‘Çöken dünya düzeni’ ve ‘İran’daki suikast!’-3
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
‘Bismillah’ deyip bugünkü yazımda sonda ve ‘sonuç’ olarak yazmayı düşündüğümü en başta kısaca açıklayayım: Erbakan Hocamızın kurduğu D-8 derhal canlandırılmalı, dünyanın merkezindeki Türkiye buna öncülük etmeli, bu merkeze en yakın olan İran ve Mısır ile gerekli hazırlık ve çalışmalara derhal başlanmalı; devamında diğer beş D-8 ülkesi devreye girmeli, bilahare ‘çöken dünya düzeninin çözümü’ olarak insanlık kademe kademe D-20, D-60, D-160 merhalelerine davet edilmeli ve en sonunda ‘Adil Dünya Düzeni’ kurulmalıdır...
-Dünyanın dengesi, ‘barış dengesi’ bozulalı yüz yılı geçti; ‘savaş dengesi’ başladı…
-Osmanlı Devleti’nin temsil ettiği ‘barış dengesi’ bu devletin sonu ile sona erdi…
-Önce Avrupa ülkeleri sonra ABD ‘savaş dengesi’ dönemini başlatmış oldular…
-‘Birinci Dünya Savaşı’ ile ‘İkinci Dünya Savaşı’ bozulan denge sonucudur…
-‘Üçüncü Dünya Savaşı’ ile bu bozuk dengeyi aynen sürdürme çabasındalar…
Sorunun özü ve özeti bundan ibarettir, bundan ötesi de sadece teferruattır…
Bu teferruatları gerekli detayları ile her gün yazmaya devam edeceğiz…
Ama hepsinden ve her şeyden önemli olarak bizim ‘teşhis ve tedavi metodumuzla’ hareket edeceğiz yani yukarıdaki ‘teşhis’ merhalesinden sonra derhal ‘tedavi’ merhalesine geçeceğiz ve yine yukarıda en başta ‘Bismillah’ deyip yazdığımız ‘çözümü’ uygulayacağız…
***
Adil Düzen çalışmaları açısından ‘çare ve çözümün özü’ de çok açık ve nettir…
‘Teşhis’ olarak hem ülkemizde hem de bütün dünyada, hayatımızın dört ana alanında yani ilim/eğitim, din/ahlâk, iktisat/ekonomi, idare/siyaset alanlarında ‘denge, düzen, sistem, nizam’ bir bütün olarak bütün dünyada ‘çökmüş’ durumda...
Bu ‘çöküş’ nice kelime ve kavramlarla ‘kriz’ vs. seviyesinde gibi anlatılmaktadır ama bütün bu anlatılanlar yetersizdir ve gerçekçi değildir; çünkü ‘çöküş’ çok daha büyüktür…
Adil Düzen Çalışanları olarak bizler, özellikle son yıllarda yaptığımız sosyal ve akademik çalışmalarımızda çöküşün büyüklüğünü ‘Sosyal Tufan’ kavramı ile ifade ediyoruz…
‘Tedavi’ merhalesine geçildiğine -yani ‘çare ve çözümler’ gerçek anlamda söz konusu olduğunda- ülkeler için genel olarak ‘Adil Düzen’ ile özel olarak ‘Adil Ekonomik Düzen’ bütün dünya ve insanlık için de genel olarak ‘Adil Dünya Düzeni’ silm/barış dengesi ile özel olarak da ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ çare ve çözümü uygulanacaktır…
-Bir başka yönüyle de sorunun özü ve özeti bundan ibarettir…
-Bizim çalışmalarımız açısından bundan ötesi sadece teferruattır…
-Bu teferruatları da makul seviyede yazmaya devam edeceğiz ama…
-Teferruatlara boğulmadan asıl çare ve çözümleri hep hatırlamalıyız…
***
Kalan bölümde birkaç teferruat üzerinde duralım: 1) İç iktidar mücadelesi sebebiyle suikast… 2) İsrail ve yandaşlarının intikam almak amacıyla yaptığı bir suikast... 3) İran-Azerbaycan yakınlaşmasına müdahale suikastı… 4) Diğer sebepler ya da bunların hepsi…
Siyasi suikastlar iç ve dış sebeplerle İran gibi önemli bir ülkede olmayacak da nerede olacak; nitekim her zaman oldu, İslâm inkılabından önce de vardı, sonrasında da hep var…
İran Cumhurbaşkanı dahil önemli devlet adamlarının üç helikopterden düşen veya düşürülene bindirilmesi, bu riskli bölge ile hava şartlarında yolculuk yaptırılması şüphesi var…
2010 yılından beri ve özellikle son on yılda Tahran’daki suikastlarla birkaç nükleer bilimci ve 5 nükleer fizikçi öldürüldü…2021 yılında İsfahan ve Tebriz şehirlerinde nükleer tesisler vuruldu... Devrim Muhafızları komutanı Kasım Süleymani 3 Ocak 2020 tarihinde ABD tarafından düzenlenen saldırıda öldürüldü... 3 Ocak 2024 tarihinde Kasım Süleymani için Kerman’da yapılan törenlere yapılan bombalı saldırıda 103 kişi hayatını kaybetti...
ABD, AB ülkeleri (Fransa ve Almanya), İngiltere, Rusya ile Çin başta olmak üzere diğer bazı ülkeler ve elbette İsrail ile ona yandaş olan ülkeler olağan şüphelilerdir…