Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına-34
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bugün yazacaklarım birçok şeyin özünün özü gibi olacak ama başka çare yok…
Her gün ve günün de her anında o kadar çok şey oluyor ki yetişmek mümkün değil…
Bugün de Fatih Hasaneyn arkadaşımın vefatı ile devam edeceğim ama aynı gün yani dün aynı anda İstanbul’un iki yakasında öğle namazı sonrasına iki cenaze namazı vardı…
Fatih Hasaneyn’in cenaze namazına gitmek için yola çıktığım anda Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan’ın vefat haberini aldım; iki ay kadar önce kendisiyle Eylül veya Ekim ayında Vakıf’ta özel bir program yapmak için sözleşmiştik, nasip değilmiş, Allah rahmet eylesin…
Nazif Gürdoğan Hocayı herkes tanıdığı ve bu yazının yazıldığı bugünden itibaren birçok yazar onun hakkında yazılar yazmaya başladığı için ben Allah’tan rahmet dileyerek O’nun sadece günlerdir yazdığım ana konu yani ‘İsrail, Siyonizm, soykırım ve ABD’ konusunda özün özü görüşünü yazmakla iktifa edeceğim: “İsrail’in iç ve dış politikasını Yahudi geleneği değil, Yirminci yüzyılın en bulaşıcı hastalığı olan ırkçılık belirliyor. Filistin topraklarını kan ve gözyaşı göllerine çeviren Siyonizm’dir. İsrail Filistin’deki varlığını Amerika’nın (ABD) kayıtsız şartsız desteğiyle sürdürmektedir.”
***
Fatih Hasaneyn’in cenaze namazına katılmak için hem Vakıf hem TİYEMDER Genel Sekreteri arkadaşım İsmail Er Bacak ile yola çıktık, Haliç vapuruyla Üsküdar’dan Eyüp’e geçtik. Eyüp Sultan Camii’ne vardığımız andan itibaren hem Türkiye hem dünyadan gelebilen birçok müşterek dostlarımızla karşılaştık ve kucaklaştık. Öğle namazı, cenaze namazı, Eyüp Sultan Camii haziresine defin, İlim Yayama Cemiyeti Genel Merkezi’ndeki taziye toplantıları boyunca tek gündem konusu vardı; Fatih Hasaneyn ile yaşanmış nice müşterek çalışmalar…
Fatih Hasaneyn ile ilgili olarak bundan önceki iki yazımızda bilgiler verdik…
Kaldığımız yerden hayatının özünün özünü kısaca hatırlatarak devam edelim…
Dr. Fatih Ali Hasaneyn Muhammed Şerif, 1946’da Sudan’ın Sinnar eyaletinin Karakoç şehrinde doğmuş; ilk, orta ve lise tahsilini ülkesinde tamamlamıştır.
Sudan’daki lise eğitiminin ardından girdiği devlet bursu sınavıyla 1965’te Belgrad Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yerleşmiş ve mezun olduktan sonra iç hastalıkları ihtisasını Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır.
Fatih Hasaneyn Yugoslavya’daki öğrencilik yıllarından başlayarak birçok sosyal ve kültürel etkinliğin içinde olmuş ve bazı teşkilâtların kuruluşunda aktif görev almıştır. Doğu Avrupa Müslüman Öğrenciler Birliği, Doğu Avrupa İslâm Konseyi, Bosna’da Bihac Bölgesi Yüksekokulu, İstanbul’da Gazi Ali İzzet Bey Okulu, Merkezi Viyana’da olmak üzere Üçüncü Dünya Yardım Ajansı bu kuruluşlardan bazılarıdır.
Fatih Hasaneyn öğrencilik hayatına başladığı o zamanki Yugoslavya’da hem ülke şartlarını tanımaya hem de imkânlarını araştırmaya başlamıştır. Öncelikle çok yakın olduğu arkadaşlarıyla bir çalışma ekibi oluşturmuş ve Balkan coğrafyasındaki ülkelerin şartlarını, Müslümanların durumlarını incelemek ve raporlamak suretiyle bir çalışma rotası çıkarmıştır. Fatih Hasaneyn’in Balkanlar’daki süreci ilk arayışlarıyla birlikte başlar ve Aliya İzzetbegoviç’in ölümüne kadar devam eder. Bosna Hersek Devleti kuruluncaya kadar aktif şekilde çalışır ve ilmî, siyasî, sosyal vs. bütün çalışmalarda görev alır.
Akademik bir çalışmada ifade edildiği üzere, onun hayatı üç kategoride incelenebilir.
Birincisi, Fatih Hasaneyn’in Sudan’dan Yugoslavya Belgrad’a gidişiyle başlayan, Bosna Devleti’nin kuruluşuna kadar devam eden ve içine Türkiye’yi de alan hikâye...
İkincisi, Aliya İzzetbegoviç merkezinde gelişir. Aliya ve Mladi Muslimani Cemiyeti’nin soykırım ve asimilasyon karşısında ortaya koydukları var olma mücadelesi...
Üçüncüsü, Balkan coğrafyasında o zamanın şartlarını ve insanlarını; imkânlarını ve açmazlarını, asimilasyona karşı sergiledikleri direnişleri içermektedir...
(Devamı var)