http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Ama_biz_yine_de_tekrar_tekrar_hatirlatiyoruz/25655
Ama biz yine de tekrar tekrar hatırlatıyoruz
Kur’an’ın bu âyetini hatırlatalı bilmem kaçıncı defa oldu, artık bilemiyorum, ama her nedense bugün bir defa daha bu âyeti hatırlatma gereği duyuyorum; istisnasız HERKESE…
En son hatırlatmamı tam bir ay önce 28.06.2015 tarihli ve “AK PARTİ YA ‘GÖMLEK GİYECEK’ VEYA SİLİNECEK” başlıklı yazımda yapmışım; o hatırlatma da şöyle: KUR’AN, “SEN YİNE DE HATIRLAT” diyor, bize hatırlatmamızı emrediyor, biz de bu “hatırlatma görevimizi Kur’an Ayı Ramazan’da daha da derinleştirerek” sürdürüyoruz…
Âyeti bu vesileyle bir kere daha hatırlayalım: “Sen yine de hatırlat / öğüt ver, çünkü hatırlatıp öğüt vermek MÜMİNLERE yarar sağlar / fayda verir.” (Kur’an, Zâriyât, 51/55)
Bu âyette dikkat edeceğimiz kimseler kimlermiş; “MÜMİNLER” imiş. Yani “müslimler, münafıklar, müşrikler, kâfirler” değilmiş, öğütlerimiz onlara fayda etmezmiş...
Nitekim durum ayan beyan ortada, yazdığımız ve her biri ilgililere ve yetkililere “ÇOK AÇIK VE NET MEKTUP / MAKALE” olmasına rağmen değişen bir şey var mı?!
İnsanın ‘ele geçirdiğiniz bütün imkânlara ve makamlara rağmen her şeyi mahvettiniz, ülkemizi ve insanımızı perişan ettiniz’ diyesi geliyor ve demiş de oldum ama faydası var mı?!
Sadece bizimkilere değil onlara yani önceki yazımda hatırlattığım “ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARA” da öğütler vermemiz gerekiyor ki; onu da hep yapıyoruz… Bir “teşhis” ile devam edelim… Onların en büyüklerinden olan Rockefeller “değerler ekonomisini” yani “faizci bankerliği” benimsemiş, Rothschild de “miktarlar ekonomisini” yani “üretici patronluğu” benimsemiştir. Aralarında böyle bir işbölümü vardır. 1910’larda tıkanma oldu. Piyasa doyuma ulaştığı için patronlar bankerlerden kredi alamadılar. Bunun üzerine bunlar/onlar tarafından I. Dünya Savaşı çıkarıldı, Osmanlı İmparatorluğu dağıldı, milyonlarca insan öldü, harabeye dönen dünya yeniden dolara muhtaç oldu ve patronlar bankerlerden kredi almaya başladı... 1940’larda benzer şekilde yine tıkanma olunca bu sefer de II. Dünya Savaşı’nı çıkardılar. 40 milyon insanın ölümü ile sermaye yeniden kredi verecek alan bulabildi. Aynı tıkanma1990’lardan itibaren ortaya çıkmaya başladı... 25 senedir sermaye III. Dünya Savaşı’nı çıkarmakla meşguldür... Ama şimdilik bu savaşı önce beş büyükler önlüyor... Sonra da ERBAKAN ile Humeyni’nin uzlaşmış siyaseti ile Müslümanlar savaştırılamıyor... Yani… Bu köşede hep hatırlattığım üzere… TÜRKİYE ile İRAN kapıştırılamıyor ama iyi bilinsin ki asıl büyük hedef sömürü sermayesi için hep odur ve son patlamalar ve son gelişmeler de böyle değerlendirilmelidir... (Devam edeceğim…)
Yusuf Kaplan, başında “KENDİ KUYUMUZU KAZIYORUZ!” ara başlığını kullandığı dünkü (27.07.2015) yazısını şöyle bitirmiş: “EKTİĞİMİZİ BİÇİYORUZ!/ Ne ektiysek onu biçiyoruz şimdi. HDP'nin başını çektiği siyâsî Kürt hareketi, seküler bir hareket: Kemalistler, yüzyıl önce Türkiye'nin İslâmî temellerini nasıl dinamitledilerse, Jönkürt Kemalistler de, Kürtlerin İslâmî temellerini adım adım dinamitliyorlar aynı şekilde./ Gelinen nokta, Türkiye'nin seküler elitokrasisi ve entelijansiyasının rüyalarında bile görseler “kâbus bu!” diyebilecekleri kadar ürpertici bir noktadır./ Ve suçlu onlardır: Toplumun % 99'unun Müslüman olduğu bir ülkede, ortak İslâmî kimliği, duyarlıkları ve dinamikleri pekiştirmek yerine dinamitlemeyi ve ayrışma nedenine dönüştürebilmeyi ancak sekülerizme bir din gibi tapan zihin körleşmesi yaşayan bu seküler beyinsizler başarabilirdi ancak!/ Gelinen nokta, Türk sekülerleşmesinin iflasıdır. Eğer bu gerçek görülmez de, aynı seküler (bölücü, ayrıştırıcı, dışlayıcı) kafayla gidilecek olunursa, gideceğimiz tek yer var: Duvara toslamak! Ve tarihin çöp sepetini boylamak!/ Bendeniz görevimi yapıyor, elitlerimizi, yöneticilerimizi uyarıyor, felâketin nereden kaynaklandığını ve kalıcı olarak nasıl aşılabileceğini derin nefes alarak gösteriyorum âcizâne./ Umarım bir işe yarar!”