‘Çöken dünya düzeni’ ve ‘Adil Dünya Düzeni’-19
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
-Bu yazı aynı zamanda 24.5.2021’de vefat eden Süleyman Karagülle’yi anma yazısıdır-
‘Çöken dünya düzeni’ söz konusuysa ‘Adil Dünya Düzeni’ gereklidir demektir…
Bir taraftan bu gerekliliği günlerdir ‘yazıyor’, diğer taraftan ‘anlatmaya’ çalışıyoruz…
1960’larda anlatmaya ve yazmaya İzmir’de başladık, ilk kooperatifimiz olan ‘Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi’ resmen 1967 yılında kurduk, ‘İslamiyet ve Ekonomik Doktrinler’ konferanslarını bu yıllarda Ege Bölgesi’nde Süleyman Karagülle Hocamız vermeye başladı, 1960’ların sonunda bu konferans münderecatını kitaplaştırdık…
1960’larda Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız da Türkiye’yi dolaşarak ‘İslam ve İlim’ konferanslarını vermeye başladı; Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca tarafından İzmir’de verilen konferansın münderecatını hem kitaplaştırdık hem de 1970’lerin başında o zaman ülke çapında yayınladığımız ‘Tek Yol’ dergimizde de dizi halinde bir bütün olarak yayınladık…
Yarım yüzyıldır yazdıklarımız ve anlattıklarımız, ülkemiz Türkiye veya herhangi bir ülke için genel olarak ‘Adil Düzen’ özel olarak da ‘Adil Ekonomik Düzen’ olarak biliniyor; Erbakan Hocamız sayesinde hem ülkemiz hem de insanlık bu çalışmalardan haberdar oldu…
Bütün beşeriyet yani tüm insanlık için yarım yüzyıldır yazdıklarımız ve anlattıklarımız da genel olarak ‘Adil Dünya Düzeni’ ve özel olarak da ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ olarak biliniyor; bu konulardaki çalışmalarımız da son yıllarda iyice arttı…
Girizgâh olarak bu BİR!
‘Bir devlet hangi hallerde çöker?’ sorusunu sorduk önceki yazıda, cevabını da verdik!
‘Muhteşem Yüzyıl’ döneminin banisi ‘Kanuni Sultan Süleyman’ sormuş bu soruyu; cevabını da çok veciz bir şekilde ‘Neme lazım be Sultanım’ diyen Yahya Efendi’den almış…
Konu ile ilgili bazı detayları söz konusu o yazımızda yazmış olduk; yazarken de bir taraftan ‘tarihin tekerrürü’ ve diğer taraftan da ‘tarihten ibret alınması’ konularında da gerekli uyarı ya da hatırlatmalarımızı da yapmayı ihmal etmedik…
Bütün bunlara istinaden de sözü günümüze ve yaşadığımız çağa getirelim…
-Öyle bir çağda yaşıyoruz ki; bizler ‘neme lazım dememek lazım’ diyenlerdeniz…
-Artık yarım yüzyılı da aşan zamandan beri ‘Adil Düzen’ çalışmaları yapıyoruz…
-Bu ‘ilmî ve amelî’ çalışmalarımızı her vesileyle duyurmaya çaba harcıyoruz…
-Son dönemdeki ‘yazılı ve sözlü’ çalışmalarımız da işte bu çabanın eseridir…
İKİ!
Tekrar ibret alınası tarihe dönelim ve yarım milenyumluk bir hülasa yapalım…
-1500’lerde yani beş asır önce Osmanlı Devleti zirvedeyken ‘çöküş’ söz konusuydu…
-1600’larda ‘Koçi Bey Risalesi’ Sultan IV. Murat ile Sultan İbrahim’e sunulmuş…
-1900’lerde Osmanlı Devleti sona ererken insanlık ‘İki Dünya Savaşı’ yaşadı…
-2000’lerdeyiz, ‘çöken dünya düzeni’ ve ‘üçüncü dünya savaşı’ söz konusu…
ÜÇ!
Şimdi de tarım döneminden başlayıp çağımıza gelelim ve yaptıklarımızı hatırlatalım…
-‘Nuh Tufanı’ sonrasında insanlık ‘Tarım Dönemine’ geçişini gerçekleştirdi…
-‘Sosyal Tufan’ var çağımızda, ‘Tarım Dönemi’ sonrasına geçiş söz konusu…
-‘Çağın Fıkhı’ yok, ‘Tarım Dönemi Fıkhı’ ile çağın sorunları çözülemiyor…
-‘Fıkıh ve Usulü’ ile ‘İnsanlık Anayasası’ çalışmalarımız devam ediyor…
DÖRT!
İstanbul’daki hem son çeyrek yüzyıllık çalışmalarımız hem de yenileri devam ediyor…
-‘Kur’an ve İlim’ haftalık seminer çalışmalarımız 1250 haftaya ulaştı…
-‘Adil Düzen’ haftalık seminerlerimiz son dönem olarak 70 videoya ulaştı…
-‘İnsanlık Anayasası’ haftalık seminerlerimiz özel olarak 30 haftayı da geçti…
-‘Haftalık Gündem’ değerlendirmeyle ilgili iki ayrı video çalışmamız devam ediyor…
Bu da BEŞ!