İnna lillahi ve inna ileyhi raciun; Rabia Erol Hocahanım-6
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Kur’an ehli ve hizmetkarı anne babamızın ardından Kur’an ehli ve hizmetkarı (Diyanet İşleri Başkanlığı Kız Kur’an Kursu Hocası) Rabia Hocahanım da rahmeti rahmana kavuştu…
Rabia Erol Hocahanım kardeşimin vefatı vesilesiyle bu yazılar yazılıyor…
Fecr Suresi sonundaki dört ayet üzerinde durmaya başlamıştık; devam ediyoruz…
Demek ki nefis daha önce Rabbi ile beraberdi. Sonradan koptu ki O’na rücu et diyor.
Kur’an’a göre insan zalum ve cehuldur. Yani insan zalum ve mazlum yaratılmıştır, cahil yaratılmıştır. Yaratılışta zalim değildir, zamanla insan zalim ve cahil olmaktadır. Doğuşta insan iyidir, sonradan kötü olmaktadır...
Bu varsayımı Amerika da kabul emiş ve kendi teorisini bunun üzerine kurmuştur; ona göre kötü etmenler ortadan kaldırılırsa insan kendiliğinden iyi olur.
Hazreti Peygamber aleyhisselam da her insanın fıtrat yani İslam üzerinde doğduğunu, insanların sonra onu diğer batıl dinlere götürdüğünü söyler.
Marx İslâmiyet’ten aldığı bir görüşü kendi hedefinde istismar etmiş ve yanlış yapmıştır.
a) Marx’a göre insanları kötüleştiren akrabalık duygularıdır, ailedir. Çocuklar kreşlerde büyütülürlerse iyi olurlar. Burada Marx’ın yanıldığı nokta akrabalık duygularının kötü olduğudur. Oysa akrabalık duyguları hayvanlarda da vardır ve iyidir. O duyguların kötü kullanılması nefsin yoldan ayrılmasıdır. Kötü olan duyguların yerinde kullanılmamasıdır. Akrabalar arasında dayanışma ve yardımlaşma için konan bu duygu başkalarına düşmanlık ve saldırı için kullanılırsa kötüdür.
b) Marx’a göre ikinci kötü olan mülkiyettir, mülkiyet ekonomisidir. İnsanlar bu mal senin o mal benim derken birbirlerine saldırmaktadırlar. Mülkiyet ortadan kalkar da komün hayat başlarsa sorun kalmaz. Marx’a göre kötülük kendiliğinden ortadan kalkmaz. Marx’a göre mülkiyet duygusu kötüdür. Oysa Kur’an’a göre mülkiyet duygusu insana bahşedilen en büyük nimettir. Bu sayede insan hem topluluğun ferdidir hem de kendi kişiliğini korumaktadır, bunu mülkiyet sayesinde sağlamıştır. Uygarlık mülkiyettir. Akrabalık mülkiyetle olur. Miras ile aile yaşar. Mallar mülkiyetle korunur. Mülkiyetin kötü kullanılması kötüdür. Akrabalıkta zina, mülkiyette faiz kötüdür.
c) Marx milliyetçiliği de reddetmiştir, milliyet de kötüdür. Oysa milliyetçilik insanların organize olmaları demektir. Nasıl askerlikte ordu, kolordu, tümen, tugay, alay, tabur, bölük, takım, manga varsa; insanlıkta yani sivil hayatta da böyle örgütlenme vardır. Yığının yerini topluluk almıştır. Marx ise insanlık devletine zemin hazırlamak amacıyla örgütü ortadan kaldırıp kitleyi basit çıkar ilişkileri içinde yönetmek istemektedir.
d) Marx’a göre din de insanları dalâlete götürmüştür. Oysa kötü dinler ‘dalâlete’ götürürler, iyi dinler ‘hidayete’ götürürler. Dinleri ‘hak dinler’ ve ‘bâtıl dinler’ diye ayırmama hastalığı vardır, tüm dinleri batırma sistemi budur. O halde anarşistler kötülüklerin ortadan kalkması için insandaki doğal melekeleri yok etmek istemektedirler. Oysa ilim fikre, din hisse, ekonomi (mülkiyet) iradeye, siyaset (yönetim) ünsiyete (sosyal yönsemeye) dayanır. İnsanda bu melekeler yok edilmedikçe topluluklardan da bu müesseseler ortadan kalkmaz.
“Rücu et” emri önemlidir, nefse verilen emirle bu melekeleri doğru olarak kullanmaya tekrar başla anlamındadır.
“EiLAy RabBiKi / Rabbine (rücu et)”
“Rabbine rücu et.”
Burada “Rabbin” kelimesi getirilmiştir. Rab insanı eksik yaratmıştır, zamanla eğitip yükseltecektir, böylece insan kendi çabasıyla ve isteğiyle Rabbine yaklaşacaktır.
Allah niye rabdir?
Böylece anne karnında bir hücreden başlatıp değiştire değiştire kırk yaşındaki insana getiriyor. İnsan büyümesinde çaba gösteriyor. Kendisi birçok sıkıntı ve aşamalar geçirmiştir. Bunlara ne gerek vardı, Allah insanı kırk yaşında yaratamaz mıydı? (Devamı var)