Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına - 7
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
“Srebrenitsa Soykırımı” döneminin tamamında yani 1992-95 yıllarında ve ondan sonraki 29 yılda bütün dünya “soykırımlar” konusunda ne yaptı ki…
Dokuz aydan beri adeta ‘CANLI YAYIN’ yapılırcasına her gün cereyan eden “Gazze Soykırımı” günlerinde Arap ve İslam âlemi ile bütün dünya ne yapıyor ki…
Aynen “Srebrenitsa Soykırımı” senaryosunda olduğu gibi;
“Gazze Soykırımı” günlerinde de senaryosu “Srebrenitsa Soykırımı” ile birebir aynı olan bir filmi ya da diziyi bütün dünya ‘CANLI’ olarak sadece izliyor...
“Gazze Soykırımı” günlerinde, başlangıçtan günümüze kadar on binlerce (belki yüzbinlerce) insan vahşice katledildi ve bu benzersiz vahşet dünyanın gözleri önünde her gün ve her saat aynen devam ediyor, insanlık da sadece seyrediyor...
“Srebrenitsa Soykırımı” senaryosunda olduğu gibi;
“Gazze Soykırımı” da İsrail ve yandaş olarak İsrail adına hareket ettiği bilinen Batılı devletler hedeflerine ulaşınca aynen “Srebrenitsa Soykırımı” gibi mi sona erecek?!.
Aradan 30 yıl geçtikten sonra, bir gün Birleşmiş Milletler toplantı yapacak ve alınan bir kararla, 7 Eylül’ü “Gazze Soykırımını Anma Günü” olarak mı kabul edecek?!.
- İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi; önceki soykırımlardan ibret alınmadığı için tarih tekerrür mü edecek… “Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? / "Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” [Safahat: Yedinci Kitap]
- Ya da Bilge Başkanımız, Bilge Kralımız Aliya İzzetbegoviç’in dediği mi olacak… Bu vesileyle O’nın bu konuda dediğini bir kere daha hatırlayalım: “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”
Bu gibi konuları her anlattığımda -teşhis ve tedavi metodumuzun gereği- daima çare ve çözümü de hatırlatıyorum… O çare ve çözüm de ülkemiz (ve dileyen ülkeler) için “Adil Düzen” ile “Adil Ekonomik Düzen” uygulaması, bütün beşeriyet yani insanlığın tamamı için de “Adil Dünya Düzeni” ile “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” uygulamalarıdır…
Bu vesileyle “Adil Düzen” ile ilgili önemli bazı detayları hatırlayalım…
* Herkesçe malum olduğu üzere, insanda iyiyi kötüden ayırmaya yarayan fikir, akıl, düşünme melekesi; buna karşılık da topluluk düzeninde “Adil İlmi Düzen” bulunmalıdır.
* Yine insandaki doğruyu yanlıştan ayırmaya yarayan hissetme, duygu, vicdan melekesi vardır; buna karşılık da topluluk düzeninde “Adil Ahlâkî/Dinî Düzen” bulunmalıdır.
* İnsanda faydalıyı zararlıdan ayırmaya yarayan irade etme ve irade ettiğini yapma melekesi; buna karşılık da topluluk düzeninde “Adil Ekonomik Düzen” bulunmalıdır.
Yine insanda adaleti zulümden ayırmaya yarayan ünsiyet yani sosyal yönseme melekesi vardır; buna karşılık da topluluk düzeninde “Adil İdari/Siyasi Düzen” bulunmalıdır.
Hülasa; “Adil İlmi Düzen”, “Adil Ahlâkî/Dinî Düzen”, “Adil Ekonomik Düzen” ve “Adil İdari/Siyasi Düzen”den oluşan birbirinin mütemmimi bu dörtlü mutlaka bulunmalıdır.
Ve sıra 20 Temmuz 2024 günü yapılan önemli konuşmaya geldi…
Kozarac'ta Reisu’l-Ulema dedi k; Kötülük hala yaşıyor…
Bosna-Hersek Reisu’l-Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç bugün, Prijedor ve Sana vadisinden dört kurbanın cenaze törenini yönettiği Kozarac'ta, tüm kayıpların bulunması ve suçların sorumlularının adalete teslim edilmesi için ısrarcı olunması gerektiğini söyledi. “Hem burada hem de memleketimizin başka yerlerinde hâlâ kemiklerini bulamadığımız çok sayıda insan var. Onları öldüren ve bulundukları yer konusunda sessiz kalan şeytan hâlâ yaşıyor ve adalete direniyor. Ne yazık ki bazı resmi hükümet yapıları onları saklıyor, koruyor ve destek veriyor. Hem burada ve ülkemiz dışında... Ama onları aramayı ve suçluları kovalamayı bırakmayacağız.” Reisu’l-Ulema Hüseyin Efendi Kavazoviç; “Bu mümkünse yerine getireceğimiz bir yükümlülüktür” dedi. (Konuşmanın tamamı gelecek yazımızda…)