http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Hd_Suresi_ve_Adil_Kuran_Duzeni/25328#.VZCePfntmko
Hûd Sûresi ve Adil Kur’an Düzeni
Üç yazıdır yoğun siyaset yazıları yazdım, çok da okundu ama Kur’an Ayı Ramazan’da biz yine fabrika ayarlarımıza yani “KUR’AN VE İLİM” merkezli çalışmalarımıza dönelim…
Yedi haftadan beri HÛD SÛRESİ üzerinde çalışıyoruz... Bu sûre üç bölümden oluşur. 1) Sûrenin ilk kısmında insan ve kâinat anlatılmakta. Kâinatın insan için var edildiğine işaret edip insanın yeryüzündeki görevleri ve o görevleri öğreten Kur’an takdim edilmekte, Hazreti Musa’nın kitabı şahit olarak gösterilmekte. 2) Hz. Nuh, Hz. Hûd, Hz. Salih, Hz. İbrahim ve Hz. Lut, Hz. Şuayb ve Hz. Musa’nın kıssaları anlatılmakta. Bunlar şeriatçı peygamberlerdir. Burada Hazreti İsa’dan bahsedilmemektedir, çünkü bu sûreler şeriat düzenini tesis etme amacındadır. 3) Üçüncü bölümde ise bu kıssalar değerlendirilmekte ve Hz. Musa’nın kitabından söz edilmekte. Hz. Musa sûrenin üç bölümünde de yer almaktadır.
Hûd Sûresi’nin birinci bölümü de dört alt bölümden oluşmaktadır.
1) Müminlere Kur’an’ı İnsanlığa Ulaştırma Görevi Veriliyor
Allah insanı yaratmayı murat etmiştir. Allah insanı topluluk içinde hür yaşayacak şekilde yaratmıştır. Topluluk vardır ama kişilerin de kişiliği korunmuştur. Kişi topluluğa karşı görevleri yapmak için özgür yapılmıştır. Diğer canlıların görevleri ve hakları genlerinde yazılıdır, doğuştan ne yapacaklarını bilmektedirler, bu sebepledir ki onların bir türünde evrim yoktur. Oysa insan kendi düzenini kendisi oluşturmaktadır. Dolayısıyla uygarlaşma mümkün olmaktadır. İnsanlara KİTAP gönderilerek insan eğitilmiş, sonunda bütün kitapların esaslarını içeren KUR’AN gönderilmiş, böylece “vahiy dönemi”nden “içtihat dönemi”ne geçilmiştir.
2) İnsanın Yapısı Anlatılıyor
İnsanların içinde görevli kılınanlar vardır. Bunlar Kur’an’dan önce Cebrail’den vahiy alırlardı. Vahiy alan peygamberler halka hak ve görevlerini tebliğ ederlerdi. Kur’an’a kadar bu böyle devam etti. Böylece uygarlaşan ve 15 yaşına ulaşan insanlık artık vahiy ile değil de içtihatlar ve icmalarla yaşayacaktır. İşte, Mekke sûreleri bize “vahiy dönemi”nden “içtihat dönemi”ne geçme dönemini anlatmaktadır. Kur’an’dan önceki peygamberlerin görevleri artık ilim adamlarına verilmiştir. Onlar içtihat yapacak ve onların içtihatları ile amel edilecektir. İnsanlıkta uygarlaşmalar artık ilim adamlarının cihadı ile gerçekleşecektir. Bu ilim adamlarının yapacakları tebliğlerde nelerin anlatılacağı bu bölümde anlatılmaktadır.
3) Müminlerin Durumları Anlatılıyor
İnsanın yapısı anlatıldıktan sonra, tebliğ yapan müminlerin durumları, onların karşılaştırmaları, olaylar anlatılarak müminler bilinçli hâle getirilmektedir. Bugün biz elde ettiğimiz ilimlerle içtihat yapmakta, insanlığı buna davet etmekteyiz. Acaba bunu nasıl kabul ettireceğiz, nasıl anlatacağız? Bu hususta birinci dönemi geçirdik. Kooperatif kurduk, cemaat oluşturduk, parti kurduk, “ADİL KUR’AN DÜZENİ” çalışmalarını yaptık ve bugünkü duruma geldik. Ortaklarımız lehvi görünce bizi mihrapta tek başımıza bıraktılar ama tekrar geri gelecekler. Allah’ın nuru tamamlanacak, “ADİL KUR’AN DÜZENİ” gelecektir.
4) Mümin - Zalim Anlatılıyor
Uygarlığın gerçekleşmesi için iki hizip oluşturulmuştur. Biri Allah’ın hizbidir. Bu hizbin mensupları insanlığı uygarlığa doğru götürmektedirler. Diğer hizbin yani karşı hizbin mensupları ise mikroplar gibidir. Uygarlaşmaya götürenler yaşlanırsa, hasta olursa, bozulursa, bunlar devreye girerek onları ortadan kaldırırlar. Onların yerine yenileri gelir, sağlıklı olanlar gelir, böylece uygarlaşma mümkün olur. Buradaki bu iki âyet (Hûd, 23-24) bu anlatılanların özetidir. İki fırka anlatılmakta, “denge düzeni” yani “KUR’AN DÜZENİ” anlatılmaktadır. (820. hafta çalışmamızdan aktardım; devamı var.)
(������