Dünya ve kâinat denge üzerine kurulmuştur. Her şey dengede olmalıdır. Yönetimde ve ekonomide denge yoksa, gerisi yoktur ve boştur. Denge bozulursa her şey bozulur.
Ekonomide dış dengelerin oluşması için her ülke ihraç ettiği kadar ithalat yapmalıdır. Aksi halde dış borçlanma içine girer ve altından çıkamaz. İhracatın fazlalığı da ülkeyi ancak alacaklı kılar. Bu da karşı tarafı çökertir. Karşı taraf çökünce, sonunda ihracat yapan ülkenin de zararı olur, artık ihracat yapacak ülke bulamaz. Ülkeler ve insanlık için en sağlıklı ekonomi "Denge ekonomisi"dir. Her ülkenin ihracatı kadar ithalatı olmalıdır.
Bunu gerçekleştirmek için neler yapılmalıdır?
Dünyada yüze yakın devlet vardır. Her devletle anlaşarak o devletle bir "Ortak banka" kurmalıyız. Her bankanın Türkiye'deki ana bölgelerde şubeleri olacaktır, o ülkelerin ana bölgelerinde de şubeleri olacaktır. Biz bir şube için TL'yi sermaye olarak koymalıyız. Onlar da her bölge için buna tekabül eden ve kendi paralarından oluşan sermayeyi koymalıdır.
Örnek olarak Orta Asya ülkesi Kırgızistan'ı ele alalım. Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te bankanın bir şubesi, İstanbul'da bankanın bir şubesi olacaktır. Onlar Kırgız parası olan beşyüz bin Somu oraya koyacaklar, beşyüz bin Somu da bize gönderecekler. Biz de beşyüz bin TL'yi buraya koyacağız, beşyüz bin TL'yi de oraya göndereceğiz.
Türkiye'den mal almak isteyen Kırgız vatandaşı Kırgızistan bankasında Som yatırır, TL'yi çeker. Türkiye'de malları satın alır, Kırgızistan'a gider, satar, borcunu kapatır.
Kırgızistan'dan mal almak isteyen Türk tüccarı da İstanbul'da TL yatırıp Somu çeker. Kırgızistan'da teslim alır. Malları satın alır, Türkiye'ye getirir, satar ve borcunu kapatır.
Burada önemli olan kuralların tesbitidir. Kurallar öyle ayarlanır ki, her iki bankadaki paralar fazla değişmesin. Som azalırsa değeri yükselsin, çoğalırsa değeri düşürülsün. Bu basit bir formülle ayarlanır. Bu formül bilgisayarlara yüklenir. Her akşam kasa stokları bilgisayarlara girilir. Böylece ertesi günün kuru ortaya çıkar.
Uygulayacağımız bu "Denge ekonomisi" ithalatı ihracata eşit hâle getirir.
Böyle bir durumda kurun tesiri ile biz ne kadar ihracat taparsak, o ülkeden de o kadar ithalat yapmış oluruz. Her iki ülke için de "Denge ekonomisi" sağlanır, her iki ülkede de dış ticaret açığı olmaz. Borç almak istersek stoklar arasını isteyerek açarız. Faizsiz borçlanmış oluruz. Sonra biz onlara kredi vermiş oluruz. Faizsiz kredileşmeyi sağlarız. Onlardan parayı değil de malı kredi olarak almış oluruz.
Dünyada yüz kadar devlet vardır dedik; bin kadar da bölge vardır. Dünyanın her yerinde böyle bankalar tesis etsek, bir milyar TL'ye ihtiyacımız olur. Bu para kasalarda kalacağından, piyasaya çıkmayacağından, enflasyona sebebiyet vermez.
O halde para basmak için matbaa çalıştırmak dışında bir zorluğumuz yoktur.
Devletler bizimle alışveriş yapmak istiyorlarsa onların da bir sorunu yoktur. Kendi paralarını basıp bize verecekler. Bu paralar kasalarda kalacağı için asla enflasyona sebep olmazlar. O halde bu iş karşılıklı olarak vizeleri kaldırmak kadar kolaydır.
Bu uygulamaya sömürü sermayesi elbette karşı çıkar. Çünkü bu yolla insanlığı ve ülkeleri sömüremez. Faizli parayı kredi olarak bize veremez. Bu sebeple sömüren ülkeler bizimle böyle bir anlaşmayı yapmazlar. Canları isterse...
Biz de o ülkelerle olan alışverişe karışmayız. Cari sistemle ne yaparlarsa yapsınlar, ne gibi halleri varsa görsünler. Biz onlara karışmayız...
Biz, bizimle anlaşacak olan gariban ülkelerle iş yaparız. Rusya ile yaparız. Çin'le yaparız. Yahut sisteme uymuyorlarsa onlarla da yapmayız. Ama yapacak ülke buluruz...
Bu sistem ve denge düzenin yararları bundan sonraki yazımın konusu olacaktır.