Adil Düzen ‘sosyal adaleti’ gerçekleştirecek…-10
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Evet, ‘sosyal tufan’ sona erecek ve Adil Düzen ‘sosyal adaleti’ gerçekleştirecektir…
Böyle olacağını “‘Çöken dünya düzeni’ ve ‘Adil Dünya Düzeni’-21” ana başlıklı bundan önceki 21 adet “teşhis ve tedavi metodu” ile yazdığım yazılarda da anlattım; kendi kaydettiğimiz haftalık değerlendirme videolarımızda ve zaman zaman davet edildiğimiz ulusal televizyon kanallarındaki ilgili programlarda da her fırsatta anlatmış oluyoruz…
Ülkeler için “Adil Düzen” ve “Adil Ekonomik Düzen”, bütün beşeriyet/insanlık için de “Adil Dünya Düzeni” ve “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” gerçekleşinceye kadar da “Adil Düzen Çalışanları” olarak yazmaya ve anlatmaya devam edeceğiz, inşallah…
Şairimizin dediği gibi; “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol / Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol” diyorum ve Allah kelamı Kur’an merkezli ilmî ve amelî bu “Kur’an Nizamı Adil Düzen” çalışmalarımızın nazarı itibara alınmasını diliyorum…
Biz bu çalışmalarımızla sadece ülkemize değil bütün dünyaya, bütün beşeriyete, aynı zamanda sekiz milyarlık insanlık âlemine “zulüm” yani “zalim düzen” üzere değil de “adalet” yani “Adil Düzen” üzere nizamat verilmesini isterken elbette ülkemizi ve özellikle ülkemizde son yıllarda yapılan fahiş hataları dile getirmeyi de ihmal etmiyoruz…
Bu fahiş hatalardan biri ve belki de en önemlisi “aile” konusundaki hatalardır…
“Aİle polİtİkaları İflas etmİştİr!”
Bu konuyu hatırlamamın ve hatırlatmamın bugünkü (06.07.2024) sebebi, Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın bugünkü “Aile politikaları iflas etmiştir!” başlıklı yazısı oldu…
“Aile” konusunda özellikle son on yıllarda yapılan fahiş hatalar sebebiyle, bir toplumun ve dolayısıyla ülkemizin de ana mihveri olan “aile” politikalarının yanlışlıklarından dolayı, aile kurumunun ne kadar çöktüğü ve artık alarm vermeye başladığı herkesin malumudur…
Devletimizi resmi verileri de zaten her yıl bunu teyit etmekte olduğu gibi son açıklanan rakamlar felaketin boyutunu açıkça ortaya koymakta; nitekim Sefa Saygılı Hoca da yazısına bu veriyle başlamış: “Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 yılı doğum istatistik verilerine göre; Türkiye’deki doğurganlık oranının tarihin en düşük seviyesine gerilediği açıklanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine baktığımızda, doğurganlık hızının 2001 yılında 2.38 iken; 2023 yılında 1.51 olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. Bir ülkede nüfusun azalma eğilimine girme oranının üst sınırı 2,1 olarak kabul edildiğine göre aile ve neslin geleceğinin alarm verdiğini söyleyebiliriz. Nüfusun azalması sadece ekonomik sebeplere bağlanamaz. Türkiye’nin kıtlık yıllarında bile nüfusumuz artmıştır. Ailenin çökmesi ve nüfusun azalması 2001 yılından itibaren kadın hakları bahanesiyle başlayan feminist politikaların sonuçlarıdır. Varoluşsal beka sorunu deyin, ülkenin güvenliği deyin, sonuç değişmeyecektir.” Sefa Hoca yazısını bu bölümünü şöyle noktalamış:
Rüzgâr ekİldİ, fırtına bİçİlecektİr!
Sefa Saygılı Hoca şöyle devam etmiş: “2001 yılından itibaren yeni devrim yasaları yürürlüğe konulmaya başlanmıştır. Radikal feminist önderlerin ifadeleriyle “..noktasına, virgülüne kadar yaptırdık! Değiştirttik!” dedikleri yasalar ve uygulama sonuçları bu vahim tabloyu oluşturmuştur. Başta 2001 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanun, 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Ceza Kanunu, 2010 yılında Anayasa değişikliğinin arasına katılan referandum ile kabul edilen POZİTİF AYRIMCILIK hükmü ve Stratejik derinlik uzmanı olduğunu iddia eden Ahmet Davutoğlu’nun başımıza bela ettiği İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ve türevi/uygulama yasası olan 6284 sayılı kanun bağlamında “kadının beyanı esastır” kabulü ile aile ve toplum çökertilmiştir. Toplumlar ve insanlar yasalara göre davranır ve yaşarlar. Tüm bu yeni devrim yasalarının uygulama sonuçları; evliliklerin azalmasına, evlilik yaşının kadınlarda 30, erkeklerde 35 seviyelerine yükselmesine, boşanmaların artmasına ve nüfusumuzun tehlike sınırının çok altına düşmesine neden olmuştur...”
Yazının devamı ve tamamını özellikle ilgili yetkililer okuyup gereğini yapsınlar derim.