ADİL DÜZENE GÖRE
İNSANLIK
ANAYASASI
BİRİNCİ KİTAP :
KAMU GÖREVLERİ
- KURULUŞ ??????
I. İNSANLIK
Yeryüzü insanlığındır.
Madde 1- a) Yeryüzü insanlığındır. İnsanlar, atalarından devraldıkları yeryüzünü işgal ile aralarında bölüşerek topraklarından yararlanır ve yaşarlar; karşılığında onu imar ederek çocuklarına devrederler. Onu tahrip etmeye hakları yoktur.
İnsanlar insanlığa borçlanırlar.
b) İnsanlar, insanlığa borçlanarak, kendilerinin doğmasına sebep olan yakınları tarafından büyütülürler. Büyüyünce çocukları doğurup büyütmekle insanlığa karşı borçlarını öderler. Erginken yaşlılara bakarak insanlıktan alacaklı olurlar, yaşlanınca da erginler tarafından bakılırlar. Bu borç ve alacak ihtiyaca ve imkâna göre olup, eşitlik içinde değiştirme şeklinde değildir.
I A. HUKUK DÜZENİ
İnsanlar topluluk içinde yaşarlar.
Madde 2- a) İsteyenler, işgal ettikleri toprakları birleştirerek bir başkanın yönetiminde ve yaptıkları sözleşmelere göre hukuk düzeni içinde topluluklarını kurarlar. Aralarında çıkan ihtilâfları tarafların seçeceği birer hakem ile hakemlerin seçeceği bir başhakemden oluşan hakemler heyetine çözdürürler. Herkesin hak ve hürriyetlerinin sınırı başkalarının hak ve hürriyetlerinin sınırdır. Bu sınırı tarafların seçeceği tarafsız ve bağımsız hakemlerden oluşmuş mahkemeler belirler.
Hukuk düzeni haklıyı kuvvetli kılan düzendir.
b) Hukuk düzeni haklıyı kuvvetli kılan düzendir. Kişiler kişilere değil, sözleşmelerle oluşan mevzuata uyarlar ve üstlere değil, hakemlere karşı sorumlu olurlar. Sorumluluk sonuçlardan değil, davranışlardan dolayıdır. Davranışların karşılığı da mevzuatla belirlenmiştir. Sorumluk kişisel olup ortak sorumluluk yoktur. Topluk hukuk düzeni içinde yaşar ve gelişir.
I B. ASKERÎ DÜZEN
Askerî düzende kuvvetli olan haklıdır
Madde 3- a) Asker düzende kuvvetli kim ise haklı odur. Kişiler mevzuata değil, üstlerinin talimatına uyarlar. Mevzuat üstlerin tanımlayıcı talimatlarıdır. Üstlere karşı sorumludurlar. Hakemlik yok hakimlik var. Hakimler merkezden atanırlar ve onlar adına yargılarlar. Sorumluluk sonuçlardandır. Sonuca ulaşmak için her yol meşrudur. Kişisel sorumluluk yoktur. Ortak sorumluluk vardır. İçte sorumluluk üste aittir. Dışa karşı sorumluluk ise amirine aittir. Devlet askeri düzenle kurulur ve korunur. Herksin canını, malını, ırzını ve işini koruma hakkı vardır. Herkes başkasına yaptığını baştan kendisine yapılmasını da kabul etmiş sayılır.
Askerî düzene hukuk düzeni kuralları içinde geçilir.
b) Askerî düzenin konu ve sınırlarını hukuk düzeni belirler. Askerî kuruluşlar ile hukuk kuruluşları arasında dengeyi asker kökenli ama hukuk düzeni içinde seçilmiş başkanlar tesis ederler. Askerî kuruluşlar ile sivil kuruluşlar arasında ortaya çıkacak sorunları başkanlar çözerler. Askerî düzenin uygulanacağı sahalar ve haller başkanlarca belirlenir. Eğitim ve gözetim yerleri de askerî sahalardır. Savaşta, seferberlikte, isyanlarda, tabiî ve sosyal âfet hallerinde başkanların kararları ile askerî düzen uygulamasına geçilir ve yine onların kararı ile sona erdirilir. Askerî düzene geçme ve çıkma bu anayasanın hükümlerine tâbidir. Askerî düzenin içindeki fiillerde bu anayasanın hükümleri geçerli değildir.
I C. KAMU HİZMETİ
İşleri halk mevzuata göre serbestçe yapar
Madde 4- a) Herkes kendisi için kurallar koyar veya seçer, bunları her zaman değiştirebilir, ancak kuralları yürürlükte iken onlara uymak zorundadır. Uymaz da biri zarar görürse onu tazmin eder. Herkes diğer insanlarla istediği sözleşmeleri yapar veya sona erdirebilir. Ancak sözleşmeler yürürlükte iken onlara uyulmazsa doğacak zararlar tazmin edilir. Herkes istediği topluğu kurma veya girme ve çıkma hakkına sahiptir. Ancak bir topluğa katılmışsa o topluğun sözleşmelerine ve yetkililerine uymak zorundadır. Uymaz da bir zarar doğarsa onu tazmin eder. Herkes diğerleri ile çıkan anlaşmazlıkları hakemler yoluyla çözmek zorundadır. Hakemlerin kararlarına uymayanlar hukuk düzeninin korumasından yararlanamazlar. Kişiler mevzuat içinde hürdürler ve topluluk içinde doğmuş ve doğacak haklarını hukuk düzeni ile korur.
Görevliler güdücü değil gözetleyicidirler.
b) Topluluk hukuk düzeni içinde kişilerin serbest davranışları ile yaşar. Kişilere müdahale edilmez, zarar verirlerse sonra hakemler tarafından tazminata veya kısasa mahkûm edilirler. Hakemlerin adil karar verebilmeleri için gözetleyici görevliler vardır. Bunların kayıt ve şehadetleri ile hakemler karar verirler. Halk hakem karalarına kendi istekleri ile uyarlar. Hakem kararlarına uymayanları görevliler etkisiz hâle getirirler. Görevliler, halkın işlerine ve kararlarına baştan karışamazlar ve hakem kararı olmadan da bir yaptırımda bulunamazlar. Görevlilerin görevleri sırasında aldıkları kararlar hakem kararları ve mevzuat hükmündedir. Halk ya orasını terk eder veya itiraz etmeden uyar. Mağdur olanlar sonra hakemlere giderek haklarını alırlar. Görevlilere müdahale işlerine müdahaledir. Savunma hakları vardır.
Kamu hizmetlerinden bir kısmı nöbetli birliklere tevcih edilebilir ve bunlara kamu hizmetleri karşılığı kamu bütçesinden pay verilebilir. Bu husus mevzuatça belirlenir. Kamu hizmetlerinden nöbetli birlikler de yaralanabilirler. Ek harcama gerektirmiyorsa bir şey istenmez.
I D. GENEL HİZMET
Rekabetin sağlanamadığı işler de genel hizmet yoluyla görülür.
Madde 5- a) Hukuk düzeni mevzuata göre kişilerin kendi çıkarları doğrultusunda serbest ve rekabet içinde gerçekleşir. Serbest rekabetin tekele dönüşmesi hukuk düzeni içinde önlenir. Bir işte tekelleşme hukuk düzeni içinde önlenemiyorsa, vakıf kuruluşlar içinde serbest rekabet gerçekleştirilir ve hizmet karşılıksız verilerek tekel önlenir. Vakıf kuruluşlarda kararları uygulatıcılar değil, konan mevzuat almış olur. Hizmetlilere ehliyeti kamu verir. Ücretlerini kamu öder. Hizmet şekillerini kamu belirler. Halk kendi hizmetlisini kendisi seçer ve kendisine hizmet vereni her zaman değiştirebilir. Hizmetlilere ücret yaptıkları işe göre değil, yüklendikleri sorumluğa göre verilir. Bu, hizmette serbest rekabeti sağlar.
Hizmet görevlileri ilçelerde bulunur. Semtlerde temsilcileri vardır. Bölge merkezlerinde ihtisas yapmış danışmanları vardır. Danışmanın kıta merkezlerinde araştırmacısı vardır. Halk ilçedeki görevlilerin talimatı ile semtlerdeki temsilcilerden hizmet alır. Hizmet halkın ayağına götürülür. Gerekirse görevli, danışman ve araştırmacı semte veya bucak merkezine gelerek sorunu çözer. Sorunun çözülmesi için araçlara ihtiyaç varsa ve o araç taşınamıyorsa, o zaman kişi merkeze götürülür.
Bir hizmet merkezinde hizmetlileri hizmet sorumluları koordine eder. Vakıflar hizmet sorumluları tarafından işletilir ve hizmetlilere paylaştırılır. Talimatlar kıta merkezlerinde araştırmacılar tarafından hazırlanır. Bölgelerde danışmanlar tarafından projelendirilir. İlçelerde uygulanır. Temsilciler gözetleme yaparlar. Uygulayan halktır.
Semtlerde küçük işletmelerin genel hizmetlerini temsilciler, ilçelerde orta işletmelerin genel hizmetlerini görevliler, bölgelerde büyük işletmelerin genel hizmetlerini danışmanlar, kıta merkezlerinde araştırmacılar yaparlar.
b) Kamu hizmet görevlileri aynı zamanda konuları olan işlerin genel hizmet hizmetlileridir. Kamu hizmetlerinde son söz görevliye aittir. Genel hizmetlerde son söz hizmet verilen kimselere aittir. 25 çeşit kamu ve genel hizmet vardır:
Gizli olmayan genel hizmete ait tüm bilgiler nöbetli birliklere karşılıksız verilir. Genel hizmetlilerin nöbetlerini aynı hizmette yapmaları esastır.
I 0- Ocak, bucak, il ülke ve insanlık başkanları ile aile, semt, ilçe, bölge ve kıta merkezlerinin yöneticileri kamu hizmetlerini yüklenmişlerdir. Bucak, il, ülke ve insanlıkta 25 Kamu Hizmeti için bir başbakan, 4 başbakan yardımcısı ve 20 bakan vardır. Semt, ilçe, bölge ve kıta merkezlerinde 24 hizmetin sorumlusu vardır. Buradaki yöneticiler merkezdeki başkanları temsil ederler bu yönleri ile kamu görevlisidirler. Ayrıca başbakan karşılığı baş sorumlu olup genel hizmetlidir. Ayrıca bunlar başka çevrelerin siyasî dayanışma sorumlularıdır. Başkanların mal varlıkları ile bucakların mal varlıkları “mufavada şirketi” hükümleri içinde birleşmiştir. Başkanlıkları sırasındaki kazançları mirasçılarına değil, haleflerine geçer.
II 1- Herkes için bir dosya tutulur. Bu dosya kişinin kendisine açıktır. Mevzuatta belirtilen kısım ise herkese açıktır. Başkasına gizli olan kısım genel hizmete, herkese açık olan kısım ise hem kendisine hem kamu hizmetine aittir. Bu dosyalar gizli olup, sadece dosya sahiplerinin izniyle başkalarına gösterilebilir. Kamu dosyaları ise açıktır. Kimsenin kendisine gizli dosyası tutulmaz, kayıtlara geçirilemez. Hukuk düzeninde kamunun gizli bir şeyi yoktur.
2- Kişiler ve temsilciler tüm verdiklerini ve aldıklarını muhasibine, o da genel muhasebeye bildirir. Muhasipler elden muhasebeden aldıkları sonuçları hizmet verenlere bildirirler. Bu genel hizmettir. Genel muhasebede ise kamunun payı dahil tüm paylaşma hesaplanarak re’sen muhasebeye işlenir. Bu da kamu hizmetidir. Bu bilgiler askerî merkezlere de bildirilir. Muhasebe herkese açıktır.
3- Tüm taşınır değerlerin yerleri ve mâlikleri hareketleri tek envanter muhasebesinde tutulur ve bundan hem mâlî envanter tutulmuş olur, hem işletme ve kişilerin envanterleri tutulmuş olur. Kredilendirme politikası ve selem senetlerinin kredilendirilmesi ile her mal için asgari millî istihsal politikası ile millî stok politikası belirlenmiş olur ve bu kamu görevlerindendir. Malların korunması (bedelsiz sigortalanması) kamu görevlerindendir. İşletme muhasebeleri ise genel hizmetlerdendir.
4- Tüm tapu işlemleri ile taşınmazların bakım ve tamirleri, gelir ve giderleri tek kayıt yerlerinde tutulur. Her bölmenin bir tapu kayıtlısı vardır. Kayıtlardan herkes yararlanır. Proje ve haritaların yapılması kamu görevlerindendir. Bakım ve mülkiyet işleri ise genel hizmetlerdendir.
III 5- İlmî eğitim serbesttir. Halkın eğitilmesi genel hizmetlerdendir. İmtihanları yapıp teminatlı ehliyet tevcihi kamu hizmetlerindendir. Ayrıca ilmî şûra yasama erkini kullanır.
6- Dinî eğitim ve âyin serbesttir. Dini âyinleri idare etme ve ahlâkî eğitimini verme genel hizmetlerdendir. Ahlâkî tezkiye ve teminatlı ehliyet kamu hizmetlerindendir. Ayrıca dinî şûra yaşama erkini kullanır.
7- Meslekî eğitim serbesttir. Meslekî eğitim genel hizmetlerdendir. Uygulamaya izin verme genel hizmetlerdendir. Pratik imtihanları yaparak teminatlı meslekî ehliyet verme kamu görevlerindendir. Ayrıca, meslekî dayanışma şûrası çalışma (yürütme erkini kullanır) erkini kullanır.
8- Askerî birlikleri seçme serbesttir. Baştan bedelli olma da serbesttir. Askerî eğitim genel hizmetlerdendir. Askerî rütbelerin tevcihi, nöbetlerin tutulması ve güvenliğin sağlanması kamu hizmetlerindendir. Ayrıca siyasî şûra yönetme erkini kullanır.
IV 9- Kişilerin zorlamadan uyarılar yapmaları ve bunu yazılı olarak bildirmeleri serbesttir, cevaplamalar da serbesttir. Resmî tebligat genel hizmetlerdendir. Bu tebligata göre hükümler icra edilir. Kamu düzenine uymayan kimselere uyarıda bulunmak, gerektiğinde başkanlar tarafından bunların bucaktan sürülmesi kamu hizmetlerindendir.
10- Tüm araştırmaların yapılması serbesttir. Araştırmalar genel hizmetlerdendir. Araştırmaların karşılığı kamu bütçesinden karşılanır. Araştırma sonuçları kamuya ait olup halk ondan karşılıksız yararlanır. Bu bilgi ve arşivlerden, istatistiklerden halk ve kamu birlikte yaralanırlar.
11- Kamu ambarları vardır. Halk ürettikleri malları bu ambarlara teslim eder. Karşılığında belge alır ve istediği kimselere istediği bedelle devredebilir. Bu ambarlarda halkın ve kamunun malları birlikte bulunur. Ambarların güvenliğini sağlamak ve malların sigortalanması kamunun görevidir. Vergisi ödenen her mal sigortalıdır.
12- Kamu kasaları vardır. Bankaları vardır. Herkes paraları ve senetleri buraya tevdi eder. Faizsiz, masrafsız kredileşme gerçekleştirilir. İşletmelerin, halkın ve kamunun kasası tektir. Aynı yerde sağlanır. Kişilerin mevduat ve istikrazları genel hizmettir. Kredi ve teminat işleri ise kamu görevlerindendir. Faizli işlemeleri hukuk korumaz.
V 13- Basının dağıtımı kamu hizmetlerindendir. Yazarların ücretleri genel hizmetten verilir. Matbaalar ve matbuat halk işletmeleri tarafından işletilir. Abone sayısı ile yazar sayısı ile orantılara basın işletmelerine krediler verilir. Devlet matbaa ve matbuat işletmelerinden vergi almaz. Buna karşılık beşte bir sahifelerini kendi yazarlarına doldurtur. Bu kamu hizmetidir. Ayrıca resmî gazete yoktur. Dağıtım karşılıksızdır. Yazarlar istedikleri basın organında yazarlar. Okuyucuların tercihleri ile yazarların payları bölüştürülür.
14- Yayın merkezleri kamuya aittir. Vakıf olarak işletilir. Sanatçıların ücretleri kamu tarafından ödenir. Yayın programlarını özel firmalar hazırlar. Bir basın organı ile anlaşmak zorundadırlar. Basın organının aldığı kadar da bunlara verilir. Bu genel hizmettir. Yayın işletmeleri de vergi ödemezler. Yayının beşte biri kamu yayıncıları tarafından doldurulur. Yayın dayanışma sorumlularınca izinlednirlirse sorumluluk dayanışmaya ait olur. Bu kamu hizmetidir. Onaylamadan yayın yapanlar mâlî teminat gösterirler.
15- Yollar kamuya ait olup hiçbir ücret ödemeden seyahat serbesttir. İstasyonlarda tuvalet ve dinlenme yerleri, uzanma yerleri vakfa ait olup, ücretsizdir. Araçlar özel işetmelere aittir. Bunların işletilmesinde servisler kamuya aittir. Taşımacılıktan vergi alınmaz. Buna karşılık beşte bir taşıma imkânı kamuya aittir. Araçların bakımları genel hizmet tarafından yapılır. Yolların bakımı kamu hizmetine aittir.
16- Haberleşme tesisleri kamuya ait olup vakıftır. Herkesin haberleşme hakkı vardır. Yarısı para ile, yarısı karşılıksız kullandırılır. Karşılıksız kullanma kamu görevidir, karşılıklı kullanma genel hizmettir. Bu tür haklar basın, yayın ve ulaştırma içinde oluşturulur.
VI 17- Plân ve projeye göre inşaat serbesttir. Boş bulunan veya eksik olan yerlerde ehliyetliler inşaat yapabilirler. Bir yerden izin ve ruhsata gerek yoktur. Bilgi vermeleri yeterlidir. Projeyi halk sektrelri (şirketleri) mi???? yaparlar. Bu sektörlere gerekli bilgiyi genel hizmet verir. Projeleri onaylama işi kamunun görevidir. Plân ve projeler kamuya ait olup, herkes karşılıksız yararlanır. Plan ve projelerin bedelleri kamuca ödenir.
18- Yeryüzü insanlığındır. Çalışanlar emekleri karşılığı, çalışmayanlar yeryüzündeki arazi payları karşılığı yaşarlar. Çalışanların yaşama payları genel hizmete, çalışmayanların kamu payları kamu hizmetlerine aittir. Asgari ihtiyaçların yarısı karşılıksız, yarısı karşılıklı olarak üretilir. Karşılıklı olanlar genel hizmetin, karşılıksız olan ise kamu hizmetinin konusudur.
19- Alt yapı, kamu yapıları, tesislerin bakımı ve inşası kamu görevlerindendir. Bunlardan bedelsiz olarak herkes yararlanır. Özel binalar ile ev eşyalarının bakımı genel hizmetlerdendir. İmal ve inşaları halk sektörüne aittir. Araçların parça bedeli mal sahiplerine, işçilik ise genel hizmete aittir. Bunların ücretleri araba satışlarına yüklenir.
20- Can ve ırz güvenliği kamu görevlilerindendir. Mal ve iş güvenliği ise genel hizmetlerdendir.
VII 21- Herkesin bir noteri vardır. Karşılıksız yazılarını saklar. Bu genel hizmettir. Kamu mevzuatı da bunlar tarafından korunur. Bu da kamu hizmetidir. Mevzuat sözleşmelerden oluşur. Metinleri bu hizmet hazırlar. Sözleşmeleri yapmak genel hizmet, mevzuatı düzenlemek kamu görevidir.
22- Standartları hazırlama, ölçüleri kontrol etme kamu görevidir. Üreticilerin mallarını kontrol etme genel hizmettir. Şikayet üzerine tüketicinin malını kontrol etme genel hizmettir. Herkes ürettiği malı kendisinin kontrolörüne kontrol ettirir. Damgalatır. Sorumluluğu biter. Kamu ambarlarına bu mallar girer, kamu da bu mallara ortak olur. Üretim kontrolü ile mübayaa kontrolü birleştirilmiştir.
23- Özel hukuk soruşturmacısı ile kamu hukuk soruşturmacısı birleştirilmiştir. Soruşturma genel hizmettir. Mahkemelerde şehadet kamu görevidir. Mahkemeler re’sen soruşturma yapmaz. Soruşturmacının şahitliğini kabul veya reddeder.
24- Kişilerin hukuk danışmanları genel hizmet verirler. Bunlara danışarak hareket ederler. Sorumluluktan kurtulurlar. Hakemlik ise kamu görevidir. Tarafların kendi danışmanları dışında seçtiklerinden oluşan hakem kurulunun verdiği karar kesindir. Hakemlerin ücretleri kamu tarafından verilir.
Neyin kamu hizmeti, neyin genel hizmet olduğuna ilk kararı başkanlar verir, uygulanır, hakemlerin kararı ile kesinleşir.
II. İNSANLIK
II A) YERYÜZÜ
Yeryüzü hizmet karşılığı olmak üzere işgalle bölüşülmüştür.
Madde 6- a) Yeryüzü insanlığındır. İnsanlık onu imar ile yükümlüdür. İmar, daha çok insanı barındıracak hâle getirmedir. Yeryüzü araştırma merkezlerinin çevrelerinde kıtalara bölünmüştür.
Denizler ile kıta merkez bölgelerini ve kıtaları birbirine bağlıyan yol şeritleri dışında kalan kıta toprakları ülkelere bu toprakları dış saldırılara karşı savunma karşılığı olarak ülkelere temlik edilmiştir. Savunma cephe savaşları ile askerî düzen içinde gerçekleşir. Ülke toprakları ihtisas hizmetleri çevrelerinde bölgelere bölünmüştür. İhtisas hizmetleri genel hizmetlerin alt bölümleridir.
Meskûn olmayan dağlar ile savunmaya ayrılmış yerlerle bölge merkez illeri ve bölgeleri birbirine bağlayan yol şeritleri dışında kalan bölgelerin toprakları, iç güvenlik karşılığı illere temlik edilmiştir. İç güvenlik hakemlerin kararı ile tenkile mahkûm olan kimseleri başkalarına zarar vermeksizin etkisiz hâle getirmektir. İl toprakları genel hizmet bucakları çevrelerinde ilçelere ayrılmıştır. Kamu görevleri de buralarda yerine getirilir.
Orman olmayan yerler ile merkez semti ve ilçeleri birbirine bağlayan yol şeritleri dışında kalan yerler, hukuk düzeni kurma karşılığı bucaklara temlik edilmiştir. Hakemlerin karalarına halk kendisi istekleri ile uyar. Uymazlarsa, ilçelerdeki güvenlik güçlerine hakem kararı ile tenkilleri havale edilir, onlar infaz değil tenkil yaparlar. Bucak toprakları semtlere bölünmüş ve buralarda işyerleri tesis edilmiştir. İşyerlerine halk hisse senetleriyle sahip olur. İşyerleri işletme ortaklıkları ile işletilir. İşyerlerinden yararlanma mülkiyeti hisse sahiplerinindir. İşletme mülkiyeti ise ehliyetli işletmecilerindir.
İşyerleri ile semt merkezleri ve bunları birbirine bağlayan yol şeritleri dışında kalan semt toprakları birlikte yaşama imkânlarını sağlama karşılığı ocaklara temlik edilmiştir. Ortak yaşama mekânı, yol, sokak, su, pis su, elektrik, ısıtma, toplanma yerleri, dinlenme yerleri gibi ortak kullanıma açık yer ve hizmetlerdir. Ocaktaki meskenler kişilere temlik edilmiştir. Aile halkı birlikte sakin olur. Aile, çocuk yetiştirme ortaklığıdır. Erkek ve kadınlar arasında işbölümü vardır. Kadınlar çocukları doğurup büyütürler, erkekler geçimlerini sağlayıp korurlar.
Herkesin kişiliği vardır ve kendi işlerini kendisi yapar. Kendisi hak ve hürriyetlerini koruyamazsa yakınları korur.
Merkez toprakları taşralılara açıktır.
b) Ülkelere temlik edilmeyen yeryüzünün her tarafı bütün insanlara, illere temlik edilmeyen ülke toprakları bütün vatandaşlara, bucaklara temlik edilmeyen il toprakları il halkına, ocaklara temlik edilmeyen bucak toprakları bütün bucak halkına, mesken olarak kullanılmayan bütün ocak toprakları ocak halkına açıktır. Bir yerden izin almaksızın mevzuat içinde buralara gelip gezebilirler, mesken edinip oturabilirler, kendilerine iş kurabilir ve her türlü sosyal faaliyette bunabilirler. Başka ülke, il, bucak veya mesken içine girebilmek için siyasi haklara sahip ora sakinlerinden erkek veya kadının izni yeterlidir. Konuk, konuk olduğu kimsenin siyasi dayanışmasının korumasındadır ve ona karşı sorumludur. Mal, emek, sermaye ve her türlü sosyal değerlerin harekâtı tamamen serbesttir. İnsanlık Anayasasınca belirlenmiş vergileri alma dışında, yöneticilerin bu harekâtı durdurmaya yetkileri yoktur. Hukukî korunmadan mahkeme kararı ile yoksun edilen kimselerin dışında, suçlu da olsalar hareketlerine mâni olunamaz.
II B) BÖLÜŞME
Toplulukların kurulmaları ve tasfiyeleri.
Madde 7- a) Bir yöneticinin başkanlığında birleşerek en az 30 kişi ocağı, 3 000 kişi bucağı, 300 000 kişi ili, 30 000 000 kişi ülkeyi kurabilir. Kurucular bir merkez seçerler, sözleşme hazırlarlar, yöneticileri belirlerler ve halka sorulur. Ocak için semt halkına, bucak için ilçe halkına, il için bölge halkına, ülke için kıta halkına;
1- Kurulacak birliğin dışında kalırsanız, birlik içine göç eder misiniz? (E) (H)
2- Kurulacak birliğin içinde kalırsanız birlik dışına göç eder misiniz? (E) (H)
Diye sorulur. Alınan cevaplardan sonra kurucular tarafından sınırları belirtilir. Sınır içinde kalan halkın nüfusu birlik için gerekli nüfusun iki katından fazla olmamalıdır. Herhangi bir birliğin dağılmasına da sebep olmamalıdır. Sınırın dışında kalan ve; “Yeni kurulacak birliğe göç ederim.” diyenler sınır içinde kalan halkın nüfusuna eklenir ve sınır içinde kalıp da; “Dışarıya göç ederim.” diyenlerin sayısı halkın nüfusundan çıkarılır; bakiye birliğin oluşması için gerekli sayıyı bulursa birlik barışla kurulmuş olur.
Göç edenlerin taşınmazları göç ettikleri yerin yönetimleri tarafından câri değerlerle satın alınır.
Nüfusları asgari sayının altına düşen birlikler dağılmış olur. Halk komşulara katılır. Hakem karalarına uymayan birlikler, gönüllü ülkelerin orduları tarafından işgale edilir ve toprakları paylaşılır.
Toplulukta paylar pay belgeleri ile belirlenir.
b) Kişi, ortaklık, yer ve işletmelerin hesapları vardır. Kişiler veya temsilcileri başkalarına verdiklerini muhasebeye bildirirler. Verenin kendisine veya temsilcilerine, alanın kendisi veya temsilcisi tarafından belge verilir. Herkesin bir kredi limiti vardır. Limitler dahilinde olması şartıyla birinden bir şeyi almış olanlar topluluktan almış olur, veren de topluluğa vermiş olur. Böylece insanlık dayanışma içinde çalışır ve yaşar. Her türlü üretim kollektif olarak gerçekleşir. Girdiler girdi belgeleri ile belirlenir. Sözleşmelere göre genel hizmet tarafından bölüştürülür, girdi belgeleri çıktı belgelerine dönüşür ve kişiler çıktı belgeleri ile paylarını alırlar. Çıktı belgeleri o mal veya hizmet topluluğunda para gibidir. Pay belgeleri ile değerlendirilir. Arz ve talep kanunlarına gör dengede tutulur. Kartlar kişilere ait olup başkalarına devredilemezler. Birden fazla sayıda kullanabilirler. Makbuzlar kişilere ait olup başkasına devredilebilirler. Bir defa kullanılabilirler. Senetler hamiline ait olup bir defa kullanılabilir. Paralar hamiline ait olup birden daha fazla sayıda kullanılır. Bütün çıktı pay belgeleri, ancak, fiziki olarak var olanlar karşılığı çıkarılırlar. Çıktı belgeleri girdi belgeleri karşılığı çıkarılır. Belgeler taşınmazlarla güvenceye alınırlar ve dayanışma güvencesi içinde olursa toplulukları ilzam ederler.
Belgeler: Buğday, Toprak, Demir ve Altın paralarından; Selem, Mal, Hisse ve İşletme senetlerinden; Kira, Ücret, Kâr, Hizmet makbuzlarından; Kimlik. Ehliyet, Kredi Limitleri ve İstihkak kartlarından oluşur. Elektronik kartlara şarjlar da yeterlidir.
II C) DAYANIŞMA
Dayanışma ortaklıklarının kurulması.
İlmî Dayanışma
Madde 8- a) 1- Bucaklarda 7 yaşını dolduran kadın-erkek her kişi kendisine bir “ilmî danışman” seçer. En az 150 kişinin ilmî danışmanı olan kimse “bucak ilmî dayanışma ortaklığı”nı kurmuş olur. Bir ilin içinde en az 10 bucak ilmî danışmanı olan kimse “yüksek danışman”dır. Bir ilde en az 5, en çok 20 yüksek danışman bir sorumlunun başkanlığında birleşerek “il ilmî dayanışma ortaklığı”nı kurmuş olur. Ülke içinde 10 yüksek danışmanın danışmanı olan “üstün danışman”dır Ülkede en az 50 ve en çok 200 ütün danışman bir sorumlunun başkanlığında birleşerek bir “ülke ilmî dayanışma ortaklığı”nı kurmuş olur. Ülke ilmî dayanışma sorumluları “İnsanlık Merkezi”ne birer ilmî temsilci atarlar. En az 50, en çok 200 ilim temsilcisi bir sorumlunun başkanlığında birleşerek “insanlık ilmî dayanışma ortaklığı”nı kurmuş olur. İlmî danışmanlar her zaman değiştirilebilirler. Sorumlular ortaklarını haberdar ederek aktarabilirler. Nisabı dolduramayanlar aktarma yaparlar, aktarma alarak doldurabilirler. Ortaklık sorumluluğu nisabın doldurulması ile başlar ve nisabın kaybedilmesi ile sona erer. Değiştirmeler her Ramazan Bayramında başlar ve Kurban Bayramında yürürlüğe girer.
Siyasî Dayanışma
2- Bucak, il, ülke ve insanlıkta ilmî dayanışma ortaklık sorumluları birleşerek sıralama usûlü ile kendilerine birer başkan seçerler. İnsanlık başkanları kıta merkezlerine, ülke başkanları bölge merkezlerine, il başkanları ilçe merkezlerine ve bucak başkanları semt merkezlerine birer yönetici atarlar. 15 yaşını doldurmuş ve siyasi hak ve yükümlülükleri yüklenmek isteyen kişiler bucağında kendi semti dışında bir semtin yöneticisine bucakta, ilin kendi ilçesi dışındaki ilçelerinden birinin yöneticisine, ülkede kendi bölgesi dışındaki bir bölge yöneticisine “siyasi dayanışma ortağı” olurlar. Tüm ortakların en az yirmide birini ortak eden yönetici siyasi dayanışma ortaklığını kurmuş olur ve yöneticiliği kesinleşir. Yüzde yirmiden fazlasını ortak alamaz. İnsanlık siyasi dayanışma ortakları ülke siyasi dayanışma sorumlularından en az 50, en çok 200 sorumlunun siyasi temsilcileri kurarlar. Altı ay içinde ortak bulamayan yöneticilerin yöneticilikleri düşer. Başkan başka birini yönetici adayı olarak atar. Aktarmalar yapılır
Dinî Dayanışma
3- Bucakta ilmî dayanışma ortaklığı aynı zamanda dinî dayanışma ortaklığıdır. Bir ortak ilimde bir ortaklığa, dinde başka bir ortaklığa ortak olabilir. En az 50, en çok 200 dinî dayanışma sorumlusu birleşerek ildekiler ilde, ülkedekiler ülkede, insanlıkta “insanlık dinî dayanışma ortaklığı”nı kurmuş olurlar. Aktarmalar geçerlidir.
Mesleki Dayanışma
4- Bucakta “siyasî dayanışma ortaklığı” aynı zamanda “meslekî dayanışma ortaklığı”dır. Kişiler meslek bakımından bir, siyaset bakımından diğer dayanışma ortaklığına ortak olabilirler. Bucak meslekî dayanışma sorumluları ilde, il meslekî dayanışma sorumluları ülkede, ülke meslekî dayanışma sorumluları insanlıkta “meslekî dayanışma ortaklığı”nı kurmuş olurlar. Çalışanların en az yirmide birini ortak etme zorunluğu vardır. En çok beşte biri ortak edilebilir. Çalışma yaşı on yaşında başlar. Aktarmalar geçerlidir.
Dinî ve meslekî dayanışma ortaklıklarına katılma zorunlu değildir. Dinî dayanışması olmayanların dinî dayanışması ilmî dayanışmasıdır. Mesleki dayanışması olmayanların meslekî dayanışması siyasî dayanışmasıdır. Dayanışma ortaklıklarının değiştirilmesi hâlinde tüm hak ve vecibeler yeni dayanışmaya geçer. Eski dayanışma yeni dayanışmaya muhatap olur ve hitap eder
Dayanışmanın Hükümleri
Egemenlik
b) Egemenlik halklarındır. Halk egemenliğini ocak ve bucaklarda bizzat katıldığı meclislerde kullanır. İl ve ülkelerde danışmanlarından oluşan meclislerin ve insanlıkta temsilcilerinden oluşan ilmî meclisler aracılığı ile ve dayanışma sorumlularının oluşturduğu ilmî, meslekî ve siyasî şûralar aracılığı ile kullanır.
Erklerin Kullanılması
1- Dinî dayanışma ortaklıkları yaşama (ihtiyaçları belirleme), ilmî dayanışma ortaklıları yasama (çözüm yollarını belirleme), meslekî dayanışma ortaklıkları çalışma (işbölümü yapma), siyasî dayanışma ortaklıkları paylaşma (ürünleri bölüşme) erklerini kullanırlar.
Erklerinin Dayanağı
2-Din, iyiyi kötüden ayırır ve sevgi üzerine kurulur. İlim doğruyu yanlıştan ayırır ve tartışma üzerine kurulur. Ekonomi, yararlıyı zararlıdan ayırır ve kazanç üzerine kurulur. Yönetim, adaleti zulümden ayırır ve güç üzerine kurulur.
Güvence
3- İhmalden doğan zararları dinî, bilgisizlikten doğan zararları ilmî, beceriksizlikten doğan zararları meslekî ve kasden iras edilen zararları siyasî dayanışma ortaklıkları tazmin eder. Kasden iras edilen tazminatlar kendi mal varlıklarından ödenir. Ödeyemezse, mevcut malları mirasçılarına bölüştürülür ve kendisi zorunlu çalışma kampına alınır, böylece ödetilir. Dayanışma taksitlerini ödeyemeyenler de çalışarak taksitlerini öderler. Çalışmaktan da kaçınırlarsa dayanışmadan çıkarılırlar.
Hakların Korunması
4- Kişiler fikrî haklarını ilmî, hissî haklarını dinî, fiilî haklarını meslekî ve içtimaî haklarını siyasî dayanışma ortaklıkları içinde kullanırlar. Mağdur olanların mağduriyetleri dayanışma içinde giderilir. Mevzuatça yasaklanmayan veya yetkililerce men edilmeyen her şey haktır. Kişi bunları yapmakta hürdür.
Tazminatın yılda bir ayı geçmeyen kısmını kusurlu öder. Tüm dayanışma ödemeleri yılda bir ayı geçmemelidir. Geçmesi hâlinde bucak dayanışmasından il, il dayanışmasından ülke, ülke dayanışmasından insanlık dayanışmasına genişletilir.
İlmî ve siyasî dayanışma ortaklığı zorunludur. Hiçbir bucak tarafından kabul edilmeyen kimseler için ayrı bucak kurulur, orada askerî yönetim geçerli olur. İnzivaya çekilenlere dokunulmaz. İnziva yeri kişinin evi, ocağı veya bucağı olabilir.
II D) İNSAN
Her Ademoğlunun kişiliği vardır.
Kişilik
Madde 9- a) Döllenmiş insan ceninin hakları vardır, adına davacı olunur. Doğumundan mirasın taksimine kadar da yükümlülükleri vardır. Dâvalı olur. Kişilikten kimse vazgeçemez, elinden kimse alamaz. Devredemez. Herkesin canı, malı, ırzı ve işi korunmuştur. Savunma hakkıdır. Herkes başkasına yaptığının kendisine yapılmasını baştan kabul etmiş sayılır.
Hak ve Yükümlülük
İnsanlar birbirini muhatap almak, yararlanmada işgal edene öncelik tanımak, birbirinin işlerine karışmamak, yeryüzünün kira paylarını bölüşmek suretiyle komşuluktan, doğurup büyütmek, bakıp korumak, miras ve velâyet suretiyle yakınlıktan, kişinin dilediği işi yapabilmek, ürünleri istediği gibi değerlendirmek, katkısı nisbetinde üründen pay almak, çalışma kredisini istihkak etmek suretiyle emekten ve içtihat, akit, topluluk kararları, hakem kararları yoluyla sözleşmeden doğan haklardan yararlanarak çalışır ve yaşarlar. Karşılığında kullandıkları yerleri, uzun ömürlü daha çok insanın yaşamasına elverişli hâle getirerek imar eder ve çocukları ona devrederler. Onu tahrip etmeye hakları yoktur.
Hakların Kullanılması
Hak ve yükümlülüklerin kullanılması bilgi ve beceriye dayanır. Bilgi ve becerisi olmayanların hak ve yükümlülüklerini seçebiliyorlarsa atadıkları kimseler, seçemiyorlarsa doğuştan kendilerine nesepte en yakın olanlar kullanır. Doğup büyümede anne ve annenin kadından kadın yakınları, geçim ve korumada baba ve babanın erkekten erkek yakınları yetkili ve sorumludurlar. Kısasta söz vârisi olmayan en yakın erkeğindir.
Arazlar
Yükümlülükler doğum, küçüklülük, yaşlılık ve ölüm ile; delilik, baygınlık, yanıltma ve zorlama ile; cinsiyet, yurttaşlık, birlik ve sözleşmeler ile; uyku, hata, bilgisizlik ve acziyet ile; unutma, bunaklık, hastalık ve zorunluluk ile ve hezl, sarhoşluk, iflâs ve sefihlik ile kısıtlanır. Kısıtlama duruma göre ya rızayı veya her rıza ve iradeyi tamamen veya kısmen kısar. Rızanın kısmen kısıtlanması hallerinde velisinin izni ile işlem geçerli olur. Tamamen kısıtlanması hâlinde işlem geçersiz olur. İradenin kısmen kısıtlanması kısası kaldırır. Tamamen kısıtlanması ise diyeti de kaldırır.
Ehliyetler dayanışma ortaklıklarınca tevcih edilir.
İlmî Ehliyet
b) 7 yaşını dolduran herkes başlangıç ehliyetine sahiptir. Başlangıç ehliyetliler yılda 5 ilmî derece alırlar. Başkalarının nezaretinde iş yapabilirler. 10 yaşını dolduranlar arasından, bucak ilmî şûrasının test usûlü ile yaptığı imtihanlarla bucak nüfusunun 1/3’ne temel ehliyet verilir. Temel ehliyetliler her yıl 6 ilmî derece alırlar. Temel ehliyetliler kendi başlarına işlere devam edebilirler. 15 yaşını dolduranlar arasından, il ilmî şurasının test usûlü ile yaptığı imtihanlarla ilçe nüfusunun 1/10’ne “ilk ehliyet” verilir. Temel ehliyetliler her yıl 7 ilmî derece alırlar. İl ehliyetliler mezun oldukları işlerde kendi başlarına işlere başlayabilirler.
20 yaşını dolduranlar arasından, il ilmî şûrasının test usûlü ile yaptığı imtihanlarla il nüfusunun 1/100’ne “orta ehliyet” verilir. Orta ehliyetliler her yıl 8 ilmî derece alırlar. Proje ve talimatları okuyup uygulatırlar ve uygulamaya izin verirler.
25 yaşını dolduranlar arasından, ülke ilmi şûrasının test usûlü ile yaptığı imtihanlarla bölge nüfusunun 1/1000’ne “yüksek ehliyet” verilir. Yüksek ehliyetliler her yıl 9 ilmî derece alırlar. Proje ve talimatları yaparlar, uygulamada danışman olurlar.
30 yaşını dolduranlar arasından, insanlık ilmî şûrasının sıralama usûlü ile yaptığı seçmelerle ülke nüfusunun 1/10000’ne “üstün ehliyet” verilir. İmtihana girmek için bir ülke meclis üyesinin vizesi gerekir. Yüksek ehliyetliler her yıl 10 ilmî derece alırlar. Proje ve talimatların esaslarını belirlerler. Danışmanlıkta sorunları çözerler.
İlmî derece alma yaşı 63 kadar devam eder.
Meslekî Ehliyet
Bucak içinde meslekî dayanışma ortaklıkları, ortaklarının meslekî dereceler toplamının yarısı kadar meslekî dereceler ortaklarına dağıtma yetkisi vardır. Çalışanın ilmî derecesine kabiliyet derecesi eklenerek meslekî derece belirlenir. Dağıtmada takdir meslekî dayanışma sorumlularına aittir. Bir kimseye ilmî derecesinden daha fazla kabiliyet derecesi verilemez.
Orta ehliyetlilere il meslekî dayanışma sorumlularınca, yüksek ehliyetlilere ülke meslekî dayanışma sorumlularınca ve üstün ehliyetlilere insanlık mesleki dayanışma sorumlularınca kabiliyet dereceleri dağıtılır. Toplam kabiliyet dereceleri ilmî dereceleri toplamının yarısı kadardır. Birine ilmî derecesinin iki katından fazla kabiliyet derecesi verilemez.
İlk ehliyetliler için bucaklarda, orta ehliyetliler için illerde, yüksek ehliyetliler için ülkede ve üstün ehliyetliler için insanlıkta açılan yıllık meslekî test imtihanlarına katılanlara başarıları oranlarında meslekî dereceler bölüştürülür. Bu imtihanları meslekî şûralar yaparlar. Toplam meslekî derece tercihi toplam ilmî derece tercihi kadar olur. Bu çalışkanlık dereceleri ilmî derecelere eklenerek meslekî dereceler hesaplanır.
Meslekî derece = ilmî derece + kabiliyet derecesi + çalışkanlık derecesi
Dinî Ehliyet
Bucaklarda dinî dayanışma sorumluları cemaatlarından başlangıç, temel ve ilk ehliyetli olanları, il dinî sorumluları cemaatlarından orta ehliyetli olanları, ülke dinî dayanışma sorumluları cemaatlarının yüksek ehliyetli olanları, insanlık dinî dayanışma başkanları cemaatlarından üstün ehliyetli olanları ahlâkî bakımdan güvenilirliklerine göre sıralarlar. Sıraların tersleri dinleri içindeki derecelerini gösterir.
Dinî Sorumluların Tezkiyesi
Bucak dinî sorumlularını ocak başkanları, il dinî sorumlularını bucak başkanları, ülke dinî sorumlularını il başkanları, insanlık dinî sorumlularını ülke başkanları dinlerinin ahlâkî insan yetiştirme gücü bakımından sıralarlar. Dinlerin dereceleri sıralarının tersleridir.
Kişilerin Ahlâkî Dereceleri
Kişinin ahlâkî derecesi dinî derecesi ile dininin derecesinin çarpımıdır. Kadrolarda çalışacakların ehliyetlileri tesbit edilirken asgari ahlâkî derece şartı da belirtilir. Başka türlü üstün astı veya müfettişlerin gizli tezkiyeleri yoktur. Cezalanmış kimselerin tezkiye derecesi ceza ile birlikte yargı kararı ile düşürülebilir. Bir kişi başka bir kişi hakkında karar veremez.
Siyasi Ehliyet
Ocakta 15 yaşını dolduran kadınlar temizlik, erkekler bekleme nöbetlerini tutarlar. 15 yaşını doldurmuş erkekler, bucaklarında kendi semtleri dışında koruma, ilde kendi ilçeleri dışında güvenlik, ülkede kendi bölgeleri dışında savunma nöbetlerini tutarlar. Bu nöbetler barış zamanlarında 63 yaşına kadar devam eder ve barışta toplam 36 ayı geçmez. Bunun yarısını askerî eğitim ve nöbetlerinde, dörtte birini güvenlik nöbetlerinde, dörtte birini de bucaklarında nöbet ve eğitimlere katılarak yerine getirirler. Nöbetli olmayanların o birlik kademesinde siyasi hakları yoktur. Silah taşıyamazlar. Siyasi dayanışma tazminatını erkek nöbetliler bölüşerek öderler. Nöbet tutmayanlar her yıl bedel ödeyerek savunma yükümlülüklerini yerine getirmiş olurlar. Bu bedel her yıl tesbit edilir. O yıl 15 yaşına gelenler veya kuruluşa katılanlar o bedelle taksitlerini öderler. Onlar için ömür boyu değişmez. Bedelliler her zaman nöbetli olabilirler, nöbetliler ise kuruluşlarını değiştirmedikçe bedelli olamaz. Savaş zamanlarında kuruluşu değiştirmeye de izin verilmez. Kadınlar kendilerine bir erkeği siyasi danışman seçerler. Siyasi danışman nöbetli ise o da nöbetli, bedelli ise o da bedellidir. Her zaman değiştirebilirler.
Bedellilerin Siyasi Hakları
Bedelliler bulundukları yerlerdeki yöneticilerin dayanışması içindedirler. Yer değiştirebilirler. Başka türlü seçme hakları yoktur. Kadınların ve fiilen hizmetle yükümlü olmayan erkeklerin siyasi derecelerinin bir katı, birdir. Fiilen nöbet ile yükümlü olanların siyasî dereceleri ilmî derecelerinin iki katıdır. Bunlar diyetleri ödemekle yükümlüdürler. Akıl hastaları ve çocukların siyasî ehliyetleri yoktur. Bunlardan aklî melekeleri yerinde olanlar siyasî hak ve hürriyetleri kendi seçtikleri veliler tarafından, olmayanların ise tabiî velileri tarafımdan korunurlar. Siyasî haklara sahip olan kadınlar siyasî hizmetlerde görev alabilirler; almak zorunda değildirler. Silah taşıyabilirler. Yükümlülükte zorunlu olmayanlar zorunlu olanlara üst olmazlar.
Dayanışmaların Güçleri (?????)
İlmî dayanışmaların güçleri ortaklarının ilmî dereceleri toplamı kadardır. Meslekî dayanışmanın gücü hizmet verdikleri kişi ve işletmelerden gelen genel hizmet paylarına göre hesaplanır. Dinlerin güçleri tesbit edilirken başkanların tezkiyeleri, cemaatlarından suç işleyenlerin dini dereceleri toplamı alınır, toplam dinî derecelerinden çıkarılır. Toplam dinî derecelere bölünür. Birden küçük olan bu sayı ile dinî dereceleri çarpılarak dinî güçleri bulunur. Siyasî dayanışmanın gücü, tatbikatlarda ve yarışlardaki başarılarına göre belirlenir.
III. YERYÜZÜ
A. MECLİSLER
Meclisler ilmî danışmanlardan oluşur.
Madde 10- a) Ocak meclisi ocağın bütün nöbetli kadın ve erkeklerinden oluşur. Ocak başkanları başkanlık eder. Bucak meclisleri bütün nöbetli kadın ve erkeklerden oluşur ve bucak başkanları başkanlık eder. İl meclisleri il yüksek danışmanlarından oluşur. İl başkanları meclise başkanlık eder. Ülke meclisleri ülke üstün danışmanlarından oluşur ve ülke başkanları meclise başkanlık eder. İnsanlık meclisi ülke ilmî dayanışma sorumlularının atadıkları ilmî temsilcilerinden oluşur ve insanlık başkanı meclise başkanlık eder. Meclisler haftada bir gün öğle vakitleri toplanır ve ikindi vaktinde dağılırlar. Ocak meclisleri aynı zamanda ocak şûralarıdır. Günde beş defa toplanırlar.
Meclislerde konuşma hakkı ilmî, dinî, meslekî ve siyasî dayanışma sorumlularına aittir. Güçleri nisbetinde söz sahibidirler. Üyeler ancak bunların onlara kendi sıra haklarını vermekle konuşabilirler. Oylamaya bütün üyeler katılır. Meclis kararları başkanların yayınlamasıyla yürürlüğe girer. Başkanın katılmadığı karar meclis kararı olmaz. Meclis kararları aleyhine hakemlere gidilebilir. Üyelerden herhangi birisi meclis kararına karşı hakemlere gidebilir. Karşı hakemini kuruluş başkanları seçer. Hakem kararlarına karşı da hakemlere gidilebilir. Karşı hakemini baş hakem seçer. Bunun için herhangi bir sınırlama yoktur.
Başkanlar kuruluşların başkanlarıdır.
b) Kuruluşların başkanları aynı zamanda meclis ve şûraların da başkanlarıdır. Başkanlar 63 yaşlarında fahri başkan olurlar. Protokolda kıdem sırasına göre yer alırlar. Başkanlar gibi kuruluşun bütün faaliyetlerinden bilgi alabilirler. Alınan kararların iptali için hakemlere gidebilirler. Kuruluş ve yaşayan bütün başkanları beraberlik (kollektif, mufavada) ortaklıklarıyla birbirine ortaktırlar. Beraberlik ortaklıklarında bütün mal varlıklar karz-ı hasen olarak ortaklığa konmuştur. İşletmesi ve gelirlerin bölüşülmesi sözleşmeye göre yapılır. Ortakların bütün yakınları ortaklığın yakınlarıdır. Yakınlar ortaklıktan alacaklı ve ortaklığa borçlu olurlar. Yakınlık hak ve yükümlülükleri böyle yerine getirilir. Ortaklığın erkek yakınları ayrı grup teşkil ederek babanın yükümlülüklerini yüklenirler, kadınlar ayrı grup teşkil ederek annenin yükümlüğünü yüklenirler. Kişinin oraklıktan ayrılması veya muhtaç yakınlısı kalmadığı zaman ortak olarak koyduğu malları geri alır. Ortaklığa yeni ortak ittifakla alınabilir. Ortaklığın tasfiyesi son ortağın tasfiyesi ile olur. Kuruluşlarda kuruluşun tasfiyesi hâlinde yapılır. Kuruluşta ortaklık malları mirasçılara değil, yeni başkanlara kalır. Ortaklığı başkan yönetir. Üyelerin yararlanma şekilleri kuruluş sözleşmesinde belirlenir. Meclisler değiştirebilir.
B. ŞÛRALAR
Şûralar dayanışma sorumlularından oluşur.
Madde 11- a) Meclis üyelerinden olan dayanışma sorumluları, ilmî, dinî, meslekî ve siyasî şûraları oluştururlar. Şûra üyeleri meclis üyeleri ile istişare ederler, meclis üyeleri danışmanları olduğu kimselerle istişare ederler. Şûralara ayrı ayrı saatlerde başkan başkanlık eder. Şûraların çalışmaları alenîdir. Meclis üyelerinden herhangi biri şûra kararlarının iptalini isteyebilir. Dinî şûra sabah saatlerinde, siyasî şûra öğle saatlerinde, ilmî şûra ikindi saatlerinde, meslekî şûra yatsı saatlerinde toplanıp görüşmeler yapar. Dinî şûra Güneş doğmadan önce, siyasî şûra ikindiden önce, ilmî şûra akşamdan önce ve meslekî şûra yatsıdan önce dağılır.
Şûralarda sorumlular ortakları sayısınca söze ve oya sahiptirler. Sıra ile söz verilir. Gelmeyenlerin söz ve oy hakları yoktur. Şûraların ittifakla aldığı kararlar ittifakla değiştirilebilir. Bu kararlara karşı meclis üyelerinin hakemlere gitme yetkileri vardır. Kararlar iptal edilebilir. Dâvanın ikame tarihinden itibaren geçersiz olur. İstişarî kararlar aleyhine ancak dayanışma ortakları hakemlere gidebilir. Karar hakem kararları tarihinden itibaren geçersiz olur. Mağdur olanlar her zaman hakem kararları ile mağduriyetlerini giderebilirler.
Görev ve hizmetler şûralarca bölüşülmüştür.
b) Basın, araştırma ve plânlama hizmetleri ile demirbaş kayıtları ilmî şûraların; yayın, tebliğ, sağlık hizmetleri ile evrak kayıtları dinî şûraların; ulaştırma, ambar, bakım hizmetleri ile envanter muhasebesi meslekî şûraların ve; haberleşme, kasa ve güvenlik hizmetleri ile zimmet muhasebesi kayıtları siyasî şûraların görevleri arasındadır. Bakanlarını ve hizmetlileri atarlar, sözleşmelerini ve bütçelerini yaparlar, denetleyip hakemlere götürüp görevden aldırabilir veya kararlarını iptal ettirebilirler. Atamaları sıralama usûlü ile yaparlar, bütçeleri bölüşme usûlü ile yaparlar, kararları kollektif karar alma usulleri ile alırlar. Denetlemeyi ise şûra üyelerinden her biri ayrı ayrı bilgi alarak re’sen hakemlere gidebilme şeklinde yapılır. Şûra üyelerinin denetlemede sınırlı bir şekilde hakemlere gitme yetkileri vardır. Bir üye yılda ondan fazla bakan veya görevliler aleyhine hakemlere gidemez.
Tescil hizmeti üyeliklerine adaylarını ilmî şûra üyeleri gösterirler, meslekî şûra üyeleri sıralayarak seçerler. Bütçelerini ilmî şûra üyeleri yaparlar, meslekî şûra üyeleri sıraya koyarlar. Bakan ve görevliler aleyhine dâvayı her iki şûra üyeleri ayrı ayrı yapabilirler.
Tesbit hizmeti üyeliklerine adayları dinî şûra üyeleri gösterirler, meslekî şûra üyeleri sıralama usûlü ile seçerler. Bütçelerini dinî şûralar yapar, meslekî şûralar öncelik sırasına koyarlar. Denetimi meslekî ve dinî şûra üyelerinden her biri ayrı ayrı yaparlar.
Tahkik hizmeti üyeliklerine adayları dinî şûra üyeleri gösterirler, siyasî şûra üyeleri sıralarlar. Bütçelerini dinî şûra yapar ve siyasî şûra öncelik sırasına koyar. Denetimi dinî ve siyasî şûra üyelerinden her biri ayrı ayrı yaparlar.
Hakemliklere adayları ilmî şûra üyeleri gösterirler. Siyasî şûra üyeleri sıralayıp seçerler. Bütçeler ilmî şûra tarafından yapılır, siyasî şûra tarafından önceliğe göre sıralanır. Denetim ilmî ve meslekî şûra üyeleri tarafından ayrı ayrı yapılır.
C. İŞLETMLER
İşletmeler ehliyetli emek sorumluları tarafından kurulur.
Madde 12- a) Bir işletmenin kurulabilmesi için o işletmeye gerekli yerin temin edilmesi gerekir. Tesislerin kira payı üretici işletmelerde üreticilerin ücretleri toplamı kadar üründen bir pay olarak, hizmet işletmelerinde hizmet verenlerin aldığı ücretlerin toplamı kadar gelirden bir pay olarak belirlenir. Kira payı altyapı, arsa, yapı ve tesisler arasında bölüşülür. Altyapı ve arsa payları bucak mevzuatı ile, yapı ve tesis payları işletme sözleşmesinde belirlenen miktar ve şekilde bölüşülür. Tesis sahipleri işletme ortaklığını ancak işletme yeter derecede kira payını getiremediği zaman feshedebilirler. Tesis sahipleri yararlanma mülkiyetine sahiptirler, işletme mülkiyeti ise işletenlerindir.
İşletmeyi yapan ekibin o işletmeyi yapabilecek ehliyette olduğunu ilgili dayanışma ortaklıkları tesbit eder ve bu hususta teminat verir. İşletme sorumlusuna verilecek bu yetki ilgili dayanışma ortaklığınca sürekli denetlenir, kadrosunu yitirdiği takdirde sözleşmesinin teminatını kaldırır. Yeni dayanışma ortaklığı bulunamazsa sözleşme feshedilir.
Üretim işletmelerinde ham madde payı mamul maddeden bir pay olarak her parti için ayrı ayrı olmak üzere işletme sorumlusu ile pazarlıkla tesbit edilir. Ürün işletme ortağı tüccarlar tarafından pazarlanır. Taahhütlerini yerine getirmeyen tüccarın ortaklığı sona erdirilir.
Genel hizmetler küçük işletmelerde ilçedeki görevlilerin semtlerdeki temsilcileri, ilçelerde ilçe görevlileri bölgelerde bölge danışmanları ve kıtalarda kıta araştırmacıları tarafından oluşturulan bir genel hizmet ekibi tarafından verilir. Genel hizmet baş sorumlusu aynı zamanda işletmenin geçici baş hakemidir. İhtilaf hâlinde kararları uygulanır, mağdur olanlar hakemlere giderler. İşletme ekibinin yöneticisi işletme sorumlusudur.
Baş sorumlular genelgelerle işletmeyi yönetirler, Genelgenin iptali için hakemler nezdinde dâva açılabilir. Mağdur olan herkes dâva açabilir.
Her işletmenin bir işletme senedi vardır. Bütün girdiler ve çıktılar işletme senetleri ile karşılanır. İşletme senedi kasada nakitle değiştirilir. Baştan sermaye olarak konan nakdin dengede kalacağı şekilde senet fiyatlandırılır. İşletme senedi ana mal ile tanımlanır.
İşletmelerin Büyüklükleri
b) 10 kişiden aşağı kimsenin çalıştığı işletmeler “küçük işletmeler”dir. Semtlerde kurulur. 100’den aşağı kimsenin çalıştığı işletmeler “orta işletmeler”dir. İlçe merkezlerinde faaliyet gösterirler. 1000’den aşağı kimsenin çalıştığı işletmeler “büyük işletmeler”dir. Bölge merkezlerinde faaliyet gösterirler. 1000’den yukarı kimselerin çalıştığı işletmeler üstün işletmelerdir. Kıta merkezlerinde faaliyet gösterirler. Buralardan kredi veya ödenek alırlar. Gelirleri buralarda paylaşırlar. Küçük işletmeleri ilk, orta işletmeleri orta, büyük işletmeleri yüksek, üstün işletmeleri üstün ehliyetliler kurar ve işletirler. Genel hizmetleri semtlerde temsilci, orta işletmelere görevli, büyük işletmelere danışman ve üst işletmelere araştırmacı olan baş sorumluların kurduğu ekipler verirler.
D. BİRLİK
Güvenlik nöbetleşe sağlanır.
Ocakta Temizlik Nöbetleri
Madde 13- a) 15 yaşını dolduran kadınlar gündüz saatlerinde ocaklarında temizlik nöbetleri tutarlar. Bunlar aynı zamanda gündüzleri ocaklara giren ve çıkanları da gözetlerler. Herkesin (akbile benzer) parmak izi ile çalışır “elektronik kimlik hüviyeti” vardır. Kendi ocaklarına o hüviyetle girerler ve çıkarlar. Giriş ve çıkış saatleri hep kayda geçmiş olur. Yabancıların bir ocağa girip çıkabilmeleri için ocak içinde nöbetli birinin o kimliğe geçici veya devamlı giriş izin kartı okuyan cihaza takılmış olması gerekir. Bu kontrol mekanizmasının bozulması hâlinde kapı nöbetçileri tarafından açılıp kapanarak giriş ve çıkış yapılır. Bu takdirde bucak koruması haberdar edilir.
Ocakta Bekleme Nöbetleri
15 yaşını doldurmuş erkekler ocaklarında geceleri 12 saat bekleme nöbeti tutarlar. Giriş-çıkışları denetlerler. Yangın, sel, zelzele ve kaza benzeri tabiî âfetler ile hırsızlık, saldırı, hastalık, kavga gibi sosyal âfetleri sirene basarak ocak halkına duyururlar; ocak başkanının emrinde gerekli müdahale yapılır. Olağanüstü hallerinde başkan ocağın imkânlarını askerî düzen benzeri değerlendirir. Harcanan zamanlar ücretlendirilmez. Harcanan değerler ve doğan zararlar dayanışma içinde karşılanır. Her ocağın biri yardımcı olmak üzere, biri erkek, diğeri kadın iki başkanı vardır. Ocağı geceleri erkek başkan yönetir, gündüzleri kadın başkan yönetir. Gelen âfetleri savmaya ocağın gücü yetmediği takdirde semtteki korumadan yardım istenir.
Ocakların Bağımsızlığı
Ocaklar bucaklar içinde bağımsız olup başkanlarının dâveti olmaksızın koruma güçleri ocağa giremezler. Ocak yönetimi de evlere giremez. Cinayetlerin olması hâlinde ev veya ocak ablukaya alınır. Giriş yasaklanır, çıkış serbest bırakılır. Çıkanlara koruma hükümleri uygulanır.
Semtlerde Koruma Nöbetleri
15 yaşını dolduran erkekler bucaklarında kendi semtleri dışında bir semtte koruma nöbetleri tutarlar. Bu nöbetlerin toplam miktarı 9 aydır. Nöbet saatlerinde birliklerinde otururlar, dinlenme saatlerini evlerinde geçirirler. Koruma nöbetlerinde semte giren çıkanlar elektronik kontrole tâbidir. Bucaktaki herkes bucağın bütün semtlerine serbestçe girer ve çıkar. Bucak dışında olanların serbestçe girip çıkabilmeleri için bucak nöbetlilerinden birinin serbest giriş ve çıkışı bucak giriş kart kontrol makinesine işlemiş olması gerekir. Bucak kapılarından böyle girilir ve çıkılır. Koruma tabiî ve sosyal âfetlere karşı kurulmuştur. Ekin yerlerinin veya hayvanların zarar vermemelerine görevleri de bunlarındır. Semt sakinleri hayvanları serbest bırakıp tarlaların korunmasını isteyebilir, tarlaları serbest bırakıp hayvanların korunmasını isteyebilir. Bu semtlere göre değişebildiği gibi; mevsimlere, bazan saatlere göre de değişebilir. Bu husustaki kararları bucak meslekî şûrası alır. Korumanın güç yetirememesi hallerinde, bucak başkanları diğer semtlerin korumalarından bu korumayı desteklemelerini isteyebilir. Bucak başkanının muvafakati alınarak semt içinde olağanüstü hal ilân edilir. Olağanüstü hallerinde semt sakinleri ve malları semt yönetiminin emrindedir. Âfet korumalarla birlikte def edilir. Halka ücret verilmez. Ancak harcadıkları mallar ile uğradıkları zararlar semt koruma dayanışması içinde ödenir.
Ocaklarda Sıkıyönetim ( Bucak mıı????
Ocak içinde koruma yoluyla âfet def edilemezse veya güvenlik sağlanamazsa, ocak başkanı ocakta sıkıyönetim ilân ederek ilçe güvenliğinden güvenlik birliğini ister. Yönetimi ona teslim eder. Bucağın (Ocağın mı?????) bütün semtleri sıkıyönetimin yönetimine verilir. Taşra ocaklarına giremez. Koruma nöbetlileri onun emrindedir. Askerî düzenle güvenliği iade eder. Bucak başkanı birliği geri gönderir. Sıkıyönetimi koymak ve kaldırmak bucak başkanına aittir. Sıkıyönetime müdahale edemez. Bucak sıkıyönetim karşılığı zamana bağlı olmaksızın bir bedel öder. Bu bedel il siyasî şûrası tarafından belirlenir. Dayanışma içinde ödenir. Sıkıyönetimde istihdam edilen nöbetliler, koruma nöbetlerine mahsup edilir. Harcanan değerler güvenlik birliklerince ödenir. Doğan zararlar dayanışma içinde bucak tarafından karşılanır.
İlçelerde Güvenlik Nöbetleri
20 yaşını dolduran erkekler kendi ilçelerinde olmamak üzere ilin diğer ilçelerinde güvenlik nöbetlerini tutarlar. Bu nöbetlerin toplam miktarı 9 aydır. İlçe merkez bucağının korumasını bunlar yaparlar. Ayrıca ormanlıkları bunları korur ve işletirler. Yolların ve vakıfların bakımı ve temizliği de bunlara aittir. Bucakta hakemlerin aldıkları kararlara uymayan kimseler başka hakemler tarafından tenkile mahkûm edilebilirler. Başkanın dâvetlerine icabet etmeyenler de tenkile mahkûm edilebilir. Bunların tenkili de ilçe güvenlik kuvvetlerine aittir. Tenkil, etkisiz hâle getirmektir. Tenkil eden ölüsünü getirmelidir. Öldüren müfreze ödül istihkak eder. Bu ödül il siyasi dayanışması tarafından verilir. Tenkil edilen kimse çukura atılır, mezarlığa konmaz. İlçe güvenliklerinin tenkil edemediği kimse için ödül konur, kim tenkil ederse ödül ona verilir. İlçe içine giren bir yabancı eşkıyalık yaparsa; tanınıyorsa, adı ve soyadı ile; tanınmıyorsa, kendisine bir kod verilerek resim veya eşkal ile belirlenir. Teslime dâvet edilir, teslim olmazsa tenkile mahkûm edilir. Malları mirasçılarına kalmaz, ilçe dayanışmasına kalır. İlçe nöbetlileri nöbetleşerek haftalık tatil yaparlar ve bu tatil günlerini evlerinde geçirirler.
İlçede Olağanüstü Hal
Bir ilçede halk ayaklanması olursa veya başka bir sebeple ilçede güvenlik sağlanamazsa, il başkanının iznini alarak ilçe yöneticisi olağanüstü hal ilan edebilir ve ilçe merkez bucağının semtlerini askerî düzenle yönetir. Taşra bucaklarına başkanlarının dâveti olmadıkça giremez., merkez bucağının taşra ocaklarına da ocak başkanlarının dâveti olmadıkça giremez. Olağanüstü halde mallarını verenlerin maları ve zararları ilçe yöneticisinin siyasî dayanışması tarafından ödenir. Çalıştıranların ücretlerini ilçe halkının siyasî dayanışmaları öderler.
İlde Sıkıyönetim
Bir ilde güvenlik tesis edilemezse, il başkanı bölgeden askerî birlik ister ve yönetimi ona teslim eder. İl ve ilçe merkez bucaklarının merkez semtleri onun emrine girer. İlin tüm güvenlik nöbetlileri onun emrine verilir. Taşra bucaklarına giremez. Merkez bucaklarının ocaklarına da giremez. Kullandığı malların bedellerini askerî birlik öder. Zararlar il siyasî dayanışmalarınca karşılanır. İstihdam edilenlerin ücretleri de il siyasî dayanışmalarınca karşılanır. Sıkıyönetimde kişilere verilen zararlar birlik dayanışmalarınca karşılanır. Görev zararıdır.
Ülkede Savunma Nöbetleri
20 yaşını dolduran erkekler ülke içinde kendi bölgeleri dışında savunma eğitimini görürler ve savunma nöbetlerini tutarlar. Savunma nöbetlerinin toplamı barış zamanında 18 aydır. Bunun 6 ayı eğitim, 6 ayı nöbet, 6 ayı askerî işletmelerin üretiminde geçer. İsterlerse temel ehliyetliler eğitimi bir yıl yapıp erbaş, ilk ehliyetliler 18 ay eğitim yapıp üst çavuş, orta ehliyetliler 24 ay eğitim yapıp subay, yüksek ehliyetliler 30 ay eğitim yapıp üst subay, üstün ehliyetliler 36 ay eğitim yapıp general rütbesiyle orduda istihdam edilirler.
Askeri Birliklerin Gelirleri
Askeri birliklerin gelirleri ülke kamu gelirlerinin beşte birleri, bedellilerin bedelleri, gümrük gelirleri ve iç üretimden oluşur. İç tüketim için iç üretim yapılır, çalışanlara üretimden pay verilebilir. Dışa satış gayesiyle üretim yapılamaz. Ücretli işçi çalıştıramaz. Askeri nöbet tutmaktan kaçanlar ülke dışına çıkmak zorundadır. Yolsa askeri infaz uygulanır. Bölge vakıflarının işletmesinde hizmet görebilir ve buna mukabil karşılık alabilir.
Bölgede Olağanüstü Hal
Bir bölgede halk ayaklanırsa başkanın muvafakatini alarak bölge içinde olağanüstü hal ilan edilebilir. Olağanüstü halleri merkez ilin ilçelerinde uygulanır. Taşra il ve bucaklara uygulanmaz. İl başkanlarının dâveti olmadan illerin içine girilemez. Bölge olağanüstü hal uygulamasında bedenî istihdamlar nöbetten tenzil edilir. Yönetimin verildiği zararlar yönetim tarafından tazmin edilir. Dıştan gelen zararlar, bölge halkı tarafından dayanışma içinde ödenir.
Seferberlik
Herhangi bir dış saldırının belirmesi hâlinde bölgede yöneticinin talebi ve başkanın izni ile seferberlik hâli ilân edilir. Seferberlik hâlinde taşra dahil tüm bölge içinde olağanüstü hal var demektir. Herkes malıyla ve canıyla askerî yönetimin emrine girer. Seferberlik bittiğinde herkes koyduğunu alır. Kişiler geçimlerini sağlamış olur. Ücret tahakkuk etmez. Sadece fiilen verilmiş bedenî zararlar tazmin edilir. Eksiklik konan mallardan karşılanır. Fazlalığın yarısı nöbetlilerindir. Diğer yarısı da konan mallarındır.
Savaş
Saldırı hâlinde başkanın onayını alarak savaş hâli ilân edilir. Savaş hâli de seferberlik hâli gibidir. Seferberlik hâlinde toprak ve taşınmazlar eski hallerini korurular. Orada nöbet tutanlar seferberlik dolayısıyla bir şey almazlar. Oysa, savaş hâlinde elde edilen ganimetleri nöbetliler bölüşürler. Topraklar bütün halkın ortak malı olur ve savaşanlar da sonunda beşte bir alırlar. Savaş kazanıldıktan sonra tüm iller yeniden teşkil edilir. Tüm mülkiyetler yeniden kurulur. Savaşa girerken konmuş bulunan değerlere göre bölüşme yapılır. Sınır çatışmaları savaş değildir.
Savaşın Meşruluğu
Bir ülkeye mal ve kişi giriş ve çıkışları serbestse, orası “barış ülkesi” olup oralarda bu anayasa hükümleri geçerlidir. Hakemlere gidilir. Çıkış serbest, giriş merkezin iznine tâbi ise, o ülke “terk ülkesi”dir. Savaşılmaz, ama o ülke bu anayasanın tanıdığı haklardan yararlanamaz. Giriş ve çıkış yasaksa, o ülke “savaş ülkesi”dir. Bu anayasaya tâbi ülkelerden biri veya birkaçı birleşip o ülkeyi işgal edip yağmalayabilir. Saldırıya uğrayan devlet savunma hakkına sahiptir. Saldıran ülkeye saldırabilir ve ülkesini yağmalayabilir. Ancak bu saldırının gerçekten vuku bulduğunu, sonra da olsa hakemlerce karara bağlanmış olması şarttır. Hakem kararlarına uymayana karşı da savaş meşrudur. Savaş için ayrıca hakem kararı gerekir.
Savaş Hukuku
Savaşta savaşmayanlar da ölebilir, ancak savaşmayanlar hedef alınmazlar. Savaş bittikten sonra komutan;
- Karşılıksız olarak savaşanları serbest bırakabilir.
- Savaş tazminatı alarak serbest bırakabilir.
- Halkını haraca bağlayarak topraklarını kendilerine bırakabilir. Onlar bu topraklarda illerini, bucaklarını veya ocaklarını kurabilirler.
- Toprakları bölüşerek halkı esir edebilir. Esirler savaşanlara köle olarak verilir. Bunlar asimile edilir. Vatandaşlık ehliyetini kazandıklarında vatandaş hâle gelir. Bunun için sahipleri tarafından âzad edilebilir. Vasiyetle âzad edilebilir. Hür bir kimsenin annesi hâline gelebilir. Çalışarak ödediği bedelle hür hâle gelmiş olabilir. Kamu bütçesinden bunlara pay ayrılır. En çok kimsenin hür olacağı şekilde bölüşülür.
- İleride sorun olacak savaşan erkekler öldürülebilir.
Savaşın sonuçları sonra masalarda siviller tarafından tesbit edilemez. Barıştan sonra artık kimse savaş suçlusu olarak takip edilemez.
Bedellerin Miktarı
Bedellilerin bedel miktarını siyasî şûralar orta değer kuralı ile her yıl belirler. O yıl nöbet yaşına erişenler veya oraya katılanlar ömür boyu o miktarı 63 yaşına kadar ödemeye devam ederler. Ödeyemeyenler zorunlu çalışma ile bedellerini öderler. Bedelliler her zaman nöbetli hâle gelip kalan bedellerini vermez, nöbete katılırlar. Nöbetliler ise ocaklarını, bucaktakiler bucaklarını, ildekiler illerini, ülkedekiler ülkelerini terk etmedikçe, nöbetli iken bedelli olmazlar. Savaşta bu terk de caiz değildir. Nöbetliler birliklerini değiştirebilirler. Ancak seferberlik veya savaş hallerinde bu değiştirme caiz değildir.
Genel Hükümler
Bedelliler
b) Ocak, bucak, il ve ülkede nöbet hizmetlerine katılmak istemeyen kimseler, bedel vererek nöbet hizmetlerinden muaf olurlar. Bedellilerin siyasi yönetime katılma hakları yoktur. Ocak bedellileri ocak yönetiminde, bucak bedellileri bucak yönetiminde, il bedellileri il yönetimlerinde, ülke bedellileri ülke yönetimlerinde görev almazlar, seçemezler ve seçilemezler. İlmî, dinî ve meslekî faaliyetlere katılabilirler. Kamu görevleri ifa edemezler, genel hizmetleri yapabilirler. Silah taşıyamazlar.
Silah Taşıma ve İmali
Ocakta nöbetlilerin tek kişinin kullandığı ve tek kişiye etki eden silahları kullanmaları serbesttir. Bucaklarda en çok beş kişinin taşıyabileceği ve imha kabiliyeti on dairelik bir apartmanı yıkabilecek kadar olan silahı bulundurmak serbesttir. İller içinde her türlü savunma silahları bulundurulabilir. Uzaktan imha silahları kullanılamaz. Kişileri hedef almalıdır. Kitleleri hedef alamaz. Ülkede her türlü silahlar kullanılabilir. Silah üretimini herkes yapabilir. Ancak silahı insanlık silah vakfına satmalıdır. Her ülkede on civarında ordu bulunur. İnsanlık silah vakfı silahları dengeli olarak ordulara satmak zorundadır. Bir ordunun bulundurabileceği bir silahın miktarları insanlık siyasî şûrasınca belirlenir. Bir ordunun yeni bulduğu ve kendi imal ettiği silah bu kaydın dışındadır. Silah halk tarafından imal edilir hâle gelince ordu silahını bu vakıftan almak zorundadır. Silahların balistik özellikleri ile kayıtlı olması gerekir. Kimyasal, biyolojik, atom ve tahrip edici silahların sınırlandırılması ve kontrolü siyasî şûralara aittir.
Kadınların Siyasi Hakları
Kadınlar kendilerine erkeklerden birini koruma olarak seçerler, her zaman bunu değiştirebilirler. Seçtikleri korumaları nöbetli ise onlar da nöbetli olup siyasî haklara sahip olurlar, seçtikleri koruma bedelli ise onlar da bedelli olurlar. Nöbetli kadınlar siyasi haklardan yararlanırlar, görevleri yapabilirler, yapmak zorunda değildirler. Zorunlu görevlilere üst olamazlar. Birliğe katılınca rütbe alırlar. Rütbenin altında rütbeli olanlar onlara üst olamazlar.
Orduda Sorumluluk
Orduda bir kimsenin yaptığı bir fiil sözkonusu olduğunda tüm ordu yapmış sayılır, ordudan birine yapılmış fiil de tüm orduya yapılmış olur. Mahkemede ordu dâvalı ve dâvacı olur. Ordu içi işlerde ordu kendi düzenini kendisi kurar. Hukuk yasaları geçerli değildir
Tedhiş (terör)
Tedhiş, bir kişinin, teşkilâtın, devlet organının veya devletin hasmı olarak kabul ettiği kişi, teşkilât, devlet ve organa karşı değil de; bunların dışındaki kimselere kanlı saldırıda bulunarak insanlık düzenini istihdaf etmesidir.
Tedhişin önlenmesi kasame yoluyla olur. Kasame, mağdur olanların belirleyeceği kimselerin duruşmalı soruşturulması ile suçluların belirlenmesidir. Bir soruşturmacının fiili işlediğine şehadeti ile hafif tazminata, iki soruşturmacının fiili işlediğine şehadeti ağır tazminata, dört şahidin fiili işlediğine şehadeti ile kısasa mahkûm edilirler. Dört soruşturmacının şehadeti varsa iki soruşturmacının şehadeti, iki soruşturmacının şehadeti varsa bir soruşturmacının şehadeti geçersizdir.
Tedhişlerinden kuşkulanılan kimseler bucak başkanları tarafından bucaklarından sürülürler. Hiçbir bucağın kabul etmediği kimselere özel bucak kurulur ve ömürlerini orada geçirirler.
Dehşeti Destekleme
Bir bucak, il veya ülkenin tedhişi desteklediği hakem kararları ile sabit olursa, o bucak, il veya ülkeden de kasameden başka ek olarak tazminat istenebilir. Barış zamanında başka ülkede isyanı silah veya maddî imkânla faaliyette bulunmak, dehşeti desteklemek anlamına gelir. Bütün bunların hakemlerden oluşan yargı kararları ile belirlenmesi gerekir. Hakem kararlarına uymayanlara karşı savaş meşrudur.
IV. İNSAN
GÖREV
Görevler ehliyete dayanır.
Madde 14- a) Kişinin kendisini ilgilendiren ve kendi yerinde yaptığı işlerde tamamen serbesttir. Başkalarına zarar vermesi hâlinde mağdur olanlar hakemlere gider ve zararlarını tazmin ettirirler. Kişinin toplulukla ilgili işlerde serbest rekabet sağlanıyorsa, yaptıkları işlere ehil olmaları gerekir. Her ehliyetli o işi yapmaya ehildir. Kim önce yaparsa o görevlenmiş olur. Ehliyetli olanlar bir zarara sebebiyet verirlerse bunun hata ile vuku bulduğu kabul edilir ve zararları dayanışma ortakları tazmin eder. Aksini ispat külfeti karşı tarafa aittir. Ehliyetsiz olanların zarar vermeleri hâlinde zararın kendi ihmalleri ve bilgisizlikleri sebebiyle vuku bulduğu kabul edilerek kendilerine tazmin ettirilir. Aksini ispat külfeti faillere aittir. Genel hizmetin yapılabilmesi için ehliyetli olmanın yanında, o çevrede o hizmeti yapmaya atanmış olması da gerekir. Atanmış olmayanların genel hizmeti yapmış olmaları hâlinde ücretleri hizmet alanlar öderler. Hatalar yine dayanışma tarafından karşılanır. Ehliyetli olsun veya olmasın, kimse bir iş yapar da zarar iras etmezse o kimse asla sorumlu tutulamaz. Kamu görevlerini yapabilmek için o çevrede hizmetli olmak ve başkan veya yöneticilerin o görevin yapılması hususunda talimatı bulunması gerekmektedir. Bakanlar resmen görevli olup başbakanlar hakem durumundadırlar. Hizmet sorumluları yöneticiler tarafından verilen işlerde görevlidirler. Bir kamu görevlisi re’sen kamu görevi yapabilir. Ancak başkan görevini onaylamazsa yetkisiz hareket etmiş olur. Zarar vermemişse sorumlu olmaz. Zarar vermesi hâlinde dayanışma ortaklığı tazmin eder. Yöneticiler görev verir ve alırlar, görevlinin yetkilerine karışamazlar. Görevliler hakemlere karşı sorumludurlar. Görevliler görevlerini içtihatlarına göre yaparlar. Hatadan kendileri sorumlu değildirler. Zarar vermişlerse dayanışma ortaklıkları öder. İçtihada ehil olmayanlar dayanışma sorumlularının içtihatlarına göre hareket ederler. Ailede çocuğu doğurup büyütmekten kadın, geçimi sağlayıp korumaktan erkek görevlidir. Ortaklıklarda görevlilerin atanması ve görevlerin yapılması sözleşmelerinde belirtilir.
Başkan ve Bakanlar
b) Başkanları ilmî şûralar seçerler. Başkanlar çevrelere yöneticiler atarlar. Yönetici siyasî dayanışma ortaklığını altı ay içinde kurarsa yöneticiliği kesinleşir. Bütün çevrelerde iki yıl içinde yöneticileri atayıp kesinleştiren başkanların başkanlıkları kesinleşir. 63 yaşlarına geldiklerinde yeni başkan seçilir. Eski başkan fahrî başkan olarak kalır. Başbakanları başkanlar atarlar.
Tedris bakanını ilmî, irşat bakanını dinî, terbiye bakanını meslekî, tâlim bakanını siyasî şûralar sıralama usûlü ile seçerler. Her üye bir aday gösterir.
Evrak bakanını dinî, zimmet bakanını siyasî, envanter bakanını meslekî, demirbaş bakanını ilmî şûra sıralama usûlü ile seçer. Adaylarını şûra üyeleri başkanla mutabık kalarak gösterirler.
Noter bakanını başkanla mutabık kalarak ilmî şûra üyeleri gösterir, meslekî şûra üyeleri sıralama usûlü ile seçerler.
Hakemlik bakanını başkanla mutabık kalarak ilmî şûra üyeleri gösterir, siyasî şûra üyeleri sıralama usûlü ile seçerler.
Tesbit bakanını dinî şûra üyeleri başkanla mutabık kalarak gösterdikleri adaylardan meslekî şûra üyelerince, soruşturma bakanını dinî şûra üyelerinin başkanla mutabık kalarak gösterdikleri adaylar arasından siyasî şûra üyeleri tarafından sıralama usûlü ile seçilirler. Bakanlar ilgili şûra üyelerinin açacağı dâva ile denetlenirler. Hakemler kararları iptal edebilirler. Bakanı görevden alabilirler.
Tesbit, tescil, tahkik ve tahkim bakanları başkanların; evrak, zimmet, envanter ve demirbaş bakanları başbakanın; yayın, sağlık, tebliğ bakanları irşat; basın, planlama ve araştırma bakanları tedris; ulaştırma, imar ve ambar bakanları terbiye; haberleşme, güvenlik ve kasa bakanları tâlim bakanlarının başkanlığında toplanarak aralarında koordine sağlarlar.
Tedris, irşat, terbiye ve tâlim bakanları başbakan yardımcılarıdır. Aralarında toplanırlar. Hükümet başbakanın başkanlığında toplanır. Yöneticiler başkanların başkanlığında siyasî şûra olarak toplantılar yaparlar.
Yöneticiler başkanlar tarafından atanır, atandığı çevre dışındaki halkın yeter sayıda kimsenin siyasî danışmanı olmakla yöneticiliği kesinleşir. Çevrelerde hizmet sorumlularını ilgili bakanlar atarlar. Çevrelerde hizmet hizmetlilerini ilgili şûralar sıralama usûlü ile atarlar. Sorumluyu bakan her zaman alabilir. Hizmetli ise ancak hakemlerin kararı ile alınabilir. İlgili herhangi bir şûra üyesinin dâva açması gerekmektedir. Sorumlular da açabilir.
Hizmetlilerin hizmetlerinin kesinleşmesi için ilçelerde halkın o hizmetlinin hizmetini kabul etmiş olması gerekir. Kabul nisbeti en az yirmide birdir, en çok beşte birdir. Semtlerde ise ilçedeki bir hizmet görevlisinin de ona temsil görevini vermesi gerekir. Bölgelerde, ilçelerdeki hizmetlilerden en az 10 görevlisinin meslekî danışmanlığını kabul etmiş olması gerekir. Kıta merkezinde araştırmacı olabilmek için en az 10 bölge danışmanının danışmanı olmak gerekir.
Hizmetliler, 63 yaşlarına geldiklerinde kendilerine ehliyetli bir yardımcı alırlar. Kendileri emekli olurlar. Onun danışmanı olarak kalırlar. Kendisine kalan gelirin beşte birini danışmanlık ücreti olarak alırlar. Bir dayanışma sorumlusunun teminat vermesi yeterlidir. Hiçbir dayanışma sorumlusu teminat vermezse göreve devam edemez.
İşletmeler kendilerine bir baş hizmetliyi seçerler. Baş hizmetli işletme sorumlusu ile mutabık kalarak diğer hizmetlileri atarlar, mutabık kalarak hizmetten alabilirler. Mağdurların başvurmasıyla hakem kararı ile de alınabilirler.
Kamu görevleri yöneticiler tarafından sorumlulara bölüştürülür, sorumlular da hizmetlilere bölüştürürler. Burada eşitlik aranmaz.
Genel ehliyetli olan herkes görev almaya yetkilidir. Başka biri almamış da o görev duruyorsa, ehliyetli başka görevli atanıncaya kadar kendini görevlendirip görev yapabilir. Genel olarak hukuk düzeninde görev yapmaya kimse zorlanmaz. Ama görevli, göreve başladıktan veya görevi kabul ettikten sonra sona erdirmekle yükümlüdür. Sona erdirmezse sorumlu olur.
YETKİ
Mülkiyet
Madde 15- a) İşgal edilen yer işgal edenindir. Tahliye ettiğinde başkası işgal edebilir. İşgal edilen yer başkasına devredilemez, miras olarak kalmaz. İmar edilerek işgal edilen yer mülkiyete dönüşür. Bir yerin imar edilmesi o yerin değerini iki misline çıkarmakla olur. Yerlerin değeri ödedikleri genel hizmet veya kamu payı ile ölçülür. Dünyadaki merkez bölgenin merkez illerinin merkez bucakları tüm insanlığa açıktır. Boş buldukları yeri işgal edebilirler. Boş yer kalmazsa, diğerlerinden kira payı istenebilir. Toprağı vermekle bu paydan kurtulur. Ülke içinde de merkez illerinin merkez bucaklarında ülke halkı, il içinde de merkez bucaklarda ilçe halkı ve her bucakta bucak semtlerinde boş bulduğu yeri işgal edebilir, ihya edebilir. Boş yer yoksa, kendisine düşen payı en kenar yerde de olsa verilme zorunluğu vardır.
İnsanlık merkez kıta merkezlerinin, ülkeler bölge merkezlerinin, iller ilçe merkezlerinin ve bunları bağlayan yol şeritlerinin plânlarını yapar. Bucak, bucak topraklarının plânını yapar. Şayet yapmamışsa, kişi sahip olduğu toprağın plânını kendisi yapar ve orasını ona göre imar eder. Plâna karşı komşuları ve ilgilileri itiraz edip hakemlere gidebilirler.
Toprak mülkiyeti toprak plânlamasında gösterilen şekilde site sözleşmelerine göre kullanılır. Boş olan her yere plâna göre inşaat yapılır. Her inşaat yapan masraflarını belirterek o nisbette o yere ortak olmuş olur. Bu masrafların miktarı üzerinde hakemlere gidilebilir. Ortaklık hisse senetleri belirlenir.
Ortaklar azsa sıra ile, çok iseler temsilcilik aracılığı ile ortaklığı yönetirler. Temsilcilerin sayısı beşten az ve yirmiden fazla olamaz. Taşınmazı yönetme hakkı pay nisbetinde zaman içinde sıra ile yapılır. Yönetme hakkı ile işletme mülkiyeti farklıdır. Yönetmede öncelik hakkı en çok pay sahibine aittir. Yönetme hakları birleştirilebilir.
Taşınmazların işletilmesi ise işletmeyi bilen kimselere ait olup, bir sözleşme ile temlik edilir. İşletme mülkiyeti mirasla değil, vasiyetle intikal eder. İşletme mülkiyeti ancak işletmenin acziyeti hâlinde hakemler tarafından ellerinden alınır. Bu acziyet ondan yararlananlara sağlanan pay ile ölçülür. Cirosu anlaşmada belirlenen miktardan aşağıya düşen bir işletmenin işletme mülkiyeti düşer.
Kişiler mâlik oldukları veya işgal ettikleri mallarda mevzuat içinde tasarrufta serbesttirler. Yeni taşınmazlar ve yeni mallar yeni mevzuat ile ortaya çıkar. Bunu üretenler tesbit ederler. İlgililerin hakemlere gitme hakları vardır.
Kişilerin borçlanma yetkileri vardır. Borcunu ödeyemeyenlerin borçlanma yetkileri kalkar.
Sosyal Yetkiler
b) Yetki tecezzi etmez. Görev kiminse yetki de onundur. Görevli görevin bir kısmını başka ehil olan birine devredebilir. Yetki kendiliğinden ona intikal eder. Görevi verenin görevi geri alabilmesi asıldır. Hakemlik, başkanlık, bakanlık , hizmetlilik gibi haller dışında, atayan alma yetkisine de sahiptir. Ancak atayan atadığı kimseye talimat veremez. Atanan, işleri kendi içtihadı ile yürütür. Kendisi sorumludur.
Birlikte bulunan kimseler ortak işlerde birisini yetkili kılarlar. Bu yetki geçici olabilir. Sıra ile yetkileri kullanabilirler, yahut değişik işlerde değişik kimseler yetkili olabilirler, ancak yetkide ortaklık olamaz.
Ailede işbölümü vardır. Çocuğu doğurup büyütmek anneye, geçindirip korumak babaya aittir. Evde ortaklıkla ilgili son söz annenin, dışarıda ortaklıkla ilgili son söz babanındır. 7 yaşına kadar çocuğu eğitmek annenin, 10 yaşına kadar konulara göre anne ve babanın, 15 yaşına kadar babanın yetkisindedir. Çocuk 15 yaşına kadar annesinin yanında kalır.
Anne yoksa, annenin annesi veya annenin kadından kadın yakını ananın; baba yoksa, babanın babası veya babanın erkekten erkek yakını babanın yerine geçer. Sıra ile bu yetkileri bölüşebilirler. Kısas talebinde en yakın mirasçı olmayan en yakın erkekten erkek yakını söz sahibidir. Diyeti mirasçılara bölüşülür.
Görevlerde son söz görevliye, hizmetlerde son söz hizmet alana aittir.
Yetkiler arasında bir çatışma olursa başkan kararı uygulanır. Mağdur olanlar hakemlere gidilerek mağduriyet giderilir.
Herkes malını, canını, işini ve ırzını savunma hakkına sahiptir. Ziyan verilmesi hâlinde haksız olan kısasa tâbi olur, haklı olan diyet öder. Haklılık dört şahitle sabit olursa hafif diyet, haklılık iki şahitle sabit oluyorsa ağır diyet öder.
Zorlanan kimsenin karşı tarafa iras ettiği zarar kendisine gelecek zarar kadarsa ağır, yarısından az ise hafif diyet öder. İki katı ise kısasa tâbi olur. Bunlar her saldırgan için ayrı ayrı değerlendirilir.
Başkanlar şûranın kendilerine ittifakla yetki verdiği sahalarda karar alma yetkisine sahiptirler. Bu kararlara uyma zorunluğu vardır. Yetkileri aşan kararlar hakemlerce iptal edilir. Fesih tarihinden itibaren iptal ise karar tarihinden itibaren geçersiz kılar.
Herkesin kişi olarak kabul edilmesi, muhatap kılınması hakkıdır. Görüşme talebi reddedilen veya toplantıda konulmayan kişi hakemlere giderek karşı tarafa hakemler huzurunda söyleyeceğini söyleme hakkına sahiptir Bu hakkın süresini hakemler belirler. Susturulan kimsenin tazminat talep etmeye hakkı vardır.
Toplantılarda şûra üyelerinin söz ve oy hakları vardır. Diğer üyeler kendilerini temsil eden şûra üyeleri aracılığı ile söz veya oy hakkını kullanırlar. Temsilcilerini her zaman değiştirebilirler.
Nöbetli her erkek bir saldırı görürse müdahale etmekle yetkilidir. Müdahale etmemesi hâlinde diyeti onun âkilesi öder. Kadın da müdahale etme yetkisine sahiptir. Ancak etmezse diyetten âkilesi sorumlu olmaz. Müdahale eden nöbetlilere karşı koyanlar saldırgan sayılırlar. Nöbetlinin bu müdahalesini yapabilmesi için o ülke, o il, o bucak veya ocak içinde nöbetli olması gerekir.
SORUMLULUK
Suç ve Cezalar
Soruşturma
Madde 16- a) Bir cinayet işlendiğinde soruşturmacılar soruşturma yaparlar. Soruşturma ehliyetliler tarafından önce sözlü, sonra yazılı yapılır. Bucak başkanının kararı ile duruşmalı soruşturma da yapılabilir. Duruşmalı soruşturması açıktır ve kişi rahat yerde sorguya alınır. Soru sorup cevap alma dışında bir eziyet yapılamaz. Olağanüstü olaylarda hakemlerin kararı ile karakol soruşturması yapılabilir. Karakol soruşturmasında iz bırakmayan eziyet yapılabilir. Günde ancak sekiz saat sorguya alınır. Sorguda kaldığı günlerin iki misli tazminat ödenir. Yapılan eziyet karşılığı da ayrıca hata tazminatı verilir.
Üstün ehliyetliler üzerinde soruşturmayı üstün soruşturmacılar, yüksek ehliyetliler üzerinde soruşturmayı yüksek soruşturmacılar yapar, halk üzerinde soruşturmayı orta ehliyetliler yapar. İnsanlık ve ülke aleyhindeki soruşturmaları üstün soruşturmacılar, iller üzerindeki soruşturmaları yüksek soruşturmacılar, bucak ve ocak üzerindeki soruşturmaları orta soruşturmacılar yapar.
Soruşturmalar bağımsız yapılır. Tanıklık birlikte yapılır.
Nizasız dâvalarda tek soruşturmacının, nizalı hukuk dâvalarında çift soruşturmacının, ceza dâvalarında ise dört soruşturmacının şehadeti ile hüküm verilir. Hakemler şehadeti reddedebilirler, kendileri soruşturma yapamazlar.
Kasame
Faili meçhul cinayetlerde ayrı ayrı soruşturma ile sorun çözülemezse; en az bucaklarda 50, illerde 100, ülkelerde 200, insanlıkta 400 kişi sorguya çekilir. Sorguya çekileceklerin adlarını mağdur verir. Sorguya çekecek soruşturmacıları mağdurlar belirler. Bu genel soruşturma sonunda bir kimse aleyhine dört şahidin şehadeti varsa cinayetle mahkûm edilir. İki şahidin şehadeti varsı diyete mahkûm edilir. Tek tanığın şehadeti varsa kasameye dahil olur. Hiçbir tanığın aleyhine şehadeti olmazsa onlar ibra edilir. Sadece nöbetli görevlilerin ibra olması için dört tanığın beraatını talep etmesi gerekir.
Tazminat
Failler suçu işlemeye ehil iseler ve hayatta iseler tazminatı onlar öder, müsebbiplere verilmez. Ancak fiilin işlenmesine maddî destek verenler, yani fiil işlenmesinde acir olanlar varsa bunların malları hakem kararları ile müsadere edilir. Faillere kısas uygulanır, Acirler servetlerinden olurlar ve borçlanma ehliyetlerini kaybederler. Servetleri diyete yetmezse zorunlu işyerlerinde çalıştırılarak ödettirilir. Mübaşir varken mübaşir olamayana kısas uygulanmaz.
Bizzat ihkak-ı hakka kalkışanlara kısas uygulanmaz; haklı iseler hafif diyet öderler, haksız iseler ağır diyet öderler.
Anarşi
Barış zamanında bir devlet başka bir devletin topraklarında bir eylemi finanse ederek suç işletir ve zarar iras ederse failler kısasa tâbi olur. Devlet verilen zararın iki mislini öder. Affedilirlerse diyetin birini failler öder.
Bir örgüt kurup cinayetin işlenmesi hâlinde cinayeti işleyenlere kısas hükümleri uygulanır. Örgütün başının malları müsadere edilir. Diyete yetmezse zorunlu çalışmaya tâbi tutulur. Örgüte bilerek mâli katkıda bulunanlar fiili müştereken işlemiş olurlar. O fiile maddî destekleri yoksa veya o fiilin işlenmesinde kasıtları yoksa, örgüt başı dışındakiler cezalandırılamazlar.
Hakem kararlarına uymayan kişilere güvenlik tarafından tenkil infazı uygulanır. Hakem kararlarına uymayan ocak, bucak ve iller ablukaya alınır. Giriş yasaklanır, çıkış serbest bırakılır. Elektrik ve su gibi tüm kaynakları kesilebilir. Sayıları nisabın altına düştüğünde askerî birlikler girer. Çıkışlara izin vermeyen yönetime askeri saldırı düzenlenerek içindeki halk kurtarılır. Ocak, bucak ve il dağıtılır. Yöneticilere askerî infaz yapılır.
Savaş
Hakem kararlarına uymayan devletlere karşı savaş meşrû hâle gelir. İsteyen devlet gönüllülerden oluşan askerî birlik kurar ve bu ülkeye saldırabilir. Birden fazla devletler de birleşerek veya ayrı saldırabilirler. Cephe komutanları mağlup devlete uygun yaptırım yaptırabilir. Bağışlayabilir. Tazminat alıp serbest bırakabilirler. Haraç karşılığı topraklarını halka bırakabilir, halkı esir edip toprakları bölüşebilir, savaşanları öldürebilirler. Hakem kararlarına uyan devletlerle savaşmak meşrû değildir. Savaş meşriyeti hakem kararlarına bağlıdır. Karar sonradan da alınabilir.
Cezalar
En büyük suç kasden adam öldürmedir. Cezası kısastır. Biyolojik bir sistemi iptal da tam suçtur. Simetrik uzuvlardan yarısını iptal yarım suçtur. Kol yarım, dirsek dörtte bir, bilek sekizde bir, beş parmak on altıda bir, bir parmak 80’de bir, ilk boğum 160’da bir, ikinci boğum 320’de bir, tırnak 640’da bir kadar tam suçtur. Diş de bu kadardır. Çeneyi koparmak yarım suçtur.
Tam diyet 33 yıllık ücrettir. Ağır diyet iki mislidir. Bucağa göre değişir. Bir sopa bir günlük ücrettir. Ağırda kamçılanarak verilir. Hafif cezalar nakden ödenir, ödenemezse çalıştırılarak ödetilir. Dayanışma içinde ödenir. Ağır cezalar zorunlu çalışma yerlerinde çalıştırılarak ödetilir. Zorunlu çalışmaya mahkûm olanlar sitelerinden çıkmazlar, ancak dışarıdakiler her zaman girip çıkabilirler. Yakınları ile beraber oturabilirler, yakınları isterlerse oralarda çalışabilirler.
Genel Hükümler
b) Yetkili olan sorumludur. Çocuğunu eğitimsiz bırakan anne veya baba sorumlu olup, çocuk dâva ikame ederse âkilesi onu tazmin eder. Karının kocasına karşı, kocanın karısına karşı hak ve sorumlulukları vardır. Nafakasını temin edemeyen kocanın âkilesi kadına nafakasını öder. Hattâ mihrini veremezse mihrini de dinî âkilesi öder. Ancak bunun için evlenirken dayanışmanın muvafakati gerekir. Muta nikâhı serbesttir. Ancak doğacak çocuğa karşı sorumluluk devam eder ve dayanışma ortaklığı öder. Bâzı hususlarda dayanışmadan izin almak gerekebilir. Evlilikleri dayanışma ortaklıkları düzenler ve kefil olur.
Yetkili yetkilerini kullanırken bir mağduriyete sebep olursa dayanışma ortaklığı tazmin eder. Sokak harekâtına karşı askerî güç sevk edilemez. Ancak nöbetliler takdirlerine göre tesbit yapmak veya müdahale etmekle yükümlüdürler. Tesbit asıldır, müdahale ancak kesin sonuç verecekse ve suçsuzlara zarar verilmeyecekse yapılır. Mağdur olanlara müdahale birlikleri tazminat öderler.
Herkes gördüğünü ve bildiğini soruşturmacılara anlatmakla yükümlüdür. Anlatmayanlar veya yanlış anlatanlar sorumludurlar. Diyette payları kadar âkileleri iştirak eder.
HAKLAR
Ücretler
Madde 17- a) Ücretler serbest anlaşmalarla tesbit edilir. Anlaşma yapılmamış veya anlaşmada belirtilmemişse resmî ücrete göre paylaştırılır. Her işin ağırlık ve sorumluluğa göre bir karşılığı belirlenmiştir. Belirlenmemişse hakemler belirlerler. Başkaca anlaşma yok ise o işi yapanlar o karşılığı pay olarak istihkak ederler. Payları karşılığı belge verilir, belge sahipleri onu istedikleri gibi değerlendirirler.
Herkesin ilmî derecesi ve meslekî kabiliyetine göre resmî ücreti vardır. Başka türlü bir anlaşma yoksa, ortak iş yapanlar bu resmî ücrete göre emek karşılığını aralarında paylaşırlar.
Herkesin bir çalışma kredisi vardır. Bu kredileri resmî ücrete göre bölüştürülür.
Herkes istediği zaman çalışma kredisini alır; istediği zaman da emeklilik payını alır. Hastalık benzeri sebeplerden dolayı işe gelmediği günlerde emeklilik payını alır, krediden yararlanamaz. Bir kimsenin emeklilik payı resmî ücret ile yaşı göz önüne alınarak verilir. Belirlenir. Çalışmadığı günlerde meslekî derecenin kazanılması durur.
Kamu ve genel hizmetlerde çalışanlar resmî ücretle çalışırlar.
İnşaat işlerinde ücretler resmî ücret üzerinden ödenip yapıya şarj edilir.
Bir işyerinde çalışan başlangıç ehliyetliler gelirlerinin beşte birini onlara nezaret edenlere verirler. Bir işte çalışan temel ehliyetliler gelirlerinin beşte birini onlara iş veren ilk ehliyetlilere verirler. İlk ehliyetliler kendilerine iş veren orta ehliyetlilere beşte birini bölüşürler, orta ehliyetliler gelirlerinin beşte birini beş ile on arasında olan danışmanlar ile bölüşürler. Danışmanlar gelirlerinin beşte birlerini araştırmacıları ile bölüşürler.
Başkanların dışında herkes birden fazla iş yapabilir. Gerek hizmetliler, gerek görevliler başka işler yaparak gelir temin edebilir. Genel hizmetler ek gelir getirir.
İşletmelerden alınan genel hizmet paylarının yarısı orada çalışanlara bölüştürülür, diğer yarısı ise küçük işletmelerin bucak, orta işletmelerin il, büyük işletmelerin ülke ve üst işletmelerin insanlık merkezlerinde bir hesapta toplanır. Ortak hesapta toplanan genel hizmet payları ilçelerdeki görevlilere hizmet verdikleri kimselerin sayısınca bölüştürülür. Genel hizmet halka karşılıksız yapılır. İlçe görevlileri halka hizmet paylarının beşte birini semt temsilcileri ile, kalanın beşte birini danışmanları ile bölüşürler.
Birlikte Yaşama Hakları
b) Bir yerde beraber yaşayanların eşit şartlar içinde yaşama hakları vardır. İşyerlerinde yemek çıkıyorsa, herkes aynı yemeği yeme hakkına sahiptir. Aile içinde de geçimle yükümlü olan erkek kendi yediğini yedirmek, giydiğini giydirmek ve barındığı yerde barındırmakla yükümlüdür. İşle ilgili geziler dışında aile fertlerini de gezdirmekle yükümlüdür.
Genel hizmetlerden herkes eşit şartlar altında yararlanır.
Ortak yerlerden herkes eşit şartlarda yararlanır.
Pahalı ve ucuz mahalleler kurulabilir, pahalı ve ucuz taşıma araçları olabilir. Bir araç içinde pahalı ve ucuz yerler olabilir. Ancak bir yerde sınıflaşmalara müsade edilemez. Aynı yerde yaşayanlar sınıfsız olarak yaşarlar. İlim sahipleri saygı görürler.
BÜTÇE
Bütçe halkın isteklerine göre yapılır.
Madde 18- a) Kişiler şahsî ihtiyaçları dayanışma ortaklıkları sorumlularına veya kendilerine hizmet veren hizmetlilerine bildirirler. İmkânlar nisbetinde özel ihtiyaçlar giderilmiş olur. Bunun dışında halk bedenî ihtiyaçlarını sağlık hizmetlilerine, rûhî ihtiyaçlarını yayın hizmetlilerine bildirirler. Bu bilgiler dinî dayanışma sorumlusuna gelir. Dinî dayanışma sorumluları bu ihtiyaçları sıraya koyar. Ona göre öncelik verilmiş olur. Böylece değişik dinî sorumlulardan gelen istekler birleştirilerek ortak bütçe fasılları oluşur. Fasıllara bölüştürme yapılır. Herkes kendine göre fasıllara pay verir. Dinî şûra sorumluları ortakların adediyle orantılı oylara göre paylar değerlendirilir. Ondan sonra orta değer bulunur. Her fasıl için bulunan orta değer edilerek yüzdelerle bütçe yapılmış olur. Gelir buna göre fasıllara bölüştürülür. Mevzuata göre belirlenmiş paylar, dinî şûranın takdirine gerek kalmadan nisbet olarak tahsis edilir.
Araştırma hizmeti gelirlerin toplamını bulur, fasıllara bölüştürerek her fasla tahminî kaynak belirlenmiş olur. Buna göre projeler hazırlanır. Buna göre harcamalar yapılır. Kontrollerin raporları ile gerçekleşen miktar envanter muhasebesine bildirilir. Buna göre kesin hesap bütçeleri ortaya çıkar. Uygulama bütçesini ilmî şûra oluşturur.
İşletmenin altyapı ile tesisleri, bakım ve üretim işçiliği, genel hizmet ve kefalet (kredi) sermaye değildir. Sermaye ham madde ile satılığa arz edilen mamul maddedir. Her işletmenin bir ana malı vardır. Bütün malları stokları ile fiyatlandırılır. Ana mal işletme senedi ile diğer mallar ana mal ile değerlendirilir. Harcanmış emekler de işletme senedine çevrilir. Üretici işletmeler arz ve talep kanunlarına göre fiyatlandırılarak işletilirler.
İşletme senedi ise nakitle ana mal stokuna göre değerlendirilir.
Her yılın başında işletmenin ana mal cinsinden miktarı bulunur. Bu işletmenin sermayesidir. Sermayenin beşte biri kadar ana mal senedi kasaya konur. O miktar kadar da nakdin oluşması istenir. Nakit fazla ise işletme senedinin değeri yükseltilerek senet çoğaltılmış, nakit azaltılmış olur. Nakit azsa işletme senedinin değeri düşülerek nakit çoğaltılır. O yıl içinde o miktardaki senedin stoku korunacak şekilde fiyatlandırma yapılır. İşletme içinde tüm girdiler ve çıktılar işletme senedi ile değerlendirilir.
Üretimde ham maddenin payı artmamış kabul edilir. Sadece tesis , genel hizmet ve işçilik katkıda bulunmuş olur. Bunların işçilikle payları bellidir. İşçi ham maddeyi alır, bir tezgâhta işler ve ambara teslim eder. Aradaki fark tesis, işçilik, genel hizmet toplamıdır. Bakım işçiliği de içindedir. Buradan kendisine düşen pay belirlenmiş olur. Bakım işçisi ise payını hafta sonunda bakımını yaptığı makinanın üzerinde yapılan işe göre alır. Tesis ve genel hizmet payları ise satıştan hesaplanır.
Satış yapıldığında gelen genel hizmet payları 50’ye bölünür, gelecek aylara şarj edilir. Bu haftanın gelirleri geçmiş elli haftadan bu haftaya düşen miktar kadardır. O haftada emek, tesis, genel hizmet verenlerin ücret kira ve hizmet payları ona göre belirlenir. Beklenmedik giderler de gelecek aylara, hattâ yıllara yayılarak haftanın ürünü paylaştırılır.
Üretici olmayan işletmeler gelirlerini gelecek 50 haftaya şarj eder, böylece haftanın gelirini belirlerler.
Bütçeyi yapan şûra gelirlerin hizmetler arasında nasıl bölüşüleceğini belirler. Bir sektörde daha fazla hizmet verilmesi gerekiyorsa bütçede ona göre denkleştirmeleri yapar. Mesela, barışta hakemlik, savaşta ise güvenlik önemlidir. Salgın hastalıkların olduğu yıllarda sağlık bütçesi artırılmalıdır. Buna karşılık bakım hizmeti azaltılmalıdır. Bu yolla hizmetlere yön verilmiş olur.
Meslekî derecelerde de işyerlerinin sorumluluk ve ağırlık puanları vardır. Bir hizmete daha çok istihdam isteniyorsa, o mesleğin kadro ağırlık ve sorumluluk puanları yükseltilir. Ayrıca, belli mesleklere meslekî derece verilirken farklı dereceler verilir. Böylece o mesleğe rağbet kazandırılır. Bu daha çok ilk başlama derecesindeki yüksekliği ile sağlanır. Bu yıl tıbbı bitirenlerin ilk dereceleri 100, hukukun 80 olur, gelecek yıl mezun olanlar için aksi olabilir.
Bütçede hep nisbet ve kurallar gösterilip hiç bir zaman miktarlar yer almaz. Miktarlar doğrudan uygulamada ortaya çıkar
Kamu Vakıflarının Bütçeleri
b) Kamu içinde aşağıdaki işletmeler ayrı birer işletme olarak oluşturulur ve bunların bütçeleri ona göre hazırlanır.
1) Fakirler. Fakir, serveti vasat servetin altında olan kimselerdir. Her hafta paylarını alırlar. Bu fasla gelen miktar bucakta ve ilde ayrı ayrı olmak üzere eşit olarak bölüştürülür. Bundan yalnız çalışanlar pay alırlar.
2) Yoksullar, gelirleri vasat gelirlerinin yarısından az olan fakirlerdir. Bu fasla gelen miktarı bucak il ve ülke içinde ayrı ayrı olmak üzere eşit olarak bölüştürülür.
3) Kamu hizmeti verenler, bu fasla gelen meblağı hizmet verenlere kamu işletmesinden verdikleri hizmetlere göre ocak, bucak, il, ülke ve insanlık içinde ayrı ayrı olmak üzere paylaşırlar.
4) Ehliyetliler ocak, orta ehliyetliler bucak, yüksek ehliyetliler il, üstün ehliyetliler ülke içinde nisbetinde dayanışma sorumluları sorumluluk nisbetinde paylaşırlar.
5) İflas etmiş kimselerin itibarını iade etme vakıfının bütçesindeki gelirler öyle paylaşılır ki en çok kimsenin itibarı iade edilsin. En az borcu olanlardan başlanır.
6) Göçmenlerin veya savaş esirlerinin bucaklara yerleştirilmesi için kendilerine yardım yapılır. En çok göçmen yerleştirilecek veya en çok köle hür hâle getirecek şekilde destek yapılır. En az para ile yerleşebilecek kimselerden başlanır.
7) Hizmet vakıflarına işletme harcamaları için ayrılır. İşletmeciler bunu harcayarak işetirler.
8) Vakıfların işletme gelirleri, hizmet verenler dışında çalışanlara verdikleri hizmetlere göre bölüştürülür.
9) Yetimler. Babaları ölen kimselerin malları mevkuf hâle gelir. Çocuklar büyüyünceye kadar malların anasına dokunulmaz. Velileri onları işleterk işletme paylarına ortak olurlar ve sermaye ve tesis paylarını yetimlere verir veya bakarlar. Ayrıca ülke ve il içinde ayrı ayrı olmak üzere yetimler faslında toplanan meblağlar eşit olarak bölüştürülür ve onları büyütmeyi taahhüt eden kadına verilir. O da onlara harcar.
10) Yaşlılar. Çalışmış olan yaşlılar ilmî dereceleri ve çalıştıkları yıllarla orantılı olmak üzere aralarında bölüşürler. Çalışmamış olanlar yetimler faslına katılırlar. Bunlar emeklilerdir. Ayrıca emeklilerden konut kesintisi yapılır. Yaşlandıklarında konutu taksit taksit kamuya satarak aylık gelirlerini yükseltebilirler. Artan kısım çocuklarına kalır. Kıdem tazminatı verilmez.
11) Yolculara kervansaraylar kurulur. Gelen ve geçenler oralarda konuklanırlar. Karşılıksız konuklama yapılır. Her kervansarayın bir yatak kapasitesi vardır. O miktar misafiri her gün barındırmak zorundadır. Bunların yeme ve içmelerini de karşılar. Arabalarının bakımlarını da bunlar yaparlar. Ülke ve il çapında teşkilâtlanmışlardır. Bu fasıl yol vakıfları ile birlikte çalışır.
YAŞAMA
Selem Kredileri
Madde 19- a) Çalışanlara resmî ücretlerine göre kredi olarak toprak parası verilir. Bunu isterlerse inşaatta işçilik olarak değerlendirirler. İsterlerse buğday parasına çevirerek onunla “selem senedi”ni satın alırlar. Buğday parası ile toprak parası arsındaki kur geçmiş yılın son günündeki câri kurdur. Buğday parasına çevrilen miktarın yarısı alınıp beş katı bulunur. Bu miktarda çıkarılan buğday parasının beşte biri tesis sahiplerine kira payı, beşte biri kamu hizmetlilerine hizmet payı, beşte biri de çalışmayanlara yeryüzü kira payı olarak bölüştürülür.
Bu şekilde belirlenen buğday parasının tamamı çalışanlara ilmî derecelerine göre, çalışmayanlara yaşlılık veya yetimlik derecelerine göre “selem kredisi” olarak verilir. Halk bununla mağazalara peşin ödeme yaparak sipariş verir, mağazalar tüccarlara sipariş verir, tüccarlar işyerlerine sipariş verirler. Fiyatlar serbest pazarlıkla veya stok miktarlarına göre belirlenir. Tüccar ürettiği malların bir kısmını ihraç edip sipariş aldığı ve ülkede üretilmeyen veya pahalı üretilen malları dışarıdan ithal ederek siparişleri karşılar. Halk kamu hizmetlerinden ve tüm vakıflardan bedelsiz yararlanır. Böylece herkese aş bulunmuş olur.
Genel Hizmetler
b) Elektrik ve su gibi sınırlı olan değerlerin paylaştırılmasında yarısı bedelli sistemi uygulanır. Elektrik benzeri malların selem senetleri satılır. Değeri mevsim ve güne göre arz ve talebe göre oluşur. Üretici % 100 kamu payı ile birlikte üretmek zorundadır. Satılmış selem senedi kadar fazla selem senedi çıkarılır. Ve bu fazlalık bütün halka nüfus başına bölüştürülür. Senetler serbest arz ve taleple alınıp satılmaya devam edilir. Üretici aldığı siparişin iki mislini üretir ve teslim eder. Halk isterse payını satarak daha az elektrik kullanır, isterse alarak daha fazla elektrik kullanır.
Vakıflardan kamu hizmetlileri takdirlerine göre bölüştürerek halkı yararlandırırlar. Kamu hizmetlerinden karşılıksız yararlanırlar. Hizmetliler ücret paylarını kamu bütçesinden alırlar. Hizmetliler elde ettikleri gelirleri merkezlerde birleştirip hizmet verdikleri kişiler nisbetinde bölüşürler.
YASAMA
DAVRANIŞLAR : DİL TEKNİK ÖRF SANAT
İSTİŞARE : İCMA İTTİFAK İSTİHSAN İÇTİHAD
BEYAN : Vekâlet, Velâyet, Temsil, Hakemlik
YETKİLİ KARARI : SIRALAMA, ORTADEĞER ÖLÇME HESAPLAMA
SÖZLEŞME : İCAP KATILMA GİRME KABUL
Madde 20- a) Mevzuat ma’şerî kararlarla oluşur. Ekseriyet kararı geçersizdir.
Beyan: Kişinin hukuki beyanları kendisini ilzam eder. Beyanlarına mazeretsiz uymayan kimseler bundan dolayı bir zarara giren olursa onu tazmin ettirtmek hakkına sahiptir. Beyanın kişiyi ilzam etmesi için beyanı yazılı yapması ve tescil hizmetine teslim etmesi gerekir. Bunu dayanışma ortaklığı tazmin eder. Muttarıt davranışlar beyan gibidir. .
Vekâlet: Kişi belirli konularda beyanda bulunma yetkisini başkasına tevdi edebilir. Vekilin yetkileri dahilindeki beyanları tevkil edeni ilzam eder. Vekâleten yapılan beyanlar beyan edeni ilzam etmez. Beyanlarda bulunmaya ehil olmayanlar, ehliyetli vekil aracılığı ile beyanda bulunurlar. Kadınlar siyasi haklarını kendi seçtikleri erkekler aracılığı ile kullanırlar. Nöbetliyi seçerlerse nöbetli olur, bedelliyi seçerse bedelli olur. Korumalarının izni olmaksızın kadın bulunduğu yerden dışarı çıkamaz.
Velâyet: Tevkile de ehil olmayanların adına beyanları tabii veliler verir. Çocuğu doğurup büyütme anneye aittir. Bu husustaki beyanları anne verir. Çocuğun geçimini sağlayıp koruma babaya aittir. Bu husustaki beyanları baba yapar. Annesi emekli olmamış en yakın kadından kadın usul, onlar da yoksa en yakın kızdan kız füru’, onlar da yoksa anneden kız kardeşler, onlar da yoksa annenin kadından usulün kız kardeşleri, onlar da yoksa anneden kız kardeşlerinin kızlardan kızları, bunlar da yoksa buna göre en yakın kadın yakınları, onlar da yoksa en yakın veya komşu kadın beyan vermeye yetkilidir.
Baba yoksa benzer şekilde erkekten erkek yakınları beyana yetkilidir.
Kısas hakkında kararı mirasçı olmayan en yakın veli beyanda bulunur. Veli çocukların ana mallarına dokunamaz. Malları işletir, çocuklarına bakar, kendisi de gelirinden işletme payını alır. Bu pay hakemlerce belirlenir. Hakemin birini anne tarafı seçer.
Veli çocukların mutlak lehine olan kazançlı işleri reddedemez. Velisinin izni olmadan kimse akıl hastahanesine konamaz, ceza infazı dışında hürriyetinden mahrum edemez. Uzak velinin de velâyeti yüklenerek akıl hastahanesine konmasını önleyebilir.
Temsil: Şûralar 5 ile 20 kişi arasında oluşur. Kalabalık üyelerin bulunduğu topluluklar temsilcilikler aracılığı ile yönetilirler. Bir kimsenin temsilci olabilmesi için en az yirmide birinin temsilcisi olmak gerekir. En çok da beşte birinin temsilcisi olunabilir. Temsilci her zaman değiştirilebilir. Yürürlüğe devre başında girer. Temsilciler de temsil ettikleri kimseleri başkalarına aktarabilirler. Hiç bir temsilcinin temsilciliğini almadığı kimse o topluluktan ayrılmış olur. Değiştirmeden temsilci haberdar edilmelidir. Temsilciler temsil ettikleri kimseler adedince söze, oya, yetkiye ve hakka sahiptirler. Temsilcilerin beyanı kişilerin beyanıdır. Mağdur olanlar hakemlere gidip haklarını temsilcilerinden dâva edebilirler. Başkanlar yetkili kılındıkları hususlarda şûranın temsilcisi olarak istişareden sonra veya özel hallerde istişaresiz beyanda bulunurlar. Bu beyanları temsilcileri ve temsil ettikleri kimselere bağlar. Hakemlere gidilebilir.
Hakem: Herkesin komşuluk, yakınlık, emek ve sözleşmelerden doğan vazgeçilmez ve devredilmez hakları vardır. Bu haklara sahip olma bakımından kişiler eşittir. Hak ve hürriyetlerinin sınırı başkalarının hak ve hürriyetlerinin sınırıdır. Bu sınır tarafların seçeceği ehliyetli iki hakemle, hakemlerin seçeceği ehliyetli bir baş hakemden oluşan tarafsız ve bağımsız mahkeme ile belirlenir. Herkes yargı kararlarına kendi rızaları ile uyar.
Kişiler arasında, topluluklar arasında veya kişilerle topluluklar arasında çıkan her türlü nizalar, tarafların seçecekleri hakemler ile onların seçeceği baş hakemden oluşan hakemler kurulunda çözülür. Hakemlerin beyanı tarafların bayanıdır. Baş hakemin beyanı hakemlerin beyanıdır. Hakemler bir konuda hükmetmek üzere görevlendirildikten sonra azledilemezler. Hakemler de hakemlikten çekilemezler. Hakemlikten çekilenler veya baş hakemde anlaşamayan hakemlerin hakemlikleri düşer. O konuda hiçbiri hakem olamaz. Üç defa hakemliği düşen bir daha hakemlik yapamaz.
Davranış: Bir kimsenin bir olay karşısında bir davranışta bulunması o kimsenin benzer olaylarda da aynı davranışta bulunacağı kabul edilir. Böyle kabul eden kimse sorumlu tutulamaz. Kişi kurallar içinde davranmakla yükümlüdür. Bir topluluk içinde aksi davranışta kimse bulunmamışsa aksi beyan edilinceye kadar o davranış kuraldır. Aksini beyan eden ilzam olunamaz.
Bir kimsenin başka birinin davranışını görüp de itiraz etmemesi hâlinde o davranışı tasvip etmiş kabul edilir. Bir toplulukta itiraz edilmeden oluşmuş davranışların herkes tarafından bilinmiş hale gelmesiyle kollektif karar olmuş olur. Kollektif kararlar tamamlayıcı olup zorlayıcı değildir.
İstişare: Bir şûra ittifak edemediği hususlarda başkana karar alma yetkisini verebilir. Başkan istişare eder ve son sözü söyler. Bu söz şûranın sözüdür. Yürürlüğe girer. Üyelerden herhangi biri hakemlere giderek kararı yetki dışına çıkma, icmaa aykırı olma, çelişki içinde bulunma, uygulama imkânsızlığı veya zorluğu sebepleri ile iptalini isteyebilir.
Başkan herkesi dinledikten sonra meclisten ayrılmadan ve şûra üyeleri dışında kimselere danışmadan karar vermelidir. İstişarî kararlar yine istişarî olarak değiştirilebilir
Yetkili: Belli konularda karar almaya ittifakla yetkili kılınan kimsenin aldığı karar yetki verilenlerce alınmış kabul edilir. Emredici hükümleri de içermiş olabilir. Karar hakemler yoluyla iptal edilebilir. Şûra başkanının istişareden sonra aldığı karar bağlayıcıdır.
Sözleşme: Mevzuatın esası sözleşmelerdir. Sözleşme, iki kişinin karşılıklı anlaşarak vardıkları sonuçtur. Teklif edenle kabul eden arasında bir ayrıcalık yoktur. Aynı derecede hak sahibi ve aynı derecede sorumlu olurlar. Sözleşme yapmak ve sona erdirmek serbesttir. Ancak sözleşme yürürlükte iken sözleşmeye uymayan kimselerin verdikleri fiili zararlar tazmin edilir. Kimse sözleme yapmaya ve sözleşmeyi sürdürmeye zorlanamaz.
Tip sözleşmeler yapılırsa katılanların ortak sözleşmeleri olur. Sözleşmeler o topluluğun mevzuatıdır. Topluluğa katılanlar o sözleşmenin içeriğini bilmeseler bile bilmiş kabul edilirler.
Sözleşmelerden mutazarrır olanlar hakemlere gidip iptal ettirebilirler. İptal edilmiş sözleşmeler geçersizdir, hakemler ona göre hükmedemezler. İcmalara aykırı olan, içinde tenakuz bulunan, imkânsız olan hükümler geçersiz kılınır.
Dil: Ocaklarda konuşulan dil konuşma dili olup ocakta mevcut varlıkları müşahhas olarak gösterir. ‘Kapıda bekle’ dendiğinde, ocağın kapısında beklenecektir. Bucak dili yazı dili olup cins isimleri nekire veya marife olabilir. Marifeler karine ile mücerret varlıklardan birine delâlet ederler veya istiğrakı ifade ederler. İl dili sanat dili olup duyguların ifadesinde kullanılır. Ülke dili hukuk dilidir. Hukuk kavramları ülke hakemlerinin belirlemeleri ile ortaya çıkar. İlim dili alimlerin tanımları ile ortaya çıkıp Arapça ve Lâtincedir. Her dayanışma ortaklığı kendine göre tanımlar yapar. Onlar için o geçerlidir.
Toplulukları yöneten sözleşmelerdir. Sözleşmeler hukuk dili ile ifade edilir. Sözleşmelerin yorumu hakemlere aittir.
Hiçbir ifade birinin mülkü olamaz. İstenilen her ifade kopya edilebilir, çoğaltılabilir, alınıp satılabilir. Burada “alınıp satılan” içeriği değil, kâğıt veya disket gibi maddî araçlardır. Fikrî haklar kamuca karşılanır ve herkesindir.
Sanat: Sanat duyguların ifadesidir. Halkın hoşuna giden eserler kollektiftir. Herkes onu o duyguları ifade etmek için kullanır. Sanat eserlerinin taklidi serbesttir. Alınan satılanın taşıdığı duygular ve estetiklik değil, tamamen maddî araçlardır. Hakaret tazminatı gerektirir. Hakaretin olup olmadığına hakemler karar verir. Sanatçının hakkı kamuca karşılanır.
Teknik: Mamullerin şekil ve standartları, imal şekilleri mülkiyete konu olmaz. Herkes herkesi her zaman taklit edebilir. Sadece ünvan kullanamaz. Standartları biri yapar, malını arz eder, halk onu tutunca o topluluk malı hâline gelir. Kullanılan kelimeler o malları ifade etmiş olur. Bu husustaki kararlar topluluğa aittir. Proje üretenlerin hakları kamuca verilir. Standartlara uygunluğu hakemlerce belirlenir. Fiyatlar arz ve taleple serbestçe oluşur. Depo veya kasadaki standartlarla bu arz ve talep görünür hâle getirilir. Merkezî kasa veya ambar birer arz-talep göstergesidir.
Örf: Örf, sosyal ilişkilerde söz ve davranışlara yüklenen mânâlardır. İnsanlar ilişkileri bu tür standart davranışlarla belirlerler. İki kişi birleşip aralarındaki ilişkileri bir kurala bağlarsa ve bu kurala uyarlarsa aralarında bu örf hâline gelmiş olur. Bu topluluğa katılanlar o örfe uyarlar. Bunların yazılı hâle getirilmesi gerekir. Topluluk tarafından benimsenen davranış kuralları yazılı hâle gelmemiş olsa bile, hakemler yazılı hâle getirip örf olarak kabul edebilirler. Ondan sonra yazılı hâle gelmiş olur.
Bir topluğun örfüne uymayanlar o topluluktan ayrılmak zorundadırlar
Dil, sanat, teknik ve hukuk kollektif kararlarla oluşur. Bunların bağlayıcı olması için hakem kararları ile teyit edilmesi gerekir. Bucakta, bucak davalarına bakan bütün hakemler tarafından onaylanan kollektif karar kesinleşmiş olur. O bucakta kollektif kararın değişmesi için bütün hakemlerin aksine karar almaları gerekir.
İcap: Kişinin kamuya yaptığı icap kendisini bağlar. Kabul edinceye kadar değiştirebilir. İcabı geri çekebilir. Yürürlükte iken kabul gelirse reddedemez. Mağaza malını herkese aynı fiyatla satmak zorundadır. Kişilere farklı fiyatlar uygulayamaz. Belirsiz icap geçersizdir. “Ben bunu satıyorum.” diyen bir şey dememiş olur; “Ben bunu şuna satıyorum.” demelidir.
Kabul: İcaba kabul diyeni de bağlar. Ondan sonra sözleşme geçerli olup icap veya kabul yapan için eşit hak ve yükümlükler taşır. Yorumlama hakemlere aittir. Kabul icabın aynısını kabul etmelidir. Kabul eden icapta değişiklik yapamaz. Kapalı veya açık artırma işlemleri bâtıldır. Artırma veya eksiltmeyi icabı yapan yapar. Eğer icap sayılı ise ilk kabul edenler için geçerli olup, dolunca icap düşmüş olur.
Girme: Bir kimse bir bucağa veya ocağa girdiğinde o yerin kamu hukukunu kabul etmiş olur. Değiştirme usûlünü de kabul etmiş olur. Bu amir hükümler için geçerlidir. Tamamlayıcı hükümlerde kendi içtihadı geçerli olur. Usul bu anayasaya aykırı olsa bile bunu bilerek girerse yine mülzem olur.
Katılma: Bir kimse bir dayanışma ortaklığına girdiğinde o dayanışma ortaklığının sözleşmelerini kabul etmiş olur. Dayanışma yükümlülüğü dışındaki hükümler tamamlayıcıdır. Kendisinin özel içtihatları olmayanlarda geçerlidir. Hiç kimse bir topluluğa katılmaya veya o toplulukta kalmaya zorlanamaz. Yeri ve topluluğu değiştirmek serbesttir. Ancak bulunan yerin kurallarına ve yöneticilerine uymak zorunluğu vardır.
İcma: Meclisin bütün üyeleri tarafından ayrı ayrı deliller göstererek aynı hükme varmışlarsa bu icma olup, ancak yeni icma ile değişir. Ocak, bucak, il, ülke ve insanlık icmaları vardır. Kavlî icmalar taşra bucak ve ocaklarını da bağlar. Sükûtî icmalar taşra bucakları için tamamlayıcı hükümlerdir. İcmaların sübutu başkanların ilânı ile belirir. Üyelerden birinin iki bayram arasında itirazı ile icma akdedilmemiş olur. Kişilerden herhangi birinin dâva açması ile hakem kararları ile de düşer.
İttifak: Bir konuda ilmî, dinî, meslekî veya siyasî şûralardan her birinin başkanın başkanlığında zararlaında meşveret edip ittifakla bir karar elde edilmiş ve meclis üyelerinden herhangi birinin itirazı ile karar hakemlerce iptal edilmemişse bu karar ittifak kararıdır. Sükûtî icmadır. İttifak kararı icma veya ittifak kararı ile değişir. Her kuruluş kademesinde ittifak sözkonusudur.
İçtihat: Meclis üyelerinden herhangi birinin delillere dayanarak açıkladığı kesin görüş onu ve ona uyanları bağlar. İçtihat içtihadıyla değişir. Aksi delil veya uyarı gelmedikçe araştırmayı durdurabilir. İçtihatlarındaki açıklar ilmî dayanışma sorumlularının içtihatları ile tamamlanır. İçtihatlar da başkanlar tarafından yayınlanır ve o takdirde yürürlüğe girer,
İstihsan: Herkes kendi yaşama ve çalışma kurallarını kendisi koyar ve değiştirebilir. Bunu yazılı hâle getirmek gerekir. Yürürlükte iken bu kendi koyduğu kurallara kişinin uyması gerekir. Meclis üyelerinden herhangi birinin delillere dayanmadan ortaya koyduğu görüş de geçici olarak kendisini ve ona uyanları bağlar. Delillendirmeye çalışmakla yükümlüdür. Görüşler yeni görüş veya kesin görüşlerle değişir.
Ölçme: Bir şeyin ölçülmesi veya sayılması kesin bilgidir. Herkesi bağlar. İhtilâf edildiğinde orta değere gidilir. Kararı hakemler verir.
Orta değer: Bir şeyin ölçülmesi mümkün olmazsa yetkililerce takdir edilir. Orta değer topluluğun kararı olur.
Sıralama: Seçimde olduğu gibi ölçmenin mümkün olmadığı yerlerde adaylar seçiciler tarafından sıralanır. Bir adayın aldığı sıraların toplamı sıra derecesini verir. Topluluk değerleri ile kişinin takdir değerleri arasındaki sapmanın azlığı takdir değerini verir. Takdir ve sıra dereceleri ayrı veya birlikte yerine göre değerlendirilir. Denge korunur.
Kıyas: Tümden gelim veya tüme varım yoluyla varılan sonuçlar defidir, davi değildir. Sonuca varan değil, sonuca itiraz eden delil göstermekle yükümlüdür. Kıyas yapanı bağlar. Niza hallerinde son karar hakemlerindir. Sistem karşılaştırılarak yapılan kıyas da geçerlidir.
MEVZUAT
Anlaşmalar
Madde 21- a) Topluluklar tip sözleşmeler hazırlarlar. Tip sözleşmeler mevzuat olup kişiler hangi tip sözleşmeyi kabul ederlerse o sözleşme onlar için geçerli olur. Özel hukuk mevzuatı dayanışma ortaklıkları içinde geçerlidir. Faile göre düzenlenir. Kamu hukuku mevzuatı bucaklar içinde geçerli olup fiil nerede işlenirse oranın mevzuatı uygulanır. Kamu hukuku yere göre düzenlenir. Özel hukukta ispat külfeti kime ait değilse onun sözleşme hükümleri uygulanır. Sözleşmenin kime ait olacağı ise usul hükümlerine tâbi olup, usulde hakemlerin yani baş hakemin usulü uygulanır.
b) Mevzuatın Yapılması
Bir konuda mevzuatın yapılması kararlaştırılmış ise yarışma açılır. Yarışmaya katılmak için bucak mevzuatında orta, il mevzuatında yüksek, ülke mevzuatında üstün ehliyetli olmak gerekir. İnsanlık mevzuatında ilmî dayanışma sorumlusu veya onun temsilcisi olmak gerekir.
Yarışmaya katılanlar kendileri sıralayıp derecelendirirler. Telifte ilk sırayı alan on takdirde ilk sırayı alanlardan on yarışmacı ile kendi istekleriyle eşleşir ve birer metin hazırlarlar. Bu metinler meclisin sıralamalarına sunulur. Sıralamada birinci gelen mevzuat yürürlüğe girer. Hakemlere gidilip bazı maddeler iptal ettirilebilir. Maddeler teker teker oylanır. İttifakla kabul edilen maddeler emredicidir. Diğerleri tamamlayıcıdır. Taşra meclislerinde de oylanır ve hepsinde kabul edilirse taşrada da emredici olur. Bir metin hangi usullerle hazırlanırsa o usullerle değiştirilebilir. Hakemlerin kararı bu hükümden müstesnadır.
Böylece oluşmuş mevzuatta aykırı sözleşmeler geçerlidir. Ancak sözleşmede mevzuatın madde numarası zikredilerek yaptıkları değişiklikleri belirtmeleri gerekir. Sözleşmede bulunmayan hükümlere mevzuat uygulanır.
Mevzuatta yer alan yasaklayıcı hükümler geçerlidir ve cezaları uygulanır. Ancak bu hükümlerin kamuya mazarret teşkil etmesi gerekir. Hakemlere gidilerek mazarret teşkil etmediği ilmen ispatlanırsa cezai hükümler kalkar.
Anayasalar teşkilatlanma ile insanlığın hukukunu belirtir. Tamamlayıcı hükümleri içermektedir. İnsanlık Anayasası hükümleri tamamlayıcı olarak tüm yeryüzünde geçerlidir.
Usûl Mevzuatı yalnız hakemler için tamamlayıcı hükümleri içerir.
Ceza hukuku kamu hukukundan olup her bucağın kendi ceza hukuku vardır. İllerde il ve ilçe merkez bucaklarının kamu hukuku birdir. Ülkelerde merkez ili ile bölge merkez illerinin il ve ilçelerinin merkez bucakları aynı kamu mevzuatına tâbidirler. İnsanlık merkez bölgesinin merkez illeri ile kıta merkez bölgelerinin merkez illerinin il ve ilçe merkez bucaklarında insanlık mevzuatı uygulanır.
Muamelat özel hukukun, ibadat ve ukubat kamu hukukun konusudur. Münakehatta bedeni ilgilendiren kısımlar kamu, mâli kısımlar ise özel hukuka tâbidir.
ÇALIŞMA
Herkese İş
Madde 22- Çalışan herkesin meslekî dayanışma ortaklığı tarafından verilmiş bir meslekî derecesi ve buna göre resmî ücreti vardır. Bu ücret toprak parası ile belirlenmiştir. Yılbaşında buğday parasının toprak parası ile olan kuru kamuca belirlenmiştir. Çalışanlar kredilerini toprak parası olarak alır ve inşaatta, demir parası olarak alır ve inşaat malzemesini üretmekte, buğday parasını alır ve tüketim mallarını üretmekte, altın parasını alır ve hizmetlerde değerlendirirler. Kredilerini aldıkları paralarla kendi istekleri ile buğday veya toprak parası ile borçlanırlar.
Buğday parası ile borçlananların yarsının beş katı buğday parası ile kredi açılır. Bunlardan ikisi çalışanlara verilmiş olur. Diğer biri tesis sahiplerine kira karşılığıdır. Bir diğeri çalışmayanlara dağıtılacak yeryüzü kirası karşılığıdır. Biri de kamu ve genel hizmetlere aittir.
İnşaatlarda çalışanlar toprak senetlerini, inşaat malzeme üretiminde çalışanlar malzeme senetlerini, üretim işyerlerinde çalışanlar selem senetlerini alırlar. Kamuda çalışanlar ise kamu pay belgesini alırlar. Bunları toprak veya buğday parasına çevirip borçlarını kapatırlar.
Çalışmak isteyenler isterlerse bu resmî ücretlere göre yılbaşında yıllık kredilerini buğday senedi olarak borçlanarak alırlar. İsteyenler buğday senedi kredisi almayıp inşaatlarda çalışırlar. Buğday senedi kredisi alanların yarısının beş katı toplam buğday parası kredi olarak verilir.
Tüccarların satın aldıkları gün, vâdesi gelmiş olsun veya gelmesin, selem senetlerini rehn ederek altın parasını kredi olarak alma hakları vardır. Selem senetlerinin altın para karşılığı kredi değerleri bucak yönetimi tarafından belirlenir. Senetler kredilerle sübvanse edilerek belli malların stok seviyesi yükseltilebilir.
İnşaatın Yapılması
b) Yılbaşında çalışanlara ülke içinde 2000 saatlik ücretleri karşılığı toprak parası kredi olarak verilir.
1. İsteyenler istedikleri kadarı ile inşaat ortaklığını kurar, sermayelerine uygun arsayı beğenirler ve bu arsa ile bucak bu ortaklığa katılır. Arsanın projesi ve altyapısı bucağa aittir. Yapı veya tesisin beşte ikisi bucağa aittir. Bunun beşte biri ile sitenin iç altyapısı, diğer yarısı ile site, bucak, il, ülke ve insanlık altyapılarına eşit olarak bölüştürülür. Sermayeleri ile inşaat malzemesini satın alırlar. İnşaatı peyderpey bucağa teslim ederek karşılığında hisse senetlerini alıp komisyonculara satarlar. İşçilerin ücretleri toprak senedi cinsinden çalıştıkları gün ödenir. İnşaat borçlanmış olur. Elde ettikleri toprak senedi ile kredilerini kapatmış olurlar. Buğday parası selem karşılığı, toprak parası çalışma karşılığı kullanılmış olur. İnşaatta kredileşme ve değiştirme resmi fiyat ve ücretler üzerinden yapılır.
2. İsteyenler toprak parası ile aldıkları yıllık çalışma kredilerini buğday parası ile değiştirirler. Toprak parasını borçlanacaklarına buğday parasını borçlanırlar. Kredi değerlerini her yıl bucak yönetimi belirler. Buğday parasını birleştirip sermaye yapan çalışanlar tesis sahiplerini ortak ederek işletme senedini çıkarırlar. Aldıkları buğday parasını işletme senedini alıp satmak için sermaye olarak kullanırlar. İşletme selem senetlerini çıkarır ve üretimden önce malını satmış olur. İşletmeye girdiler işletme senedi karşılığı girer ve çıktılar da işletme senedi karşılığı çıkar. Fiyatlar stoklarla belirlenir.
3. Bir tesis faaliyete geçtikten sonra kira payı satılmış senetlere bölüştürülür. Hisse senetleri satıldıkça değerleri yükseltilir. Satılması duruncaya kadar senetler çoğaltılır. Kira payları dağıtılmaz, yapıların hisse senetlerinin nominal değerleri yükseltilir. Câri değerler arz ve talebe göre ayarlanır. Hisse senetleri parçalanmış olarak satılır ve alınır. Bütün senetlerin iadesi hâlinde yapı devlette kalır ve kendisi kâr veya zararla amorti etmiş olur.
4. Malzeme ticareti yapanlara demir parası kredi olarak verilir. Malzemelerin satış bedelleri resmîdir. Alış bedelleri serbesttir. Kasalarında para veya ambarlarda resmî fiyatlarla malzeme bulundurma zorunluğu vardır. Böylece serbest ekonomi içinde çalışan herkese iş bulunmuş olur. Her mal için üretim miktarı dengelenir. İnşaat ve üretim dengesi oluşturulur. İthalat ve ihracat dengesi oluşturulur.
KREDİ
İlçelerde Mağaza ve Ambarlar
Madde 23- a) Her ilçede bölgeye göre standart mağazalar inşa edilir. Bu mağazalar aynı zamanda ilçe ambarlarına bitişiktir. Standart mal üretenler bu ambarlara mal teslim ederler. Standart mal üretmeyenler de bu mağazalara mallarını satarlar. Mağazalara standart mal olsun, standart mal olmasın tüccarlar mal getirir ve satarlar. Mağazalar kendi sermayeleri ile mal alıp satmazlar. Mağazaların ve ambarın Kira Karşılığı % 4, Çalışanlara % 4, Genel Hizmet % 2, Nakliye % 2, Sermaye % 5 ve Yardımlaşma % 3 olmak üzere, % 20 ile satış yapılır. Bu nisbetler illere göre değişebilir. Bu mağazalara mal satacak veya bu mağazalardan mal alıp başka yerlere götürüp satacak tüccarlara buğday, demir veya altın parası ile krediler verilir. Fiyatlandırmayı pazarlıkla kendileri yaparlar. Standart malların selem senetlerini veya malları alır ve nakden ödeme yaparlar. Tüccarlar arasında rekabet vardır. Gerek selem senetlerinin fiyatları, gerekse malların fiyatları serbest pazarlık içinde tesbit edilir.
Her işletmenin bir işletme senedi vardır. Parçaların her kademesinin işletme senedi cinsinden fiyatı vardır. Ambar stokuna göre oluşmuştur. Çalışanlar işletme senedi ile ham madde satın alırlar, parçaları işlerler, ambarlara teslim ederek işletme senetlerini alırlar. İşçilik işletme senedi olarak kalmış olur. İşletmeye ham madde bu senetlerle alınır. İşçilik, elektrik, tesis kira payları, genel ve kamu hizmet payları bu senetlerle ödenir. Mamul mallar bu senetlerle satılır. Fiyatlar stoklara göre ayarlanır. Hizmet kuruluşları ve vakıflar da birer işletmedir. Mağazalar da birer işletmedir. İşletme senetleri vardır.
Kasada nakit ve senet stokları ile ayarlanan kur ile senetler alınır ve satılır. İşletmelere işletme senetleri verilir. Ayrıca beşte bir kadar da nakit kredisi verilir. Senetler bununla alınıp satılır. İşletme senetlerini bloke edenler selem senetlerini alırlar.
Kredileşme
b) Ambara mal teslim edip mal senedi veya ona karşılık buğday, demir, altın veya toprak parasını alıp mevduat olarak bankaya veren yahut herhangi bir ülkenin nakdini veren kimse karşılığında kredi istihkak eder. Her malın kredi değeri vardır. Bu satış değerinden farklıdır. Ülkelerarası paralar da kredileşme ilkesi içinde kasalarda bulunur.
Kamu faizli işlemleri yapmaz. Kredileşme ilkesi içinde bankacılık hizmetlerini görür. Herkes mevduatı nisbetinde kredi istihkak eder. Bu mevduat kıymetli evraklardır. Dört çeşit değer vardır: Nominal değer, câri değer, kredileşme değeri, teminat değeri. Bunlar birbirinden bağımsızdır.
Nakit ve benzeri kıymetli evrakların kur değerleri kasa mevcutları ile değerlendirilir. Kasadaki stoka göre fiyat artırılıp eksiltilir.
Faizsiz Bankalar
İnsanlık içinde 5’ten az ve 20’den fazla olmamak üzere kredileşme bankaları kurulur.
Bankaların sözleşmeleri insanlık merkez bankalarında yapılır ve altın para insanlık tarafından çıkarılır. Kıta merkezlerinde bulunan banka şubelerine verilir. Kıta merkez bankaları hesabına altın stoku yapan ülke merkez bankaları beş misli altın parayı alırlar. Ülkeler beşte bir altın parasını kasalarına koyar, karşılığında toprak parasını çıkarırlar ve bölgelerdeki bankalara kredi olarak verirler. Toprak senedi ile taşınmazların hisse senetleri alınır ve satılır. Ülke merkez bankaları altın paranın beşte birini demir parası olarak bloke eder ve illere topraklarına göre bölüştürürler. Beşte birini bloke ederek bucaklara buğday parası olarak verilir. Altın para altının beş misli karşılığı çıkmış olur. Toprak parası toprakla orantılı olarak çıkmış olur. Buğday parası nüfusa göre bölüştürülür. Demir parası malzeme stoklarına göre verilir. Bankalar işletmelerin senetlerini alıp satarlar. Bedelleri kasa mevcudu ile değerlendirirler. Alış ve satış değerleri arasında fark yapılmaz. Bankalar üretim işletmelerinden üründen, diğer işletmelerden giderlerinden bir pay alırlar. İşletme senetlerinin fiyatları öyle ayarlanır ki, bütün senetler bankaya iade edildiği zaman mallar da bitmiş olur. Borç ve alacak kalmaz.
Faizli işlem yapılmaz, kredileşme yapılır. Banka masraflarını üretim veya tüketimde pay olarak katılarak karşılar. Vakıf olarak çalışır. Genel hizmetlerdendir.
PAYLAŞMA
Geçici Kararlar
Madde 23- a) Kişi verdiği emeği, malı, tesisi, parayı ve tüm hak doğuran belgeleri devir belgelerine yazarak muhasibe verir. Muhasip bunu hukuk diline çevirerek evrak, zimmet, envanter veya demirbaş kayıtlarına gönderir. Böylece herkesin, her ortaklığın, her işletmenin ve demirbaşların borç ve alacakları belirlenir. Belirlenmiş borç ve alacaklar muhasibi tarafından kişiye belirli zaman içinde bildirir. İlk itirazlar muhasiplere yapılır. Muhasipler maddi hata varsa düzeltirler. Nizalı hallerde hakemlere gidilir.
Taraflar arsında bir niza söz konusu olursa önce işletme baş sorumlusuna, sonra semt yöneticisine ve en sonunda bucak başkanına baş vurularak kayıtlar kesinleştirilir. Kesinleşmiş kayıtlara herkes uymak zorundadır. Mağdur olanlar hakemlere giderek mağduriyetlerini giderirler. İşletme sorumluları, yönetici ve başkanlar adil karardan çok; işlerin yürümesini ve zararın büyüyüp tarafların veya başkalarının daha çok mağdur olmamasını sağlamayı istihdaf ederler. Haklar tarafların seçtiği hakemlerden oluşan adil yargı tarafından belirlenir.
Kayıtlarda kesinleşen haklar hak sahibine aittir. Kişi malını, canını, ırzını ve işini savunma hakkına sahiptir. Görevliler veya yakınları da yardımcı olabilirler. Hakkı gasbetmek isteyen bir zarar verirse kısas ve ağır tazminat hükümlerine tâbidir.
Affedilmezse, bedenine icra olunur, af edilirse ağır tazminata maruz kalır. Ağır tazminat siyasi dayanışması tarafından hemen ödenir. Kendi varlığı yeterli ise mülkünden karşılanır. Kendi varlığı yeterli değilse, ölmüş gibi mülkü vârislerine bölüştürülür, kendisi ağır çalıştırma yerlerine alınır. Ağır çalıştırma yerlerinde tazminatı ödeninceye kadar çalıştırılır. Ağır çalıştırma yerleri birer bucak siteleridir. Mahkûm olanlar bucak dışına çıkamazlar. Mahkûm olmayanlar ağır çalışma sitelerine girip çıkabilir, orada kalabilir ve orada iş tutabilirler. Ağır çalıştırma yerleri askerî düzenle yönetilir. Ağır çalışma yerlerinden kaçanlara askerî infaz uygulanır. Hukuk onları korumaz, başını getirenlere ödül konabilir.
Kişi canını, ırzını, malını ve işini savunurken karşı tarafa zarar verirse, hafif tazminata mahkûm edilir. Hafif tazminatı dayanışma ortaklığı öder. İkrah tağrırı sebepleri ile üçüncü şahıslara zarar verilmişse kısas yapılmaz, ağır diyet ödenir.
Hakem Kararları
b) Kayıtların yanlış veya başkanlık karalarından dolayı mağdur olduğunu iddia eden kimse bucağının bağlı olduğu ilçe hakemlerinden birisini kendisine hakem seçer. Bu hukuk danışmanından başkasıdır ve hakkının savunmasını ister. Hakemlerin ücretleri kamu paylarından karşılanır. Dayanışma sorumluları kendilerine verilen hakemlik tahsisatını hizmetlerine bakarak hakemler arasında bölüştürürler.
Hakem davacıya hakemini seçtirir ve bucak başkanına bildirirler. Dâvacı hakemini seçmezse tabii velisi, o da seçmezse siyasi dayanışma sorumlusu, o da seçmezse bucak başkanı hakemini seçer.
İlk duruşma bucak başkanının başkanlığında dâvalı, dâvacı ve hakemlerin huzuru ile yapılır. Duruşma açık olur. Dâvacı hakemi iddialarını madde madde ifade eder. Dâvalı hakemi de madde madde kabul veya reddeder. Karşı maddeler koyabilir. Bu maddeler ispatı değil, sadece talepleri tazammum eder. Baş hakem kabul edilmemiş maddelerin ispat külfetini iddia edene yükler. Son duruşma tarihini takdiren belirler.
Herkes kendi bucağında ilçesinin hakemlerinden oluşan mahkemelerde yargılanır. Yetkili mahkeme fiilin işlendiği bucağın mahkemesidir. İcra ise kişinin bulunduğu yerde yapılır. Bucaklar arasındaki ihtilâflar il mahkemelerinde, illerde çıkan ihtilâflar ülke mahkemelerinde, uluslararası ihtilâflar insanlık mahkemelerinde çözülür.
Kişi bucağını değiştirdiğinde kabul eden bucak eski bucağına karşı sorumludur.
Taraflar soruşturmacılar bularak ispatı istenen maddelerin soruşturmasını yaptırırlar. Soruşturmacıların ücretleri kamuca karşılanır. Dinî dayanışma sorumlularına soruşturma fonu ayrılır ve bu fon yıl sonunda soruşturmacılara hizmetleri karşılığı bölüştürülür.
Olayları soruşturmacılar yaparlar. Soruşturmacılar önce yerinde şifahi olarak yapar. Sonra yazılı olarak sorup cevap alırlar. Duruşmalı soruşturmaya bucak başkanı karar verir. Karakol soruşturmasını ilçedeki güvenlik yetkilileri yapar. Karakol soruşturması zorunluk hallerinde hakem kararları ile yapılır. Duruşma saatlerinin ücretleri ödenir. Karakol soruşturmasında bu ücret dört misli ödenir ve 24 saat için ödenir. Kalıcı iz kalmışsa ağır diyetle tazmin olunur. Geçici raporlar için de dışarıda geçmişse 24 saat olarak iki misli tazminat ödenir.
Soruşturmacı soruşturmasını tamamlar, dosyayı hazırlar. Bu dosya gizlidir. Hakemlere tevdi eder. Hakemler dosyaları inceleyip soruşturmayı yeterli görmüşlerse tanıklığını kabul ederler. Görmemişlerse reddederler. Her halükârda kopya alınmadan dosya soruşturmacıya iade edilir. Dâvacının ispat etmekle mükellef olduğu maddelerin ispatı hâlinde hakem duruşma talebinde bulunur. Dâvalı ispat etmekle mükellef olduğu hususlar için mehil isteyemez. Gününe kadar soruşturmacı tanıklarını getiremeyen dâvalının dâvası düşer. Yeniden başka hakemlerle her zaman dâva açabilir.
Son olarak karar duruşması yapılır. Karar duruşmasında soruşturmacılar sadece ispatı istenen madde hakkında son sözü söylerler. Gerekçelerini ve kanıtlar kendilerinde gizli kalır. Baş hakem kararı verir, bucak başkanı da ilân eder. Başkan bu hususta ehliyetli birini görevli kılabilir.
Taraflar hakem kararlarına kendi rızaları ile uyarlar. Bucaklarda zorlama olmaz. Yakalama, tutuklama, göz altına alma, meskenine girme, üstünü arama, kendi rızası olmadan sözkonusu değildir. Kişi direnirse hakem kararı ile hukukun koruması hakkını kaybeder. İlçedeki güvenlik teşkilâtı onu tenkil eder. Tenkil edilen kimsenin malları müsadere edilir. Defin merasimi yapılmaz. Çukura atılır. Kimse başkasının işlediği fiilden dolayı cezalandırılamaz ve tenkil edilemez, kimseye baskı yapılamaz.
Soruşturmacıların şehadeti ile sabit olan hükümler kesin olup infazı bucak başkanları tarafından yapılır. Yapılmazsa, kişi bucağını terk eder ve bucak aleyhinde il mahkemelerinde dâva açabilir. İl başkanı da infaz etmezse ilini terk eder ve ülke mahkemelerinde dâva açabilir, ülke de infaz etmezse ülke terk edilir ve insanlık mahkemelerinde dâva açılabilir. Bucak, il ve ülke tazminata mahkûm edilir. Kısas düşmüş olur.
Soruşturmacıların kasden veya hataen haksızlık yaptığına veya hakemlerin kasden veya hataen haksız karar verdiğine kani olan kimse, siyasi dayanışma sorumlusuna baş vurarak hakem ve tanık aleyhinde üst mahkemelerde dâva açmasını isteyebilir. Hakemlerden birini dayanışma sorumlusu, diğerini hakem veya tanık seçer. Soruşturmacılar dayanışma sorumluları tarafından seçilir. Hakemin veya soruşturmacının açık hatası veya kasdı varsa mahkûm edilir. Hakem veya soruşturmacının dayanışma ortağı tazmin eder. Her soruşturmacı veya hakem aleyhine ayrı ayrı dâva açılır. Tazminat kusuru nisbetindeki kısmı olabilir.
Dayanışma sorumlusu dâva açmazsa, kişi sorumlusunu değiştirerek ona açtırır. Hiçbirisi açmazsa, bucağını değiştirerek bucak aleyhine dâva açtırabilir.
Mahkeme kararları kesindir. İnfaz edilir. Ancak bu kararlara karşı yargıya gidilebilir. Haklı çıkıldığında dayanışma ortaklığı tazmin eder.
VERGİ
Resmi Ücretle Toprak Değeri ve Altyapı Payı
Madde 25- a) Ülkede saatlik dereceye ücret, kamu topraklarının ülke nüfusunun saatlik derece toplamına bölünmesi ile bulunur. Ülkede toprağın değeri bunun tersidir.
İl ve bucak toprakları değerlerinin ülke kamu toprakları nisbetinin il veya bucak kamu toprak nisbetine oranıdır.
Bucak toprakları ocak ve iş sitelerine bu değerin 5 misli yatırım yapmaları şartı ile temlik edilir. Araziyi müteşebbisler seçer. Yapılan inşaatın beşte biri site içi altyapısına, beşte biri de site dış, bucak, il, ülke ve insanlık alt yapılarına harcanır.
Sosyal yapılar da alt yapı içinde düşünülür.
Projesi yapılan sitenin arsa sahipleri arsa payından, yapı sahiplerine yapı payından paylar verilir. Kalan paylar satılarak site tamamlanır. Bölmeler, değerlendirme ve bölüşme usulleri ile paylaşılır. Pay belgesini ibraz edip ilk talip olana bölme temlik edilir.
Beşte ve Onda Birler
Madenler gibi, tükenen sınırlı kaynaklardan elde edilen üretimin beşte biri kamu payıdır. Üretim aşmalarında kredi verildiği yerden alınır.
Tarım gibi tükenmeyen sınırlı kaynaklardan özel mülkiyet içinde üretilenlerin onda biri de kamu payıdır. Bu paylar yarıya indirilebilir. İki misline çıkarılabilir.
Kırkta Birler
Mera, nakit, ticaret ve depo mallarında olduğu gibi tükenmeyen sınırlı kayaklardan açık mülkiyet içinde üretilenin sermayesinden kırkta bir kamu payı olarak alınır.
Bir bu kadar da genel hizmet payları alınabilir.
Hizmete göre genel hizmet payı artırılabilir. Kamu ve genel hizmet payı %50’yi aşamaz.
Nöbet bedelleri ile tazminat taksitleri dışında kişilerden herhangi bir vergi alınamaz.
b) Vergi ödeme beyana tâbidir. Beyan edilen mallar kamunun korumasındadır. Vergi beyanında bulunulmayan mallar kamu güvenliğinde değildir. Malın değeri ödendiği vergi ile orantılıdır. Sanayi tesislerinde geçmiş beş yıl içinde ödenen vergilerin beş misli, tarım tesislerinde geçmiş on yıl içinde ödenmiş vergilerin on misli, ticari işletmelerde geçmiş yılda ödenenin kırk misli değeri vardır. Krediler geçmiş yıllarda ödenen vergilere göre dağıtılır. Altyapı hizmetleri geçmiş yıllarda ödenen vergiye göre verilir.