http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Cagimizin_Nuhun_Gemisi_ADIL_DUZENdir/24492#.VURJbvntmko
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL DÜZEN”dir
Bizim “ADİL DÜZEN” dediğimiz, insanlığın Hazreti Âdem’den beri peygamberlerin önderliğinde ilk günden itibaren şeytana karşı savunduğu “düzen”dir. Bu sisteme istinaden önerdiklerimiz çok basittir; “yerinden yönetim, hakemlik sistemi, faizsiz karşılıklı para sistemi, zina değil evlilik düzeni ve çalışana/emeğe kredi sistemi”dir. Bunun mekanizmasını getiriyoruz. Siz “demokrasi” demiyor musunuz, siz “laiklik” demiyor musunuz, siz “liberallik” demiyor musunuz, siz “sosyallik” demiyor musunuz? Tamam! İşte, biz size bütün bunların nasıl yapılacağını söylüyoruz; sadece dinleyin, sizden başka bir şey istemiyoruz.
Biz sadece “teori” anlatmıyoruz, “pratik” olarak yarım yüzyıldır yaptıklarımızdan da örnekler veriyoruz. Bir örnek vererek açıklayayım. Önce örneğin sebebi; malum, geçen ay sonu bütün gün (31.03.2015) Türkiye çapında elektrikler kesildi, saatlerce çalışamadık. Biz 1967’den itibaren İzmir’de Akevler Sitesi’ni kurduğumuz zaman bir traktör aldık, ona jeneratör bağladık. Belediye elektriğimizi kestiği için onunla atölyemizi çalıştırdık. Sitemizde su kuyusu açtık, belediye sularımızı kestiği zaman biz oradan tedarik ettiğimiz kuyu suyu ile yaşadık. Sitemizdeki o su kuyusu hâlâ durmaktadır.
Bu köşede hep hatırlatıyorum. Bizim şimdi de “Yüz Lojmanlı İşyeri Apartman Projesi” çalışmamız var. Her apartmanımızda en az altı aylık yakıt, yangın tehlikesinden korunmak için tedbir olacak. Elektrik kesildiği zaman kendi santralini çalıştıracak, altı ay yaşayabilecek. Su kuyusu bulunacak, suyunu oradan temin edecek. Ayrıca bir senelik yiyecek yedek stokumuz da olmalı... “Semt Kooperatifi” önerimiz işte budur. Elektronik devrelerinin yanında her semt kendi sitesinde mahsur olarak en az bir ay dayanabilmeli...
Bizim yarım asır önce “düşündüklerimizi ve yaptıklarımızı” bugün maalesef “düşünen” bile yok! Elektriğin bir ay kesildiğini kabul edin; 20 milyon İstanbullu hayatta kalabilir mi?! “YERİNDEN YÖNETİM” dediğimiz işte budur. Her “semt” kendi başına yaşayabilmeli. Bizim bu söyleyip önerdiklerimizin neresinden şek ve şüpheniz var?!
“Adil Düzen”in yani “yerinden yönetim” düzeninin özelliği; insanlar kendi iradeleri ile bu düzene tâbi olurlar, her bucağın ayrı ve kendine özel düzeni vardır. Her bucak kendi düzenini kendisi seçer. Bucak içinde yaşayanlar da bucağın düzenini kendileri seçerler. Düzeni beğenmeyen ayrılıp gider, kendisine yeni bir düzen bulur veya yeni bir düzen kurar.
Biz kimsenin kendi düzenimize girmesini istemiyoruz. Nasıl herkes “kendi içtihadı” ile yaşarsa, her bucak da “kendi icmaları” ile düzenini kurar. Bucakların birbirine tahakküm etme yetkileri yoktur. Merkezi bucaklar vardır, ancak bu bucaklar “hâkim” değil “HÂDİM”dir. Bizim seçtiğimiz ve herkese önerdiğimiz bu düzen insanlığın düzenidir, peygamberlerin düzenidir, mukaddes kitapların düzenidir, “KUR’AN DÜZENİ”dir.
Önceki yazılarımda Mekke ve Medine örneğini vermiştim. Mekke Müslümanları mümin idiler; örgütlenmeye başlayınca iman etmiş oldular, Medine’de iman etmiş olarak toplandılar. Biz de şimdi müminiz; kooperatiflerimizi kurup her semtte örgütlenince, işte o zaman iman etmiş olacağız. Demek ki kooperatifler şeklinde örgütlenecek olan müminleri de Allah necata erdirecektir. Böylece hem “ekonomik bakımdan krizlerden kurtulmuş olacak” hem de “güven bakımından yüz lojmanlı apartmanlarda kendi güvenliklerini kurup terör olaylarına karşı kendilerini korumuş olacaklar”. O halde şimdi Allah’ın emri olarak kooperatif veya başka şekilde organize olup iman edenler arasına girmemiz gerekmektedir. Böylece çağımızın “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki bütün sorunlarından “ADİL DÜZEN” sayesinde kurtulmuş olacağız; çünkü çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL DÜZEN”dir.