3. YERYÜZÜ
A. MECLİSLER
Madde-10a) Meclisler ilmi danışmanlardan oluşur.
Ocak meclisi ocağın bütün nöbetli kadın ve erkeklerinden oluşur.(4-115 Ayetinde resulün hüdasının dışında müminlerin sebilinden bahsetmektedir. Müminler burada kurallı çoğuldur. O yüzden tüzel kişiliktir. Bir bucaktaki bütün mükelleflerin katıldığı topluluktur. Yani Cuma namazı kılan topluluktur. ‘Ey iman edenler’ hitabı bu topluluğadır. Bu meclis, şuradan farklıdır. Şura, müşavere edilen topluluktur. Yapan da başkandır.) Ocak başkanları başkanlık eder. Bucak meclisleri bütün nöbetli kadın ve erkeklerden oluşur ve bucak başkanları başkanlık eder. İl meclisleri il yüksek danışmanlarından oluşur. İl başkanları başkanlık eder. Ülke meclisleri ülke üstün danışmanlarından oluşur ve ülke başkanları başkanlık eder. İnsanlık meclisi ülke ilmi dayanışma sorumlularının atadıkları ilmi temsilcilerden oluşur ve insanlık başkanı başkanlık eder.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23c) Meclisler haftada bir gün öğle vakitleri toplanır ve ikindi vaktinde dağılırlar.(62-9,10 Ayetinde toplanma gününün namazı için çağrılmaktan bahsetmektedir. Bu namaz için alışverişin bırakılması emredilmektedir. Sonrasında namaz tamamlanınca denmekte, zamir getirilmeyip namaz tekrar edilmektedir. Bu nedenle bu namaz ilk namazdan farklıdır. Bu namaz tamamlanınca yeryüzüne dağılıp Rabbin fazlından aranması emredilmektedir. Yani öyle iki namaz vardır ki, bu iki namazın arasında toplantı olacak ilk namazın öncesinde ve ikinci namazın sonrasında çalışma saati olacaktır. Buna da uygun olan sadece öğle ve ikindi namazlarıdır. Cuma burada marife gelmektedir. 7 günde bir gün olursa ayda 4 gün olur, senede 50 gün olur. Bu da standart sayılara uygun olur.) Ocak şuraları günde beş defa toplanırlar.(2-238 Ayetinde salâtları ve orta salâtı koruyun demektedir. Arapçada çoğul, üçle başlar. Salâtlar en az üç olmalıdır. Ancak buna atfedilen bir orta salâtın olabilmesi için en az dört salat olmalıdır. Buna وَ ile eklenen orta salâtla toplam beş salât olur. 2-43 Ayetinde önce “Salâtı ikame edin” demekte, الصَّلَاةَ tekil gelmekte, ikame edenler çoğul gelmektedir. Bu tek salât, cemaatle yapılacağı içindir. Buna atfedilen rüku edenlerle beraber rüku edin cümlesinden bedensel olarak yapılan kısım değil, toplantı anlaşılır.)
Meclislere ve oylamaya bütün üyeler katılır.(Sor Kuralı 1b) Meclislerde konuşma hakkı ilmi, ahlaki, mesleki ve siyasi dayanışma sorumlularına aittir.(Kolaylık Kuralı 10 gereği herkesin konuşması mümkün olmadığından konuşma hakkı sadece sorumlulara aittir. 18-28 Ayetinde günlük namazlarını birlikte kıldıklarından gözünü ayırma demekte. 3-159 Ayetinde de “Onlarla müşavere et” diyerek ilgili herkesle müşavere et demektedir. İkisi bir arada olduğu için tearuzu gidermek için konuşma hakkı yalnız meşveret ettiği şura üyelerine aittir.) Güçleri nispetinde söz sahibidirler.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23d) Üyeler ancak bunların onlara kendi sıra haklarını vermesiyle konuşabilirler.(Yetki ve Sorumluluk Kuralı 2c) Meclis kararları başkanların yayınlamasıyla yürürlüğe girer. Başkanın katılmadığı karar meclis kararı olmaz.(3-159 Ayetinde “Onlarla müşavere ettikten sonra azmettiğinde Allah’a tevekkül et” demekte. Azmettiğinizde değil, azmettiğinde demektedir. Bu nedenle son kararı başkan verir.) Meclis kararları aleyhine hakemlere gidilebilir. Üyelerden herhangi biri meclis kararına karşı hakemlere gidebilir. Karşı hakemini topluluk başkanları seçer. Hakem kararlarına karşı da hakemlere gidilebilir. Davalı hakemlerin hakemini onların başhakemi seçer. Bunun için her hangi bir sınırlama yoktur. (Hukuk Düzeninin Tanımı Kuralı 20b )
Madde-10b) Başkanlar toplulukların başkanlarıdır.
Toplulukların(Kuruluşlar Kuralı 40a) başkanları aynı zamanda meclis ve şuraların da başkanlarıdır.(Başkanlık Kuralı 25) Başkanlar 63 yaşlarında fahri başkan olurlar.(Hizmet ve Görev Yerleri Kuralı 23a) Protokolde kıdem sırasına göre yer alırlar.(Öncelik Kuralı 17b) Başkanlar gibi topluluğun bütün faaliyetlerinden bilgi alabilirler, alınan kararların iptali için hakemlere gidebilirler.(42-38 Ayetinde “Onların işleri aralarında şura iledir” demektedir. Bu nedenle meşverete katılmak farzdır. Fahri başkan da en çok bilen olduğu için en çok yükümlü de odur.) Topluluk ve yaşayan bütün başkanları beraberlik (kollektif, mufavade) ortaklıklarıyla birbirine ortaktırlar. Beraberlik ortaklıklarında bütün mal varlıkları karzı hasen olarak ortaklığa konmuştur. İşletmesi ve gelirlerin bölüşülmesi sözleşmeye göre yapılır. Ortakların bütün yakınları ortaklığın yakınlarıdır. Yakınlar ortaklıktan alacaklı ve ortaklığa borçlu olurlar. Yakınlık hak ve yükümlülükleri böyle yerine getirilir. Ortaklığın erkek yakınları ayrı grup teşkil ederek babanın yükümlülüklerini yüklenirler, kadınlar ayrı grup teşkil ederek annenin yükümlülüğünü yüklenirler. Kişi ortaklıktan ayrılmak istediği zaman koyduğu malları geri alır. Kişinin ölümünden sonra muhtaç yakınlısı kalmadığı zaman ortaklığı son bulur. Ortaklığa yeni ortak ittifakla alınabilir. Ortaklığın tasfiyesi son ortağın tasfiyesi ile olur. Topluluklarda topluluğun tasfiyesi halinde yapılır. Toplulukta ortaklık malları mirasçılara değil yeni başkanlara kalır. Ortaklığı başkan yönetir.(8-41 Ayetinde ganimetlerden resul için bir pay söylemektedir. 9-60’da ise sadakanın dağıtılmasını söylemektedir. Resul yani başkan bu nedenle mal sahibi olamamaktadır. 4-7 Ayetinde ise mirastan nasibi olanlar anlatılırken rical yani adamlar için “Anne babasından ve akrabalarının terk ettiklerinden bir pay” denmekte aynısı nisa yani kadınlar için de söylenmektedir. Burada الذَّكَرَ ve الْأُنْثَى kelimeleri kullanılmayarak buradaki pay sahiplerinin erişkin erkek ve kadınlar oldukları söylenmektedir. Bir de nasip kelimesi hem adamlar hem de kadınlar için nekre olarak tekrarlanmaktadır. Eğer bu paylar iki paydan ibaret olsaydı ilk paydan sonra kalan belli olacağından dolayı ikinci nasip kelimesi marife gelmeliydi. Buradan bir tür payın daha olduğu anlaşılmaktadır. Bu terk edilenlerin şirketle ilgili olduğunu rical ve nisa kelimelerinden anlıyoruz. Bu nedenle üçüncü tür pay da şirkete ortak olan kimselerin paylarıdır. Başkan da mal sahibi olamadığı ve aldığı sadakaları da dağıttığından dolayı toplulukla böyle bir ortaklık yapar. Bu ortaklığa şirket-i mufavada denir. Başkan seçildiği zaman mal varlığı dondurulur. Resul payı olarak bahsedilen, hükümete ait paydan istediği gibi tasarrufta bulunur. Başkanlığı bitince kalan mallar yeni başkana miras olarak kalır.) Üyelerin yararlanma şekilleri topluluk sözleşmesinde belirlenir. Topluluk sözleşmelerini meclisler değiştirebilir.(Hukuk Düzeninin Tanımı Kuralı 20b )