Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/ lik 6
7.07.2025
973 Okunma, 0 Yorum

Geometri

 

Hangi toplum modelleri daha az riskli ve güvenilir?  Güçlü devletlerin toplumları mı;  yoksa, devlet ittifaklarının toplumları mı?  İki seçenek te toplumlarına güvenlik sağlayamıyor.

”Güçlü” bildiğimiz modern devletler için-için  kaynıyor.  Avrupa ülkeleri  en  yıkıcı savaşlara neden olmuş ırkçılık hayaletini  bunalımdan çıkmak için yeniden çağırıyor.  ABD de büyük şehirlerin sokakları    Afrika ülkelerinden sonra dünyanın en büyük evsizler “ordusunu” oluşturdu. Gösterişli binaları koruyan bahçe duvarlarının arkası orta çağın insan manzarasını andırıyor.

 

İnsanlık çıkamadığı  döngüde aynı bunalım  açmazına  dayandı.   Buldukları çözüm ise  aynı;   modernitenin “safrasını ” yok etmek.  Geçmiş savaşlarda can veren milyonların ardından  dünyaya doğan  dördüncü nesil,   yeni yok edici savaşlarla yüz yüze.    Zaten bölgesel dalaş ve  dayatmalar hiç kesilmemişti.  Bölgesel çatışmalar, katliamlar  küresel    hiyerarşinin  “havasını”  yeterince temizlemiyor!. Görülen o ki insanlığın nüfus artışı,  yine kan ve yıkımla durdurulacak.  

 

Güçlü devletlerin silah ticareti, mafyanın en kestirime kazancı olan uyuşturucu ile paralel ilerliyor. Tehdit ediyorlar, aldırmayan ülkelerde iç karışıklık çıkarıyor, ambargo uyguluyorlar; sonra o ülkeleri değersizleştirerek enflasyon batağına, yüksek faizli borç batağına devalüasyona zorluyorlar. Baskılara boyun eğen ülke yöneticilerinin hukuksuz uygulamalarına yol veriyorlar.  Daha dün Nato ülkeleri güdümlü Rus işgali ile korkutuldu; silahlanmaya harcadıkları  ulusal bütçelerini,  yüzde üç artırarak % 5 çıkardılar. Bu haraç artırmaya teslimiyettir.   Bu harcamalar Batı sosyal devlet politikalarının ortadan kaldırılması demektir. Yani sosyal yıkımlar kapıda;  sonra hukuksuzluk, ardından  “patlama- bastırma” sarmalı.  

 

Başta ABD, İngiltere  olmak üzere diğer kuyruk ülkeler, küresel silah lobisine   piyasa açıyor. Yanı sıra küresel teknoloji devleri bu “işi”,  kendi ürünleri için fırsat biliyor;  Gazze’deki yıkıma ürün pazarlıyor. Emperyalistler hem tehdit,  hem  şantaj yaparak   “savunma” pazarlıyor.   Oysa  silah ticaretine piyasa alanı açanlar  insanlık suçu işliyor.

 

Bu işin sorumlusu ne medeniyet, ne teknoloji, ne de silah!. Bu işin sorumlusu,  insanlığın vicdani barışçıl birliğine  karşı olan  bencil devlet organizasyonudur. Böyle karanlık  organizasyonları ellerinde tutanlar güce tapan,  hukuk tanımazlardır.    Kısaca devlet ve toplumların  “beka”ları,  silah/kuvvet sarmalına mahkum edildi.

 

Bütün bu devlet ve toplum modellerinin üçgen hiyerarşik modelli olduğu gözden kaçırılmamalı.  Bu modelin en üstünde  gücü elinde tutan,  onun bir altındaki azınlığın  temsilci.  Aşağıya doğru  onu güden veya onunla iş birliği yapan  meclisi.   Sonrası malum;  sisteme uygun,  yan tutan paycılar.   Onların arasına serpilmiş liyakati temsil edecek (!) bürokratlar. Çünkü toplum yönetiminde  ‘iş görme’ mutlaka gereklidir. İş gören liyatlilerle,  iş görmeyen  kadrolar,  atomun çekirdeğindeki Nötron (liyakat) , proton (kadro) birlikteliğini andırıyor. Gerekli ve “işlevsel”..  Üçgenin daha altında,  çeşitli meslek erbabı  ve aydınlar; öğrenciler, çiftçiler, teknisyenler, işçiler var.  En altta ise toplumun en geniş çoğunluğu  yardıma muhtaç kesim. Burası üçgenin tabanını oluşturuyor.   Bu yönetim üçgeni,  bütün dünyada  en geçerli model olarak kabul ediliyor. Daha karmaşığı ise üçgenin üç boyutlusu olan  pramit biçimidir. Bu model geçmiş  çağların yönetim modelidir:  taşıyıcılar   ve taşınanlar.

 

İnsanlık için ikinci yönetim modeli;  üçgenin(piramidin) bir üst aşaması  karedir;  onun da üç boyutlu gelişmişi    küp biçimli toplumsal yapılanmadır.   Bu model üçgenden daha gelişmiştir.  Yönetim  hiyerarşisi  daha insanidir. Çünkü yönetime katılan nitelikli insan sayısı  çoğalmış meclisler oluşmuştur. Sahici  uygulamalarda toplumsal kararlar, karenin hacmini oluşturan insan sayısını temsil eden yatay ölçülerdeki temsilciler eliyle alınır.  Yerinden yönetimli  “iyicil” demokrasilere,  bu model örneklik teşkil ediyor.  

 

Toplumlar içindeki bireyler nitelikli eğitimden payını aldıkça  yukarıdaki model daireyi doğru evrimleşir.  Yani uzmanlığın özel durumu,   genel duruma dönüşür.  Gelecekte  bu modeller, dünyanın siber sisteminin kuantum aşamasında  yaygınlık kazanacaktır.  Dairesel toplumsal modeller  küreye; küre ise helezonik  açılımla,  çoğalmaya evirilmesi;   üzüm bağındaki üzüm taneleri gibi insanlığın  birbirine bağlı bağımsız küre yönetim modellerine  erişeceğini  öngörüyorum.   

 

Bu öngörüler, güçlüler dünyasının  büyük aldatmaca nesnesi olan,  risk ve güvenlik tuzaklarına karşı;  evrensel yasalara ve vicdani barışa en uygun  model etaplarıdır.   Adil Düzen Çalışmaları’nın mimarı rahmetli Süleyman Karargülle, esenlik hedefli toplum model arayışında,   önerdiğimiz geometrik evrim etaplarını  andıran değinisini paylaşmak istiyorum:

 

İnsanlık maddenin dört haline benzer evrim geçiriyor: Katı, sıvı, gaz ve plazma. İlkel toplumlar,  yerelliğin tutsaklığına mahkumiyeti ifade eder. Orada güçlüler ve esaret kalıcıdır;  yönetim, kültür yukarıdan aşağıyadır;  çoğunlukla el değiştirmez. O toplumları maddenin katı haline benzetebiliriz.  

 

Katı haldeki toplumlar,   dogma ile maluldür; bu dogmalar dokunulmaz, sorgulanmazdır.  Değişim talepleri ,  kararlılık putu ile men edilmiştir.  Bilindiği üzere,   maddenin katı hali, maddenin atomları arasındaki boşluğun en az olduğu haldir. “Katı”olarak adlandırılan bu haldeki maddelerin kütlesi , hacmi ve şekli belirlidir.  Bir dış etkiye maruz kalmadıkça  değişmez.  Sıvıların aksine akışkan değildir. Görüleceği üzere bu haldeki toplumlar,  ancak dışarıdan bir etki,   yani istila, müdahale ile değişebilir. Bu açıklamayı,  orta  çağ  tarihinin  özeti sayabiliriz.   

 

Maddenin bir üst modeli sıvı haldir. Sıvılar bulunduğu “kabın” şeklini alır.  Fakat basınçtan  bağımsız olarak neredeyse  sabit bir hacimde kalır.  Sıcaklığı ve basıncı sabit ise belli bir hacmi vardır. Bunu ilkel toplumları geliştiren,  akışkan hale dönüştüren ticaret yollarının gelişmesi  olarak tanımlayabiliriz. Ticaret geliştikçe toplumlar katı halden sıvı hale geçer.  Üçüncü toplumsal aşama maddenin gaz haline benzeyecek. Nasıl gaz molekülleri arasındaki alan çok fazla; bağlar çok zayıf veya hiç olmadığında,  gaz molekülleri hızlı ve serbest hareket ederse;   toplumlar ve  bireyler de   böyle gaz işlerliği gösterir. Bu model,   dijital devrimin üst aşaması Yapay Zeka Yönetişimi olacak.  insana ait bütün değerlerin her an her yerde olacağı dönemler  için bu modeli  öngörüyoruz.

 

 

Son olarak maddenin plazma hali.  Bir plazmada elektronlar çekirdekten “sökülerek”,   bir elektron denizi oluşturur. Böylece elektriği iletme özelliği kazanır. Plazmaların gazlar gibi belirli hacmi yoktur. Gazların aksine plazmalar elektriği iletir. Ayrıca  manyetik alan ve elektrik akımı üretirler. Daha önemlisi,  elektro manyetik kuvvetlere karşılık verir.  Atomun pozitif yüklü çekirdeği,  serbestçe hareket  eden “ayrılmış” elektronların denizinde yüzebilir.   Zaten elektrik yapan bu plazmatik elektron denizidir.   Böyle bir modele evirilmiş insanlık , organizasyonlardan,  iş bölümünden, devletlerden mutlak olarak bağımsızlaşır.  Bütün organizasyon devlet işlerliği tekil insan ve insanlığa  geçer.  Daha ötesi insanlık ile varlıklar  arası sonsuz iletişim mümkün olur.    Bütün insanlık birbiriyle, nesne ve doğayla hatta evrenle tam işlerlik bağı kurar.

 

 

 

 

 

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik - 4
8.06.2025 1745 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 5
27.06.2025 743 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/ lik 6
7.07.2025 973 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 7
20.07.2025 1319 Okunma


© 2025 - Akevler