Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024
2241 Okunma, 0 Yorum

Özü  :  İnsanlık (klonlar ve negatifçe ele geçirilmişler hariç) ailesi,  Bütünsel kararlarını alıncaya kadar, yani toplumları oluşturan her bir bireyin,   toplumu ilgilendiren bütün  kararlara tek tek irade koyup katılıncaya dek kurduğu medeniyet ve devletler kalıcı rahata (iflah) eremeyecek.

*

Yüz yıllardır aklı tarif etmişler ;  “yok, akıl şöyledir- böyledir;   öyledir,  fakat  şöylenin öylesidir…” Ruhun araçlarından olduğunu savunandan,  beden güdüleri gemleyici,  doğayı , çevresel koşulları lehte -aleyhte etkileyici;  bu  etkilerden lehte- aleyhte sonuçlar çıkarıcı;  aldatmaya, bozmaya, kullanmaya, yıkmaya   yol açan   “takdir” ya da tekamülün  yeryüzündeki insanlığa  zirve ikramı.

 

Akıl, sorgulama, ayırt etme, işaret koyma/kavramlaştırma,  gerekçelendirme ve olasılıklar yelpazesinden seçimler yapabilme;  hem türüne,  doğaya yoldaş olma,  gerektiğinde derman olma, bu doğrultuda  medeniyetler kurmanın öznesidir.    Bunlar ve dahası  yine çok yönlü olumsuzluklara da sebep oluyor:  dar/bencil,  taifeci/zümreci kullanım ve  “becerileriyle” Bütünselliğin armonisine çomak sokup,  hem türünü yasal çelmelerle  sömürmesi, zulmetmesinin  faili.  (1)

 

Devletlerin yıkılmasına sebep olan amillerin başında  taife bencilliği var.

Köle ordularını randımanlı yöneten devletlerin, dönemlerinde   en etkili güvenlik ürettiği tarihi kayıtlardan biliniyor. Kölelik yasaklandığı(!) için  artık günümüzde  “yerli- milli” etiketli şirket orduları revaçta.   

 

İşin doğrusu,   savaşkan türler rekabetsiz ortamda ücretini aldıklarında doğduğu ülküye hizmet ediyor. Fakat “işin” devamında, “meslek hastalığı” ve  telafisi imkansız sonuçlar oluşuyor.  Yine devamında, sigara içenlere,  sağlık hizmeti verilmemesinin varyantı yaşanabiliyor.   Doğduğu ülkeler,  emektar olmuş savaşkanları rehabilete etmede çoğunlukla  başarılı olamıyor; sözleşmesi biten, fiziksel gücü hala zinde olan söz  konusu nesil,    gölge sivil girişimlere  dahil olurken; diğerleri toplumda iyileşmeyen  yara olarak kalıyor.  

 

 

İnsanlığın en kıymetlisi, akıl ve akıl sağlığıdır.

 

Salim akla sahip olmak, onu hür ve muzaffer kılmakla olur. Aklın hürriyeti, dış güdüm ve tutsaklıklara kapılmaması;  muzafferiyeti,  kaynağı olan Ruhuyla,  vicdan yolunda buluşmasıdır.   Ancak böyle bir akıl ile Mutlak Kadir’i  boyutlar arasında, zaman diyarlarında  kapasitemizce tanık olduğumuz bilgi kırıntılarıyla  takip edebiliriz; ki bu  takip,   insanı kamil mertebesine adaylıktır.

 

Akıl  nimetini işletmek,  onun  kıymeti bilmek için yeterli midir?

Akıl nimeti, her bir insanda tekil  görülse de onun “sihri”,  Bütün  ile uyumunda    ortaya çıkıyor.

Akıllı bir kimse aklını ”doğru yerlerde” kullanması,  kendine ve çevresine şüphesiz  yarar üretir.  

Bu yarar, söz konusu bireyin mensup olduğu topluma,  toplumun homojenliğince yayılır;  fakat bu da yeterli değil.

Günümüzde, “hiçbir kimse başkasının parasını  kendi emeğiyle kazandığı para gibi insaflı kullanmıyor.”  Bu belirleme,  aynı zamanda  siyasal vekalet sisteminin ekonomik turnusolüdür.

 

Milletlerin emeği;  basımı kontrolsüz milli paralara; yönetime katılım iradeleri, lobilerin adaylarına;  adil hukuk özlemleri,  pompalanan stres, korkulara;  birikimleri,  tehdit savaşlarına;  nesilleri, dış borç faizlerine;  özlemleri,  hamasiyatlara;  itibarları,   yöneticilerin  itibarlarına  kurban ediliyor. Bunların sebebi,  bencilliğe hapsedilmiş,  kötürüm edilen  “sevgi”dir.   Diğer taraftan erdemi inşa eden   insanların  en nitelikli  bağı,   özgeci sevgidir.

 

*

 

Bütünselliğin zihinsel bağı,  nesne ve kavramların kategorize edilmesi  (taksonomi),  kategorizenin ilkelerine atıf yapılması; fiili bağı ise bunlar arasında zamana, mekana yönelik  görev, işlev, biçim  döngüsüyle esaslı beraberlik (özgeci) sağlanmasıdır.

Bu yüzden  yaygın,  hatta parasız eğitim,   toplumların vicdani adil varlığının sürmesinin  olmazsa olmazıdır.

Nesiller ailelerinin imkansızlığına kurban edilmemeli.

Diğer taraftan mevcut eğitim kriterleri bu dünyaya doğmuş çocukları,   gübre mesabesinde  atıllaştıramamalı.  Evren -insan  ilişkisinde,  insanlığa ermiş Ruhları  “işe yaramaz”  biyolojik yapı olarak görmek;  onu sömürmek, onu potansiyelini çıkaracak  eğitimden mahrum ekmek,  onların çoğunu  heder edecek kalburlarda tutmak,   sonunda  bütün insanlığı bitirecek.

 

*

 

Ortak akıl  terimi Aspirin gibi  her yerde kullanılıyor; fakat “işler” bildiğiniz gibi  sömürü, savaş, zulüm umutsuzluk  şeritli yolda devam ediyor.

Bütünselliğe bağlı aklın neresindeyiz?  

Savaşlar her daim savaşkanların sübjektif  “iyi” amaçlarıyla devam ediyor.  Kan revan ile iyilik,  her zaman çift tarafı keskin kılıç   etkisi yaratıyor.  Sübjektif ile objektif çeliştiğinde,  objektif hiçbir zaman yenilmez; yenilmiş görüldüğünde  geri çekiliyordur.

“Her kesi iyi düzeye getirmek”,  tek tek bireyleri tabii ki aşar. İşte bu yüzden insanlar, devletler giderek  anayasal devletlerin çatısı altında yaşamak istiyor. Kendileri heder olmuş vatandaşlar, nesilleri için hedersiz, nitelikli yarınlar umut ediyor.

-Ne zamana kadar?

-Sübjektif yorulup yollarda kalıncaya kadar .

 

*

 

Aklın tekil kullanımı bencilliktir; tekil kullanımın oluşturduğu sistemler bencil sistemlerdir.

Her bireyin içinde bulunduğu topluma vereceği akli katkıyı kamusal eğitimle ortaya çıkarma,  başta o toplumun,  sonra vekalet verip  ücretini  ödediği  yöneticilerin en önemli görevidir.

 

Aklı tekil kullanmanın sonu yoktur; böyle kurulan medeniyetler,  her seferinde  hem türlerine  zararlar vererek yıkılıyor;  “bencil ilikler, zorbaların giyeceği paltolara açılır.”   

 

*

 

Birilerinin diğerleri adına,  topluluk adına  karar  vermesi,  sonuçları  ne olursa olsun yani başarı ve zafer getirmesi  halinde dahi  o toplumlar,   dağılma ve yıkımdan kaçınamaz. Bu yüzden modern anayasal  devletler, genç nesillere adil, vicdani  eğitim fırsatları sunma ödevini  benimsiyor.  

 

Anayasalar bu yüzden var; bu yüzden “anayasal milletlerde”   her bireyin  Bütünsel akla ulaşması toplumun en büyük görevidir.   

Her ilik, her ilmek Bütün’e dair  olumlu etki üretmeli;  havı, döküntüsü fazla olan halıların kel kalması gibi bireylerini atıllaştıran devletler kel,  yani insansız ve topraksız kalmamalı. Bilindiği  üzere halılarda  hav dökümü,  gevşek burgulu iplik ve zeminine düğümsüz halıların kaderidir. (2)

 

Emperyalist  başarılar,  yakma oburluğundan  parlayıp  patlayan,  saçılıp,   içine  çöken kara deliklerin kaderini paylaşır.  O “başarılar”, başarıya ortak olan ne varsa,  kara deliğin dipsiz  çekim kuyusuna (gravitasyon) karanlık enerjiye  “geri dönüşüm”  için   yutulmasına sebep olur.

 

İnsanlığı, devletleri veya devletlerin  toplumlarını,  insanın var oluş “takdirine”  aykırı olarak,  hem türüne,  doğaya karşı  hiyerarşik düzeyde  sabit tutmak, negatif yapılanmadır;    son tahlilde “emperyalist” tutumd

Mevcut aşamada  hiyerarşik düzen kaçınılmazdır;   ancak  bu kaçınılmazlık  iş bölümü,  iyicil yani ötekinin niteliğini artma yoluyla ıslah edilmelidir.    Toplumları ürettiği değerleri  bu doğrultuda harcaması o toplumun devamı için en büyük güvence,   fertleri için en büyük umut  olacaktır. Ürettiğimiz değerlere, ilkelere , Anayasal haklarımıza  bir olarak sahip çıkalım.  (3)

 

 

 

Açıklamalar:

 

 

  1. Taifecilik, zurnanın zırt dediği yer. Her seferinde bozumu ıslah amacıyla  iyicil amaçla  başlanır; sonra taifecilik  rutin haline gelir; klikleşir.  

Arapçada twf  kökünden  taifa(t), “ birini etrafındaki zümre, ekip mürettebat”. Yine tafa, “etrafından dolandı”; tavaf, “dolanma; Kabe’nin etrafında dolaşma ”. Aramice twp “nehrin taşması, su baskını. Yani menzili tufan olan çıkış. Kelime ve kavramların bağrındaki (permütasyon / büyük iştikak) harflerin sıralı yer değiştirmesi,  örtmeyi, gizlemeyi de içeriyor. Kelime harflerinin yerlerinin değiştirmesiyle  oluşan kavramsal “saklı tarihe” göre tüm medeniyetler  kararlı/semptomik taifecilikten çöküyor, sonucuna  varabiliriz.  

 

  1. Anayasal Millet, bu terim anayasal devlet olarak kullanıla gelmesi,  milleti devlet organizasyonuna vekalet veren  kılıyor. Oysa toplumsal vekalet sisteminin  bireyleri sahip oldukları “hilafsız hakimiyete”  yabancılaştırdığı  artık su götürmez bir gerçektir. Dolayım profesyonelleştikçe hak sahibi hakkına  yabancılaşır.

 

Bütün’e dair Bütünsellik terimleriyle,  varlık alemiyle  dolaylı- bilinçsiz, doğrudan- bilinçli birliğimizi ve gözetmemizi   amaçlıyorum.

 

 

  1. Kara delikler, bulutsu gök adalar içindeki  “azimli” yakıt tüketen  yıldızların (olimpik sporculara benzer) oburlukları sonunda patlamaya;  sonrasında, patlamanın merkezinde  görünen evreni oluşturan karanlık enerjiye kanal açar.  Sanki bu oluşumlar,  görülen maddi evrenin kozmik tekamül yolunda   geri dönüşüm mevzileridir.

 

 

 

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1023 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2007 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1683 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1436 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1311 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1595 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1031 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1918 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1990 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1225 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1235 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 551 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1360 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1224 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1189 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1039 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1282 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2094 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1268 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1945 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1705 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2064 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2082 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1687 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 1769 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2357 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 993 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1056 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3062 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1456 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1397 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1332 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1461 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2241 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2137 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2650 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2343 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3824 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2901 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3029 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3172 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2547 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2962 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3248 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2620 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3021 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2202 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2954 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2953 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2384 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3399 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3977 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2571 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2622 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2841 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1412 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1427 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1994 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2232 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1659 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2205 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2010 Okunma


© 2024 - Akevler