Özer Ataç
Sahtelik 2
18.01.2025
2236 Okunma, 0 Yorum

Yaşamın somut etkileri  soyutluğun aktarma limanı olan zihinlerimizde yer tutuyor.  Somutun kesiksiz  değişimi,  hareketin kozası olan  zaman içinde meydana geliyor. “Hareket,    zamanın sebebidir”, dense de   zamanın, hareket üzerindeki etkisi henüz  bilinmiyor.     

 

 

‘Sahtelik’, tekil bir yönelim değil;  Bütün’lükte oluşan yanılgıları “kestirmeden” aşma eylemidir.  “Yönelim”,  eyleme dönüşüp yer tuttuğunda üremeye başlıyor; bu da Bütün’selliğin içinde  oluşan anomaliler olarak ifade ediliyor. (1)

 

Sahteliğin tutunma, çoğalma güdüsü onun eril karakterde olduğuna dair kanıt olabilir mi?

 

 

“Aldatma”,  “sahtelik”  sosyolojide “beslenme”, “avlanma” köklü bir yönelimdir. Bu yönelimde cinsiyet faktörü bilinenin aksine  eril ağırlıktadır.

Dişilin kök karakteri görece eylemsizliktir; erilin ise avlanmak. Tabii ki her şeyde olduğu gibi  ara unsurlar,  “geçişler” olacaktır.  Yine de hareket, dişil değil erildir. Buradan  yukarıdaki,  “zamanın, hareket üzerindeki etkisi henüz  bilinmiyor.” İfademize bu noktada  tanım çıkarabiliriz: “zaman dişildir.”

 

 

Demek ki  “sahtelik”, toplayıcılık döneminden sonra ortaya çıktı. Avlanma ihtiyacının doğal sonuçlarından birincisiydi.  ”Geçim derdi” diyebiliriz.

 

Modern zamanlarda her şeyde olduğu gibi bu doğal ihtiyaçlarımız,   haz dürtüsüyle zehirlendi. “Avlanma” derken,  paratepeli  zenginlerin gelişmiş silahlarla avlanmasını kast etmiyorum.  Yaşamak için asgari düzeyde diğer canlıları avlamaktan söz ediyorum.  (2)

 

Dişil formlarda görülen sahtelik ya da aldatma,  tutunduğu yerde tıpkı mantar gibi üremesi onun ikincil sonuçlarındandır. Paradoksal görünüyor.

Aldattıkça,  aldandıkça  sahtelikler, diğer işlerimize sirayet ediyor; çoğalıyor.

Bu yüzden sorgulama (aklı kullanma) en büyük ibadettir.

 

Dişilin 21 çift   (x)  kromozomu var;  tekil karakterini sentezleyerek çoğaltmaya   “karar verdiğinde”, 21nci  kromozomu (y) de sabitliyor.

 

Sabitlemeyenler, 21nci (x) kromozomu  üreyeceği zaman (x) karaktere dönüştürüyor.

 

Son kromozomun bu  ikircikliğine “sahtelik” diyebilir miyiz?   Diyebilirsek  “sahtelik” , üremenin aktif/eril  tarafında kalıyor demektir.

 

Unutmadan;  kabını aşan büyümeler de sahtelikle malul olduğunu belirtmeliyim. Taşma artarak sürdüğünde  kabı kaplar, kap görünmez olur;  bu  görüntü de “sahtelik” içerir.  

 

İki sonca ulaştık:

Birincisi,  değişkenliğin somutta görülen sahteliği.

Diğeri, kararsız süreçlerin sahteliği.

 

 

Giderek hızlanıyoruz;  iş ve irade bayrağını  Yapay Zeka’ya teslim ettiğimizde büyük ayrılma  olacak.

 

 

Daha “dün”,  iller arası santral aktarmalı sıra beklemeli görüşme yapılıyordu. Şimdilerde ceplerimizdeki telefonlara kıtalar sıkıştırıldı.  Hareket halindeyken dahi  görsel konuşma yapabiliyoruz; yanı sıra görüşmelerimize   bilgi belge de ekleyerek.

 

 

“Gezegenimizin çevresi,   Ekvator’da yaklaşık 40.000 kilometre uzunluğunda olduğundan, Dünya’nın dönme hızı  saatte yaklaşık 1650 kilometreyle burada gerçekleşiyor.”

 

Dünya kendi etrafında dönerken, güneşin etrafında da dönüyor. Dünya’mızın yörünge hızı ortalama saatte 107.208 kilometre; saniyede 29,78 kilometre”…

 

Bitmedi:  “Güneş’te kendi ekseni etrafında dönüşü ve Güneş’in yörüngesindeki cisimlerin dönüş periyodunun, Güneş’in kendi ekseni etrafında dönüş periyodu ile uyumlu olduğu… ayrıca,  Güneş’in  ya da Dünya’nın kuzey kutbunun üzerinde bir noktadan bakıldığında, Dünya Güneş etrafında saat yönünün tersine dönüyor gibi göründüğü,”   bilimsel kayıtlarda  “kesinlik” olarak  yer aldı.

 

Güneş,  Samanyolu içinde Samanyolu kendi ekseninde dönerken; Samanyolumuz   benzer gökadalar ile başka bir yörüngenin döngüsünde olduğu yine astro fizikçiler öngörüyor.

 

Tuhaf;  oralara gitmeden, uzaktan “davulun” sesini dinleyip,  davulcunun  eşkalini davulu ile ilişkisini, çalma amacını mahallini vs tahmin ediyorlar. Oysa burnumuzun dibi, zulüm çukurlarından geçilmiyor.

 

 

Bütün koşuşturmamız, hızlanmamız;  durduğumuzda bunalıma girmemiz bundan mı; yani  içinde bulunduğumuzu kozmik sistemin de “koşuşturmasından” mı?  

 

Bir yerden diğer bir yere seyahat ederken,  otomobil içindeysek,  biz de gidiyoruz.   Gitmeye  adımlamayla  katkıda bulunmasak ta   bizi götüren aracın  hızını artmasını  sağlayabiliriz.  

 

Kısaca,  içinde bulunduğumuz şey,  yol aldığı  için biz de onunla yol aldığımızdan; neden içerde “yol alır” gibi yapıyoruz !?

 

“Gibi”,  çünkü  dünya kabından çıkamıyoruz.

 

Ne kadar yersiz görünse de  bütün aktivitemiz, hücrenin çekirdeği ile zarı arasındaki sitoplazma “boşluğunda” kalıyor.  Bu size “boşluğun” yaşama başka bir galebe  örneğidir.  (3)

 

Fakat kozmik sistem,  dıştaki işleyişi bir şekilde içindekilere  “dayatıyor”. Bu yüzden, doğada ne varsa,  kendi içinde  döngüsel saate sahip. Böylece seyahat ederken, organlarımız,  aklımız,  günlük “yörüngemizi”  sorunsuz tamamlamak için  çalışıyor.

 

 

“Dışarıda ne varsa, içerde o oluyor.”

 

Kozmik sistemin döngüselliği,  içindekilere de sirayet ediyor.

 

Tabii bütün bunlar,  birbirini taklit etmiyor. Birbirine Bütün’sel işlev doğrultusunda uyumlanıyor; varlık, bunu  kozmik sistem için değil, varlığını sürdürmek  için “yapıyor”.   Buna emsalsiz “aklın” marifeti, diyebiliriz.

 

Bir şey kendi başına,  kendi lehine işler yapabilir mi?  

Sorusuna ulaştık:

 

(i) Hiçbir şey iç ve dış koşullarından  bağımsız olamaz;

(ii) hiçbir şey  bağımsız değildir;

(ii) hiçbir şey salt eylediklerinin etkisinde değildir.

 

Peki,  bu tanımlama yumağında,   “ipin ucu” var mı, varsa  nerede?

 

Birincisi,  bu soru dar düşünce kalıplı,  lineer (doğrusal),  iki olasılıklı düşüncenin ürünüdür. Oysa evren, çok boyutlu ve çok olasılıklıdır.

İkincisi,  dünyamızda her şey öngörülmez şekilde birbirine bağlı ve birbirini,  öngörülmez  olarak etkiliyor.

Üçüncüsü,  bu çok taraflı etkilem, mikrodan makroya kesintisiz  işliyor.

 

Soruya yeniden bakabilir miyiz:

 

Sayısız kodlu ve iradeli minimal  merkezler,  aynı anda çalışıyor; “karınca kararınca”,  nasiplerini  topluyorlar.  Bu nasiplerin toplam etkisi bölgelere, kıtalara, dünyamıza, Güneş sistemimize tesir ediyor. Her minimal organik ve inorganik “eylemci”,  kendi varlığını sürdürme,  koşulları kendi gelişimi lehine dönüştürme ve   kendini geliştirme isteği içinde   “çalışıyor”. (4)

 

Yani “ipin ucu” yok; öyle gördüklerimize kapılırsak,  hatalar yaparız.

 

 

 

 

 

 Açıklamalar:

 

  1. Anomali: Normalden uzaklaşma, sapma; ölçü ve kuralı da olumsuz etkileyen uyumsuzluk. Anomalinin Bütün’sellikte oluşması yadırganabilir. Böylece ortaya çıkacak toksinler(zehir) kontrol altında tutulduğu ölçüde entropik toptan yıkımı başlatacak risk engellenir.

 

 

  1. Asgari: Arapça sgr kökünden asgar “daha küçük, en küçük” sözcüğünden türemiş; minör, minimus. (Nişanyan) Mevsimler döngüler ihtiyaçlarımız için maksimum yararın asgari modellemesini işaret ediyor. “Stok” ve “taze” zıtlığını burada anıyorum. Biri çürüme, istismar, korku; diğeri bereket , yenilenme, lezzet verir. Toplum yönetiminde asgarilik;  yasal düzenleme olarak  Anayasayı ,   siyasal yönetişimde ise doğrudanlık, teşrifatsızlık, yerelliğin  bereketini ifade ediyor.    

 

 

  1. Sahtelik/1 bölüme  başlarken, “ Özü: Her şeyin aslı yokluktur. Somut olanların değişimi,  ister gelişim, isterse bozum yönünde  olsun;  varlığın çekirdeği yokluktur.”  ifadesini,  çekirdek meyveye doğru gelişirken, meyve çekirdeği (gübre) büyütür şeklinde “güncelliyorum”.  

 

  1. Minimal merkez, Çok Kutuplu Dünya tanımını çağırıştırıyor. Öyle değil !. İnsanlığın niteliği,  bilgi ve eylem yetkinliği bireysel olarak artıkça;  toplumsal , küresel  yönetişim standartlaşır, tek merkezli    görüntü verir. Çünkü “rutin”,   standart ile daha güvenli ve konforludur.    Bu yüzden savaşlar,     insanlar arasındaki bilgi ve eylem uçurumlarının derinliğine koşut  bitmiyor.      

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1262 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2298 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1964 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1676 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1546 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1876 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1259 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 2210 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 2283 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1505 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1505 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 836 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1634 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1460 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1430 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1333 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1548 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2446 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1571 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 2197 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1999 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2323 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2391 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 2030 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 2116 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2671 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 1333 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1401 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3390 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1812 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1789 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1738 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1878 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2579 Okunma
Özer Ataç
Makroda Bütünsellik, Mikroda Küreselleşme
23.12.2024 972 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 1
7.01.2025 1384 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 2
18.01.2025 2236 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 3
1.02.2025 1456 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 4
15.02.2025 919 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 5
3.03.2025 1425 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 6
18.03.2025 1975 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 7
1.04.2025 1506 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik
13.04.2025 1424 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik - 2
29.04.2025 1201 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2366 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2933 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2624 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 4110 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 3174 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3316 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3453 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2840 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 3234 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3529 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2852 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3318 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2488 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 3263 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 3232 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2613 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3671 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 4280 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2912 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2970 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 3204 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1643 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1791 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 2329 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2591 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1888 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2489 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2293 Okunma


© 2025 - Akevler