Önceki yazımda Saadet Partisi’nden Belediye Başkan Adayı olan biri ile ilgili bir haberden söz etmiştim; “Saadet adayı makam odasının kapısını sökecek” haberinden…
Bugünkü yazımda da bir Saadet Partiliden ve ilgili haberden söz edeceğim…
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nazır Cihangir İslam, Karabük ve Safranbolu’daki seçim çalışmalarında vatandaşlarla dertleşerek neden işsiz kaldıklarını anlattı.
Haberin başlığı “Nazır Cihangir İslam: İşte sen bu yüzden işsizsin kardeşim” şeklinde.
Haber şöyle: “Türkiye’de enflasyon, faiz ve kur yüzünden artan fiyatlar vatandaşın belini büküyor. Konkordato ve iflas ilan eden şirketler her geçen gün artarken, ekonomik krizin vurduğu şirketler toplu işten çıkarmalar gerçekleştirmek zorunda kalıyor. / Safranbolu ve Karabük’te vatandaşlarla sohbet eden Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslam, işsiz olduğunu söyleyen bir vatandaşa şunları söyledi: “117 Milyar Türk Lirası bu sene borcun faizi ödenecek. Anaparadan bahsetmiyorum anlatabildim mi? İşte sen bu yüzden işsizsin kardeşim benim. Belki iktidarla da yakın ilişki kuramadın. Çünkü iktidarla yakın ilişki kuranlara bakıyorum, hiçbirisi işsiz değil. / Cihangir İslam, sandıktan çıkan sonuca saygı duyduklarını söylerken vatandaşlara, “Eğer hükümetin yaptıklarını onaylıyorsanız destekleyin” dedi. Bu düzenin böyle gitmeyeceğini söyleyen İslam “Bu düzen böyle gitmez. Mutlaka ve mutlaka değişecek. Sadece sizin desteğinize ihtiyacımız var” dedi.
İçinde “seçim, faiz, enflasyon, işsizlik ve DÜZEN” kelimeleri geçen bir haber.
Biz de bin-birinci defa diyoruz ki:
- Faiz ve zalim düzen yüzünden işsizsin kardeşim!
- Çare ve çözüm var; Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen…
- Bu çözümleri Erbakan Hocamız hep anlattı; biz de anlatıyoruz…
- Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı da böyle anlıyor, anıyor ve anlatıyoruz…
- Önceki 19 yazımızda ne anlattık; ‘Faizin Alternatif Arayışlar: Selem Sistemi’…
***
Biz önceki 19 (ondokuz) yazımızı yazarken, başka yazarlar da faizden söz ettiler…
“Acilen faizsiz ekonomiye geçilmeli!” başlıklı yazısında Burhan Bozgeyik, 18 Şubat 2019 Pazartesi günü neler hatırlattı neler?
- “Şu faiz illeti yakamıza yapıştı yapışalı kanımızı, iliğimizi kuruttu. Bizi soyup soğana çevirdi. Bir zamanların maliye bakanı, “Toplanan vergilerin yüzde 85’i faize gidiyor” demişti. Maliye bakanlarından Mehmet Şimşek de bu açıklamayı doğrulayarak, “2002 yılında Türkiye’de toplam bütün vergilerin yüzde 86’sı iç ve dış borç faizine gidiyordu” demişti. Yine eski Maliye Bakanlarından Kemal Unakıtan da, “2008 bütçesi de faize gidiyor” diye dert yanmıştı. Unakıtan’ın yaptığı açıklamaya göre 2008 yılındaki faiz ödemesi bir önceki yıla göre 7 milyar artarak 56 milyar TL’ye çıkmıştı. 2007 yılının ilk dokuz aylık döneminde saatte yaklaşık 5 milyon, günde 117 milyon, haftada 1 milyar 97 milyon ve ayda 4 milyar 700 milyon dolar faiz ödemesi gerçekleştirilmişti.
- “Gelelim günümüze. 2019 bütçesinde yatırıma 65 milyar lira ayrılırken, faiz ödemelerine ise 117 milyar lira ayrılmıştı. YEP’e göre (Yeni Ekonomi Programı) 4 yıl içinde faize 512 milyar lira ödeme yapılacaktı. / Faizli ekonominin gündemde olduğu andan itibaren faize harcanan miktarı şöyle bir göz önüne getiriniz, ortaya korkunç bir rakam çıkar. Bu faiz ödemeleri için son iktidar çare olarak özelleştirmeye gitti. 90 yılda yapılan yüzlerce fabrikayı, tesisleri, limanları ve arazileri sattı. Bu satışlardan toplam 67 milyar dolar elde edildi. Onlar da uçup gitti. Sayın Temel Karamollaoğlu’nun dediği gibi, o fabrikalar yeniden kurulmak istense 60 milyar dolar değil, 600 milyar dolar da harcansa o fabrikalar kurulamaz.
- “İşte, dert belli. Bu ülkenin en büyük derdi faiz. Faiz bizi yiyip bitiriyor. Acilen bu musibetten kurtulmak lazım. Peki, mümkün mü? Pekâlâ mümkün. Lütfen bu konuda akil insanları dinleyin...”
Ne dersiniz; gelecek yazıda da bu konuya kaldığımız yerden devam edelim mi?