ID. GENEL HİZMET
Madde-5a) Rekabetin sağlanamadığı işlerde işler, genel hizmet yoluyla görülür.
(9-60 Ayetinde kamu gelirlerinin dağıtılmasında üç grup tanımlanmaktadır. لِ harf-i ceriyle tanımlanan ilk grup sadakanın doğrudan verileceği kimselerdir. Diğer iki grup فِي harf-i ceriyle tanımlanmaktadır. Burada tanımlananlara doğrudan verilmez. Üçüncü grup olarak anlatılan سَبِيلِ اللَّهِ ve ابْنِ السَّبِيلِ genel hizmetin vakfı ve genel hizmette çalışan amiller dışındaki diğer kimselerdir. 4-29 Ayetinde ticaret, aslında malları aranızda batıl olarak yeme şeklinde tanımlanmıştır. Ama rıza ile yapılması şartıyla helal edilmiştir. Rekabetin sağlanamadığı durumlarda tekel meydana gelerek denge bozulur ve ticaret rızasız hale gelir. Bu durumda sebillillah yani vakıf devreye girer ve bu işleri genel hizmet yoluyla yapar. 55-9 Ayetinde dengenin bozulmaması gerektiği anlatılmakta. Tekel, dengenin bozulduğu bir durumdur. Bu nedenle tekeli önleme tedbirleri alınmalıdır.)
Hukuk düzeni mevzuata göre kişilerin kendi çıkarları doğrultusunda serbest rekabet içinde gerçekleşir.(17-7 Ayetinde “İhsan ettiğinizde kendinize ihsan etmiş olursunuz” denerek insanların iyilikleri kendi çıkarları için yapacakları anlatılmaktadır. Kötülük edince de kendine kötülük etmiş olur denerek de kötülüğün sonucunun kötülüğü yapan kimseye ileride zarar vereceği, iyilik yapanın da ileride kendisine fayda vereceği anlatılmaktadır.) Serbest rekabetin tekele dönüşmesi hukuk düzeni içinde önlenir.(59-7 Ayetinde feyin dağılımı anlatılmakta ve bunun sebebinin de دُولَةً’in yani ekonomik döngünün yalnızca zenginler arasında olmaması gerektiği anlatılmaktadır. Böylece bu ayet tekeli önleme mekanizmasını anlatmaktadır. Buna kıyasen serbest rekabetin tekele dönüşmesinin önlenmesinin gerektiğine de delil olmaktadır.) Bir işte tekelleşme hukuk düzeni içinde önlenemiyorsa, vakıf kuruluşlar içinde serbest rekabet gerçekleştirilir ve hizmet karşılıksız verilerek tekel önlenir.(9-60 Ayetinde kamu gelirlerinin dağıtılmasında üç grup tanımlanmaktadır. لِ harf-i ceriyle tanımlanan ilk grup sadakanın doğrudan verileceği kimselerdir. Diğer iki grup فِي harf-i ceriyle tanımlanmaktadır. Burada tanımlananlara doğrudan verilmez. Üçüncü grup olarak anlatılan سَبِيلِ اللَّهِ ve ابْنِ السَّبِيلِ genel hizmetin vakfı ve genel hizmette çalışan amiller dışındaki diğer kimselerdir. 4-29 Ayetinde ticaret, aslında malları aranızda batıl olarak yeme şeklinde tanımlanmıştır. Ama rıza ile yapılması şartıyla helal edilmiştir. Rekabetin sağlanamadığı durumlarda tekel meydana gelerek denge bozulur ve ticaret rızasız hale gelir. Bu durumda sebillillah yani vakıf devreye girer ve bu işleri genel hizmet yoluyla yapar. 55-9 Ayetinde dengenin bozulmaması gerektiği anlatılmakta. Tekel, dengenin bozulduğu bir durumdur. Bu nedenle tekeli önleme tedbirleri alınmalıdır.)
Vakıf kuruluşlarda kararları, uygulayıcılar değil konan mevzuat almış olur.(9-60 Ayetinde فِي سَبِيلِ اللَّهِ denerek Allahın yolu denmiş olmakta yani topluluğun tasarrufunda olduğu belirtilmiş olmaktadır. 59-7 Ayetinde fey dağıtımında لِلَّهِ ve لِلرَّسُولِ denmektedir. لِلَّهِ dendiği yerlerde dağıtımın kuralı mevzuatladır. لِلرَّسُولِ dendiği yerlerde yöneticilerin tasarrufundadır.) Hizmetlilere ehliyeti kamu verir.(4-58) Ayetinde “Emanetleri ehline verin” demekte, emanetler kurallı dişil çoğul olarak gelmektedir. Bu nedenle emanetler bir sistemdir ve kamu görevini ifade eder. Arkasından hakemlik müessesesini anlatmaktadır. O da genel hizmetin bir örneğidir. Bu ayette “Allah size emrediyor” diyerek ehliyetin topluluk yani kamu tarafından verileceğini bildirmektedir.) Ücretlerini kamu öder.(2-282 Ayetinde ”Şahit ve kâtip zarara uğratılmasın” denmekte, nehiy meçhul olarak gelmekle zarara uğratan kimsenin belirsizliği sağlanmaktadır. Siz zarar vermeyin veya taraflar zarar vermesin dememektedir. Bu nedenle buradaki zarar vermeme ücretin ödenmesidir. Kim görev vermişse ücreti o öder. Bu da kamudur.) Hizmet şekillerini kamu belirler.(2-282 Ayetinde borçlanma muhasebesinin tutuluş şekli anlatılmaktadır. Bu anlatıldıktan sonra da kâtip ve şahidin ücretinin ödenmesi istenmektedir. Bu kural kıyas yoluyla bütün genel hizmetlere ve kamu görevlerine şamildir.) Halk kendi hizmetlisini kendisi seçer ve kendisine hizmet vereni her zaman değiştirebilir.(5-7 Ayetinde Allah ile misakın karşılıklı anlaşmayla olduğunu söylemektedir. Allah’la anlaşmak toplulukla anlaşmaktır. Buna kıyasen herkes kendi hizmetlisini seçer.) Hizmetlilere ücret, yaptıkları işe göre değil, yüklendikleri sorumluluğa göre verilir. Bu, hizmette serbest rekabeti sağlar.(2-286 Ayetinde Allah’ın hiçbir kimseye taşıyabildiği yük dışında sorumluluk yüklemediği bildirilmektedir. Bu ayet mükellefiyetin yani sorumluluğun esas olduğunu göstermektedir. 55-9’da “Dengeyi bozmayın” denmektedir. Eğer genel hizmetliye sorumluluğuyla orantılı değil de yaptığı iş başına ücret ödenirse genel hizmetli işleri iyi yaparsa az para kazanır, kötü yaparsa çok para kazanır.)
Hizmet görevlileri ilçelerde bulunur.(55-33 Ayetinde insan ve cin topluluklarına seslenirken kullanılan مَعْشَرَ kelimesi on anlamındaki aşere kökünden gelmektedir. Bu da toplulukların teşkilatlanmasının onlu sisteme göre olacağının delilidir. Bununla uyumlu olarak 28-12 ayetinde ehli beyt, 2-58 ayetinde karye, 25-49 ayetinde belde, 28-15 ayetinde Medine, 2-61 ayetinde mısr yer olarak geçmektedir. 26-214 ayetinde aşiret, 49-13 ayetinde kabile ve şaab, 10-74 ayetinde kavm ve 2-44 ayetinde nass ümmet olarak geçmektedir. Hizmetler karye gibi yerlerde yapılmaktadır. Diğer taraftan 4-58 ayetinde geçen “Emanetleri ehline verin” emrine göre rasihler mısırda, fakihler medinede, 16-43 ayetinde “Ehli zikre sor” denmektedir, onlar da beldelerde görev yapacaklardır.) Semtlerde temsilcileri vardır.(16-43 ayetine göre ehli zikre soracak olan bir hizmetli olacaktır. Bu da ehle zikirden sonraki amildir. Onlar da sıraya uygun olarak semtlerde bulunur.) Bölge merkezlerinde ihtisas yapmış danışmanları vardır. (Ehle-zikr, zikr ehlidir fakat fıkıh etmez. Fakihlere ihtiyacı vardır. Fakihler de sıraya uygun olarak bölge merkezlerinde bulunur.) Danışmanın kıta merkezlerinde araştırmacısı vardır.(Sıraya uygun olarak fakihin üstünde Rasih vardır ve Rasih de yine sıraya uygun olarak kıta merkezinde bulunur.) Halk ilçedeki görevlilerin talimatı ile semtlerdeki temsilcilerden hizmet alır.(16- 43 ayetine uygun olarak semtteki temsilci yani amil, ilçedeki ehli-zikre sorarak halka hizmet verecektir.) Hizmet halkın ayağına götürülür. Gerekirse görevli, danışman ve araştırmacı semte veya bucak merkezine gelerek sorunu çözümler. Sorunun çözümlenmesi için araçlara ihtiyaç varsa ve o araç taşınamıyorsa o zaman kişi merkeze götürülür.(4-5 Ayetinde “Allah’ın sizi kıyam kıldığı malları” denmektedir. 4-34 Ayetinde ise “Erkekler kadınların kayyumudur” denmektedir. 4-135 Ayetinde kıstla kayyumlar olarak genel hizmetin Kuran’daki karşılığını kıyam kelimesi olarak göstermektedir. 3-104 Ayetinde marufu emreden, münkeri nehyeden bir grubun olması emredilmektedir. Emir Allah’a ait olduğundan dolayı kamu görevini ifade eder. 6-165 Ayeti gereği kamu görevinin ise Kuran’daki karşılığı hilafettir. Kıyam yani genel hizmet bu ayetlerden anlaşıldığı gibi yerinde yapılır.)
Bir hizmet merkezinde hizmetlileri hizmet sorumluları koordine eder.(25-35 Ayetinde Harun’un Musa’nın veziri olduğu anlatılmaktadır. Bu da başkanların bir yardımcısının olacağının delilidir. 18-28 ayetinde başkanın şurası dışındaki kimselerle ilgilenmemesi emredilmektedir. Bu da başkanın doğrudan şura dışındaki kimselere görev veremeyeceğinin delilidir. Merkezde (bucak, il, ülke, insanlık) sorumlu kimseler, vezirler yani bakanlar olmalıdır. Bu nedenle hizmet merkezlerinde(semt, ilçe, bölge, kıta) bu bakanların birer temsilcisi bulunmalıdır.) Vakıflar, hizmet sorumluları tarafından işletilir ve hizmetlilere paylaştırılır.(Vakıflar, Allah’a yani kamuya ait olduğu için bölüştürülmesi de kamuya aittir. Bu da onun temsilcisi olan hizmet sorumlusu tarafından yapılır.) Talimatlar, kıta merkezlerinde araştırmacılar tarafından hazırlanır. Bölgelerde danışmanlar tarafından projelendirilir. İlçelerde uygulanır. Temsilciler gözetleme yaparlar. Uygulayan halktır.(2-282 Ayetinde borçlanmayı bir kâtibin بِالْعَدْلِ (adaletle) yazması emredilmekte, ayetin devamında başka bir kâtibin Allah’ın yani topluluğun öğrettiği gibi yazması emredilmekte ayetin baş tarafında yazın diye çoğul emir gelmektedir, buna göre yazılan en az üç olmalıdır. Rasih kıta merkezinde içtihat yapan, fakih bölge merkezinde proje üreten, ehli-zikir ise ilçede uygulatandır. Ehli-zikrin semtlerdeki temsilcileri olan amiller gözetlerler. Halk da uygular.)
Semtlerde küçük işletmelerin genel hizmetlerini temsilciler, ilçe merkez bucaklarında orta işletmelerin genel hizmetlerini görevliler, bölge merkez illerinde büyük işletmelerin genel hizmetlerini danışmanlar, kıta merkezlerinde üstün işletmelerin genel hizmetlerini araştırmacılar yaparlar.(11-3 Ayetinde “Her fazlalık sahibine Allah (yani topluluk) fazlalığını verir” demektedir. Bu da büyük olanların daha fazla pay sahibi olacağının göstergesidir. Bu nedenle işletmeler de bulundukları yerin büyüklüklerine göre değişik büyüklüktedir. Büyüklüklerine göre de genel hizmetlerini daha üst olanlar verirler.)
Madde-5b) Kamu ve genel hizmetler
Genel hizmet hizmetlileri aynı zamanda konuları olan işlerin kamu görevi görevlileridir. Kamu görevlerinde son söz görevliye aittir.(4-59 Ayetinde emir sahiplerine itaat emredilmektedir. Bunlar kamu görevlileridir. Bir de katip, şehit, hakem gibi sıygalarla getirilenler ise genel hizmetlilerdir. Emir sahiplerine itaat etme gereğince kamu görevlerinde son söz görevlinindir.) Genel hizmetlerde son söz hizmet verilen kimselere aittir.(2-282 Ayetinde borçlanma kaydını tutan muhasiplerden bahsetmektedir. Bu muhasipler genel hizmetlidir. Mal ile ilgili borçlanmalar rızayı gerektirir. 4-29 Ayetinde ticaretin rızayla olması bunun delilidir. Buna kıyasen bütün genel hizmetler hizmet alanın ve verenin karşılıklı rızasıyla gerçekleşir.) Yirmi beş çeşit kamu ve genel hizmet vardır. (51-49 Ayetinde “Her şeyden iki zevc yarattık” demektedir. Zevc çift olduğundan dolayı her şeyden dört şey yaratılmıştır. 77-1,5 Ayetlerinde beş tane kurallı dişil çoğul gelmektedir. Bunlar الْمُرْسَلَاتِ, الْعَاصِفَاتِ, النَّاشِرَاتِ, الْفَارِقَاتِ ve الْمُلْقِيَاتِ’tır. Kurallı dişil çoğul en az dörttür. Bu yüzden bu beşli grup yirmi eder. Bunlardan mürselatın ism-i faili olan الْمُرْسِلَ, mülkiyatın ism-i mefulu olan الْمُلْقَى, عُرْفًا ve ذِكْرًا de dört eder. Bunların toplamı 24 eder. Bir de kendisini alırsak 25 eder.)
Gizli olmayan genel hizmete ait tüm bilgiler kamu görevli nöbetli birliklerine karşılıksız verilir.(4-83 Ayetinde herkesin bilgilerini emir sahiplerine ulaştırmaları gerektiği bildirilmektedir. Delaletin delaletiyle de genel hizmet görevlilerinin de bilgileri vermesi gerekmektedir.) Genel hizmetlilerin kamu görevlerindeki nöbetlerini kendi hizmetlerinde yapmaları esastır.(4-58 Ayetinde emanetin ehline verilmesi söylenmektedir. Genel hizmetliler zaten kendi alanlarında ehildirler. Bu nedenle kendi alanlarında kamu görevleri genel hizmetliler tarafından yapılır.)
(6-120 Ayetinde Zahir ve batın, 59-22 ayetinde Gayp ve şehadet, 2-274 ayetinde sır ve aleni ayrıca 7-205 ayetinde hife ve cehr olarak alınır.
(Dayanışma ortaklıklarının sorumluları 9-31 ayetinde Ahbar ve Ruhban, 5-82 ayetinde Gıssis, 5-63 ayetinde Rabban olarak geçmektedir. Bunların toplanma yerleri Sevami, Biye, Selavat ve Mesacid olarak 22-40 ayetinde geçmektedir. Dayanışma ortaklıklarıyla ilişkili olan dayanışmalar 5-48 ayetinde Şir’a ve Minhac, 22-34 ayetinde Mensek, 2-148 ayetinde Viche olarak geçmektedir.)
I 0- Ocak(aşiret), bucak(kabile), il(şa’ab), ülke(kavim) ve insanlık(nâs) başkanları(imam) ile aile(ehli beyt), semt(ehli karye), ilçe(belde), bölge(Medine) ve kıta merkezlerinin(mısr) yöneticileri kamu görevlerini(hilafet) yüklenmişlerdir(Tahmil). Bucak, il, ülke ve insanlıkta 25 kamu görevi için; başkandan (imam) başka bir başbakan(vezir), dört başbakan yardımcısı(seyyid) ve yirmi bakan(vezir) vardır. Semt, ilçe, bölge ve kıta merkezlerinde 24 genel hizmetin sorumlusu(kaaim) vardır. Buradaki yöneticiler(emir), merkezdeki(ümmül-kura) başkanları temsil ederler(imama hilafet), bu yönleri ile kamu görevlisidirler(hilafet). Ayrıca buralarda başbakan karşılığı bir de baş sorumlu vardır ve genel hizmetlidir(kıyam). Ayrıca bunlar başka çevrelerin siyasi dayanışma sorumlularıdır.(3-103 Ayetinde “Allah’ın ipine topluca sarılın, ayrılmayın” denmektedir. Buna göre bir topluluk içerisinde savunma birlikte yapılacaktır. Siyasi dayanışma ortaklığı savunmayla ilgilidir. Herkes kendi bölgesinde savunma yaparsa bu ayete uymamış olur. Bu nedenle siyasi dayanışma sorumlusu, başka yerlerdeki halkların siyasi dayanışma sorumlusudur.) Başkanların mal varlıkları ile bucakların mal varlıkları mufavada şirketi hükümleri içinde birleşmiştir. Başkanlıkları sırasındaki kazançları mirasçılarına değil, haleflerine geçer.(8-41, Ayetinde ganimetlerden resul için bir pay söylemektedir. 9-60’da ise sadakanın dağıtılmasını anlatmaktadır. Resul yani başkan bu nedenle mal sahibi olamamaktadır. 4-7 Ayetinde ise mirastan nasibi olanlar anlatılırken rical yani adamlar için “Anne babasından ve akrabalarının terk ettiklerinden bir pay” denmekte aynısı nisa yani kadınlar için de söylenmektedir. Burada الذَّكَرَ ve الْأُنْثَى kelimeleri kullanılmayarak buradaki pay sahiplerinin erişkin erkek ve kadınlar oldukları söylenmektedir. Bir de nasip kelimesi hem adamlar hem de kadınlar için nekre olarak tekrarlanmaktadır. Eğer bu paylar iki paydan ibaret olsaydı ilk paydan sonra kalan belli olacağından dolayı ikinci nasip kelimesi marife gelmeliydi. Buradan bir tür payın daha olduğu anlaşılmaktadır. Bu terk edilenlerin şirketle ilgili olduğunu rical ve nisa kelimelerinden anlıyoruz. Bu nedenle üçüncü tür pay da şirkete ortak olan kimselerin paylarıdır. Başkan da mal sahibi olamadığı ve aldığı sadakaları da dağıttığından dolayı toplulukla böyle bir ortaklık yapar. Bu ortaklığa şirket-i mufavada denir. Başkan seçildiği zaman mal varlığı dondurulur. Resul payı olarak bahsedilen, hükümete ait paydan istediği gibi tasarrufta bulunur. Başkanlığı bitince kalan mallar yeni başkana miras olarak kalır.)
II 1- Herkes için bir dosya tutulur.(2-282 Ayetinin başında deyn müfret, borçlanma çoğul olduğu için borçlanma topluluğun kefaleti iledir. 53-45,46 Ayetlerinde erkek ve kadın cinsinin nutfeden yaratıldığı söylenmektedir. Bu da şahsiyetin döllenmeyle başladığını gösterir. Bu nedenle şahsiyeti olan herkesin kaydı tutulur.) Bu dosya kişinin kendisine açıktır.(49-6 Ayetinde bir fasık tarafından getirilen haberin önce tebeyyün edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Biri hakkında bir suçlama yapılırsa onun da tebeyyün edilmesi gerekir. Tebeyyün edilmesinin ilk şartı da suçlanan kişiye sorulmasıdır. Bu nedenle her hangi bir kişinin kendisinden gizli dosya tutulamaz.) Mevzuatta belirtilen kısım ise herkese açıktır.(49-12 Ayeti casusluğu nehy etmiştir. Bu da özel hukukta asıl olanın gizlilik olduğunu göstermektedir. 2-282 Ayetinde az olsun çok olsun borcun yazılması topluluğa emredilmektedir. Bu açık olan yerler olduğunu da gösterir.) Başkasına gizli olan kısım genel hizmete, herkese açık olan kısım ise askeri düzen haricinde olmak üzere hem kendisine hem de kamu görevine aittir.(2-233 Ayetinde “Hiçbir nefis taşıyabildiğinden fazlasıyla mükellef tutulmaz” denmektedir. Bir kişinin mükellef tutulabilmesi için mükellef tutulduğu şeyi bilmesi gerekir. Kamu görevi de herkese külfet olan bir görevdir. Görevli de içtihatla hareket eder. Bu nedenle bilgilere ihtiyacı vardır. Askeri düzende ise hareketler emir komutayla olduğu için bilgiye ihtiyacı yoktur. Bu nedenle gizli değil açıktır.) Bu dosyalar gizli olup sadece dosya sahiplerinin izniyle başkalarına gösterilebilir. Kamu dosyaları ise açıktır. Kimsenin kendisine gizli dosyası tutulamaz, kayıtlara geçirilemez. Hukuk düzeninde kamunun gizli bir şeyi yoktur. (49-12, 2-233 ayetleri yukarıda açıklandı.)
2- Kişiler ve temsilciler tüm verdiklerini ve aldıklarını muhasibine bildirir, o da alacakları ortak muhasebeye kaydeder. Muhasipler borçluların borçlarını kendilerine bildirirler. İtiraz edilmediği takdirde borç kesinleşir. Bu genel hizmettir.(2-282 Ayetinde ”Az olsun çok olsun yazın” derken bu emir çoğul olduğundan dolayı topluluğa verilmektedir. Bu nedenle kayıtları kişiler değil, toplulukta genel hizmet görevi yapan muhasipler yapacaktır.) Genel muhasebede ise kamunun payı dahil tüm paylaşma hesaplanarak resen muhasebeye işlenir. Bu da kamu hizmetidir.(2-282 Ayetinde yazmanız derken çoğul getirmekte, ikil getirmemektedir. Demek ki borçlu ve alacaklı kâtibi dışında başka bir katip vardır. Bu da kamu adına kayıtları tutan ve kamu payını ayıran ortak muhasebedir.) Bu bilgiler askeri merkezlere de bildirilir.(Ekonomik varlıkların korunması silahlı güçlere aittir. Sağlıklı korumanın yapılabilmesi için bilgi sahibi olunması gerekir.) Muhasebe herkese açıktır.(2-282 Ayeti topluluğa emredildiği için muhasebe herkese açıktır. Şahsın sosyal haklarında asıl olan gizlilikken, şahsın mali haklarında asıl olan açıklıktır.)
3- Tüm taşınır değerlerin yerleriyle, malikleri ve hareketleri tek envanter muhasebesinde tutulur ve bundan hem mali envanter tutulmuş olur, hem işletme ve kişilerin envanterleri tutulmuş olur.(3-14 Ayetinden مَتَاعُ kelimesinin taşınırlara ait olduğu anlaşılmaktadır. 2-36 Ayetinde “Yerde sizin için meta ve mustakar vardır” demektedir. مُسْتَقَرٌّ da مَتَاعٌ da yerin cüzüdür. مُسْتَقَرٌّ kalınacak yer anlamında ismi mekândır. مَتَاعٌ ise 3-14 ayetindeki taşınır mallardır. حُبُّ الشَّهَوَاتِ arzın cüz’ü değildir, hissidir metanın içinde değildir. 2-36’da لَكُمْ denmektedir. لَكُمْ‘dekiلِ temlik içindir. Bu nedenle envanter muhasebesinin tutulması gerekir.) Bu yolla kredilendirme politikası ve selem senetlerinin kredilendirilmesi ile her mal için asgari milli istihsal politikası ile milli stok politikası belirlenmiş olur ve bu kamu görevlerindendir.(73-20 Ayetinde Allah’a borç verilme emredilmektedir. Burada Allah topluluktur. Kredilendirme topluluk tarafından yapıldığı için kamu görevidir. Kredilendirmenin sağlanabilmesi için envanter muhasebesinin tutulması gerekir.) Malların korunması (bedelsiz sigortalanması) kamu görevlerindendir.(2-283‘te emanet edilen mallardan bahsedilmektedir. Mallar için emniyet gerektiğinden malların korunması müminlere aittir, bu da kamu görevidir.) İşletme muhasebeleri ise genel hizmetlerdendir.(2-282’de borçlunun imzası istenmektedir. Bu da özel hukukla ilgili olduğu için genel hizmetlerdendir.)
4- Tüm tapu işlemleri ile taşınmazların bakım ve tamirleri, gelir ve giderleri tek kayıt yerinde tutulur.(2-36 Ayetinde مَتَاعٌ ve مُسْتَقَرٌّ ’dan bahsetmektedir. مَتَاعٌ taşınırken مُسْتَقَرٌّ taşınmazlardandır. 2-223 Ayetinde kadınların tarla olduğu söylenmektedir. Tarla taşınmazların en tipik örneğidir. Bir kadının aynı anda tek kocası olabildiğinden tarlanın da aynı anda tek işletmecisi olur. Yine pek çok ayette emekle üretilen meskenlerin ve evlerin izafet ile sahipliği bildirilmektedir. Bunlar da mustagardırlar. Yani taşınmazlardır. Bu nedenle taşınırlardan ayrı olarak kayıt tutulur.) Her bölmenin bir tapu kaydı vardır.(13-4 Ayetinde مُتَجَاوِرَاتٌ parçalardan söz etmektedir. Bunun yerde bulunduğu söylenmekte, arkasından gelen bahçeler ona atfedildiğinden dolayı ekili alan olmadığı anlaşılmaktadır. Hem ekili olan hem de ekili olmayan bu parseller müstagardır. Parseller مُتَجَاوِرَاتٌ olmak zorundadır. Ekili olmadıkları için kent parselleridir. Aralarında boşluk yoktur. Her bir parselden ve ekili alandan ayrı ayrı bahsedildiği için ayrı ayrı kaydı tutulur.) Kayıtlardan herkes yararlanır.(Mustagarlar ekonomiyle ilgili olduğu için herkes faydalanır.) Proje ve haritaların yapılması kamu görevlerindendir.(Kuran’da سَبِيلِ اللَّهِ şeklinde Allah’ın yolu denmektedir. Yol Allah’a yani kamuya aittir. Bütün alt yapının yapılması da buna kıyasen kamuya aittir. Üst yapının projelenmesi de kamuya aittir.) Bakım ve tamir işleri ise genel hizmetlerdendir.(Alt yapıdan hem kamu hem de bireysel yararlanma vardır. Bu tür yararlanmaların hizmeti genel hizmetle ilgilidir.)
III 5- İlmi eğitim serbesttir.(İslam düzeninde aleyhte haklar sayılmıştır. Her şey 2-29 ayetine göre lehte haktır. Topluluğa zarar vermeyen her şey serbesttir. 7-157 Ayetinde peygamberin marufu emredip münkeri nehyedeceği, tayyibatı helal, habisleri de haram edeceği söylenmektedir. Buradan yasakların, maruf ve münkerin icmayla sabit olduğu, mükafat ve cezalarının hakemlerce verildiği anlaşılmakta, tayyibat ve habislerin illetlerle belirlendiği ve cezalarının ahrette verileceği anlaşılmaktadır.) Halkın eğitilmesi genel hizmetlerdendir. İmtihanları yapıp teminatlı ehliyet tevcihi kamu görevlerindendir.(16-43’te “Ehli zikre sorun” denilmektedir. أَهْلَ الذِّكْرِ burada marifedir. Kuran’da tarif edilmeyen kavramlar dayanışma ortaklıkları tarafından belirlenir. Çünkü iman edenlere hitap etmektedir. Bu da kamu görevidir. Ancak “Sorun” diye topluluğa söylemektedir. Topluluk sormakta serbesttir. Bu da eğitimde serbestliği gösterir ve genel hizmettir.) Ayrıca ilmi şura yasama erkini kullanır.(3-7 Ayetinde müteşabihatın tevilini ancak Allah ve ilimde Rasihlerin yapabilecekleri söylenmektedir. Tevil de hükümleri ortaya çıkarmadır. Yani içtihattır. Rasihler de ilmi şurayı oluşturur. )
6- Dini eğitim ve ayin serbesttir.(İlmi eğitim serbesttir maddesiyle aynıdır.) Dini ayinleri idare, temel ve ahlaki eğitimini veren genel hizmetlerdendir.(Namaz kılma topluluğa emredilmiştir. O halde ayin yaptırmak Müslimlere genel hizmetlerdendir. Müminler için ise kamu görevlerindendir.) Ahlaki tezkiye(temizlemek-sicil) ve teminatlı ehliyet kamu görevlerindendir.(4-1 Ayetinde “Allah sizin üzerinizde ragibtir” derken رَقِيبًا nekre gelmektedir. Buna göre Allah topluluğu ifade etmektedir. رَقِيبًا tezkiye eden olduğu için kamu görevidir.) Ayrıca ahlaki şura yaşama erkini kullanır(Dayanışma ortaklıklarının sorumluları 9-31 ayetinde Ahbar ve Ruhban, 5-82 ayetinde Gıssis, 5-63 ayetinde Rabban olarak geçmektedir. Bunların toplanma yerleri Sevami, Biye, Selavat ve Mesacid olarak 22-40 ayetinde geçmektedir. Dayanışma ortaklıklarıyla ilişkili olan dayanışmalar 5-48 ayetinde Şir’a ve Minhac, 22-34 ayetinde Mensek, 2-148 ayetinde Viche olarak geçmektedir. Ruhban, Minhac ve Salavat Ahlaki dayanışmayla ilgilidir. Ahbar, Şir’a ve Sevami İlmi dayanışma ile ilgilidir. Rabban, Mensek ve Biye Mesleki dayanışmayla ilgilidir. Gıssis, Viche ve Mesacid Siyasi dayanışmayla ilgilidir. )
7- Mesleki eğitim serbesttir.(İlmi eğitim serbesttir maddesiyle aynıdır.) Mesleki eğitim genel hizmetlerdendir.(22-67’de “Her ümmet için onu nesk ettikleri bir mensek tayin ettik” demektedir.مَنْسَكًا kelimesi ismi zaman, ismi mekan ve mimli mastar olabilir. نسك kökünün ilk çıkışı elbisenin yıkanıp temizlenmesidir. Mutat olarak tekrarlanan işlere mensek denmektedir. Bugünkü karşılığı meslektir. İki kelime de Arapça ve akrabadır. Bu ayette “Onu nesk ederler” derken ümmetteki bireyleri göstermektedir ve buradan topluluğa ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle genel hizmettir.) Uygulamaya izin verme genel hizmetlerdendir.(22-67’de “İşte seninle çekişmesinler” demektedir. Bu da işe başlandıktan sonra askeri sistemle işin yapılacağını gösterir. Askeri sistemden farkı istediği zaman bırakabilmesidir.) Pratik imtihanları yaparak teminatlı mesleki ehliyet verme kamu görevlerindendir.(İlmi eğitimle aynıdır. Ona kıyas edilir.) Ayrıca Mesleki Dayanışma Şurası çalışma erkini (yürütme erkini) kullanır.(Zekatı toplama ve bölüştürme siyasi kuruluşların görevidir. Kıyasla kredinin değerlendirilmesi mesleki kuruluşlarınındır. Bu da çalışmayı düzenler.)
8- Askeri birlikleri seçme serbesttir.(48-10,18 ve 60-12 ayetlerinde erkeklerin ve kadınların biat etmeleri anlatılmaktadır. Biat etme müfaale babından gelmektedir. Müşareket vardır. Bu nedenle karşılıklı rızayı gerektirir. Bu da seçme serbestisini getirir.) Baştan bedelli olma da serbesttir.(2-256’da “Dinde (yani düzende) zorlama yoktur” denmektedir. Bu nedenle isteyen herkes bedelli olabilir.) Askeri eğitim genel hizmetlerdendir.(İlmi eğitime kıyasen, ilmi eğitimle aynıdır.) Askeri rütbelerin tevcihi, nöbetlerin tutulması ve güvenliğin sağlanması kamu görevlerindendir.(Mesleki eğitimde bile işler askeri sistemle yürütüldüğüne göre delaletin delaletiyle güvenlik işleri de emir komutayla gerçekleşir. Emir komuta da kamu görevi ile olur.) Ayrıca siyasi şura yönetme erkini kullanır.(2-148 Ayetinde “Her ümmet için yönlendirildiği bir yön vardır” denmektedir. Bu da yönetimle ilgilidir. Buradaki وِجْهَةٌ siyasi dayanışmayla ilgilidir.)
IV 9- Kişilerin zorlamadan uyarılar yapmaları ve bunu yazılı olarak bildirmeleri serbesttir, cevaplamalar da serbesttir. Resmi tebligat genel hizmetlerdendir.(103-3 Ayetinde iman edenlerin hakkı ve sabrı tavsiye ettikleri ve bunların hüsranda olmadıkları söylenmektedir. Bu nedenle insanlara uyarılar yapmak serbest olduğu gibi çoğul olarak ve has ismi mevsulle getirilmesi sebebiyle genel hizmetlerdendir.) Bu tebligata göre hükümler icra edilir.(24-33 Ayetinde kölelerle mukatebe anlaşmasının yapılmasından önce onların bunu talep etmesi gerektiği bildirilmektedir. Buna kıyasen bir hakkın edasının muaccel olması için talep edilmesi gerekmektedir.) Kamu düzenine uymayan kimselere uyarıda bulunmak, gerektiğinde başkanlar tarafından bunların bucaktan sürülmesi kamu görevlerindendir.(18-56 Ayetinde başkanların veya görevlilerin uyarma görevi olduğunu söylemektedir. 5-33’te Allah ve resulüyle harb edenlerin cezalarından bahsederken sürülmeyi söylemektedir. Ancak meçhul fiil olarak getirildiğinden kimin süreceği belirtilmemektedir. 9-111’de ise biat anlaşması müfaale babıyla söylenmektedir. Buna göre anlaşma karşılıklıdır ve taraflardan biri anlaşmayı sona erdirebilir. İsteyen başkanın bucağından ayrılabilir, başkan da istediğini bucaktan uzaklaştırabilir.)
10- Tüm araştırmaların yapılması serbesttir. Araştırmalar genel hizmetlerdendir.(4-94 Ayetinde الَّذِينَ آمَنُوا’ya “Allah yolunda yürürken araştırın” diyor. Topluluğa verilen emir olduğundan bu genel hizmettir. İlmi eğitime kıyasen tüm araştırmalar serbesttir.) Araştırmaların karşılığı kamu bütçesinden karşılanır.(Görev kamuya ait olduğu için masraflar da kamuya aittir.) Araştırma sonuçları kamuya ait olup halk ondan karşılıksız yararlanır. Bu bilgilerden, arşivlerden ve istatistiklerden halk ve kamu birlikte yararlanırlar.(Kamu hizmetinin karşılığı vergiyle ödendiği için, vergiyi de halk verdiği için zaten ücretini ödemiştir.)
11- Kamu ambarları vardır. Halk ürettikleri malları bu ambarlara teslim eder.(15-21 Ayetinde hazinelerin yani depoların Allah’ın indinde olduğu ve buradan bilinen ölçülerle parça parça indirildiği söylenmektedir. Buna kıyasen topluluğun da depoları vardır. Oradan gerektiği yerlere gerektiği kadar mallar çıkarılır.) Karşılığında belge alır ve istediği kimselere istediği bedelle devredebilir.(3-195 Ayetinde Allah’ın hiç kimsenin amelini zayi etmediği söylenmektedir. Ambara mal koyan veya bir yerde bir iş yapana belge verilmezse zayi olma riski yüksektir. Bu nedenle kendisine belge verilir. 2-282 Ayetinde aranızda hazır olan ticarette devretmekten bahsederek işaretin delaletiyle devretme meşrulaştırılmıştır.) Bu ambarlarda halkın ve kamunun malları birlikte bulunur.(15-21 Ayetinin başında hazinesi yani deposu bizim yanımızda olmayan hiç bir şey yoktur demektedir. Buna göre kamu malları da bu her şeyin içerisine dahildir.) Ambarların güvenliğini sağlamak ve malların sigortalanması kamunun görevidir.(4-29 Ayetinde iman edenlere emir verilmektedir. “Malları aranızda batıl olarak yemeyin” denmektedir. İman edenlere seslendiği için malların korunmasını ve davalarının görülmesini topluluk sağlar. Malların batıl olarak yenmemesinin en önemli yöntemi korunmasıdır.) Vergisi ödenen her mal sigortalıdır.(9-103 Ayetinde sadaka iki vasıfla vasıflandırılmaktadır. Bunlardan birisi tedhir etmek, diğeri tezkiye etmektir. Tedhir etmek haramlardan kurtarmak, tezkiye etmek ise artmak anlamındadır. Bu da hakların artışı ile olur. Bu haklar da korunma, sigortalanma, kredi alma gibi haklardır.)
12- Kamu kasaları vardır. Bankaları vardır. Herkes paraları ve senetleri buraya tevdi eder.(73-20 Ayetinde Allah’a güzel borç verme emredilmektedir. Allah’a borç verme, topluluğa borç vermedir. İktizanın delaletiyle bu borcun saklanması ve korunması için bir yere gerek vardır bu da Allah’a verilen borç olduğu için kamu bankaları ve kasalarıdır.) Faizsiz, masrafsız kredileşme gerçekleştirilir.(2-275 Ayetinde faiz haram edildiği için burada da haramdır.) İşletmelerin, halkın ve kamunun kasası tektir. Aynı yerde saklanır. (2-245‘te Allah’a karzı hasen vermeyi anlatmakta, arkasından “Allah kabzeder ve besteder” denmektedir. Bu, paranın ne kadar tutulup, ne kadar salıverileceğini belirleme yetkisinin tek yerde olacağını gösterir. Bu nedenle kasa tektir.) Kişilerin mevduat ve istikrazları (borç alma) genel hizmettir.(Kıyamda yetki hizmet alana ait olduğu için genel hizmettir.) Kredi ve teminat işleri ise kamu görevlerindendir.(Hilafette yetki kamuda olduğu için kamu görevidir.) Faizli işlemleri hukuk korumaz.(Faiz alanın cezası belirtilmediğinden faiz yasak değil, haramdır. 2-278’e göre faiz müessesesini çalıştırmak yasaktır. Faiz alacağını almak için zorlayanlar cezalandırılır. Zorlama olmadan yapılan faizli işlemleri hukuk korumaz. )
V 13- Basılı yayınların dağıtımı kamu görevlerindendir.(Sebilullah sadece yol değildir. İnsanları birbirine bağlayan her türlü araçtır. Bu nedenle basılı yayınların dağıtımı da sebilullahın içindedir. Başkaları dağıtamayacağı için kamu görevidir.) Yazarların ücretleri genel hizmetten verilir.(9-60 ayetindeki yazarlar müellefi gulubtandır. 4-83’te istinbat eden kimseler vardır. Bunlar analiz edebilen kimselerdir. Yazarlar bu gruptandır. Bu nedenle genel hizmetten ücret alırlar. ) Matbaalar ve matbuat halk işletmeleri tarafından işletilir.(Kuran’da alınacak zekât ve kimlere dağıtılacağı yazılmıştır. Kamunun bunun dışında geliri ve harcaması olamaz. Bu nedenle emekle yapılan ve serbest rekabetle dengesi sağlanan işler halk tarafından yapılır. Denge sağlanamıyorsa yine devlet yapmaz vakıf yapar.) Abone sayısı ve yazar sayısı ile orantılı olarak basın işletmelerine krediler verilir.( 2-245 Ayetinde göre karz vermeyi anlatmakta, Allahın kabz ve best edeceğini söylemektedir. Fakat bunun nasıl yapılacağı söylenmemektedir. Böyle söylenmediği durumlarda mekanizma istihzanla belirlenir. Bize göre burada bu nedenle kredinin miktarını belirleyen en adil yöntem abone sayısı ve yazar sayısıdır.) Devlet matbaa ve matbuat işletmelerinden vergi almaz.(6-141’de Allah’ın bahçeleri yarattığından bahsetmekte, arkasından onun hakkını hasat günü verin diyerek verginin hasat üzerinden alınacağı söylenmektedir. 8-41 Ayetinde ganimetlerin 1/5’inin Allah ve resulüne ait olduğu söylenmektedir. Bunlara illet kaynakların sınırlı olmasıdır. Demek ki devlet, kaynakları sınırlı olan üretimlerden vergi alabilir. Matbaada kaynak sınırlı olmadığı için vergi alınmaz.) Buna karşılık beşte bir sayfalarını kendi yazarlarına doldurtur. Bu, kamu hizmetidir. Ayrıca resmi gazete yoktur.(9-103’te mallardan sadaka alınması söylenmektedir. Burada kaynak sınırlı olduğu için vergi alınmaz ama sadaka olarak sayfaların 1/5’i kamu tarafından değerlendirilir.) Dağıtım karşılıksızdır.(Vergi alınmadığı için dağıtım karşılıksızdır.) Yazarlar istedikleri basın organında yazarlar. Okuyucuların tercihleri ile orantılı olarak yazarların payları bölüştürülür.
14- Yayın merkezleri kamuya aittir.(Kural 4) Vakıf olarak işletilir.(Hilafet Kuralı 6) Sanatçıların ücretleri kamu tarafından ödenir.(Kamu Giderleri Kuralı 7) Yayın programlarını özel firmalar hazırlar.(Kural 8) Bir basın organı ile anlaşmak zorundadırlar. Basın organının aldığı kadarı da bunlara verilir.(Yardımlaşma Kuralı 9 gereği basın yayınla, yayın basınla anlaşmazsa hizmet ve görevleri yeteri kadar yapamazlar. Dayanışmak zorundadırlar. Yayının hizmet payı basın olmadan tespit edilemez. Kolaylık Kuralı 10 gereği yayının payını basının payıyla tespit ederiz.) Yayın ve basın genel hizmettir.(Kıyam Kuralı 5) Yayın işletmeleri de vergi ödemezler.(Üründen Vergi Kuralı 11) Yayının beşte biri kamu yayıncıları tarafından doldurulur.(8-41 Ayetinde Allah ve resulünün hakkı 1/5 denerek kamu hakkının 1/5 olduğu söylenmiştir. Bu nedenle yayında da ana ölçü zaman olduğu için yayın zamanının 1/5’i kamunundur.) Yayına dayanışma sorumlularınca izin verilirse sorumluluk dayanışmaya ait olur.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2, Sor Kuralı 1b, Dayanışma Kuralı 13 ) Bu kamu hizmetidir.(Kıyam Kuralı 5) Onaylamadan yayın yapanlar mali teminat gösterirler.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2, Yayın gibi yerlerde dayanışma teminatı, vakıf tesislerinden yararlanmak için şart koşulabilir. Kısıtlamak için maddi rehin de şart koşulabilir.)
15- Yollar kamuya ait olup hiçbir ücret ödemeden seyahat serbesttir.(9-60 Ayetinde kamu gelirlerinin dağıtılmasında üç grup tanımlanmaktadır. لِ harf-i ceriyle tanımlanan ilk grup sadakanın doğrudan verileceği kimselerdir. Diğer iki grup فِي harf-i ceriyle tanımlanmaktadır. Burada tanımlananlara doğrudan verilmez. Üçüncü grup olarak anlatılan سَبِيلِ اللَّهِ ve ابْنِ السَّبِيلِ genel hizmetin vakfı ve genel hizmette çalışan amiller dışındaki diğer kimselerdir. Burada سَبِيلِ اللَّهِ genel hizmet vakfını ifade ettiği gibi gerçek anlamda da Allah’ın yoludur. Çünkü yollar kamuya ait olup vakıftırlar. Bu yollarda çalışanlar da ابْنِ السَّبِيلِ’dir. Bunların payı sadakadan verildiği için yolcular tarafından ücret ödenmez. ) İstasyonlarda tuvalet ve dinlenme yerleri, uzanma yerleri vakfa ait olup ücretsizdir.(8-41’de ganimetlerin 1/5’nin ait olduğu kimseler sayılırken ابْنِ السَّبِيلِ de söylenmiş لِ harf-i ceriyle getirilmiştir. Buradaki harf-i cerin temlik için gelmiş olması sebebiyle yolculara ait olduğunu anlarız. Bu nedenle yolcuların yol içinde kullandıkları bütün alanlar, yiyecek, içecek gibi ihtiyaçlar ücretsizdir.) Araçlar özel işletmelere aittir. Bunların işletilmesinde servisler kamuya aittir.(Kıyam Kuralı 5) Taşımacılıkta vergi alınmaz. Buna karşılık beşte bir taşıma imkânı kamuya aittir.(Kural 14) Araçların bakımları genel hizmet tarafından yapılır.(Kıyam Kuralı 5) Yolların bakımı kamu görevine aittir.(Hilafet Kuralı 6)
16- Haberleşme tesisleri kamuya ait olup vakıftır.(Hilafet Kuralı 6) Herkesin haberleşme hakkı vardır. Yarısı para ile yarısı karşılıksız kullandırılır.(Tüketimde Dayanışma Kuralı 15 ve Bölüşme Kuralı 16a) Beşte bir kullanma imkanı kamuya aittir.(Kural 14)
VI 17- Plan ve projeleri yapmak kamuya ait olup herkes karşılıksız yararlanır. Plan ve projelerin bedelleri kamuca ödenir.(2-20 Ayetinde ve daha birçok ayette Allah’ın herşeye kadir olduğu yazılmaktadır. قَدِيرٌ burada nekre olarak gelmiştir. Bu nedenle buradaki Allah lafzı Allah’ın halifesi olan kamudur.) Projeyi halk sektörleri yapar. Bu sektörlere gerekli bilgiyi genel hizmet verir. Projeleri onaylama işi kamunun görevidir.(Kıyam Kuralı 5) Plan ve projeye göre inşaat serbesttir.(Kıyam Kuralı 5) Boş bulunan veya eksik olan yerlerde ehliyetliler inşaat yapabilirler.(24-29 Ayetinde meskün olmayan evlere girmede günah olmadığı söylenmektedir. Buna kıyasen boş olan arsaya da delaletin delaletiyle inşaat yapılır.) Bir yerden izin ve ruhsata gerek yoktur.(Kural 1) Bilgi vermeleri yeterlidir.(Öncelik Kuralı 17)
18- Yeryüzü insanlığındır. Çalışanlar emekleri karşılığı,(3-195 ayetinde Rabbiniz erkek olsun kadın olsun sizin amelinizi zayi etmez denmektedir. Bu da emeğin karşılığının verileceğinin göstergesidir.) çalışmayanlar yeryüzündeki arazi payları karşılığı yaşarlar.(2-29) Çalışmayanların yaşama payları genel hizmet tarafından karşılanır, çalışamayanların yaşama payları kamu görevi olarak karşılanır(11-6). Asgari ihtiyaçların yarısı karşılıksız, yarısı karşılıklı olarak bölüştürülür.(Bölüşme Kuralı 16a) Karşılıklı olanlar genel hizmetin, karşılıksız olanlar ise kamu görevinin konusudur.(Yetki Kuralı 3 gereği karşılıklı olanda yetki hizmet alandadır. Dolayısıyla genel hizmettir.)
19- Alt yapı, kamu yapıları, tesislerinin bakımı ve inşası kamu görevlerindendir.(Hilafet Kuralı 6) Bunlardan bedelsiz herkes yararlanır.(Kural 18) Özel binalar ile ev cihazları ve tesisatının bakımı genel hizmetlerdendir. İmal ve inşaları halk sektörüne aittir. Araçların parça bedeli mal sahiplerine, işçilik ise genel hizmete aittir. Bunların ücretleri araç satışlarına yüklenir.(Kıyam Kuralı 5)
20- Can ve ırz güvenliği kamu görevidir.(Hilafet Kuralı 6) Mal ve iş güvenliği ise genel hizmetlerdendir.(Kıyam Kuralı 5)
VII 21- Herkesin bir noteri vardır.(2-282’de kâtiplerden bahsetmektedir. Kâtipler nekre olarak gelmektedir. Bu nedenle kâtiplerden birisi noterdir.) Karşılıksız yazılarını saklar. Bu genel hizmettir.(Kıyam Kuralı 5) Kamu mevzuatı da bunlar tarafından korunur. Bu da kamu hizmetidir.(Hilafet Kuralı 6) Mevzuat sözleşmelerden oluşur.(Sor Kuralı 1b) Metinleri bu hizmet hazırlar. Sözleşmeleri yapmak genel hizmet,(Kıyam Kuralı 5) mevzuatı düzenlemek kamu görevidir.(Hilafet Kuralı 6)
22- Standartları hazırlama, ölçüleri kontrol etme kamu görevidir.(Yetki Kuralı 3b gereği standartlar halk tarafından hazırlanır ve masrafları kamu tarafından karşılanır. Böylece standardı hazırlayan kamu adına hazırlar.) Üreticilerin mallarını kontrol etme genel hizmettir.(Yetki Kuralı 3a) Şikâyet üzerine tüketicinin malını kontrol etme kamu görevidir.(Yetki Kuralı 3a) Herkes ürettiği malı kendisinin kontrolörüne kontrol ettirir. Damgalatır. Sorumluluğu biter.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2) Kamu ambarlarına bu mallar girer, kamu da bu mallara ortak olur.(Üründen Vergi Kuralı 11) Üretim kontrolü yapıldığı için mübaya kontrolüne gerek kalmamış olur böylece iki kontrol birleştirilmiş olur.(Kolaylık Kuralı 10)
23- Özel hukuk soruşturmacısı ile kamu hukuk soruşturmacısı birdir. Soruşturma genel hizmettir.(Kural 19) Özel hukukta istişhad genel hizmettir, şahadet ise kamu görevidir. Kamu hukukunda ise hem istişhad hem şahadet kamu görevidir.(2-282 Ayetinde şahitlerin çağrıldıkları zaman şahadetten kaçınmamaları emredilmiştir. Buradaki olay kamu ile ilgilidir. Ayetin devamında şahitlerden küçük büyük ne varsa yazması istenmektedir. Şahitliği kabul ettikten sonra şahit tutanın etkisi kalmaz. Bu nedenle şahadet kamu görevidir. 5-106’da ölüm vakti gelince aranızda şahadet vardır deniyor. Şahit tutun diye emredilmemektedir. Bu özel hukukla ilgilidir. Bu nedenle özel hukukta istişhad genel hizmettir.) Mahkemeler resen soruşturma yapmaz. Soruşturmacının şahitliğini kabul veya reddeder.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2b)
24- Kişilerin hukuk danışmanlığı genel hizmettir.(Sor Kuralı 1b) Bunlara danışarak hareket ederler. Sorumluluktan kurtulurlar.(Sor Kuralı 1b) Hakemlik ise kamu görevidir.(Yetki Kuralı 3b) Tarafların kendi danışmanları dışında seçtiklerinden oluşan hakem kurulunun verdiği karar kesindir.(33-36 ‘da Allah ve resulü karar verdikten sonra başka bir seçenek olmadığı belirtilmiştir.) Hakemlerin ücretleri kamu tarafından verilir.(Kamu Giderleri Kuralı 7)
Neyin kamu hizmeti, neyin genel hizmet olduğuna ilk kararı başkanlar verir. Bu uygulanır, hakemlerin kararı ile kesinleşir.(5-42’de “İster hüküm ver ister yüz çevir” demektedir. Bu da başkanın hakem olacağını gösterir, vazgeçebilme özelliği de kalıcı hakem olmadığını gösterir. Bu özelliği ile geçici hakem konumundadır. Bu nedenle bir genel hizmette de ilk kararı geçici hakem sıfatıyla verir.)