Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024
2299 Okunma, 0 Yorum

Özü  :  İnsanlık (klonlar ve negatifçe ele geçirilmişler hariç) ailesi,  Bütünsel kararlarını alıncaya kadar, yani toplumları oluşturan her bir bireyin,   toplumu ilgilendiren bütün  kararlara tek tek irade koyup katılıncaya dek kurduğu medeniyet ve devletler kalıcı rahata (iflah) eremeyecek.

*

Yüz yıllardır aklı tarif etmişler ;  “yok, akıl şöyledir- böyledir;   öyledir,  fakat  şöylenin öylesidir…” Ruhun araçlarından olduğunu savunandan,  beden güdüleri gemleyici,  doğayı , çevresel koşulları lehte -aleyhte etkileyici;  bu  etkilerden lehte- aleyhte sonuçlar çıkarıcı;  aldatmaya, bozmaya, kullanmaya, yıkmaya   yol açan   “takdir” ya da tekamülün  yeryüzündeki insanlığa  zirve ikramı.

 

Akıl, sorgulama, ayırt etme, işaret koyma/kavramlaştırma,  gerekçelendirme ve olasılıklar yelpazesinden seçimler yapabilme;  hem türüne,  doğaya yoldaş olma,  gerektiğinde derman olma, bu doğrultuda  medeniyetler kurmanın öznesidir.    Bunlar ve dahası  yine çok yönlü olumsuzluklara da sebep oluyor:  dar/bencil,  taifeci/zümreci kullanım ve  “becerileriyle” Bütünselliğin armonisine çomak sokup,  hem türünü yasal çelmelerle  sömürmesi, zulmetmesinin  faili.  (1)

 

Devletlerin yıkılmasına sebep olan amillerin başında  taife bencilliği var.

Köle ordularını randımanlı yöneten devletlerin, dönemlerinde   en etkili güvenlik ürettiği tarihi kayıtlardan biliniyor. Kölelik yasaklandığı(!) için  artık günümüzde  “yerli- milli” etiketli şirket orduları revaçta.   

 

İşin doğrusu,   savaşkan türler rekabetsiz ortamda ücretini aldıklarında doğduğu ülküye hizmet ediyor. Fakat “işin” devamında, “meslek hastalığı” ve  telafisi imkansız sonuçlar oluşuyor.  Yine devamında, sigara içenlere,  sağlık hizmeti verilmemesinin varyantı yaşanabiliyor.   Doğduğu ülkeler,  emektar olmuş savaşkanları rehabilete etmede çoğunlukla  başarılı olamıyor; sözleşmesi biten, fiziksel gücü hala zinde olan söz  konusu nesil,    gölge sivil girişimlere  dahil olurken; diğerleri toplumda iyileşmeyen  yara olarak kalıyor.  

 

 

İnsanlığın en kıymetlisi, akıl ve akıl sağlığıdır.

 

Salim akla sahip olmak, onu hür ve muzaffer kılmakla olur. Aklın hürriyeti, dış güdüm ve tutsaklıklara kapılmaması;  muzafferiyeti,  kaynağı olan Ruhuyla,  vicdan yolunda buluşmasıdır.   Ancak böyle bir akıl ile Mutlak Kadir’i  boyutlar arasında, zaman diyarlarında  kapasitemizce tanık olduğumuz bilgi kırıntılarıyla  takip edebiliriz; ki bu  takip,   insanı kamil mertebesine adaylıktır.

 

Akıl  nimetini işletmek,  onun  kıymeti bilmek için yeterli midir?

Akıl nimeti, her bir insanda tekil  görülse de onun “sihri”,  Bütün  ile uyumunda    ortaya çıkıyor.

Akıllı bir kimse aklını ”doğru yerlerde” kullanması,  kendine ve çevresine şüphesiz  yarar üretir.  

Bu yarar, söz konusu bireyin mensup olduğu topluma,  toplumun homojenliğince yayılır;  fakat bu da yeterli değil.

Günümüzde, “hiçbir kimse başkasının parasını  kendi emeğiyle kazandığı para gibi insaflı kullanmıyor.”  Bu belirleme,  aynı zamanda  siyasal vekalet sisteminin ekonomik turnusolüdür.

 

Milletlerin emeği;  basımı kontrolsüz milli paralara; yönetime katılım iradeleri, lobilerin adaylarına;  adil hukuk özlemleri,  pompalanan stres, korkulara;  birikimleri,  tehdit savaşlarına;  nesilleri, dış borç faizlerine;  özlemleri,  hamasiyatlara;  itibarları,   yöneticilerin  itibarlarına  kurban ediliyor. Bunların sebebi,  bencilliğe hapsedilmiş,  kötürüm edilen  “sevgi”dir.   Diğer taraftan erdemi inşa eden   insanların  en nitelikli  bağı,   özgeci sevgidir.

 

*

 

Bütünselliğin zihinsel bağı,  nesne ve kavramların kategorize edilmesi  (taksonomi),  kategorizenin ilkelerine atıf yapılması; fiili bağı ise bunlar arasında zamana, mekana yönelik  görev, işlev, biçim  döngüsüyle esaslı beraberlik (özgeci) sağlanmasıdır.

Bu yüzden  yaygın,  hatta parasız eğitim,   toplumların vicdani adil varlığının sürmesinin  olmazsa olmazıdır.

Nesiller ailelerinin imkansızlığına kurban edilmemeli.

Diğer taraftan mevcut eğitim kriterleri bu dünyaya doğmuş çocukları,   gübre mesabesinde  atıllaştıramamalı.  Evren -insan  ilişkisinde,  insanlığa ermiş Ruhları  “işe yaramaz”  biyolojik yapı olarak görmek;  onu sömürmek, onu potansiyelini çıkaracak  eğitimden mahrum ekmek,  onların çoğunu  heder edecek kalburlarda tutmak,   sonunda  bütün insanlığı bitirecek.

 

*

 

Ortak akıl  terimi Aspirin gibi  her yerde kullanılıyor; fakat “işler” bildiğiniz gibi  sömürü, savaş, zulüm umutsuzluk  şeritli yolda devam ediyor.

Bütünselliğe bağlı aklın neresindeyiz?  

Savaşlar her daim savaşkanların sübjektif  “iyi” amaçlarıyla devam ediyor.  Kan revan ile iyilik,  her zaman çift tarafı keskin kılıç   etkisi yaratıyor.  Sübjektif ile objektif çeliştiğinde,  objektif hiçbir zaman yenilmez; yenilmiş görüldüğünde  geri çekiliyordur.

“Her kesi iyi düzeye getirmek”,  tek tek bireyleri tabii ki aşar. İşte bu yüzden insanlar, devletler giderek  anayasal devletlerin çatısı altında yaşamak istiyor. Kendileri heder olmuş vatandaşlar, nesilleri için hedersiz, nitelikli yarınlar umut ediyor.

-Ne zamana kadar?

-Sübjektif yorulup yollarda kalıncaya kadar .

 

*

 

Aklın tekil kullanımı bencilliktir; tekil kullanımın oluşturduğu sistemler bencil sistemlerdir.

Her bireyin içinde bulunduğu topluma vereceği akli katkıyı kamusal eğitimle ortaya çıkarma,  başta o toplumun,  sonra vekalet verip  ücretini  ödediği  yöneticilerin en önemli görevidir.

 

Aklı tekil kullanmanın sonu yoktur; böyle kurulan medeniyetler,  her seferinde  hem türlerine  zararlar vererek yıkılıyor;  “bencil ilikler, zorbaların giyeceği paltolara açılır.”   

 

*

 

Birilerinin diğerleri adına,  topluluk adına  karar  vermesi,  sonuçları  ne olursa olsun yani başarı ve zafer getirmesi  halinde dahi  o toplumlar,   dağılma ve yıkımdan kaçınamaz. Bu yüzden modern anayasal  devletler, genç nesillere adil, vicdani  eğitim fırsatları sunma ödevini  benimsiyor.  

 

Anayasalar bu yüzden var; bu yüzden “anayasal milletlerde”   her bireyin  Bütünsel akla ulaşması toplumun en büyük görevidir.   

Her ilik, her ilmek Bütün’e dair  olumlu etki üretmeli;  havı, döküntüsü fazla olan halıların kel kalması gibi bireylerini atıllaştıran devletler kel,  yani insansız ve topraksız kalmamalı. Bilindiği  üzere halılarda  hav dökümü,  gevşek burgulu iplik ve zeminine düğümsüz halıların kaderidir. (2)

 

Emperyalist  başarılar,  yakma oburluğundan  parlayıp  patlayan,  saçılıp,   içine  çöken kara deliklerin kaderini paylaşır.  O “başarılar”, başarıya ortak olan ne varsa,  kara deliğin dipsiz  çekim kuyusuna (gravitasyon) karanlık enerjiye  “geri dönüşüm”  için   yutulmasına sebep olur.

 

İnsanlığı, devletleri veya devletlerin  toplumlarını,  insanın var oluş “takdirine”  aykırı olarak,  hem türüne,  doğaya karşı  hiyerarşik düzeyde  sabit tutmak, negatif yapılanmadır;    son tahlilde “emperyalist” tutumd

Mevcut aşamada  hiyerarşik düzen kaçınılmazdır;   ancak  bu kaçınılmazlık  iş bölümü,  iyicil yani ötekinin niteliğini artma yoluyla ıslah edilmelidir.    Toplumları ürettiği değerleri  bu doğrultuda harcaması o toplumun devamı için en büyük güvence,   fertleri için en büyük umut  olacaktır. Ürettiğimiz değerlere, ilkelere , Anayasal haklarımıza  bir olarak sahip çıkalım.  (3)

 

 

 

Açıklamalar:

 

 

  1. Taifecilik, zurnanın zırt dediği yer. Her seferinde bozumu ıslah amacıyla  iyicil amaçla  başlanır; sonra taifecilik  rutin haline gelir; klikleşir.  

Arapçada twf  kökünden  taifa(t), “ birini etrafındaki zümre, ekip mürettebat”. Yine tafa, “etrafından dolandı”; tavaf, “dolanma; Kabe’nin etrafında dolaşma ”. Aramice twp “nehrin taşması, su baskını. Yani menzili tufan olan çıkış. Kelime ve kavramların bağrındaki (permütasyon / büyük iştikak) harflerin sıralı yer değiştirmesi,  örtmeyi, gizlemeyi de içeriyor. Kelime harflerinin yerlerinin değiştirmesiyle  oluşan kavramsal “saklı tarihe” göre tüm medeniyetler  kararlı/semptomik taifecilikten çöküyor, sonucuna  varabiliriz.  

 

  1. Anayasal Millet, bu terim anayasal devlet olarak kullanıla gelmesi,  milleti devlet organizasyonuna vekalet veren  kılıyor. Oysa toplumsal vekalet sisteminin  bireyleri sahip oldukları “hilafsız hakimiyete”  yabancılaştırdığı  artık su götürmez bir gerçektir. Dolayım profesyonelleştikçe hak sahibi hakkına  yabancılaşır.

 

Bütün’e dair Bütünsellik terimleriyle,  varlık alemiyle  dolaylı- bilinçsiz, doğrudan- bilinçli birliğimizi ve gözetmemizi   amaçlıyorum.

 

 

  1. Kara delikler, bulutsu gök adalar içindeki  “azimli” yakıt tüketen  yıldızların (olimpik sporculara benzer) oburlukları sonunda patlamaya;  sonrasında, patlamanın merkezinde  görünen evreni oluşturan karanlık enerjiye kanal açar.  Sanki bu oluşumlar,  görülen maddi evrenin kozmik tekamül yolunda   geri dönüşüm mevzileridir.

 

 

 

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1037 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2022 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1699 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1447 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1325 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1609 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1042 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1934 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 2007 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1238 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1249 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 560 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1371 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1237 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1200 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1053 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1295 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2109 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1281 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1955 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1714 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2074 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2094 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1700 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 1784 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2366 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 1009 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1067 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3073 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1471 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1419 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1353 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1495 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2299 Okunma
Özer Ataç
Makroda Bütünsellik, Mikroda Küreselleşme
23.12.2024 672 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2147 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2665 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2354 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3837 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2914 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3042 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3188 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2562 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2976 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3259 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2632 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3039 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2218 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2964 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2964 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2398 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3414 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3995 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2585 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2637 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2855 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1426 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1442 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 2006 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2244 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1674 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2221 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2023 Okunma


© 2025 - Akevler