Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 8
4.08.2025
1357 Okunma, 1 Yorum

“ÇÖP”,  DEYİP  GEÇME !..

 

 

Bütün “çöpler” değerlidir; hatta onlara yönelik tutumumuz estetik karnemiz sayılır. Bir heykel tıraşın keskiyle yontuğu kayadan dökülen parçalar  ortaya çıkacak sanat eserinin izlerini taşıyor.Tuhaf mı; başka örnekler sunalım.

Ünlü ressamların yaptığı portrelerde  asıl hangisidir;  tabii ki resme ilham veren kişinin sureti.  Buna karşın,  ortaya çıkan resmin değeri,  zamanla aslını geçiyor.  

 

 Yine doğadan esinlenen teknolojik  aletleri ele alalım. Uçan, engellere takılmadan ilerleyen,  şekil değiştiren, bulunduğu ortama ayak uyduran  böcek mi asıl;  yoksa onu örnek alarak imal edilen  makine mi?

Başka bir örnek: yararlı bakteriler mi, ondan esinlenip üretilen sentetik ilaçlar mı asıl? Hangisi “atık” hangisi,  hangisi ürün?

 

Esinlenen  sabit olmadığı için gelişir, ölse de   dönüşür.  heykel, portre,  makine ilaç sabit olduğu ömrü sürelidir;   yenisi geldiğinde   “çöp” olur. (1)

 

“Çöp” olan  her şey,  oluşumundan çıktığı değere adanmıştır.  Bu adanış,  aynı zamanda   o değerin oluşturacağı konforun ve güvenliğin riskidir.   Çünkü üretilen değer,  “fazlalıkların” ondan ayrılmasıyla ortaya çıkar, sabitlenir.

 

*

 

Lütfen bu tanımı israf ile  karıştırmayın; israf, var olan ya da üretilen değerin egoizme kurban edilmesinden başka anlam taşımıyor.   Ayrıca israf edilen değer, israfçı bencillikten kurtulduğunda,   “muhtemel”  değerine kavuşuyor. Eksantrik olmalı.

 

*

 

“Çöp” kelimesinin çoğunlukla ‘işe yaramaz’ olarak kullanılması,   sorgulama özürlü  insanların  kanıksadığı  yanlışıdır.

 

Biyolojik doğal seçilimde elenenler,  “çöp” olarak görülür;  bu yanlıştır.  Elemeden değişen koşullara uyum sağlayarak geçen organizmalar, uyum sağladığı ortamın  devamına ihtiyaç duyar. İşte elemeden geçemeyenler, geçenlerin bu ihtiyacını  koşulların değişimini yavaşlatarak katkı sağlar.

 

Elenen, elemeden geçenin ömrünü belirleyecek koşulların gelişimini nasıl yavaşlatır? Elemeden geçenin dışladığı arkaikliği ile.    Yani elemeyi geçenin içinde bulunduğu koşulların değişim hızını,   o koşullara “eski” değeriyle katılarak yavaşlatır. Böylece  “geride kalan”, ileri gidenin varlığının devamını sağlar. (2)

 

Bilimsel disiplinler de bu  tanımlamayı destekliyor:  Bilim, olguları, sonuçlarını  ve bıraktığı  izleri  gözlemler; bu izleri  deneysel ortama taşıyıp, bağlamlarını değiştirerek tekrarlar.  Olguların meydana getirdiği etki çoğunlukla,  o olgular ile benzeşmez.  Benzeşenler  sahici değil yanıltıcıdır;  çünkü bu “benzeşme”, yaşamın doğal akışına  aykırıdır.

 

Olgular birkaç sonuçludur:  tesirin esas merkezi, merkezden  etkilenen  tali kısım ve bunun dışında tespit edilmeyen belirsiz alan.   Kısaca bütün sonuçlar,  girişimlerin izlerini yani “çöpünü” taşır.  Bu “çöpler”,  güvenlik planlamaları için temel veri kapsamındadır. Yanı sıra,  ürünün  veya konforun devamı ile onun oluşumunda ondan ayrılarak katkı sağlayan “atık” veya “çöpler”  güvenliğin muhtemel risklerini   içerir;  bu   ilginç ve  çelişkili durumdur.

 

Birinin varlığı,  diğerinin yokluğunu sağlaması; güvenlik ve riskin ters etkisinde yatıyor. Güvenliği besleyen, riski aç bırakır;  riski geliştiren, güvenliği daraltıyor. Çok örneklerini görüyoruz.  

 

Dahası,  insanın- insanla, insanın- doğayla  ilişkisinde her zaman  “atık” veya “çöp”  oluşuyor. “Değer” ortaya çıkarken,  “değersizi” dışlıyor. Değer, güvenlik ister; “değersiz” dışlandığından, değeri etkileyen  koşullara katılıyor; o koşullara geçici süre  “ayak bağı oluyor.” İşte bu engel veya  bu  “bağ”,  değerlinin güvenliğini sağlıyor.

 

“Çöpün”, değerliye kazandırdığı zaman, aynı şekilde riskin azalmasını sağlıyor.  “Değerli” için riskin artması ise  değersizin değeri oluşturan koşullara ulaşmaması ile başlıyor. Buna içten yıkım diyebiliriz.   Atıllık her zaman  iç çürümeye sebep olur.  

*

 

Dışlanan, dışlayanı etkileyen koşulların değişimine yaptığı frenleme,  dışlayanın ömrünü uzatırken; daha sonra,  o koşullara intibak eder ve koşullar, dışlayana karşı güçlenir. Böylece ilkin güçlendiren, daha sonra güçlendirdiğinin yıkıma sebep olur. Yani güvenlik,   riske dönüşür.

 

*

 

Toplum tükettiği değerli ürünle,  değer kazanmıyor. Çünkü,  tükettiğinin   ve kendisinin atığına özen göstermiyor; onu kirli, mikrop üretir, moral değer bozucu olarak ortalığa salıyor. Böylelikle,  değersiz gördüğü çöpüne, atığına benziyor.

 

Devamında bu olumsuzluklar, tüm toplumsal umudu, dayanışmayı, çalışma ve konfor oluşturma azmini engelliyor. Özensizlik sokakta,  kapı önünde yerinde durmuyor;   eğitime, güvenliğe,  siyasete, devlet kalitesine,... her şeye  bulaşıyor.

 

*

 

Diğer taraftan toplum,  tükettiği değerli ürünü, atığını ve  kendi atığını  değerli bilir ve  geri dönüşümü için   özen gösterirse,  tükettiği ürünün  değerine uyum sağlamış olacak; moral  kişiliği gelişip,  değeri  yükselecek.  

 

Yani tüketimden alacağımız payın niteliğini,   onu tüketirken oluşan atık ve çöpe karşı tutumumuz belirliyor.

 

*

Yaşadığımız ilçenin sokakları, boş arsaları, çöp konteynerleri,  kapı önleri bakıp,   görmediğimiz çirkinlikte.  Çünkü itiraz etmek, sorgulama yapmak görenlere mahsus yüksek meziyettir. Savrukluğun  kanıksanması ,   hoyratlığın  cezasızlığı, kirletme ve pisletme pişkinliği,  ne yazık ki     birlik ve beraberlik zeminine kadar sirayet etmekte.   

 

Bu öngörü uçuk değil;    binaların nem yalıtım  özensizliğinin sonuçları kadar gerçek.    

 

 

 

 

Açıklamalar :

 

(1)Sanat eserleri gelişmez,  fakat  ölümsüzdür. Geçmişte yoksulluk içinde yaşayan sanatçıların ürettiği eserlere bu gün gösterilen abartılı  rağbet,  insanın  değer bilmezliğine belirgin örnektir. Yeni değerlendirme  olsa olsa,  göçmüş sanatçıya  değil, onun  içinde yaşadığı toplumun düzeysizliğini gösterir.

 

(2) Geride kalan ileri gidenin varlığına katkı sağlar. Evet, kurtuluş savaşında bedenlerini yitirenler, nesillerin bağımsız yaşamına  sebep olur. Nesiller ise bu bağımsızlığı, “yitenlere”  verdiği değer ile yani onların adandıklarına  fiili olarak adanıp,  sahip çıkarak sağlayabilirler.   

 


YorumcuYorum
AYHAN ŞERBETÇİOĞLU
05.08.2025
04:51
Yüreğinize sağlık..
Yine önemli bir konuya değinmişsiniz..
Allah Razı Olsun..




Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/ lik 6
7.07.2025 1113 Okunma
2 Yorum 02.08.2025 12:26
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 8
4.08.2025 1357 Okunma
1 Yorum 05.08.2025 04:51
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 7
20.07.2025 1410 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik - 4
8.06.2025 1807 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 5
27.06.2025 800 Okunma


© 2025 - Akevler