‘Çöken dünya düzeni’ ve ‘Adil Dünya Düzeni’-6
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bugünkü ve bundan sonraki birkaç yazı aynı zamanda Üstadımız Süleyman Karagülle’yi anma yazısıdır; kendisi üç yıl önce 24 Mayıs 2021 tarihinde vefat etti…
O’nu ve diğer merhum Adil Düzen çalışanlarını ben böyle anıyorum…
Genel olarak bundan sonra da yazabildiğim sürece böyle anacağım, inşallah…
Bu köşede bundan önceki beş yazı ile birlikte ‘Adil Düzen’ merkezli olarak yazdığımız her yazımız aynı zamanda Üstadımız Süleyman Karagülle ile Necmettin Erbakan Hocamızı anma yazılarıdır; çünkü bu ömürlük çalışmaları onlarla yaptık…
Önemli hem de çok önemli; çünkü hem ülkemizde hem de bütün dünyada, hayatımızın dört ana alanında yani ilim/eğitim, din/ahlâk, iktisat/ekonomi, idare/siyaset alanlarında ‘denge, düzen, sistem, nizam’ bir bütün olarak çökmüş durumda...
Bu çöküntü sadece ‘kriz’ vs. seviyesinde değildir; bu çöküntü ‘kriz’ ve benzeri kavramlardan daha da büyüktür, nitekim Adil Düzen Çalışanları olarak akademisyen arkadaşlarımız, özellikle son on yıllarda yaptığımız siyasi, sosyal ve akademik çalışmalarımızda bu büyüklüğü ‘Sosyal Tufan’ kavramı ile ifade eder oldular…
Üstadım merhum Süleyman Karagülle ile biz de bu kavramı aynen benimsedik…
Malum olduğu üzere, Necmettin Erbakan Hocamız ile birlikte çalıştığımız uzun yıllar boyunca da yine O’nun ‘teşhis-tedavi metodu’ ile hayatımızın dört ana alanında var olan bu ‘sorunlar’ üzerinde durduğumuz gibi; bu alanlarla ilgili ‘çare ve çözümleri’ de hem ‘Adİl Düzen’ hem de ‘Adİl Dünya Düzenİ’ içerikleriyle hazırladık…
Bunları başlangıcı 1967’de İzmir’de kurduğumuz Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi oldu; Akevler İstanbul Kooperatifleri de Ocak 2000’de kuruldu…
İstanbul çalışmalarımız, 1986 yılında İSAV (İslami İlimler Araştırma Vakfı) ve İzmir Akevler Kooperatifi işbirliği ile Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası Ana Salonu’nda (Sultanahmet) yaptığımız ve iki gün süren “Faizsiz Yeni Bir Banka Modeli” çalıştayında, o zamanki on akademisyen arkadaşımızın sunduğu on tebliğ ile başladı… Bu tebliğler o zaman İSAV tarafından büyük boy kitap olarak basıldığı gibi bu vakıfla birkaç çalışma daha yaptık…
1990’lı yılların ortalarında İstanbul’daki çalışmalarımız daha da olgunlaştı…
1999 yılında Üstadımız Süleyman Karagülle ile Üsküdar’daki İslam Medeniyeti Vakfı ana binamızda başlangıçtaki adı “Kur’an Matematiği” olan haftalık seminerlerimize başladık ve her hafta 10-20 sayfa arasında Kur’an tefsiri yazdık… Daha sonra “Kur’an ve İlim Seminerleri” adı altında devam eden bu seminerlerimizde hazırladığımız seminer notları ya da Kur’an tefsiri yazılarımızın 1130 haftalık kısmını, 24 Mayıs 2021 tarihindeki vefatına kadar, Süleyman Karagülle Hocamızla birlikte hazırladık…
O tarihten sonra tıp doktoru ve bilgisayar mühendisi Adil Düzen Çalışanı M. Lütfi Hocaoğlu arkadaşımız bu haftalık seminerlerimizin notlarını yazmaya devam etti…
Geçen hafta ve bu hafta 1250 ve 1251’inci seminerlerimizi de yaptık, elhamdülillah…
İşte bu son iki seminer notlarında birkaç amaçla aktaracaklarım olacak inşallah…
“Bismillah…” diyelim ve bereketini Allah’tan niyaz ederek başlayalım…
12 haftadan beri Lokman Suresi tefsiri ve değerlendirmesi yapıyoruz… 11’inci haftaya 16’ıncı Lokman Suresi tevafuk etti, meali şöyle: “Ey oğulcuk, kesinlikle şöyle ki o, hardal tohumundan bir tanenin ağırlığı olur da bir kayanın içinde veya göklerin içinde veya yerin içinde olursa Allah onu getirir. Kesinlikle Allah lütufkârdır, haberdardır.” (Devam edeceğim…) Bir bilgi notu ve tavsiye: 7 Ekim 2023 tarihinden beri bir gün bile “GAZZE” konusunu unutamıyorum; nitekim başlangıçta bu köşede tam 72 köşe yazı yazdım… Bugün (26 Mayıs) de Fehmi Koru’nun “Netanyahu İsrail için, İsrail de dünya için beka sorunu…” başlıklı yazısını okudum; okunmasını tavsiye ediyorum… Yazıdaki çok kısa bir bölüm şöyle: “Peki nedir İsrail’i ve Netanyahu’yu zor duruma düşüren? / Bunun en kısa cevabı şu: Yaptıklarının İsrail devletinin kuruluşunun gerekçesini zayıflatıyor, ortadan kaldırıyor olması…”