Saadet ile ittifak da yoksa; geriye ne kaldı?!.
Abdülkadir Selvi’nin “AK Parti kucaklaşmalı” başlıklı kongre yazısındaki hatırlatmaları ile başlayayım; yazının başlığı bile bir “endişeyi” dile getiriyor. Kongre öncesinde olanları biliyorsunuz, onları hatırlatmama gerek yok. Selvi’nin ilk tespiti şöyle: “Davutoğlu farklı bir tercihte bulunsa, bugün başka şeyleri konuşuyor olabilirdik.10 Eylül Perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında varılan uzlaşma…” Devamında dediği şu: “Eğer uzlaşma sağlanamasaydı AK Parti büyük bir yara alırdı…” UZLAŞMA VE ENDİŞE bir arada! Yazı şu cümleyle bitiyor: “AK Parti'nin yapacağı en önemli şey, halkımızla kucaklaşma olmalı ama AK Parti önce kendi içinde kucaklaşmalı.”
Başından sonuna ENDİŞE dolu bir yazı! Endişe şöyle özetlenmiş: “AK Parti siyasi geleceği açısından tarihi bir seçime gidiyor. Önünde böylesine kritik bir eşik varken, AK Parti'nin (kongre vesilesiyle, RNE) iç sorunlarına dönmesi kadar yanlış bir şey olamazdı./ TEHLİKE şimdilik atlatıldı.../ AK Parti'nin önünde kritik bir sınav daha duruyor. Milletvekili listelerini bir sarsıntı yaşamadan ve hedeflenen restorasyon gerçekleştirilerek geçilirse…”
Evet…
Şimdi de MİLLETVEKİLİ LİSTELERİ ve RESTORASYON SORUNU önemli…
Bu önemli konulara tekrar döneceğim. Millî Gazete’den Ahmet Yavuz’un kongre izlenimleri ile devam edeyim. Dikkatimi celbeden cümleler şöyle: “HEYECAN görmedim, ama bazı şeyleri de gördüm, izledim.../ Ahmet Davutoğlu bir nevi elini güçlendirerek seçime gitmek istedi. ELİ ZAYIFLADI.../ Arap atasözüyle “KEMALUHU, ZEVALUHU” bir işin zirvesi, aslında sonu demek. Baksanıza yüzde 50, bir çırpıda 10 puan kaybettirdi.../ Partili ve ekranlarda sık gördüğünüz bir gazeteci, “Bir hikâyemiz var mı artık? Bir büyümüz. Türkiye’ye göstereceğimiz bir HEDEF…” diye sızlandı.../ VEFA AMA KİME?/ Belki de Davutoğlu’nun tek eksiği, bizzat ERBAKAN Hoca ile çalışmamış, dünya Siyonizm’i ile mücadelede “şerbetlenmemiş” olması.../ Kongrede bir dost, şu yorumu yaptı: “Asıl vefa kime? 13 yıldır MİLLÎ GÖRÜŞ’ün sermayesiyle iktidarı elinde tutanlar, SAADET’e bir grubu bile fazla mı görüyor? Vefa etmeyen, vefa göremez!” Doğru söylüyorsun dedim.”
Evet, işte tam da Ahmet Yavuz kardeşimizin bıraktığı yerden devam edeyim.
Nerde kalmıştık?
MİLLETVEKİLLERİ LİSTELERİ ve AK Parti’deki RESTORASYON sorununda...
7 Haziran Seçimi gösterdi ki bugünkü haliyle tek başına bir iktidar çıkmıyor...
Peki, 1 Kasım Seçim sonucu ne olur?
AK Parti iki seçim arasında gereksiz bir kongre yaptı ama seçimden beri asıl yapması gereken restorasyonları yapmadı!.. Bence kongreden sadra şifa şeyler çıkmadı... Bu durumda ve bu haliyle seçime gitmek demek, halkla alay etmektir, bize mahkûmsunuz oy verin demektir... Kim bilir, belki de halkın çoğu sandık başına gitmeyecek veya gidecek ama boş oy kullanacak sonuç yine değişmeyecek… Gidişata bakılırsa, zayıf bir iktidar bile ufukta görülmüyor... AK Parti aynı hatalarda ısrar ederse, belki de aynı veya benzer listelerle seçime gidecek... Abdullah Gül yok… Bülent Arınç, Beşir Atalay vs MKYK listesinde bile yok… Üç dönemzedelerin çoğu yok… Daha önce de yazdım, her seçimde Millî Görüş’ten gelenler peyderpey elendi, onlar artık hiç yok!.. Saadet Partisi ile ittifak da yoksa; geriye ne kaldı?!.
Yani…
YIKMAK var YAPMAK yok, yeniden yapılanmak yok, RESTORASYON yok!..
Seçime kadar “asıl yapılması gerekenler” ile ilgili uyarılarıma devam edeceğim…
,