eylediklerinin etkisinde değildir.

 

Peki,  bu tanımlama yumağında,   “ipin ucu” var mı, varsa  nerede?

 

Birincisi,  bu soru dar düşünce kalıplı,  lineer (doğrusal),  iki olasılıklı düşüncenin ürünüdür. Oysa evren, çok boyutlu ve çok olasılıklıdır.

İkincisi,  dünyamızda her şey öngörülmez şekilde birbirine bağlı ve birbirini,  öngörülmez  olarak etkiliyor.

Üçüncüsü,  bu çok taraflı etkilem, mikrodan makroya kesintisiz  işliyor.

 

Soruya yeniden bakabilir miyiz:

 

Sayısız kodlu ve iradeli minimal  merkezler,  aynı anda çalışıyor; “karınca kararınca”,  nasiplerini  topluyorlar.  Bu nasiplerin toplam etkisi bölgelere, kıtalara, dünyamıza, Güneş sistemimize tesir ediyor. Her minimal organik ve inorganik “eylemci”,  kendi varlığını sürdürme,  koşulları kendi gelişimi lehine dönüştürme ve   kendini geliştirme isteği içinde   “çalışıyor”. (4)

 

Yani “ipin ucu” yok; öyle gördüklerimize kapılırsak,  hatalar yaparız.

 

 

 

 

 

 Açıklamalar:

 

  1. Anomali: Normalden uzaklaşma, sapma; ölçü ve kuralı da olumsuz etkileyen uyumsuzluk. Anomalinin Bütün’sellikte oluşması yadırganabilir. Böylece ortaya çıkacak toksinler(zehir) kontrol altında tutulduğu ölçüde entropik toptan yıkımı başlatacak risk engellenir.

 

 

  1. Asgari: Arapça sgr kökünden asgar “daha küçük, en küçük” sözcüğünden türemiş; minör, minimus. (Nişanyan) Mevsimler döngüler ihtiyaçlarımız için maksimum yararın asgari modellemesini işaret ediyor. “Stok” ve “taze” zıtlığını burada anıyorum. Biri çürüme, istismar, korku; diğeri bereket , yenilenme, lezzet verir. Toplum yönetiminde asgarilik;  yasal düzenleme olarak  Anayasayı ,   siyasal yönetişimde ise doğrudanlık, teşrifatsızlık, yerelliğin  bereketini ifade ediyor.    

 

 

  1. Sahtelik/1 bölüme  başlarken, “ Özü: Her şeyin aslı yokluktur. Somut olanların değişimi,  ister gelişim, isterse bozum yönünde  olsun;  varlığın çekirdeği yokluktur.”  ifadesini,  çekirdek meyveye doğru gelişirken, meyve çekirdeği (gübre) büyütür şeklinde “güncelliyorum”.  

 

  1. Minimal merkez, Çok Kutuplu Dünya tanımını çağırıştırıyor. Öyle değil !. İnsanlığın niteliği,  bilgi ve eylem yetkinliği bireysel olarak artıkça;  toplumsal , küresel  yönetişim standartlaşır, tek merkezli    görüntü verir. Çünkü “rutin”,   standart ile daha güvenli ve konforludur.    Bu yüzden savaşlar,     insanlar arasındaki bilgi ve eylem uçurumlarının derinliğine koşut  bitmiyor.      

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1260 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2296 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1962 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1674 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1543 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1874 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1258 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 2206 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 2281 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1503 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1503 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 834 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1631 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1457 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1429 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1331 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1546 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2444 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1569 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 2195 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1998 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2321 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2390 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 2028 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 2114 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2667 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 1329 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1398 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3386 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1807 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1786 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1736 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1876 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2576 Okunma
Özer Ataç
Makroda Bütünsellik, Mikroda Küreselleşme
23.12.2024 970 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 1
7.01.2025 1380 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 2
18.01.2025 2233 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 3
1.02.2025 1453 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 4
15.02.2025 917 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 5
3.03.2025 1422 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 6
18.03.2025 1973 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 7
1.04.2025 1504 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik
13.04.2025 1416 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik - 2
29.04.2025 1199 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2364 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2930 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2621 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 4108 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 3171 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3314 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3450 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2837 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 3232 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3527 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2850 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3316 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2487 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 3260 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 3229 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2611 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3669 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 4278 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2911 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2966 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 3203 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1640 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1789 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 2326 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2588 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1886 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2487 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2291 Okunma


© 2025 - Akevler