1- Çao wen, müziği seviyor, müzik yapmayı öğrenmiş, üstün müzik yapmanın peşine düşmüş.
2- Ve müzikler yapar; iilerler, ustalaşır. olgunluk döneminde en iyi müziği çalmaya yaklaşır; “kendisinin en iyisi”.
3- En iyisini belki çıkarır, belki çıkarmasına az kalır. O şunu biliyor: hep daha iyisi var, olacak.
4- Fakat madem işin içinde girdik; sevdik, çalıştık, öğrendik, icra ettik; en iyisi için çabalıyoruz.
Bu baştaki sav , sonuna kadar yakasından düşmedi, düşmeyecek.
5- Ondan önce ve sonra da öyle oldu, olacak; iyi, daha iyi, çok iyi, mükemmel; harika, olağan üstü…
6- Bitti mi; bitmez, bitmeyecek; çünkü bu sevgi, liyakat, sav , arayış devam edecek, ediyor.
7- Çao wen hep enerjik kalsaydı, ölmeseydi bitecek mi daha iyisi veya en iyisinin icrası; hayır.
Çünkü
iyisi , daha iyisi koşullarla , dinleyenin, icra edenin edindiği veri ile sınırlı.
8- Koşulların, verinin hatta dinleyenin, icracının kaynağı bitimsiz.
Nasıl bitsin ?!
9- İcra edilmeye başladığında , olası- potansiyel daha iyisi, hep icra edilmeyen, gizli(!) olarak kaynakta kalacak.
1O-Ve bunu bilen bilecek; bilmeyen icra edecek, dinleyip, yorumlayacak-konuşacak; çoğunlukla bu “eksik” harika(!) dinletiden mest olacak.
11- Mevlana şunu demiş: “Kılıcın tahtadan ise bırak kınında kalsın.”
Yani “daha iyilerin kaynağı halâ potansiyel olarak var ise
o enstrümanı bırak çalma! “diyor
12- Böylece, o sonsuz mükemmelin Bütün’den ,kaynaktan sızıp kullanılmamasını ; fakat hep orada durduğunu bileceğiz; böylelikle çalınmadan mutlu eden müzik ile mest olacağız.