Özer Ataç
Abartı
4.11.2024
1243 Okunma, 0 Yorum

Görüş alanı içinde  “rutinde”  görülmesi istenen kısıma dikkat çekme, ortaya çıkarma ya da görülmesi istenmeyen kısmı  gizleme  “sanatı” abartı olarak bilinir.  

Gerçeklik ise  bir çok yöne yayılan  iç içe geçmiş etki ve  oluşumdur.  Biçimi, rengi  değişmeyen hiçbir oluşumun  olmaması yaşamı canlı tutuyor.

Abartı, doğal süreçte  oluşan    anormalliklerdir. Bu anormallikler,  insan zihninin işleyişinde de yer tutuyor. Bu sebeple  olaylar örgüsünde,  istediğimiz ilmiklere zumlayıp oluşumların künhüne varabiliyoruz.     

*

Abartılar, rutinde kırılma bükülme tesiri yapıyor.

Işık hızının zamanda ve eşyada yaptıklarını  bilim insanları yıllardır anlatıyor:

“Işık hızına ulaşan nesne,  uzayı ve kendini büküp ve değiştirir”.  

 Abartı da  “rutin” görünende  zorlama, telkin, anlatım, gösterim  gibi çeşitli  etkilerle  hedeflediği insanları, bulunduğu halden amaçladığı yönelişlere  değişim ya da çözülmelere sevk ediyor.

*

Yaşamın en yararlı armağanlarından  olan gülme ihtiyacımızı,  zamanlama ve yerindelik koşullarıyla uyumlu  abartılara tanık olduğumuzda karşılıyoruz.

Basit olarak görülen gülme, insana hediyedir;   akıl, sinir, duyum üçlemesinin  zıt etkili “tanıdık”  birlikteliğine temas ettiğimizde gülüyoruz.

Gülme basit ve sıradan  görülür; fakat   bu basitliğin emsalsizliği  içermesi   yol göstericidir.

Bir şeyin sıradanlığı evrimselliğine engel olmaz.  Aksine basit olan, tekâmül yolunda  ‘’yüksüzlüğün” olanaklarını kullanır.    

Aklın,   elmas değerinde ürettiği nitelikli gülmecelere  ülkemizde  çok kez tanık oluyoruz.

Bunun sebebi zıtlıkların dönüşümlü sürekliliğidir. Dün mağdur olanlar, bu gün mağdur edici olurken, dünkü haklı savunularını, bu günün mağdurlarına gerekçe olarak sunulmaları zıtların döngüsel varlığına güncel örnektir.  

*

Her  kesim abartı sanatını kendi  amaçları ile kullanıyor. Siyasetçi,  güvenlikçi, tüccar.

Çünkü üretip sunduğunu  rekabet ettiği benzer ürünlerden  farklı kılmanın en basit yöntemi abartıdır.  

Abartıya uzmanlaşma da diyebiliriz. Her alanda güvenli ilerleyiş için  çok yaygın kullanılıyor.  Bu yaygınlık bütünsellikten bir nevi kopuşa  dönüştü.  Bütünsellik yerini uzmanlığa bıraktı. Uzmanlık ise tüm ciddi çabaya rağmen,  bütünselliğin  bilinmezliğinde isabetsizlere sebep oldu.  Bu yüzden abartıyı uygulamalı bilimlerde güvenli görmüyorum;  zihinsel çözümlemelerde daha yararlı  buluyorum.

*

Gülmenin  odağı kendimiz olduğunda,  benliğimiz  kibir ve   bencillik yüklerinin yararsızlığını  görür; daha özgeci (diğerkam) gelişim sağlarız. Güldüğümüzde,  koşulların üzerimizdeki ezici  etkisi azalır, geçici olsa da  baskılar  dağılır. Böylelikle koşulların kesif baskısından  ışık veren aralıkları,  dayatılmış rutin tekerini kırabileceğimiz fırsatları değerlendirebiliriz.

 

Çok zor şartlarda bizleri aciz bırakan  zıtlıkların,  aslında  uyduruk manipülasyon  olduğu  göremiyoruz.  Abartılan  her şeyin saçmalığı oraya dahil oluşumuza güldüğümüzde  netleşir.  Bu tanıklık,  kanıksanmış baskıların etkisini azaltır;   zihni vurulan esaretin  prangaları gevşer, bileklerimiz, ayaklarımız özgürleşir. Ayağa kalkmak isteriz, elimizle sahteliği silmeye yöneliriz. D zaman keder ve umutsuz mekanda    başka bir siklon oluşur; değişik moral  boyutuna  tanık oluruz. Sanki aynı zamanda, aynı mekanda, farklı boyut ve zihinselliği keşfederiz.

 

Aslında her şey oradadır; fakat kesif dayatma ve telkinler  gerçekliğin iyicil çıkar yollarını kapatıyor.  Bu yüzden,  “çaresizlikte ‘istikrar’, bilinç uyanışını sağlar, ”  demişler.   

 

*

Kuşatılmış,  koşullanmış  insanlar olarak, kitlesel dalgalanmalara  kapılmadığımız dönemlerde,  her birimiz  birimsel irademizle yol almaya çalışıyoruz. Fakat tekil olarak  ilerlemek mümkün değil;  bizler, ancak   sosyal olarak var olabilir dengeli adil  ilişkilerle gelişiriz.

Sosyal olmak  aklımızı, duyumumuzu, iş görüşümüzü benzer durumdaki insanlarla bir araya getirip abartmak olabilir mi? Olduğundan daha etkili görünmenin yolu  birlikteliğin niteliği ve kararlığı olmalı. “Nice az  kararlı topluluklar nice güçlü orduları dize getirdi.” Dizgesi Heredot tarihinde hala “canlı” duruyor. “Canlı” çünkü,  ifade her zaman uygun birlikteliklerle kendini kanıtlıyor.

*

 

Diğer yönden ters etkili ya da sömürü esaslı sosyalleşmeler de var. Onlar neyi abartıyor; onlar  aralarındaki dar çıkarcılığı örtecek perdeleri abartıyor. O perdeler, manipülasyona dair her şeydir.

Onlar  kendi hem türlerine “görev paylaşımı” adı altında esaret dayatıyor. Onlar, bu esaretin kendilerine sunduğu maddi kazançları gizlemek için esaret için harcananlara manevi kazançlar ihdas edip  o ihdasları abartıyor. Bu uygulama yeryüzünde  o kadar yaygın ki tersine yönelik uygulama sadece retoriklerde işitiliyor. Ses görüntü abartı eşliğinde, sözün olguya dönüşmesi her zaman gelecek nesillere öteleniyor.

Bu yaygın örtü abartıcılığı  gelişim seviyeleri ne kadar ileri olsa da  bozulup çökecektir. Çünkü hem türünü sömürüp,  eziyor. Hem türüne bunu yapan doğaya ne yapmaz ki!?  Bu yüzden  onların   iki yakası bir araya gelmiyor; her seferinde  boğazlaşma ve yıkım onlarda karar kılıyor.  

*  

 

Demek, bireyselliğimiz, potansiyel yeteneklerimiz, ancak sosyalleşme ile zenginleşip gelişecek. Demek yalnızlığımız  yararlı birliktelikler için yararlı. Demek güdülen sosyalleşmeden ayrılışımız bu yüzden önemli.

Kelime dağlarını andıran on binlerce kitabın içerdiği bilgileri, kelimelerin yüklendiği anlamları kavrayıp doğaya yönelip bir medeniyet inşa etmek tek tek bireyler için mümkün olmadığı çok açık.

Milyonlarca insanın gözü,  bu yüzden sosyalleşip,  görev paylaşımıyla “her şeyi gören göze” dönüşüyor. İşte bu “göz”, medeniyetin gözüdür.   Bu  görevdeş gözler,   dünyamızdan  milyonlarca ışık yılı uzaktaki gök adaları, karadelikleri, patlayan yıldızları  ekranlarımıza  yansıtan Hubble , Kepler, James Webb Uzay Teleskopları üretiyor.

 

*

Sonsuz uzayın her yönü abartılı. Hayret kesilmeden başını gökten çevirenimiz var mı; sanmıyorum.  

Yüce gök ve yıldızlar,   güncel kısıtlığın,  bıkkınlığın en keskin ilacı.

Öğretilen dayatılan ne varsa,  göğe her serbest bakışımızda öğretilenlerin   ne kadar zayıf, değersiz  oldukları ortaya çıkıyor. Tüm acziyetimize rağmen  bu tanıklığımız,  bizlere oluşumunu bilemeyeceğimiz  etkilerle değerler sunuyor.

Yol açmak , tıkanıklığı aşmak için abartmayı ihmal etmeyelim. Çıkış yolu “aynılara” tuttuğumuz abartı ışıklarıyla belirecek .

 

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 969 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1954 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1633 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1379 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1256 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1542 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 979 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1871 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1941 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1179 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1183 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 502 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1315 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1172 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1137 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 986 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1223 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2032 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1216 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1891 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1652 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2007 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2026 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1628 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 1704 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2301 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 923 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 995 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 2998 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1380 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1324 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1243 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2090 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2596 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2291 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3774 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2853 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2977 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3121 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2501 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2917 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3200 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2569 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2969 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2151 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2903 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2899 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2327 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3343 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3917 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2521 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2566 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2787 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1363 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1372 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1940 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2178 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1609 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2153 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1963 Okunma


© 2024 - Akevler