Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015
13391 Okunma, 3 Yorum

 

YORUMSUZ VE TAKDİMSİZ!

 

Harun Ö. “İSLÂMCILIK” yazıları-10;

SAİD-İ NURSÎ İSLÂMCILIĞI

 

  Harun ÖZDEMİR

  

Said-i Nursî İslâmcılığı

13 Ağustos 2015 Perşembe

 

Said-i Nursî, 1878'de Bitlis'in Nurs köyünde doğdu, 23 Mart 1960'da Urfa'da vefat etti. Temel İslâmî eğitimini aldıktan sonra Doğu'da birçok medreseyi ziyaret etti. Zamanının çoğunu müzakere ve münazara ile geçirdi. Dersini aldığı kitapları ezberliyordu. 20 yaşına gelmeden ders vermeye başladı. 1907’de İstanbul'a geldi. Doğu'da iyi bir medrese kurmayı düşünüyordu, bunun için Saray'dan yardım isteyecekti. 

el-Ezher ayarında bir medrese, Doğu’nun hatta İslâm aleminin makûs talihini değiştirebilirdi. Bu medresede İslâmî ilimler yanında, Batı’da geliştirilen matematik ve fen bilimler de okutulacaktı.

30 yaşında geldiği İstanbul’un hareketli havasına erken uydu. İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin estirdiği muhalefetin etkisinde kaldı. Medrese projesini anlatayım derken kendini önce tımarhanede, sonra da hapiste buldu. Hapisten çıktı mı, çıkarıldı mı, kaçırıldı mı; orası belli değil. 

Fransız Meşrik-i Âzamlığı'na bağlı Localar İstanbul'da Saray’ın sıkı kontrolü altındaydı; çalışamıyordu. Başarısız olanlar İtalyan Meşrik-i Âzamlığı'nın aktif olduğu Selanik'e gidiyordu. O dönemde Mustafa Kemal de Suriye'den kaçıp Selanik'e gelmiş ve Loca'ya üye olmuştu. Onun da amacı İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin toplantılarına katılmaktı. 

Said-i Nursî, Selanik’te Emanuel Karasso gibi önemli Mason Üstatlarla tanıştı. İttihatçıların kongresinde "Meşrutiyet"ten yana heyecan uyandırıcı konuşmalar yaptı. Konuşmalarında “millet, hürriyet, terakki, medeniyet, emek, pozitif bilimler, istişare, parlamento” gibi kavramları başarı ile kullanabiliyordu. 

Selanik’te konuşmalarıyla iki isim fazlasıyla öne çıktı: Ziya Gökalp ve Said-i Nursî. Mustafa Kemal’in de öne çıktığı söylenmektedir ki, bu doğru değildir. Ama şunu söyleyebiliriz; Mustafa Kemal, Şam’dan kaçarak Selanik’e gelir. Mason ve İttihatçı olur. İtalyan Meşrik-i Âzamlığı’nın o günlere ait kayıtlarında Mustafa Kemal’in agresif, asabi, geçimsiz ve dik başlı olduğu yazılmıştır. 

Said-i Nursî’nin Selanik’te Emanuel Karasso gibi masonlarla dost olduğu bilinmektedir. Bunun yanında masonlar hakkında yorum yapacak kadar fazla kişiyi tanıması da ilginçtir. “Masonların %10’u fena %90’ı ise iyi insanlardı” der. 

Selanik konusunu kapatmadan bir noktaya daha değinelim: 

İttihatçıların kongresine katılanların gönüllü veya gönülsüz, ciddi veya üstünkörü mason olması yanında Said-i Nursî’nin mason olmamasının bir açıklaması yapılabilmelidir. Said-i Nursî’ye konuşma verilecek kadar önemsenmesinin bir nedeni olmalıdır, bu sorular açıklık kazanmamıştır.

Genel olarak şu da söylenebilir: 

Mason olmak demek, külliyen kâfir olmak değildi! Medreseliler, İslâmcı yazarlar, Saray erkânı hatta Şeyhülislâmlar da mason olabiliyordu. 1918’deki büyük hezimete kadar masonluk “fikir kulübü”nden biraz fazla bir şeydi!

***

Meşrutiyet ilan edildiğinde çağdaş kavramları küfürle itham eden medreselileri ve Doğu’nun aşiret reislerini ikna için Said-i Nursî harekete geçer. Van ve çevresini dağ bayır gezer, Meşrutiyet-i meşrûanın İslâm'a aykırı olmadığını, dört hak mezhebin klasik kaynaklarına dayanarak ve İslâm tarihinden örnekler vererek ikna etmeye çalışır. 

Meşrutiyet günlerinde kamuoyunda İslâmcıların önderliğini yaptığı demokrasi, anayasa, parlamenter sistem, liberal ekonomi, siyasal katılım, insan hakları, cumhuriyet, azınlık hakları, etnik dil ve eğitim, her türlü hürriyet talebini içine alan çağdaş kavramları Said-i Nursî de savunmuş ve bu konulardaki görüşlerini “Münazarat" adlı kitabında toplamıştır. Bu yönüyle Said-i Nursî, gerçek bir İslâmcıdır. 

Teşkilat-ı Mahsusa'ya da üye olan Said-i Nursî, Harb-i Umumi’de Ruslara esir düşer. Bir süre Tiflis'te tedavi görür. İyileşince Kosturma'daki esir kampına götürülür. İki yılı aşkın esir kalan Nursî, Bolşevik İhtilali’nin yarattığı kargaşadan yararlanarak kaçar veya kaçırılır. St.Petersburg, Almanya, Varşova, Viyana, Sofya üzerinden 1918 Haziran'ında İstanbul'a gelir.

Sultan Vahdettin tarafından kendisine ilmiye sınıfında "Mahreç" derecesi verilir.  

1920'de Eski Şeyhülislamlardan Mustafa Sabri Efendi'nin kurucu başkanlığını yaptığı İngiliz Muhipler Cemiyeti üyeleriyle samimi ilişkiler kurar.

***

-Said-i Nursî, kendi hayatını bölümlere ayırır. İlk dönemi ilim tahsili ve siyasi faaliyetlerle geçmiştir. Siyasette başarısız olur. İlim tahsili ise disiplinsizdir. Dönemin kabul gören usullerine göre ders almamış, ilimleri de sırayla tedris etmemiştir. Sık sık hoca değiştirmiş, onlarla da tartışmıştır. 

-Kürt’tür. Türkçe, Arapça ve Farsçayı sonradan öğrenmiştir. Türkçe konuşmaları olabildiğince adalı ve gramer hatalarıyla doludur. 

-Oldukça cesurdur ve terbiye kabul etmeyen bir özgürlük anlayışına sahiptir. Vahşi denebilecek doğası eğilip bükülmesine ölünceye kadar izin vermemiştir. 

-Hocasının zekâsına övgü anlamına gelen Bediüzzaman ismi, zamanla gerçek ismi yerine geçecek kadar kabul görmüştür.

***

Hayatının ikinci döneminde talebelere ders verir. Milli mücadeleyi destekler. Mustafa Kemal Paşa’nın daveti üzerine Ankara'ya gelir. Altı ay kalır. Bu süre içinde Şark Üniversitesi’nin kurulması için çaba harcar. Bir iki konu daha gündeme gelir, sonunda Ankara’dan ayrılmaya karar verir. 

Bediüzzaman'ın Van'a gitme kararının duyulması üzerine Mustafa Kemal Paşa ile odasında iki saat baş başa bir görüşme yapar. Paşa, Bediüzzaman'ın Ankara'da kalması halinde milletvekilliği, üç yüz lira maaş, Şark Genel Vaizliği ve bir köşk gibi cazip tekliflerde bulunur; fakat kabul etmez. "Yeni Said öteki dünyaya çalışmak istiyor, sizinle beraber çalışmaz, fakat size de ilişmez" der, Ankara’dan ayrılır. 

Bediüzzaman; Mustafa Kemal’in de içinde bulunduğu dostları ve bir kısım milletvekili tarafından istasyondan Van’a uğurlanır.

***

Bediüzzaman hükümete karşı hiçbir fiili muhalefet yapmadığı gibi yapanları da onaylamaz. Doğu’da birkaç kez Bediüzzaman’ın desteğini almak için rahatsız edildiği bilgisi Ankara hükümeti tarafından öğrenilir. Bunun üzerine Üstat, Batı illerine doğru ölümüne kadar devam eden sürgünlere gönderilir. 

Siyaseti bıraktıktan sonra kendisini medresede talebe yetiştirmeye adayan Üstat, sürgün döneminde bunu da yapamaz ve onun açısından hayatının üçüncü dönemi başlar. Çilelerle dolu bu yıllar, onun en verimli yılları olur. 1960’ta 82 yaşında vefat ettiğinde geride 150’yi aşkın kitap ve tüm Türkiye’de hayranlık uyandıran efsanevi bir hatıra bırakır. 

Cumhuriyet tarihinde Müslümanları olumlu yönde etkileyen, en ilginç ve idealist kişidir. Hiç kimse onun gibi özverili, sabırlı, zararsız, cesur ve üretken yaşayamamıştır. Hiçbir rüşvete, protokole, rahat yaşama iltifat etmemiştir. Evlenmemiş olması, onu bambaşka bir dindarlığa ve nefis terbiyesine, dolayısıyla da yüce bir makama taşımıştır. Hiçbir Müslümanın başaramayacağı ilim, hikmet, cesaret, sabır ve nefse hâkimiyete sahip olması onu efsaneleştirmiştir. 

İslâmî ilimler yanında matematik ve fen bilimlerine olan merakı, oldukça engin yaşam tecrübesi ve keskin zekâsının ürünü fikirlerini, sürgün yıllarında görüştüğü çok az kişiyle paylaşabilmiştir.
 

Bugün tüm dünyada tanınan ve okunan bu fikirler, o tarihlerde Türkiye’de ancak taklid-i imanından başka sermayesi olmayan cahil yoksullara anlatılabiliyordu. Az sayıdaki dinleyicisinin polisçe takip edilmesi, fikirlerini anlatmasını, yazıya geçirilmesini ve meraklılarına gönderilmesini iyiden iyiye zorlaştırıyordu. 

Üstadın sürgün yıllarında kullandığı araçlar ne kadar ilkel idiyse, ona kulak verenler de o kadar samimi, yoksul ve cahildi. Samimi olarak inanan ama kendini ifade edemeyen yoksulların başlattığı dayanışmadan doğan enerji, bir süre sonra önü alınamaz hale geldi. 

Çünkü Üstat toplumun en alt katmanlarına sesleniyordu, elden ele gezen yazmalar da bilmeyenlere sözlü olarak ulaştırılıyordu. 

Gerçekten halk Üstadın yazdıklarını polis takibatına rağmen anladığı için mi sahipleniyordu yoksa hiç evlenmemiş ve oldukça mütevazi yaşayan bir bilgeye duydukları hayranlıktan dolayı mı ona sahip çıkıyordu? Bunu tam olarak kimse açıklayamadı.

***

Üstat, İslâm Dini’nin önem sırasını çağın koşullarına göre yeniden tanımladı. İman esaslarına öncelik verir. İman konularında aklı başında herkese seslenmek ister. Eserlerinde kullanmak zorunda kaldığı dil, halkın anlayamayacağı kadar adalı ve yalın Türkçeden uzaktı. Yaşam tarzına gelince, herkesi şaşkına çevirecek kadar hayranlık uyandırıcıydı. 

Üstadın eserleri bugün de okunmaktadır. Kimin ne anladığı kendisine, fakat hiç anlaşılmadığını iddia etmek yanlış olur. Dikkatli okuyucu, Risale-i Nur Külliyatı’nı birkaç başlıkta toplamaya çalışmıştır:

-Klasik İslâm kaynaklarına muhalefet anlamına gelen açıklamaları yoktur. 

-Kur’an’ı çağa göre yorumlamaya çalışmıştır. 

-İman konularının önceliği vardır, her şey göz ardı edilebilir veya ertelenebilir ama imandan vazgeçilemez, görüşündedir. 

-İslam İnanç Felsefesi denebilecek Kelam ilminde yöntem ve kaynak açısından henüz aşılamayan yenilikler yapmıştır. 

-Müslüman kardeşliğini, Türkiye ile hatta İslâm âlemiyle de sınırlı tutmaz. Geleceğin kardeşliğinin “La ilahe illallah” kardeşliği olacağı öngörüsünde bulunur. Çünkü inançsızlık en büyük tehlikedir ve Allah’a inanalar dünyanın her yerinde işbirliği yapıp inançsızlığı yenecektir. 

-Cahillik İslâm âleminin en büyük sorunudur.

 

o

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
15.08.2015
07:00


BU YAZIYI BEĞENDİM !

http://www.zaman.com.tr/yazarlar/ali-bulac/islamci-degilseniz_2310692.html

Ali Bulaç

a.bulac@zaman.com.tr

GÜNDEM

İslamcı değilseniz!

Sorumuz “İslamiyet'i din seçenler”edir. Bunlardan da kastımız dünyada ne olup bittiğini bilmeyen, araştırmayan, gelenekten tevarüs ettiği kadarıyla “dini hayata ve algı”ya sahip olan geniş kitleler değil –ki bunların tamamını biz Müslüman kabul ederiz-, dinle daha yakın ilişki kuran, İslami bilgiye, düzenli ibadete ve belli bir bilince sahip bireyler; İslami gruplar, tarikatlar ve cemaatlerdir.

Paylaş
Tweetle
Paylaş
Gönder
Yazdır
A
A

19. yüzyılda Batı ile keskin karşılaşma sonucu sarayın, arkasından cumhuriyetin yukarıdan modernleştirici politikaları dayatması karşısında tercih yapma zorunluluğu olmasaydı kimseye “İslamcı mısın, değil misin?” diye sorulmazdı. Çünkü kurucu ideolojisi İslam olan ve Müslümanlar için daru'l-İslam sayılan Osmanlı memalikinde iyi kötü politikalar dine göre düzenlenirdi. Ne zaman ki devlet, dini referans olmaktan çıkardı, işte o zaman “İslamcılık” da bizzarure ortaya çıktı. Yeni durumda Müslüman, ya devletin ve toplumsal hayatın tanziminde Batı'yı esas alacaktı –ki Batıcılar ve Türkçüler bu yolu seçti- ya da İslamiyet'i! İşte İslamcılık, kültür, fikir hayatı, ahlaki davranışlar, kamu politikaları, sosyal ve iktisadi ilişkiler ile devletler arası münasebetlerde İslamiyet'in referans alınmasını esas alan fikri, sosyal ve politik akımların toplamına denir. Bu manada Efgani gibi siyaseti önceleyen Birinci Said ile Abduh gibi eğitimi ve imanı önceleyen İkinci Said de İslamcıdır. İslamcılığı salt siyasete endekslemenin ne gerçeklik değeri vardır ne akademik olarak kaale alınmayı hak eder. Ayrıca İslamcılık gibi bütüncül ve kuşatıcı bir akımı siyasete indirgemek akademik kariyerlerini Batılı istihbarat ve siyasi karar mercileriyle uyumlu hale getiren Jill Kepel ve Oliver Roy gibi yarı oryantalist-yarı İslamologların provokasyonlarına gelmek olur.

Modern zamanlarda var oluş mücadelesi veren İslamcılar arasındaki çekişme talihsizliğini sadece biz Türkiye'de yaşıyoruz. İran ve Arap âleminde belirgin ayrışma var ama bizdekine benzer bir inatlaşma ve çatışma söz konusu değildir. Türkiye'de dindar gruplar hayatın çeşitliliğine uygun işbölümünü ve alan taksimini bir türlü kabullenemiyor, her biri kendini merkeze alıp diğerini değersizleştiriyor. Eğer bu iki İslami kanat arasındaki tarihsel çatışma olmasaydı bugünkü trajediye de maruz kalmazdık. Hata ve yanlışlıklar tek taraflı değil.

“İslam dünyasının sorunlarının İslamcılıkla çözülemediğini” iddia etmek, İslamcı pratiğin hangi ülkede ve hangi derinlikte başarısız olduğunu göstermeyi gerektirir. İslamcılık nerede iktidar oldu da sorunları derinleştirdi? Diyanet'e sarılıp laik-milliyetçi politikalar takip eden  Türkiye modeli mi, İhvan'a tahammül gösterilmeyen Mısır'da mı, bölgede İslamcıları yok etmeye azmetmiş monarşilerde mi? İran ve Milli Görüş siyasetini ayrıca ele alacağız.

“İslamcılık sorun çözmüyor”un manası, İslam dini sorunları mı çözemiyor, yoksa Müslümanlar dinden hareketle sorunları mı çözemiyor? Hangisi? Hal buysa, “İslamiyet'i iman ve ibadetle sınırlandıralım, sorunlarımızı Batı'dan iktibas ettiklerimizle mi çözelim? Siz İslamcı değilseniz, nesiniz? Hem Müslüman'sınız hem dünya işlerinde dine müracaat etme lüzumunu hissetmeyeceksiniz. Bu nasıl Müslümanlık? “Ben sadece Müslüman'ım” diyene sorularımız var:

a) Kamusal politikalar, dış siyaset, iktisadi hayat, aile hukuku, şehir ve medeniyet tasavvuru ile sorunları anlar, analiz eder, eleştirir ve çözüm üretirken Müslüman'ın referansı nedir?

b) Müslüman'ın Kur'an ve Sünnet'e dayanma ve meşru/muteber kelam ve fıkıh usulüne göre düşünme ve çözüm üretme mecburiyeti yok mu?

c) Müslüman kendine “demokrat, solcu, muhafazakar, milliyetçi, liberal, AB'ci, Avrasyacı” vs. kimlik seçerken, seçimini İslami referanslara göre temellendirmesi gerekmez mi? “Meşruiyet, şeriat'a uygunluk”tan başka şey mi?

Diyelim ki “iman” meselesini hallettik. Pekiyi ya “salih amel” ne olacak? Müslüman, gelir adaletsizliği, yaygın yoksulluk, etnik çatışma, şehirlerin tahribi, toplumsal çözülme, zulümler, sosyal politikalar konusunda bir sözü yok mu? Varsa İslamcı, çözümü başka kaynaklarda arıyorsa laiktir. İslam'ın geleceği açısından hayati önem taşıyan Türkiye'deki sosyal İslam-siyasal İslam gerilimi, birinin din algısını seküler-laiklik, diğerininkini milliyetçi-otoriter yönde dönüştürebilir.

Reşat Nuri Erol
15.08.2015
07:08


BU YAZIDAKİ ŞU PARAGRAF DİKKATİMİ ÇEKTİ

Siyasi İslamcı partiler, yasal engeller nedeniyle asıl ideolojilerini “milli görüş”, “adil düzen” gibi isimlendirmelerle ifade edebildi. Bu partiler seçimle gelip seçimle gitmeyi kabul ettiler. Defalarca kapatılmalarına rağmen 70'lerde, 90'larda koalisyon ortağı olarak iktidara geldiler. Belediyeleri kazanıp başarılı icraatlarıyla toplumun takdirini kazandılar. Ama rejimin sivil ve askeri unsurlarını dikkate alarak hep dengeli olmak zorundaydılar. Eski Türkiye'de siyasetin alanı zaten sınırlıydı ve hiçbir zaman gerçek güce kavuşup demokratlık testinden geçmediler...

http://www.zaman.com.tr/yazarlar/abdulhamit-bilici/siyasi-islamcilik-konusunda-nicin-yanildim_2310726.html

 

Reşat Nuri Erol
15.08.2015
17:32


http://www.yenisafak.com/yazarlar/akifemre/aracsallastirilan-islamcilik-elestirileri-2018685







Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-3
12.06.2025 599 Okunma
1 Yorum 12.06.2025 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-2
10.06.2025 737 Okunma
1 Yorum 10.06.2025 09:24
Reşat Nuri Erol
Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-1
3.06.2025 653 Okunma
1 Yorum 03.06.2025 09:33
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-14
31.05.2025 679 Okunma
1 Yorum 31.05.2025 07:06
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-13
30.05.2025 724 Okunma
1 Yorum 30.05.2025 09:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-12
29.05.2025 692 Okunma
1 Yorum 29.05.2025 06:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-11
28.05.2025 656 Okunma
1 Yorum 28.05.2025 12:02
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-10
27.05.2025 807 Okunma
1 Yorum 27.05.2025 06:50
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-9
25.05.2025 700 Okunma
1 Yorum 25.05.2025 07:13
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-8
24.05.2025 704 Okunma
1 Yorum 24.05.2025 05:35
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-7
23.05.2025 697 Okunma
1 Yorum 23.05.2025 07:35
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-6
22.05.2025 683 Okunma
1 Yorum 22.05.2025 07:01
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-5
21.05.2025 751 Okunma
1 Yorum 21.05.2025 10:24
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-4
20.05.2025 788 Okunma
1 Yorum 20.05.2025 11:22
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-3
18.05.2025 755 Okunma
1 Yorum 18.05.2025 08:30
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-2
17.05.2025 795 Okunma
1 Yorum 17.05.2025 09:25
Reşat Nuri Erol
Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-1
15.05.2025 827 Okunma
1 Yorum 15.05.2025 09:01
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-5
13.05.2025 716 Okunma
1 Yorum 13.05.2025 07:16
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-4
12.05.2025 770 Okunma
1 Yorum 12.05.2025 08:43
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-3
11.05.2025 748 Okunma
1 Yorum 11.05.2025 06:47
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatif- / İsmail Hakkı Satoğlu-2
9.05.2025 728 Okunma
1 Yorum 09.05.2025 06:40
Reşat Nuri Erol
Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi / İsmail Hakkı
7.05.2025 729 Okunma
1 Yorum 07.05.2025 13:55
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-3
6.05.2025 842 Okunma
1 Yorum 06.05.2025 07:58
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-2
5.05.2025 884 Okunma
1 Yorum 05.05.2025 08:42
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi hafızası Nazif Satoğlu… - 1
4.05.2025 726 Okunma
1 Yorum 04.05.2025 10:41
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-8
3.05.2025 813 Okunma
1 Yorum 03.05.2025 10:21
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-7
2.05.2025 951 Okunma
1 Yorum 02.05.2025 07:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-6
30.04.2025 752 Okunma
1 Yorum 30.04.2025 09:32
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-5
29.04.2025 741 Okunma
1 Yorum 29.04.2025 11:19
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4
28.04.2025 824 Okunma
1 Yorum 28.04.2025 09:34
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-3
27.04.2025 798 Okunma
1 Yorum 27.04.2025 10:59
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-2
26.04.2025 785 Okunma
1 Yorum 26.04.2025 09:53
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-1
25.04.2025 832 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-14
24.04.2025 724 Okunma
1 Yorum 24.04.2025 15:21
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-13
23.04.2025 658 Okunma
1 Yorum 23.04.2025 10:04
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-12
22.04.2025 714 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 11:29
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-11
20.04.2025 720 Okunma
1 Yorum 20.04.2025 06:53
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-10
19.04.2025 764 Okunma
1 Yorum 19.04.2025 10:05
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-9
18.04.2025 801 Okunma
1 Yorum 18.04.2025 07:39
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-8
17.04.2025 785 Okunma
1 Yorum 17.04.2025 07:19
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-7
16.04.2025 868 Okunma
1 Yorum 16.04.2025 11:10
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-6
15.04.2025 810 Okunma
3 Yorum 15.04.2025 07:20
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-5
14.04.2025 1003 Okunma
1 Yorum 14.04.2025 07:47
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-4
13.04.2025 761 Okunma
1 Yorum 13.04.2025 07:28
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-3
12.04.2025 769 Okunma
2 Yorum 12.04.2025 10:09
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-2
11.04.2025 792 Okunma
1 Yorum 11.04.2025 10:18
Reşat Nuri Erol
Gazze; ‘savaş mı, hicret mi’ veya ‘Gazze ve hicret’-1
10.04.2025 885 Okunma
1 Yorum 10.04.2025 10:53
Reşat Nuri Erol
İslam Medeniyeti Vakfı ‘Salı Seminerleri’ günleri…
9.04.2025 770 Okunma
5 Yorum 09.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Dünyanın Geri Kalanı adına yazılan Açık Mektup
8.04.2025 831 Okunma
1 Yorum 08.04.2025 10:33
Reşat Nuri Erol
GAZZE; bu sessizlik çok ağır geliyor bana
7.04.2025 874 Okunma
1 Yorum 07.04.2025 09:02
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-5
6.04.2025 794 Okunma
1 Yorum 06.04.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-4
5.04.2025 809 Okunma
1 Yorum 05.04.2025 07:30
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-3
4.04.2025 916 Okunma
1 Yorum 04.04.2025 10:14
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-2
3.04.2025 918 Okunma
1 Yorum 03.04.2025 09:35
Reşat Nuri Erol
Faiz sömürüsü yerine ‘Selem Sistemi’ gelecek-1
2.04.2025 867 Okunma
1 Yorum 02.04.2025 10:32
Reşat Nuri Erol
Bir Değerlendirme ve Öneri: Nasıl Belediyecilik?
24.03.2025 823 Okunma
1 Yorum 24.03.2025 13:59
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi-10
23.03.2025 900 Okunma
1 Yorum 23.03.2025 09:50
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 9
22.03.2025 876 Okunma
1 Yorum 22.03.2025 07:10
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 8
21.03.2025 933 Okunma
1 Yorum 21.03.2025 06:54
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 7
20.03.2025 842 Okunma
1 Yorum 20.03.2025 06:16
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 6
18.03.2025 875 Okunma
1 Yorum 18.03.2025 08:14
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 5
17.03.2025 911 Okunma
1 Yorum 17.03.2025 13:21
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 4
16.03.2025 901 Okunma
1 Yorum 16.03.2025 07:09
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 3
15.03.2025 929 Okunma
1 Yorum 15.03.2025 07:21
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 2
14.03.2025 899 Okunma
1 Yorum 14.03.2025 09:30
Reşat Nuri Erol
‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 1
12.03.2025 949 Okunma
1 Yorum 12.03.2025 12:31
Reşat Nuri Erol
Ekonomik küresel krizler ve çözüm önerileri - 3
11.03.2025 862 Okunma
1 Yorum 11.03.2025 06:48
Reşat Nuri Erol
Ekonomik küresel krizler ve çözüm önerileri - 2
9.03.2025 942 Okunma
1 Yorum 09.03.2025 07:05
Reşat Nuri Erol
Ekonomik küresel krizler ve çözüm önerilerimiz
8.03.2025 1009 Okunma
1 Yorum 08.03.2025 05:19
Reşat Nuri Erol
‘HAYATI RAMAZAN OLMAYANIN ÖLÜMÜ BAYRAM OLMAZ’
6.03.2025 1023 Okunma
1 Yorum 06.03.2025 07:46
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-55
5.03.2025 900 Okunma
1 Yorum 05.03.2025 10:58
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-54
4.03.2025 988 Okunma
1 Yorum 04.03.2025 07:22
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-53
3.03.2025 968 Okunma
1 Yorum 03.03.2025 10:48
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-52
2.03.2025 929 Okunma
1 Yorum 02.03.2025 09:47
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-51
1.03.2025 991 Okunma
1 Yorum 01.03.2025 08:53
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-50
27.02.2025 1034 Okunma
1 Yorum 27.02.2025 09:09
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-49
26.02.2025 1041 Okunma
1 Yorum 26.02.2025 08:45
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-48
25.02.2025 1042 Okunma
1 Yorum 25.02.2025 08:04
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-47
24.02.2025 988 Okunma
1 Yorum 24.02.2025 11:17
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-46
23.02.2025 963 Okunma
1 Yorum 23.02.2025 10:40
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-45
22.02.2025 1071 Okunma
1 Yorum 22.02.2025 05:19
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-44
21.02.2025 973 Okunma
1 Yorum 21.02.2025 11:04
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-43
19.02.2025 1058 Okunma
1 Yorum 19.02.2025 08:34
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-42
18.02.2025 1077 Okunma
1 Yorum 18.02.2025 08:25
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-41
17.02.2025 1128 Okunma
1 Yorum 17.02.2025 08:30
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-40
16.02.2025 1130 Okunma
1 Yorum 16.02.2025 17:52
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-39
15.02.2025 1355 Okunma
1 Yorum 15.02.2025 12:31
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-38
14.02.2025 1151 Okunma
1 Yorum 14.02.2025 08:58
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-37
11.02.2025 1010 Okunma
1 Yorum 11.02.2025 11:49
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-36
9.02.2025 947 Okunma
1 Yorum 09.02.2025 09:58
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-35
8.02.2025 1063 Okunma
1 Yorum 08.02.2025 07:45
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-34
7.02.2025 1097 Okunma
1 Yorum 07.02.2025 07:40
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-33
6.02.2025 1000 Okunma
1 Yorum 06.02.2025 07:18
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-32
5.02.2025 1033 Okunma
1 Yorum 05.02.2025 06:24
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-31
4.02.2025 1040 Okunma
1 Yorum 04.02.2025 06:51
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-30
3.02.2025 937 Okunma
1 Yorum 03.02.2025 07:03
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-29
1.02.2025 991 Okunma
1 Yorum 01.02.2025 11:36
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-28
31.01.2025 943 Okunma
1 Yorum 31.01.2025 15:15
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-27
29.01.2025 966 Okunma
1 Yorum 29.01.2025 10:25
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-26
28.01.2025 930 Okunma
1 Yorum 28.01.2025 09:36


© 2025 - Akevler