21.05.2011
Zalâm, zulumât, zulüm, zulmetmek ve zalim düzen, zalim ve karanlık çağ… “Zulüm” karanlık demektir, “zulmetmek” haksızlık etmek manâsına da gelir. Kur’an bugünkü durumu “zulumât” olarak tanımlamakta, çağımıza “karanlık” demektedir.
“Zulmet, zulumât, karanlık” ne demektir, “karanlık çağ” ne demektir?
Çevreyi görememe demektir, ileriyi görememe demektir, karanlıkta yaşama demektir.
1. Çağımızdaki birinci karanlık fiyatların ve ücretlerin belirsizliğidir, paranın karşılıksız olmasıdır. Evet, fiyatlar ve ücretler enflasyon nedeniyle belirsizdir. Bu fiyatlarla ve ücretlerle sağlam ve sağlıklı bir anlaşma yapamazsınız. Çünkü yarın para değerinin ne olacağını bilemezsiniz. Bu karanlık çağda, bu zalim düzende önünüzü göremezsiniz. Faizli karşılıksız para üzerinden kurulan hayatımızdaki tüm ekonomik düzen karanlıktır. “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Düzen Anayasası” insanlığı fiyat ve ücret anarşisinden kurtaracaktır. Acaba “Adil Ekonomik Düzen” bunu nasıl yapacaktır? Batı dünyası bugün “para”yı “faiz” karşılığı çıkarmaktadır, dolayısıyla paranın reel ekonomi ile irtibatı yoktur. Fiyat ve ücretler gelişigüzel oluşmaktadır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Merkez Bankaları keyfi olarak para çıkarmaktadır. Oysa “Adil (Ekonomik) Düzen”de para ancak üretimdeki emek karşılığı çıkarılmaktadır. Paranın karşılığı ambarlarda mal olarak mevcuttur. Böylece karanlıklardan çıkılmaktadır. Herkes kendisi üreticidir. Ürettiği malın fiyatını üretmeden önce bilecektir. Çünkü daha önce anlaşmış olacaktır, “Adil (Ekonomik) Düzen”deki “selem sistemi” budur. Üreticiye mal teslim edilecek. Sistemdeki “selem kredisi” ve “çalışana kredi” ücretin belirsizliğini çözecektir. Diğer taraftan stoklara göre fiyatların hesaplanması da fiyatlardaki keyfi fiyat oynamalarına son verecektir.
2. Çağımızın ikinci karanlık noktası; yüzbinlerce sayfaya varan kanunları kimse bilememektedir. Kalk bir tarafa, hakimler ve avukatlar da bilememektedir. Kararlar raslantı olarak verilmekte, bu durum yani “bu adaletsizlik” de tüm hukuk ve sosyal hayatımızı karanlıklar içine sokmaktadır. Nitekim ittifakla alınan yargı kararları çok azdır. Üç hakimin bile anlayamadığı bir hukuk mevzuatını ve buna istinaden verilen hükümleri, nasıl olup da vatandaş bilecek ve kanunlara uygun hareket edecek?!. İşte, bu da ekonomideki karanlıklardan daha karanlık bir husustur, adaletsizliktir. Bunlardan çıkma yolları aranmalıdır.
3. Çağımızın üçüncü karanlık noktası da “bilgi eksikliği karanlığı”dır. Vatandaşların resmî olarak danıştıkları, danışabildikleri bir yer yoktur. Dolayısıyla tarih öncesi, hukuk öncesi döneme göre, yani insiyaki (içgüdüsel) olarak gelişigüzel kurallara uyarak, daha doğrusu kuralsız olarak ve karanlıklar içinde yaşanmaktadır. Bu durum da çağımız karanlıklarının başında gelmektedir. Eğitim sistemi “hukuk ve fıkıh” öğreteceğine, bale ve danslar ile bir türlü öğretemediği yabancı dilleri güya öğretmekte!
4. Çağımızdaki dördüncü karanlık nokta; insanlar “şeriata/hukuka” göre değil de, “menfaate/çıkara/çatışmaya” göre hareket etmektedirler. Bu karanlık zalim düzende “şeriat/hukuk/dayanışma” olmayınca, biz kendi hareketlerimizi belirleyemediğimiz gibi, karşımızdakilerin hareket ve davranışlarını da hiç bilememekteyiz.
O halde içinde bulunduğumuz karanlık çağı aydınlatmak üzere “Adil Düzene Göre İNSANLIK ANAYASASI” bu sorunları çözecek ve aydınlık/adil yolu göstermiş olacaktır.
Bugün, bu çağda, bu karanlık çağda yaşayan bütün insanlar hep zulüm ve karanlık içindedirler. İnsanlara hep haksızlık yapılmaktadır. Vahşi ve de vampir kapitalizme dayalı -kölelikten de beter- bugünkü “işçilik düzeni”nin bizzat kendisi “çağdaş kölelik ve zulüm düzeni”dir. Bugün karşılıksız para basılmaktadır. Sadece zenginlere ve varlıklı olanlara kredi verilmekte, onlar da işçileri karın tokluğuna veya açlık sınırının da altında çalıştırmaktadır. Çağımız dünyasında/düzeninde insanların tümü köle yapılmıştır. Bu dünya, çağımızdaki bu dünya “karanlıklar ve her türlü sosyal hastalıklar dünyası”dır, “Sosyal Tufan Çağı”dır.
Karanlık ve zalimliklerin alternatifi aydınlık ve adil çözümler gelecek yazıda…