ADİL DÜZEN'E GÖRE İNSANLIK ANAYASASI-K
Süleyman Karagülle
1917 Okunma
BİRLİK

D. BİRLİK

Madde-13a) Güvenlik nöbetleşe sağlanır.   

Ocakta temizlik nöbetleri

On beş yaşını dolduran kadınlar gündüz saatlerinde, ocaklarında temizlik nöbetleri tutarlar. Bunlar aynı zamanda gündüzleri ocaklara giren ve çıkanları da gözetlerler. Herkesin (Akbil’e benzer) parmak izi ile çalışır elektronik kimlik hüviyeti vardır. Kendi ocaklarına o hüviyetle girerler ve çıkarlar. Giriş çıkış saatleri hep kayda geçmiş olur. Yabancıların bir ocağa girip çıkabilmeleri için ocak içinde nöbetli birinin o kimliğe geçici veya devamlı giriş iznini kartı okuyan cihaza tanıtmış olması gerekir. Bu kontrol mekanizmasının bozulması halinde kapı, nöbetçiler tarafından açılıp kapanarak giriş ve çıkış yapılır. Bu takdirde bucak koruması haberdar edilir.(Nöbetleşme Kuralı 44 ve 4-29 ayetine göre malların tasarrufunda rıza aranır. Buna kıyasen mülkiyete girmek için de rıza gerekir. Mülkiyetten tasarruf sahibi bir kişinin rızası mülkiyete girmek için yeterlidir. İslamiyet'te iştirak mülkiyeti yoktur. Yani herkes kendi malını istediği gibi tasarruf edebilir. Bu da müşterek mülkiyettir. 4-29 ayetindeki rıza ibaresi buna delildir.)

Ocakta bekleme nöbetleri

On beş yaşını doldurmuş erkekler ocaklarında geceleri 12 saat bekleme nöbeti tutarlar. (Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23, Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2a) Giriş çıkışları denetlerler. Yangın, sel, zelzele ve kaza benzeri tabi afetler ile hırsızlık, saldırı, hastalık, kavga gibi sosyal afetleri sirene basarak ocak halkına duyururlar, ocak başkanının emrinde gerekli müdahale yapılır.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23, Ailede İşbölümü Kuralı 45 ) Olağanüstü hallerde başkan ocağın imkânlarını askeri düzen benzeri değerlendirir.(Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21 hükümlerine kıyas edilir.) Harcanan zamanlar ücretlendirilmez. Harcanan değerler ve doğan zararlar dayanışma içinde karşılanır. (Dayanışma Kuralı 13b. Koruma herkesin görevi olduğu için dayanışmada ücretlendirme yoktur.) Her ocağın biri yardımcı olmak üzere; biri erkek, diğeri kadın iki başkanı vardır.(4-34 Ayetinde “Erkekler kadınların kayyumudur” demektedir. Kayyum idareci değildir, koruyandır. Bu nedenle kadınlar ve erkekler eşittir ama görevleri farklıdır. Kadın ve erkeklerin işleri farklı olduğu için yöneticileri de farklıdır .33-4 Ayetine göre bir aşiretin iki başkanı olamayacağından ve eşitlik ilkesinden dolayı her ikisi de başkan olabilir.) Ocağı geceleri erkek başkan yönetir, gündüzleri kadın başkan yönetir.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2) Gelen afetleri savmaya ocağın gücü yetmediği takdirde semtteki korumadan yardım istenir.(Kolaylık Kuralı 10, 2-185 Ayetiyle tazminatın ödenmesinin yılda bir ayı geçmemesi Ramazan ayına kıyasla belirlenir.)

Ocakların bağımsızlığı

Ocaklar bucaklar içinde bağımsız olup başkanlarının daveti olmaksızın koruma güçleri ocağa giremezler. Ocak yönetimi de evlere giremez. Cinayetlerin olması halinde ev veya ocak ablukaya alınır. Giriş yasaklanır, çıkış serbest bırakılır. Çıkanlara koruma hükümleri uygulanır. (Dokunulmazlık Kuralı 46)

Semtlerde koruma nöbetleri

On beş yaşını dolduran erkekler bucaklarında kendi semtleri dışında bir semtte koruma nöbetleri tutarlar. Bu nöbetlerin toplam miktarı senede bir haftadır.(Nöbetleşme Kuralı 44b) Nöbet saatlerinde birliklerinde otururlar, dinlenme saatlerini evlerinde geçirirler.(Kolaylık Kuralı 10) Semte giren çıkanlar elektronik kontrole tabidir. Bucaktaki herkes bucağın bütün semtlerine serbestçe girer ve çıkar.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23b’ye göre semtin kişiliği yoktur. Semt yerleri bucağa aittir, bütün bucak sakinlerinin ortak malıdır.) Bucak dışında olanların serbestçe girip çıkabilmeleri için bucak nöbetlilerinden birinin serbest giriş ve çıkışı bucak giriş kart kontrol makinesine işlemiş olması gerekir. Bucak kapılarından böyle girilir ve çıkılır.(Dokunulmazlık Kuralı 46) Koruma, tabii (7-133) ve sosyal afetlere(2-155) karşı kurulmuştur.(Hukuk Düzeninin Tanımı Kuralı 20a’ya göre hukuk düzeninde önceden müdahale olmadığı için koruma ancak insan dışı afetlere karşı yapılır. Koruma ancak doğal afetlere ve yangın ise sosyal afetlere örneklerdir.) Ekin yerlerinin zarar görmemelerini veya hayvanların zarar vermemelerini sağlama görevleri de bunlarındır. Semt sakinleri hayvanları serbest bırakıp tarlaların korunmasını isteyebilir veya tarlaları serbest bırakıp hayvanların korunmasını isteyebilir. Bu semtlere göre değişebildiği gibi, mevsimlere, bazen saatlere göre de değişebilir. Bu husustaki kararları bucak mesleki şurası alır.(3-104 Ayetinde örflerin şeriat olduğu ifade edilmiştir. Örflerin 5-1 ayetine göre akidlerle tespit edileceği anlaşılmaktadır.) Korumanın güç yetirememesi hallerinde bucak başkanları diğer semtlerin korumalarından bu korumayı desteklemelerini isteyebilir.(5-2 Ayetinde yardımlaşma emredilmektedir.) Bucak başkanının muvafakatı alınarak semt içinde olağanüstü hal ilan edilir. Olağanüstü hallerde semt sakinleri ve malları semt yönetiminin emrindedir. Afet korumalarla birlikte def edilir. Halka ücret verilmez. Ancak harcadıkları mallar ile uğradıkları zararlar, semt koruma dayanışması içinde ödenir.(2-173 Ayetine göre haram helal olur, zaruret halinde hukuk düzeninden çıkılır. Harp Düzeni Kuralı 22)

Ocaklarda sıkıyönetim

Ocak içinde koruma yoluyla afet def edilemezse veya güvenlik sağlanamazsa ocak başkanı ocakta sıkıyönetim ilan ederek ilçe güvenliğinden güvenlik birliğini ister. Yönetimi ona teslim eder. Bucağın bütün semtleri sıkıyönetimin yönetimine verilir. Taşra ocaklarına giremez. Koruma nöbetlileri onun emrindedir. Askeri düzenle güvenliği iade eder. Bucak başkanı birliği geri gönderir. Sıkıyönetimi koymak ve kaldırmak bucak başkanına aittir. Sıkıyönetime müdahale edemez.(2-85 ve 5-47 ayetleri bir yerde farklı düzenler kurulamayacağının delilidirler.) Bucak sıkıyönetim karşılığı zamana bağlı olmaksızın bir bedel öder.(53-39,40,41 ve 3-195 ayetlerinde topluluğa yapılan ameller de ücretlendirilir. Burada عَامِلٍ nekre geldiği için kim olursa olsun karşılığını alır.) Bu bedel il siyasi şurası tarafından belirlenir.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2a ve hakemlere gitme hakları vardır. Hakemlik Kuralı 47) Dayanışma içinde ödenir.(Dayanışma Kuralı 13b) Sıkıyönetimde istihdam edilen nöbetliler, koruma nöbetlerine mahsup edilir.(18-78 Ayetinde namaz için güneşin batmasını şart koştuğundan dolayı namazın illeti vakittir ve namaz için vakit şarttır. Zekât için ise, vakit mukayyet değildir. Önceden edası caizdir. Buna kıyasen görev yapanlar, vakti gelmeden nöbetlerini önceden yapmış olurlar.) Harcanan değerler güvenlik birliklerince ödenir. Doğan zararlar dayanışma içinde bucak tarafından karşılanır.(Dayanışma Kuralı 13b)

İlçelerde güvenlik nöbetleri

Yirmi yaşını dolduran erkekler kendi ilçelerinde olmamak üzere ilin diğer ilçelerinde güvenlik nöbetlerini tutarlar. Bu nöbetlerin toplam miktarı ilde yılda 1 haftayı geçemez. (Nöbetleşme Kuralı 44b) İlçe merkez bucağının korumasını bunlar yaparlar.(Hizmet ve Görev Yerleri 23b, Harp Düzeni Kuralı 22) Ayrıca ormanlıkları bunlar korur ve işletirler.(Tarım ürünlerinin vergisini il aldığından buna kıyasen ormanlık alanları da il korur.) Yolların ve vakıfların bakımı ve temizliği de bunlara aittir.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23b) Bucakta hakemlerin aldıkları kararlara uymayan kimseler başka hakemler tarafından tenkile mahkûm edilebilirler. Başkanın davetlerine icabet etmeyenler de tenkile mahkûm edilebilir. Bunların tenkili de ilçe güvenlik kuvvetlerine aittir. Tenkil etkisiz hale getirmektir.(Harp Düzeni Kuralı 22) Tenkil eden ölüsünü getirmelidir.(Harp Düzeni Kuralı 22b) Öldüren müfreze ödül istihkak eder. Bu ödül il siyasi dayanışması tarafından verilir. Tenkil edilen kimse çukura atılır, mezarlığa konmaz.(9-84 Ayetinde mümin veya müslim olmayanların cenazelerinin kılınmayacağı belirtilmiştir. Cenaze namazı yoksa cenaze töreni de yoktur. Cenaze ailesine de teslim edilmez.) İlçe güvenliklerinin tenkil edemediği kimse için ödül konur. Kim tenkil ederse ödül ona verilir.(Yardımlaşma Kuralı 9 ve Dayanışma Kuralı 13b) İlçe içine giren bir yabancı eşkıyalık yaparsa, tanınıyorsa adı ve soyadı ile, tanınmıyorsa kendisine bir kod verilerek resim veya eşkal ile belirlenir. Teslime davet edilir, teslim olmazsa tenkile mahkûm edilir.(Savaş Düzeninin Tanımı 21 ve Kolaylık Kuralı 10) Malları mirasçılarına kalmaz, ilçe dayanışmasına kalır. (Savaş Düzeninin Tanımı 21) İlçe nöbetlileri nöbetleşerek haftalık tatil yaparlar ve bu tatil günlerini evlerinde geçirirler. (Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23d)

İlçede olağanüstü hal

Bir ilçede halk ayaklanması olursa veya başka bir sebeple ilçede güvenlik sağlanamazsa, il başkanının iznini alarak ilçe yöneticisi olağanüstü hal ilan edebilir ve ilçe merkez bucağının semtlerini askeri düzenle yönetir.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2 ve Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21) Taşra bucaklarına başkanlarının daveti olmadıkça giremez. Merkez bucağının taşra ocaklarına da ocak başkanlarının daveti olmadıkça giremez.(Dokunulmazlık Kuralı 46) Olağanüstü halde mallarını verenlerin malları ve zararları ilçe yöneticisinin siyasi dayanışması tarafından ödenir. Çalıştıranların ücretlerini ilçe halkının siyasi dayanışmaları öderler.( 53-39,40,41 ve 3-195 ayetlerinde topluluğa yapılan ameller de ücretlendirilir. Burada عَامِلٍ nekre geldiği için kim olursa olsun karşılığını alır. Dayanışma Kuralı 13b)

İlde sıkıyönetim

Bir ilde güvenlik tesis edilemezse il başkanı bölgeden askeri birlik ister ve yönetimi ona teslim eder. İl ve ilçe merkez bucaklarının merkez semtleri onun emrine girer. İlin tüm güvenlik nöbetlileri onun emrine verilir. Taşra bucaklarına giremez. Merkez bucaklarının da ocaklarına giremez. Kullandığı malların bedellerini askeri birlik öder. Zararlar il siyasi dayanışmalarınca karşılanır. İstihdam edilenlerin ücretleri de il siyasi dayanışmalarınca karşılanır. Sıkıyönetimde kişilere verilen zararlar birlik dayanışmalarınca karşılanır. Görev zararıdır.(2-282 Ayetinde “Ne katip, ne şahit zarara uğratılsın” demektedir. Bu nedenle görev zararı, ilgilinin ilgili dayanışma ortaklığı tarafından tazmin edilir.)

Ülkede savunma nöbetleri

20 yaşını dolduran erkekler ülke içinde kendi bölgeleri dışında savunma eğitimini görürler ve savunma nöbetlerini tutarlar.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23a gereği rüşd yaşına gelenler askeri görev yapabilirler. Rüşd yaşına gelmeden malları verilmediğine göre bunlar askerlikle mükellef kılınmaz.) Savunma nöbetlerinin toplamı yılda barış zamanında 3 haftadır. Bunun 1 haftası eğitim, 1 haftası nöbet, 1 haftası da askeri işletmelerin üretiminde geçer. İsterlerse temel ehliyetliler eğitimi 6 ay yapıp erbaş, ilk ehliyetliler 12 ay yapıp üst çavuş, orta ehliyetliler 18 ay yapıp subay, yüksek ehliyetliler 24 ay yapıp üstsubay, üstün ehliyetliler 30 ay yapıp general rütbesiyle orduda istihdam edilirler.(2-247 Ayeti de Talut’un komutan seçilmesinde nebi onun ilim ve cisimde fazla olduğunu söylüyor. Bunu söylerken فِي الْعِلْمِ وَفِي الْجِسْمِ demiyor, فِي الْعِلْمِ وَالْجِسْمِ diyor. Yani burada ilim ve cisim birlikte fazladır. Bu sebeple komutanlar askeri ilme sahip olanlardır.)

 

Askeri birliklerin gelirleri

Askeri birliklerin gelirleri ülke kamu gelirlerinin beşte biri, bedellilerin bedelleri, gümrük gelirleri ve iç üretimden oluşur.(8-41 Ayetinde ganimetlerin beşte biri dediğinden dolayı kamu gelirlerinin beşte biri ordunun hakkıdır. Ayrıca genel hizmet de yapılırsa bu iki misline çıkarak beşte iki olur. Bunun beşte birini genel hizmet olarak sivil yönetim alır. Kamu Giderleri Kuralı 7a) İç tüketim için iç üretim yapılır. Çalışanlara üretimden pay verilebilir. Dışa satış gayesiyle üretim yapılamaz. Ücretli işçi çalıştırılamaz.(Yetki Kuralı 3c) Askeri nöbet tutmaktan kaçanlar ülke dışına çıkmak zorundadır. Yoksa askeri infaz uygulanır. Bölge vakıflarının işletmesinde hizmet görebilir ve buna mukabil karşılık alabilir. Askeri nöbet tutmaktan kaçanlar ülke dışına çıkmak zorundadır. Yoksa askeri infaz uygulanır.(13-25 Ayetinde ahitlerinden geri dönenlerin cezasının lanet olduğu söylenmektedir. Lanet dışlama demektedir.) Bölge vakıflarının işletmesinde hizmet görebilir ve buna mukabil karşılık alabilir.(Yetki Kuralı 3c ve vakıf işletmesinde rıza aranmadığı için askeri yönetime benzemektedir. Bu yüzden askerler görev alabilir ve yaptıkları hizmetin de karşılığını alabilirler.)

Bölgede olağanüstü hal

Bir bölgenin merkez ilinde güvenlik sağlanamazsa ülke başkanının muvafakatı alınarak bölge içinde olağanüstü hal ilan edilebilir. Olağanüstü halleri merkez ilin ilçe bucaklarında uygulanır. Taşra il ve bucaklara uygulanamaz.(Çünkü onların kişilikleri vardır ve bağımsızdırlar.) Taşra il ve bucaklara oranın başkanlarının daveti olmadan girilemez. Bölge olağanüstü hal uygulamasında bedeni istihdamlar nöbetten tenzil edilir. Yönetimin verdiği zararlar yönetim tarafından tazmin edilir. Yönetimin sebebiyet vermediği zararları kaseme yoluyla halk öder. Dıştan gelen zararlar, bölge halkı tarafından dayanışma içinde ödenir.(2-72,73 Ayetinde “Siz bir nefsi öldürmüş ve birbirinizin üzerine atmış iseniz” demektedir. Sonra “Allah gizlediklerinizi ihraç edendir” demektedir. Daha sonrasında “Nefsin bir parçasıyla onu darb edin” diyerek gizlenilen şeyi açığa çıkarın demektedir. Bunun için önce toplulukta mağdur olanların itham ettikleri sorguya çekilir. Eğer bulunamazsa diyetini bölüşerek öderler.)

Seferberlik

Herhangi bir dış saldırının belirmesi halinde bölgede yöneticinin talebi ve başkanın izni ile seferberlik hali ilan edilir. Seferberlik halinde taşra dahil tüm bölge içinde olağanüstü hal var demektir.(8-60 Ayetinde savaşa hazırlık anlatılmaktadır. 61-4 Ayetinde tehlike ortak olduğu için birlikte hazırlıklı olmayı ifade ediyor. Yani bitişik, sağlam binalar gibi savaşmayı söylemektedir.) Seferberlik halinde toprak ve taşınmazlar eski hallerini korurlar. Orada nöbet tutanlar seferberlik dolayısıyla bir şey almazlar. Herkes malıyla, canıyla askeri yönetimin emrine girer.(8-60 ayetinde “Gücünüzün yettiği kadar” dediği için bütün imkânlar savunmanın emrine verilir.) Seferberlik bittiğinde herkes koyduğunu alır. Kişiler geçimlerini sağlamış olur. Ücret tahakkuk etmezler.(4-7’deki mufavada şirketi burada kıyasen uygulanır.) Sadece fiilen verilmiş bedeni zararlar tazmin edilir.(2-282 Ayetindeki “Ne katip ne şahit zarara uğratılsın” hükmü burada da uygulanır. Bu da kamu görevidir.) Eksiklik konan mallardan karşılanır. Fazlalığın yarısı nöbetlilerindir.(Şirketi mudarebe) Diğer yarısı da konan mallarındır.

Savaş

Saldırı halinde başkanın onayı alınarak savaş hali ilan edilir.(Savaş Kararı Kuralı 49) Bölgenin toprakları ve diğer değerleri halkındır.(Öncelik Kuralı 17a) Bütün halk bu malları ile savaş ortaklığına iştirak eder.(9-111 Ayetinde savaşın can ve malla yapıldığı söylenmektedir. 8-41 Ayetinden elde edilen ganimetlerin beşte dördünün savaşanlara ait olduğu anlaşılmaktadır.) Ordu ve oradaki bütün halk birlikte savunmaya geçer.(23-96 Ayetinde fenalığı en iyisiyle def etme emri vardır.) Savaş kazanıldıktan sonra tüm iller ve bucaklar yeniden teşkil edilir. Tüm mülkiyetler yeniden kurulur. Tüm değerler sermaye ile emek arasında eşit bölüşülür. Devlet beşte bir payını almaz. Emek payı bölge ordusu ve o bölge halkı arasında bölüştürülür.(8-39 Ayetine göre devlet savunma görevini yapmak zorundadır. Bu nedenle tekrar iç ganimetten pay alamazlar. Bunun dışındaki hükümler dış ganimetlere kıyasla yapılır.) Dışarıdan elde edilen ganimetlerin beşte biri devletin payıdır. Beşte ikisi bölge ordusuna aittir. Geri kalan beşte ikisi bölge dışındaki finansörlere aittir.(8-41 Ayetine göre ganimetlerin beşte biri devlete aittir. Kalan beşte dört de 9-111 ayetine göre ikiye bölünür. Emeğin payı beşte iki, sermayenin payı da beşte iki olur.) Sınır çatışmaları savaş değildir.(Savaş Kararı Kuralı 49, savaş kararı başkan ve hakemler tarafından alınmadığı için savaş değildir.)

Savaşın meşruluğu

Bir ülkeye mal ve kişi giriş ve çıkışları serbestse orası barış ülkesi olup oralarda bu Anayasa hükümleri geçerlidir. Hakemlere gidilir. Çıkış serbest, giriş merkezin iznine tabi ise o ülke terk ülkesidir. Savaşılmaz ama o ülke bu Anayasanın tanıdığı haklardan yararlanamaz. Giriş ve çıkış yasaksa o ülke savaş ülkesidir. Bu Anayasaya tabi ülkelerden biri veya bir kaçı birleşip o ülkeyi işgal edip yağmalayabilir. Saldırıya uğrayan devlet savunma hakkına sahiptir. Saldıran ülkeye saldırabilir ve ülkesini yağmalayabilir. Ancak bu saldırının gerçekten vuku bulduğunun sonra da olsa hakemlerce karara bağlanmış olması şarttır. Hakem kararlarına uymayana karşı da savaş meşrudur. Savaş için ayrıca hakem kararı gerekir.(4-75, 4-97, 8-72 ayetlerinde bu hükümler açıkça ifade edilmiştir. Hakemlik Kuralı 47)

 

Savaş hukuku

Savaşta savaşmayanlar da ölebilir, ancak savaşmayanlar hedef alınmazlar.(Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21)

 

 Savaş bittikten sonra komutan

1- Karşılıksız olarak savaşanları serbest bırakabilir.(47-4 Ayetinde “Esirleri karşılıksız ya da fidye ile salıverebilirsiniz” demektedir.)

2 - Savaş tazminatı alarak serbest bırakabilir.(47-4 Ayetinde “Esirleri karşılıksız ya da fidye ile salıverebilirsiniz“ demektedir.)

3- Halkını haraca bağlayarak topraklarını kendilerine bırakabilir. Onlar bu topraklarda illerini, bucaklarını veya ocaklarını kurabilirler.(9-29 Ayetinde “Elleriyle cizye verinceye kadar savaşın” demektedir.)

4- Toprakları bölüşerek halkı esir edebilir. Esirler savaşanlara köle olarak verilir.(8-67,4-25, 4-92 Ayetlerinde kölelik mevcuttur. Ama kişilikleri vardır.) Bunlar asimile edilir. Vatandaşlık ehliyetini kazandığında vatandaş hale gelir.(24-33 Ayetinde “Hür olmasında hayır olduğunu bilirseniz” demektedir. Hayır demek topluluğa uyum sağlayabilmesi demektir. Bu da topluluğun ferdi olmaktır.) Bunun için sahipleri tarafından azat edilebilir. Vasiyetle azat edilebilir. Hür bir kimsenin annesi haline gelebilir. Çalışarak ödediği bedelle hür hale gelmiş olabilir.  Kamu bütçesinden bunlara pay ayrılır. En çok kimsenin hür olacağı şekilde bölüşülür.(Kölelik Kuralı 51)

5- Savaş içinde suç işleyenlere hakemler kararıyla ceza verilebilir.(2-194 Ayetinde de “Size saldıranlara siz de misliyle saldırın” demektedir. 2-179 Ayetinde “Kısasta sizin için hayat vardır” demektedir.)

Savaşın sonuçları sonra masalarda siviller tarafından tespit edilemez. Barıştan sonra artık kimse savaş suçlusu olarak takip edilemez.(47-4 Ayetinde “harp vizrini bırakıncaya kadar” demektedir. Buna göre harp tamamlandıktan sonra harple ilgili öldürme işi yapılmaz.)

 

Bedellerin miktarı

Bedellilerin bedel miktarını siyasi şuralar orta değer kuralı ile her yıl belirler.(Şuralar Kuralı 42, Vakitlendirme Kuralı 35) O yıl nöbet yaşına erişenler veya oraya katılanlar ömür boyu o miktarı 63 yaşına kadar ödemeye devam ederler.(47-4 Ayetine göre esirlerden fidye alınmaktadır. Fidye değiştirilemez. Buna kıyasen bir kimse için belirlenen cizye ömür boyu o kişi için aynıdır.5-1, 9-29) Ödeyemeyenler zorunlu çalışma ile bedellerini öderler.(Diyet Kuralı 53) Bedelliler her zaman nöbetli hale gelebilir ve kalan bedellerini vermeyip nöbete katılabilirler.(4-94 Ayetinde “Selam verenlere ganimetleri arzu ederek siz mümin değilsiniz deme” diyor. Yani beyan esas kabul ediliyor. Bu nedenle mümin olmak yani nöbetli olmak isteyen kimseye “sen mümin değilsin o yüzden nöbetli olamazsın” denemez. “Müminim” diyorsa mümindir ve nöbetli olabilir.) Nöbetliler ise; ocaktakiler ocaklarını, bucaktakiler bucaklarını, ildekiler illerini, ülkedekiler ülkelerini terk etmedikçe nöbetli iken bedelli olamazlar.(9-1,7, Tevbe suresinin ilk ayetlerinde Mekke müşriklerinin ahdi naks ettiklerinden dolayı Mekke'den sürülmesi teşri edilmiştir ve me’meneye ulaşıncaya kadar mühlet verilmesi emredilmiştir. 2-100 Ayetine göre iman edenlerden ahdi bozanların ekserisi mümin değildir. İman ahiddir. O halde ahdi yerine getirmeyenler ahdi nebzetmiş olur ve cezası nefydir.) Savaşta bu terk de caiz değildir. Nöbetliler birliklerini değiştirebilirler. Ancak seferberlik veya savaş hallerinde bu değiştirme caiz değildir.(Tamamlama Kuralı 39)

 

Madde-13b) Genel hükümler

Bedelliler

Ocak, bucak, il ve ülkede nöbet hizmetlerine katılmak istemeyen kimseler, bedel vererek nöbet hizmetlerinden muaf olurlar.(İslam (Statü) Kuralı 27) Bedellilerin siyasi yönetime katılma hakları yoktur.(9-29 Ayetinde صَاغِرُونَ dediği için yani küçük oldukları için yönetici olamazlar.) Ocak bedellileri ocak yönetiminde, bucak bedellileri bucak yönetiminde, il bedellileri il yönetimlerinde, ülke bedellileri ülke yönetimlerinde görev alamazlar, seçemezler ve seçilemezler. İlmi, ahlaki ve mesleki faaliyetlere katılabilirler. Kamu görevleri ifa edemezler, genel hizmetleri yapabilirler.(Nöbetleşme Kuralı 44a)

Silah taşıma ve imalı

Kişilere, tek kişinin kullandığı ve tek kişiye etki eden silahları kullanmak serbesttir. Bucaklarda en çok beş kişinin taşıyabileceği ve imha kabiliyeti on dairelik bir apartmanı yıkabilecek kadar olan silahı bulundurmak serbesttir. İller içinde her türlü savunma silahı bulundurulabilir. Uzaktan imha silahları kullanılamaz. Kişileri hedef almamalıdır. Halkı hedef alamaz.(Dokunulmazlık Kuralı 46b, Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21 ) Ülkede her tür silah kullanılabilir. Her kuruluş kullanabildiği silahları kendisi üretebilir. Kimyasal, biyolojik, atom ve tahrip edici silahların sınırlandırılması ve kontrolü siyasi şuralara aittir.(Kıyam Kuralı 5b) Ancak ürettiği silahı silah vakfına satmalıdır.(Kıyam Kuralı 5) Her ülkede on civarında ordu bulunur.(Kamil Sayılar Kuralı 24) İnsanlık silah vakfı, silahları dengeli olarak ordulara satmak zorundadır.(Bölüşme Kuralı 16a) Bir ordunun bulundurabileceği bir silahın miktarı, insanlık siyasi şurasınca belirlenir.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2a) Bir ordunun yeni bulduğu ve kendi imal ettiği silah bu kaydın dışındadır.(23-61 Ayetinde de yarışma ve öne geçme birlikte zikredilmiştir. Buradan uygarlaşmanın engellenmemesini anlıyoruz.) Silah halk tarafından imal edilir hale gelince ordu silahını bu vakıftan almak zorundadır. Silahların balistik özellikleri ile kayıtlı olması gerekir.(23-96 Ayetinde “Kötülüğü iyilikle sav” demektedir. Buradan silah kaydıyla silahın gayri meşru kullanımının önüne geçilmiş olur.)

Kadınların siyasi hakları

Kadınlar kendilerine erkeklerden birini koruma olarak seçerler, her zaman bunu değiştirebilirler.(2-237 Ayetine göre kendileri veya nikah akdi elinde olan erkekten bahsetmektedir. O halde kendisinden başka ona koruyuculuk yapan bir erkekten bahsetmiş oluyor. 4-34 Ayetinde “Nüşüzlerinden korkarsanız vaaz ediniz” deniyor. Burada topluluğun korkması ancak hakemler kararıyla olur. Bu yaptırımın uygulanabilmesi için hakemler kararı gerek. Buradaki ceza cümlesinde darp kelimesi geçmektedir. Darp celd’den farklıdır. Bu ceza değil, te'dib darbıdır. Hakemler kararıyla nikahın uktesi elinde olan kimseye darp yetkisi verilebilir. Erkeklerin biatta komutanlarını seçme hakkı olduğu gibi kadınların da kıyasen velilerini yani korumalarını seçme hakkı olmalıdır.  Kadınlara kavvam olanlar kocaları değil, erkeklerdir.  Nikah ukdesi elinde olan kendilerinin seçtiği erkeklerdir. Ayetin devamında “İtaat ederlerse onlara bir yol yoktur” denmektedir. Yani hakemler kararıyla verilen kısıtlamalar hakemler kararıyla kaldırılır. Bundan sonra gelen ayette hakemlik müessesesi anlatılmaktadır.) Seçtikleri korumaları nöbetli ise onlar da nöbetli olup siyasi haklara sahip olurlar, seçtikleri koruma bedelli ise onlar da bedelli olurlar.(Biat Kuralı 33a) Nöbetli kadınlar siyasi haklardan yararlanırlar,(60-12 Ayetinde mümin kadınların biatından bahsetmektedir. Kadınlar da mümin olduklarına göre mümin erkeklerin sahip olduğu haklara da sahiptirler.) görevleri yapabilirler, yapmakla yükümlü değildirler.(Ailede İşbölümü Kuralı 45) Zorunlu görevlilere üst olamazlar. Birliğe katılınca rütbe alırlar. Rütbenin altında rütbeli olanlar, onlara üst olamazlar. (Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2a,  kamu görevini yapmakla yükümlü olmadıklarından sorumlu olmazlar. Sorumlu olmadıklarına göre yetkileri de yoktur. Bu yüzden sorumlu olanlara da üst olamazlar.)

Orduda sorumluluk

Orduda bir kimsenin yaptığı bir fiili tüm ordu yapmış sayılır, ordudan birine yapılmış fiil de tüm orduya yapılmış olur.(9-36 Ayetinde “Sizinle savaşanlarla siz de topluca savaşın” demektedir. Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2a) Mahkemede ordu davalı ve davacı olur. Ordu içi işlerde ordu kendi düzenini kendisi kurar. Hukuk yasaları geçerli değildir.(Savaş Düzeninin Tanımı Kuralı 21)

Tedhiş (terör)

Tedhiş, bir kişinin veya teşkilatın, devlet organının veya devletin; hasmı olarak kabul ettiği kişi, teşkilat, devlet veya organa karşı değil de bunların dışındaki kimselere kanlı saldırıda bulunarak insanlık düzenini hedef almasıdır.(2-191 Ayetinde “Fitne katlden daha şiddetlidir” demekle terörün savaştan kötü olduğunu anlatmaktadır.)

Tedhişin önlenmesi kasame yoluyla olur. Kasame mağdur olanların belirleyeceği kimselerin duruşmalı soruşturması ile suçluların belirlenmesidir. Bir soruşturmacının(şahidin) fiili işlediğine dair şahadeti ile hafif tazminata, iki soruşturmacının fiili işlediğine dair şahadeti ile ağır tazminata, dört soruşturmacının fiili işlediğine dair şahadeti ile kısasa mahkum edilirler. Dört soruşturmacının şahadeti varsa aksi iki soruşturmacının şahadeti, iki soruşturmacının şahadeti varsa aksi bir soruşturmacının şahadeti geçersizdir.(11-3 Ayetinde “Her fazilet sahibine fazlını verir”  demektedir. Bu dereceler de Kuran'da sabittir. 10-36 Ayetine göre zan haktan olan bir şeye bir şey katamaz. Zan ancak hak yokken tek başına bir delildir. Buna göre dört şahit varsa aksi iki şahit geçersiz olur.)

Tedhişlerinden kuşkulanılan kimseler bucak başkanları tarafından bucaklarından sürülürler.(48-10 Ayetine göre biat etme müfaale babıyla gelmektedir. Müşareket içindir. Biat eden ve edilenin kabulüyle gerçekleşir. Bu nedenle karşılıklı rıza ile olur. Ayrıca başkanın sürdürme yetkisi vardır. Hicret Kuralı 32) Hiçbir bucağın kabul etmediği kimselere özel bucak kurulur ve ömürlerini orada geçirirler.(5-33 ayetinde suç işleyen kişilerin yerlerinden sürülmesi söylenmektedir. Bu nedenle suç işleyen, sürgün bucaklarına gönderilir ve çalıştırılarak diyeti ödetilir. Sürgün bucaklarında askeri düzen uygulanır.)

Dehşeti destekleme

Bir bucak, il veya ülke tedhişi desteklediği hakem kararları ile sabit olursa o bucak, il veya ülkeden de kasameden başka ek olarak tazminat istenebilir.(49-11 Ayetinde ve başka ayetlerde kavmin kişiliği olduğuna iktizanın delaletiyle delalet etmektedir. Suçun faili bulunamadığı taktirde kasameye gidilmektedir. Kasame sonunda fiilin mübaşiri bulunamadığından hakemler kararıyla müsebbib olduğu sabit olana gidilmesi gerekir.) Barış zamanında başka ülkede isyan, silah veya maddi imkanla faaliyette bulunmak dehşeti desteklemek anlamına gelir. Bütün bunların hakemlerden oluşan yargı kararları ile belirlenmesi gerekir.(Sebebiyet vermiş olur. 4-59 Ayetinde her nizanın Allah ve resule götürülmesi söyleniyor. “Resulüne” demiyor. “Resulüne” dese hakem kararı gerekli olacak. Burada evleviyetin delaletiyle başkan kararı bile yeterli ise hakem kararı öncelikli olarak yeterlidir. “Allah ve Resul” demiş olmasıyla başkanın hakem kararı olmaksızın savaşa karar verebileceği manası çıkar.) Hakem kararlarına uymayanlara karşı savaş meşrudur.(Savaş Kararı Kuralı 49)

 

 


ADİL DÜZEN'E GÖRE İNSANLIK ANAYASASI-K
1-İÇİNDEKİLER
2537 Okunma
2-TAKDİM
2829 Okunma
3-ANAYASA'YA BAŞLARKEN
2170 Okunma
4-KAMU GÖREVLERİ
2553 Okunma
5-GENEL HİZMET
2424 Okunma
6-İNSANLIK
2104 Okunma
7-BÖLÜŞME
2148 Okunma
8-DAYANIŞMA
2088 Okunma
9-İNSAN
1819 Okunma
10-YERYÜZÜ
1984 Okunma
11-ŞÛRALAR
2091 Okunma
12-İŞLETMELER
1958 Okunma
13-BİRLİK
1917 Okunma
14-GÖREV
1913 Okunma
15-YETKİ
1887 Okunma
16-SORUMLULUK
1953 Okunma
17-HAKLAR
2035 Okunma
18-BÜTÇE
1805 Okunma
19-YAŞAMA
1891 Okunma
20-MEVZUAT
1936 Okunma
21-ÇALIŞMA
2381 Okunma
22-PAYLAŞMA
1963 Okunma
23-VERGİ
1901 Okunma
24-ANAYASA GENEL KURALLAR
2196 Okunma
25-KAMİL SAYILAR KURALI
3173 Okunma
26-ŞURALAR KURALI
2081 Okunma
27-SENETLER KURALI
2462 Okunma

© 2024 - Akevler