Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022
2954 Okunma, 0 Yorum

Z   SENTEZ

 

Güncel trend “z kuşağı”; nesillere harf isimlerini  kim, neden veriyor; merak edenimiz çoktur.  İngilizcenin harf dizgesinde  son harf  z.

Ne oluyor, insanlığın  sonuna mı geldik; gıda ile kısırlaştırmanın ilk “meyvesi” bu nesil mi?

 “Yasak meyve” söylencesi, yer yüzünde ters mi işletiliyor;  cennette kökü yukarıda olan  Tuğba ağacının yer yüzü versiyonu Holly wood’un un    insanlığı fiziksel evrenden zihinsel evrene geçişinin  köprüsündeki son  nesil z kuşağı  olabilir mi? Artık bu toptan “intikale” meta words diyorlar.

Fizikselliğin yetersizliği, açmazları medeniyetin mevcut  aşamasında terk edilmesi gereken “alan” olarak görüleli epey oluyor; bu yüzden gelecek nesiller için internet, dijital evrenler hazırlanıyor. Tıpkı Avrupalı kâşiflerin 1530 yıllarında  çeşitli yollarla başlattığı göçler gibi. Z kuşağı dijital evrenin ilk yerleşimcileri olmalı.   

Kurgusal telkin,

Özgün adı,  “World War Z”  ,Türkiye de 2014 yılında gösterime giren “Dünya Savaşı Z” filmi geldi aklıma. Brad Pitt’in başrolde olduğu filmde Güney Kore’de ortaya çıkan bir virüs insanların beynini ele geçirip yaşayan ölüler (zombi)haline getiriyor ve insanlık ikiye ayrılıyor; yaşayan ölüler ve diğerleri.

Burada da Z ; “ bitiş”, “son” anlamı içeriyor. Fakat, yaşam bitmez! Milyarlarca yıl,  milyarlarca varlık,  özündeki var olmaya koduyla  sonsuz olasılıkları zorlayarak var olmaya, gelişime  yol açıyor.

Demek ki nesilleri işaret eden harfler; hecelere, kelimelere, isim ve fiillere,…derken cümle ve söylencelere, öykülere yol alacak. Sonra yüksek olasılıkla,    insanlığın “büyük hasatı”, “terhisi” ;  eğitimini tamamlamayanlar için yeni öğretim denemi.

 Evrenin ruhsal aklının  zaman ve malzemesi sonsuz; varlık ise sürekli “kıyafet” değiştirip bu akışa  tekamül  için anca “yetişiyor”.

 

Harfler medeniyeti

Temel ilkedir: “Varlık ve bileşim modelleri melezleşerek ilerler”. Fakat değişim ve dönüşüm,  kurum sahiplerini ve kollayıcılarını her zaman ürkütür. Bu yüzden  bilinmezliği iş edinen  Vatikan türü “yatıştırıcılar” ihdas edilir.

Onlar hep saflığı vaaz ederler; halk ta saflığı biyolojik olarak anlar. Yani bedenden düşünceye temizlik yöntemi derken; aradan ırkçılık çıka gelir. Çünkü yanlıştan doğru çıkmaz; yanlış aşınıp evirilerek doğruya dönüşür.    Dolayısıyla yaşamda  iktisadi, siyasi modeller  olgularla sınanarak    gelişir; gelişenlerden uç verip öne çıkanlar  kendi aralarında sentezlenip ilerler.

***

Krallıklar, imparatorluklar; cumhuriyet, otoriter rejimler; liberalizm, demokrasi, sosyalizm;  liberal demokrasi, kamuculuk,... her yönetsel  deneyim  insanlığa kattığı ve doğanın verdiği karşılık ile evrimleşiyor.

Tabi ki bilimsel buluşlarda olduğu gibi yönetim doktrinleri,  önceki bulgu ve deneyimlerden yararlanarak inşa edilir; bu  mevcut bulgu ile yeni deneyimlerin  sentezidir. Yani kimyasal elementler nasıl yeni bileşimler yapıyorsa   bilimsel keşifler , yönetsel düzenler öyle ilerliyor.  

Bütün bu değinileri, ‘z’  neslini  insanlığın “alfabeyi sökme” aşamasını işaret ettiğini; özündeki “alfabe” ile  heceleme, kelimeler oluşturup kitaplar, külliyatlar “inşa” etme öngürüsü ile yaptım.

Siyasal sentez

Örneklere geçelim: Francis Fukuyama’nın  “Tarihin Sonu”  tezi ile insanlık yönetim modellerinin sonu olan Liberal Demokrasi’ye ulaşması; ‘z’ belirlemesini andırıyor.

Fukuyama tezinde tarihin iki faktöre dayandığını savunuyor:

Birincisi, ekonomik modernleşmenin temelini oluşturan modern doğa bilimi ve teknolojisinin anlaşılması; ikincisi ise en nihayetinde uluslararası alanda tanınan, insan haklarını tanıyan bir siyasi sistem  mücadelesi.

Bunun yanı sıra Fukuyama,  tarihsel gelişim sürecinin tepe noktasının Marksistlerin savunduğu gibi sosyalizmde değil, demokrasi ve piyasa ekonomisinde olduğunu öne sürüyor.

Oysa, doğa ve doğaya yönelik teknolojik keşifler, varlığın evrim ve modelleri bitmeyeceğinden;  bu tür öngörüler, olgularla desteklense bile ‘mutlak sistem’  gerçekleşmeyecektir.

***

İkinci örnek olarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin deneyimlerine bakabiliriz. Kırsal esaslı sosyalist devrim (1949) ve devrime uygun insan modelleri oluşturmak için kültür devrimi (1966-1976) aşamalarından geçtikten sonra Çin idaresi yeni bir evreye girer.  Bu süreçte “bir ülke iki  sistem” modeli ile Çin’e katılan Honk Konk’un,  İngiltere idaresinde 156 yıllık küresel kodlu ticari tecrübesini aşılaması, Çin’nin değişim ve gelişiminde belirgin etkisi oluşturduğu   çok açık.

Benzer değişimi fakat daha edilgen olarak Hindistan’da gözlemliyoruz. Hindistan İngiliz idaresi (sömürü) altında 89 yıl kaldıktan sonra bağımsızlığını alarak kendi yönetimine geçti. Onun da küresel sömürücü İngiltere’den alıp yorumladığı tecrübelerle, kendi koşullarına göre evirilip yenilendiğini;  yakın gelecekte dünya ticaret ve kültüründe ilk üçte yer alacağı öngörülmektedir.

Çin lideri Xi Jinping  son kongrelerinde;  “partinin doğal kaynakların nerede kullanılacağı konusuna müdahale yapmaması gerektiğini; verimi artırmak için bunun piyasanın doğal ihtiyaçları kapsamında  görünmeyen el ile sağlanacağı” yollu açıklaması karma, sentez modelin benimsendiğini gösteriyor. Yani sentez yalnız niceliksel evrede değil niteliksel evrede de yapılmaktadır; çünkü i-yaşam, kuşattığı varlığın kendisine verdiği,  tanımladığı ölçüye göre  davranmaz; ii- bilimin tanımlamaları kısıtlı koşullardan oluşan veriler ile yapılmaktadır; oysa evrenin koşulları sonsuz ve  kısıtı yoktur.  

***

Şehirlerde sokak ve semtler bazen rakam, bazen  isimler verilerek kodlanır.  İnsanın kendisine   etki eden, değer oluşturan  her şeyi  tanımlama, sayma ve ölçme güdüsü;  çok eski çağlardan günümüze kadar  değişmeden geliyor.

İnternetli yaşam

Teknolojik gelişmeler hızlandıkça nesillerin de ilgi ve yetenekleri değişip artmaktadır.   2000 yılından buyana yaşamın her alanına giren medeniyetin omurgası olan internet;  kendi neslini de başlatmış durumda.

İnternet z kuşağından önce başladı; fakat rüştünü “son nesilde” kazandı.  Gökyüzüne zincir internet uyduları gönderildiğine tanık olduk.  Girişimcileri “daha yeni başladık” diyorlar. Balık ağı gibi insanlık dijital impalslarla trollenecek.


“Bilgi”, internet ortamında sağanak halinde akacak; doğru, yanlış ilişkisi giderek ortadan kalkacak. Gerçeklik sanallığın içinde unutulacak. Sanallık görsel işitsel etkiden koku, temas gibi etkileri uyaracak  beyin işlevlerine ulaşacak. … Bunlar şimdiden tahmin edilen gelişmeler. Tabii bu tahminlerin kök nesli z nesli oluyor; dijital  neslin gelecekte  tüm ayrışmalarının başlangıcı yani.

Z neslinin  ebeveynleri ise  2000 yılı öncesi insanlık mirasının son temsilcileri olarak tüm birikimleri yeni çağın neslinin bilinç altına çoktan aktardılar. Mikro düzeyde genomlar varolma, aktarılanda sentez ile tutunma mücadelesinin benzeşim olarak; insanlığın tüm mücadele, yenilik, başarı ve tecrübesi bir biçimde (maskeli , maskesiz) atalardan  ebeveynlere oradan yeni kuşaklara aktarılıyor. Yani gümcelimizdeki z tüm “tuhaflıklarına” rağmen insanlık adına   ne varsa kendinde “münemiç” kılıyor.Bu yüzden ilgililerin,  her şeyde  olduğu gibi bu nesle dışsal tutumları açısından bakıp,  değerlendirme yapılması;  beklenmeyen sonuçlara sebebiyet verecektir.

 

***  

Tarihten bilinir; insanlık sosyal yaşama geçip ihtiyaçlarını değişimle görme döneminden bu yana,  konuşma ve saymayı beraber götürdü. Seslerin   yansıtılması  bir takım işaretlere, daha sonra harflere dönüştü. Henüz rakamlar bulunmadığından, sayısal ihtiyaçlar da harflerle görüldü.  

Şimdi aynı şeyleri farklı katmanlarda yeniden yaşıyoruz.

Alfabe nesil  “mucitliğinin” kaynağı, sosyal araştırma kuruluşları nezdindeki sosyal psikologlardır. Bu çalışmalar siyasi yaklaşımlara demografik davranışsal veriler oluşturmak amacıyla yapılıyor.  Çalışmalar ilk önce ABD, Kanada, daha sonra   Avrupa ülkelerinin katılımıyla yaygınlaştı.

 

1883-1900           Kayıp Kuşak (1. Dünya savaşında gençlik)

1901-1927           Muhteşem Kuşak (kısa mola)

1928-1945           Sessiz Kuşak (kökten “küresel” yıkım)

1946-1964           Boby Boobers (bebek patlaması)

1965-1980           (x kuşağı, )

1981-1996            (y /milenyum kuşağı)

1997-2012            (Zoomer, z kuşağı)

2010-2020             (Alfa kuşağı)

 

“Geri dönüşüm”

 

İngilizcede 26 harf var; son harf ‘z’ .  ‘α (Alfa) ise Yunancanın ilk harfidir. Batı medeniyeti köklerini her zaman eski yunanda görüyor. ‘Son kuşak’  olarak adlandırılan Alfa kuşağı ile  post modern dijital zamanlarda her şeyin, küresel ölçekte “mega polis”  hücre devletler evreninde, pagan yönetimlere devir edileceğini  ön görebiliriz.

 

Alfabe sökümü

Bu kuşak, bugünden 2035 yılına kadar toplumsal kararları belirleyici omurgayı oluşturmaktadır.  Bu kuşağın coğrafya ve ülkelere göre değişim arz eden koşul verilerle beraber küresel karar alıcılar için yine değişik ülkelerdeki sosyal  araştırmacıların öne çıkardığı özellikler şunlardır:

“ Z kuşağı , 1996-2012 arası doğanlara verilen isim. Bu Kuşak ergenler ve genç yetişkinler, daha yüksek alerji oranlarına, daha yüksek farkındalık ve zihinsel sağlık sorunları tanılarına sahiptir; uykusuzluk olasılıkları daha yüksektir. Birçok ülkede, z kuşağı gençliğinin zihinsel engelli ve psikiyatrik bozukluklara sahip olma olasılığı, önceki nesillere göre daha fazladır.(1)

 

Bu nesil, bilgiye erişime tutkulu, bilgiyi hızla işleyebilir; bağımsız, yalnız olarak daha rahattır;  siyaset dışı, bencil, zeki ve  yaratıcı; çözümcü fakat görev adamı değil; dürüst, iyimser;  kolaycı, azimsiz, popülist olmaya istekli, kolay  paraya  endeksli;  çok yönlü izleyici, eş zamanda çok iş becerili,  olgusal hassasiyetli, kendini anlatma- övme güdülü, hak aramada etkili; eğitime değer verir,  iletişimde yüz yüzeliği önemser.”  

Anlaşılacağı üzere, ebevyn kaygılarını çocukluk koşullarını dijital ufkun verilerini harman etmiş bir kimlik; tıpkı diğer zamanların kimlikleri gibi. Şu farkla; nesillerin özellikleri   yaşam hızına koşutlu olarak daha kısa zamanlarda değişiyor. Demek ki zaman, ne getirirse oyuz.  

 

 

(1)Wikipedia, Oxford Dictionaries, Oxford Learner's Dictionaries 1971'de kurulan Statistics Canada Psikolog Jean Twenge, Avustralya'nın McCrindle Araştırma Merkezi, Pew Araştırma Merkezi Th

 

 

 

 

 

 

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1022 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2007 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1683 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1435 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1310 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1594 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1031 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1918 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1990 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1225 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1235 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 551 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1360 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1224 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1189 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1039 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1282 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2093 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1268 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1945 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1704 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2064 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2081 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1687 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 1768 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2357 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 993 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1056 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3062 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1455 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1397 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1332 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1461 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2240 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2137 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2650 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2343 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3824 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2901 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3029 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3172 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2547 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2962 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3248 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2620 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3020 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2202 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2954 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2952 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2384 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3399 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3977 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2571 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2622 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2840 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1412 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1427 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1994 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2232 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1659 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2205 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2009 Okunma


© 2024 - Akevler