ADİL DÜZEN'E GÖRE İNSANLIK ANAYASASI-K
Süleyman Karagülle
1954 Okunma
SORUMLULUK

C.SORUMLULUK

Madde-16a) Suç ve cezalar

Soruşturma

Bir cinayet işlendiğinde soruşturmacılar soruşturma yaparlar.(2-282, 12-26 Ayetlerine göre şahit kelimesinin anlamı bir konuda bilgisi olan kimse demektir. Şehit ise soruşturmacıdır. Soruşturmacı, bir konunun tespitinde araştırmayı meslek edinen kimse demektir. Sıfatı müşebbehe kalıbındandır. 4-15 Ayetine göre soruşturmayı şehitler yapıyor.)

Soruşturma, soruşturmacılar tarafından sorulacak kimselere gidilerek yapılır. Ehliyetli soruşturmacılar tarafından önce sözlü yapılır,(5-1 Ayetinde “Akitleri yerine getirin” dediğinden dolayı sözlü akitleri de içerir. 2-282 Ayetinde hamiline yazılmış senetler için yazışmayı şart koşuyor. Alışverişte(mübayada) ise subut için emretmiş oluyor. Yani akit yazılmasa da geçerli oluyor. Kolaylık olsun diye evvela soruşturma sözlü yapılır. Gereksiz şeylerin yazılmaması için önce sözlü yapılır) sonra yazılı yapılır.(İleride ispat edebilmek için yazılı hale getirilir. 2-282’de “kâtip ve şahit zarara uğratılmaz” hükmüne kıyasla evleviyetle mahkûm da zarara uğratılmaz. Soruşturmacı ücret alır. Sorulana da ücret verilmez. O halde soruşturmacı sorgulanana gitmelidir.) Bucak başkanının kararı ile duruşmalı soruşturma da yapılabilir.(5-106 Ayetinde duruşmanın mescitte ve namazdan sonra yapılması teşri edilmiştir. Gerektiğinde davalı ve davacının da duruşmada bulunması istenebilir. 3-81 Ayetinde ikrar, 9-102 ayetinde de itiraf hükmün doğmasına sebeptir. Hapsetme yani bulundurma yetkisi başka merci gösterilmediği için başkana aittir.) Duruşmalı soruşturma açıktır ve kişi rahat yerde sorguya alınır.(5-106 Ayetine göre duruşma mescitte yapılır.) Soru sorup cevap alma dışında bir eziyet yapılamaz, olağanüstü olaylarda hakemlerin kararı ile karakol soruşturması yapılabilir.(23-96 Ayetine göre topluluğa çok büyük bir zarar dokunacaksa bu daha az bir zararla defedilebilir.) Karakol soruşturmasında iz bırakmayan eziyet yapılabilir. Günde ancak sekiz saat sorguya alınır. Sorguda kaldığı günlerin iki misli tazminat ödenir. Yapılan eziyet karşılığı da ayrıca hata tazminatı verilir.(Şahit ve kâtip zarara uğratılmaz hükmüne göre kendisine eziyet edilen kimse de zarara uğratılmaz, diyeti ödenir. Eziyet edilen kimsenin haklı veya haksız olması bu diyete etki etmez. İhkakı hak diyeti önlemez.)

Üstün ehliyetliler üzerinde soruşturmayı üstün soruşturmacılar, yüksek ehliyetliler üzerinde soruşturmayı yüksek soruşturmacılar yapar, halk üzerinde soruşturmayı orta soruşturmacılar yapar. İnsanlık ve ülke aleyhindeki soruşturmaları üstün soruşturmacılar, iller üzerindeki soruşturmaları yüksek soruşturmacılar, bucak ve ocak üzerindeki soruşturmaları orta soruşturmacılar yapar.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23d)

Soruşturmalar bağımsız yapılır. Tanıklık birlikte yapılır.(5-106 Ayetinde geçen تَحْبِسُونَهُمَا dendiği için iki soruşturmacı birlikte tutulacaktır.)(Şahitlik Kuralı 56)

Kasame(ortak yemin)

Faili meçhul cinayetlerde ayrı ayrı soruşturma ile sorun çözülemezse en az bucaklarda 50, illerde 100, ülkelerde 200, insanlıkta 400 kişi sorguya çekilir.(2-72,73. 73. Ayette اضْرِبُوهُ  fiilindeki zamir مَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَ daki مَاya gitmektedir. Topluluğun gizlediği hususları ortaya çıkarmak için toplulukta soruşturma yapılır. Buna kaseme denir. Kamil Sayılar Kuralı 24) Sorguya çekileceklerin adlarını mağdur verir. Soruşturmayı yapacak soruşturmacıları mağdurlar belirler.(2-178 Ayetine göre mağdurların yakınları taraftır. Evleviyetle kendisi de taraftır.) Bu genel soruşturma sonunda bir kimse aleyhine dört şahidin şahadeti varsa, cinayete mahkûm edilir.(4-15) İki şahidin şahadeti varsa, diyete mahkûm edilir.(Diyet Kuralı 53) Tek tanığın şahadeti varsa kasameye dahil olur.(Belirlilik Kuralı 28b) Hiç bir tanığın aleyhine şahadeti olmazsa onlar ibra edilir. Sadece nöbetli görevlilerin ibra olması için dört tanığın beraatını talep etmesi gerekir.(Mümin güvenliği sağlamakla yükümlü olduğundan, olay yerinde ise görevi yerine getiremediği için kasemeye dahil olması asıldır.)

Tazminat

Failler suçu işlemeye ehil iseler ve hayatta iseler tazminatı onlar öder, müsebbipler ödemez. Kasten fail olanlara kısas uygulanır. Mübaşir(tetiği çeken kişi) varken mübaşir olmayana kısas uygulanmaz.(4-92,93 ayetlerine göre müminleri hatayla öldüren de taammüden öldüren de mutlak sorumlu sayılmıştır. Başkaları iştirak edilemez.) Ancak fiilin işlenmesine maddi destek verenler, yani fiil işlenmesinde acir olanlar varsa bunların malları hakem kararları ile müsadere edilir ve bunlar servetlerinden olurlar ve borçlanma ehliyetlerini kaybederler.(3-26 Ayetine göre kişiler servete malik değil kayyumdurlar. Kayyumluğu suiistimal edenlerin ellerinden kayyumlukları alınır.) Diyetten fazlası hazineye kalır.(2-178 Ayetine göre diyet maruftur. Kişilere ve şartlara göre değişmez. Dolayısıyla servetin fazlası hazineye kalır.) Servetleri diyete yetmezse, diyet af veya hatadan dolayı ise ihsan(2-178 Ayetindeki bi-ihsan ifadesi, diyetin dayanışma ortaklıklarınca ödeneceğini gösterir. Bu, af olduğu zaman uygulanan bir hükümdür.) ayetine göre diyeti dayanışma ortaklığı öder. Diyet af veya hatadan değilse ancak ihsan ayetine kıyas yapılabilirse yani durum af veya hatadan daha az ise diyeti dayanışma ortaklığı öder. Değilse(5-33 Ayetinde Allah ve resulüyle harp edenlerin cezasının sürgün olabileceği söylenmektedir.) zorunlu işyerlerinde çalıştırılarak ödettirilirler.(12-76 ve 35-18 ayetlerine göre başkasının yükünü bir başkası taşıyamaz ve Yusuf Peygamber’in uygulaması bize de şeriattır. Diyet ödeneceğine göre eksiğini fail tamamlamalıdır.)

Bizzat ihkakı(bizzat yargı kararlarını kendi uygulayan) hakka kalkışanlara kısas uygulanmaz, haklı iseler hafif diyet, haksız iseler ağır diyet öderler.(Katletme yetkisi, 2-178 ayetinin başında “Ey iman edenler” dendiğine göre kısas uygulama yetkisi topluluğa verilmiştir. Kişinin (kardeşinin) katletmesi onu sorumluluktan kurtarmaz. Çünkü kanı heder değildir. Denklik sağlanamadığı için kısas uygulanmaz,)

Anarşi

Barış zamanında bir devlet başka bir devletin topraklarında bir eylemi finanse ederek suç işletir ve zarar iras ederse failler kısasa tabi olur. Finanse eden devlet, verilen zararın iki mislini öder.(33-30 Ayetine göre görevli fail iki misli ile cezalandırılır. Devlet, korumakla yükümlü iken görevini yapamazsa cezası iki mislidir. İki diyet veya kısas ve diyet öder.) Failler, mağdurlar tarafından affedilirlerse diyetin birini öderler, diğerini de devlet öder.(Fiilen af olmaz. Çünkü affedenlerin bir çıkarları yoktur. Zararları da yoktur. Failleri cezasız bırakmamak için, onları destekleyen devletin ödeyeceği iki diyetten birine iştirak etmiş olur.)

Bir örgüt kurup cinayetin işlenmesi halinde cinayeti işleyenlere kısas hükümleri uygulanır.(4-92,93 Ayetlerine göre müminleri hatayla öldüren de taammüden öldüren de mutlak sorumlu sayılmıştır. Başkaları iştirak edilemez.) Örgüt başının malları müsadere edilir.(3-26 ayetine göre kişiler servete malik değil, kayyumdurlar. Kayyumluğu suiistimal edenlerin ellerinden kayyumlukları alınır.) Diyete yetmezse zorunlu çalışmaya tabi tutulur.(Diyet Kuralı 53) Örgüte bilerek mali katkıda bulunanlar fiili müştereken işlemiş olurlar. O fiile maddi destekleri yoksa veya o fiilin işlenmesinde kasıtları yoksa örgüt başı dışındakiler cezalandırılamazlar.(33-5 Ayetinde suç için kastın şart olduğu belirtilmektedir.)

Hakem kararlarına uymayan kişiler, güvenlik tarafından suç işleyemez hale getirilir.(9-29 Ayetinde geçen دِينَ الْحَقِّ ifadesiyle hakem kararları kastedilmiştir. Hakem kararlarına uyan hak düzende olur. 5-38 Ayetinde geçen نَكَالًا kelimesi suçu işleyemez hale getirmek anlamındadır.) Hakem kararlarına uymayan ocak, bucak ve iller ablukaya alınır. Giriş yasaklanır, çıkış serbest bırakılır. Elektrik, su gibi tüm kaynakları kesilebilir. Sayıları nisabın altına düştüğünde askeri birlikler girer. Çıkışlara izin vermeyen yönetime askeri saldırı düzenlenerek içindeki halk kurtarılır. Ocak, bucak ve il dağıtılır. Yöneticilere askeri infaz yapılır.(9-29 ayetine göreقَاتِلُوا  müfaele babından çoğul sığası ile kullanıldığından tenkilin topluluğa yapılacağı belirtilmiştir. 23-96 Ayetine göre de en az zararla def edileceği emredilmiştir. Biz böyle istihsan ediyoruz.)

Savaş

Hakem kararlarına uymayan devletlere karşı savaş meşru hale gelir. İsteyen devlet, gönüllülerden oluşan askeri birlik kurar ve bu ülkeye saldırabilir.(Nöbetliler bütçelerinden pay aldıkları kuruluşu savunmayı taahhüt etmişlerdir. İnsanlığın ordusu yoktur. Bütçesinden pay vermiyor. O halde uluslararası güvenliği sağlama savaşın meşruiyeti ile sağlanır. Nöbetliler savunmayacaklarına göre savaşacak birlik gönüllülerden oluşacaktır. Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21) Birden fazla devlet de birleşerek veya ayrı ayrı saldırabilirler. Cephe komutanları mağlup devlete uygun yaptırım yaptırabilir.(Savaşma yetkisi başkana aittir. Cephe komutanı başkanın görevlisidir. Başkan komutanı azledebilir, ancak görev veremez. Bu nedenle savaşta tüm yetkiler cephe komutanına aittir.) Bağışlayabilir.(Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21) Tazminat alıp serbest bırakabilirler, cizye karşılığı topraklarını halka bırakabilir, halkı esir edip toprakları bölüşebilir. Savaş suçlularını öldürebilirler. Hakem kararlarına uyan devletlerle savaşmak meşru değildir. Savaş meşruiyeti hakem kararlarına bağlıdır.(Savaş Kararı Kuralı 49) Karar sonradan da alınabilir.(Dokunulmazlık Kuralı 46, karşı taraf saldırmışsa hakem kararlarını beklemeye gerek kalmaz.)

Cezalar

En büyük suç kasten adam öldürmedir. Cezası kısastır. Organlarda sistem çalışmıyorsa tam diyet ödenir. Çift uzuvlardan bir tanesi zarar görmüşse yarım diyet ödenir. İki kol tam diyettir. Bir kol yarım diyettir. Bileğe kadar kesilen kolun diyeti dörtte bir, eğer başparmak kesildiyse sekizde bir, dört parmağın hepsi gitmişse sekizde bir, başparmak dışındaki her parmak otuz ikide bir, parmaktaki her bir boğum için doksan altıda bir, her bir tırnak için yüz doksan ikide bir olarak diyet ödenir. Diğer uzuvlar onlara kıyas edilir. İyileşen yaralar ise mani olduğu kadarıyla değerlendirilir. Diyet değil, tazminat olur.

Tam diyet 33 yıllık ücrettir. Ağır diyet iki mislidir. Bucağa göre değişir. Bir sopa bir günlük ücrettir. Ağırda kamçılanarak verilir. Hafif cezalar nakden ödenir, ödenemezse çalıştırılarak ödetilir. Dayanışma içinde ödenir. Ağır cezalar zorunlu çalışma yerlerinde çalıştırılarak ödetilir. Zorunlu çalışmaya mahkûm olanlar sitelerinden çıkamazlar, ancak dışarıdakiler her zaman girip çıkabilirler. Yakınları ile beraber oturabilirler, yakınları isterlerse oralarda çalışabilirler.(Diyet Kuralı 53)

 

Madde-16b) Genel hükümler

Yetkili olan sorumludur. Çocuğunu eğitimsiz bırakan anne veya baba sorumlu olup çocuk dava ikame ederse dayanışma ortaklığı onu tazmin eder.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2a ve Ailede İşbölümü Kuralı 45) Kadının kocasına karşı, kocanın da karısına karşı hak ve sorumlulukları vardır.(2-228) Nafakasını temin edemeyen kocanın dayanışma ortaklığı kadına nafakasını öder. Hatta mihrini veremezse mihrini de ahlaki dayanışma ortaklığı öder.(6-151 Ayetinde “Biz rızıklandırırız” dendiğine göre anne baba topluluğu hilafeten irzak etmektedir. Anne babasının kendisine yaptıklarını çocuklarına yaparak borcunu ödemektedir.) Ancak bunun için evlenirken dayanışmanın muvafakati gerekir.(24-32,33 Ayetlerin ilkinde fakirleri evlendirmenin topluluğa ait olduğu belirtilmiştir. Topluluğu kişiler için dayanışma ortaklığı temsil eder. Sonraki ayette ise fakir olanların evlenmeyip sabretmeleri gerektiği belirtilmektedir. Demek ki kendi kendine evlenenlerden dayanışma ortaklığı sorumlu değildir.) Muta nikâhı serbesttir.(4-24 Ayetinde mihir vererek evlenmeyi anlattıktan sonra فِي ile atfettikten sonra ”İstimta'a ettiğinizde tayin edilen ücretleri verin” demektedir. Böylece mihirsiz nikâh yapmanın da caiz olduğunu bildirmiş oluyor.) Ancak doğacak çocuğa karşı sorumluluk devam eder ve erkeğin dayanışma ortaklığı öder.(4-25 Ayetinde فَانْكِحُوهُنَّ بِإِذْنِ أَهْلِهِنَّ demekle nikahta dayanışmanın gerektiğini anlatmaktadır. Buradaki ehil siyasi velayet, dayanışma hakkına sahiptir.) Bazı hususlarda dayanışmadan izin almak gerekebilir. Evlilikleri dayanışma ortaklıkları düzenler ve kefil olur.(4-25 ayetine göre erkeğin de kadının da muta nikahı için velisinden izin alması gerekir.)

 Yetkili yetkilerini kullanırken bir mağduriyete sebep olursa dayanışma ortaklığı tazmin eder.(Dayanışma Kuralı 13d) Sokak harekâtına karşı askeri güç sevk edilemez.(Hukuk Düzeninin Tanımı Kuralı 20a) Ancak nöbetliler takdirlerine göre tespit yapmak veya müdahale etmekle yükümlüdürler. Tespit asıldır, müdahale ancak kesin sonuç verecekse ve suçsuzlara zarar verilmeyecekse yapılır.(Harp Düzeni Kuralı 22a) Mağdur olanlara müdahale birlikleri tazminat öderler.(Çoklukta Denge Kuralı 31b)

Herkes gördüğünü, bildiğini soruşturmacılara anlatmakla yükümlüdür. Anlatmayanlar veya yanlış anlatanlar sorumludurlar. Diyette payları kadar dayanışma ortaklığı iştirak eder.(2-283 ayetinde şahadeti yani bilinen şeyi gizlememeyi emretmektedir.)

 

 

 


ADİL DÜZEN'E GÖRE İNSANLIK ANAYASASI-K
1-İÇİNDEKİLER
2537 Okunma
2-TAKDİM
2829 Okunma
3-ANAYASA'YA BAŞLARKEN
2170 Okunma
4-KAMU GÖREVLERİ
2553 Okunma
5-GENEL HİZMET
2424 Okunma
6-İNSANLIK
2104 Okunma
7-BÖLÜŞME
2148 Okunma
8-DAYANIŞMA
2088 Okunma
9-İNSAN
1819 Okunma
10-YERYÜZÜ
1984 Okunma
11-ŞÛRALAR
2091 Okunma
12-İŞLETMELER
1958 Okunma
13-BİRLİK
1917 Okunma
14-GÖREV
1913 Okunma
15-YETKİ
1887 Okunma
16-SORUMLULUK
1954 Okunma
17-HAKLAR
2035 Okunma
18-BÜTÇE
1805 Okunma
19-YAŞAMA
1891 Okunma
20-MEVZUAT
1936 Okunma
21-ÇALIŞMA
2381 Okunma
22-PAYLAŞMA
1963 Okunma
23-VERGİ
1901 Okunma
24-ANAYASA GENEL KURALLAR
2196 Okunma
25-KAMİL SAYILAR KURALI
3173 Okunma
26-ŞURALAR KURALI
2081 Okunma
27-SENETLER KURALI
2463 Okunma

© 2024 - Akevler