Yargı reformuyla ilgili beş yanlış
1025 Okunma, 0 Yorum
Bekir Berat Özipek - Star
Bünyamin Demir

Aslında yanlış çok, ama beşine yerimiz var.

***

“Yüksek yargı organlarının üyelerini parlamentonun seçmesi, yargıya müdahaledir”.

Değildir.

Bu, yargı erkinin demokratik yoldan belirlenmesidir.

Demokratik sistemler yargı erkini belirlemeyi hiçbir zaman bir zümreye, gruba ve bu kapsamda bürokratlara bırakmazlar.

Yargıya müdahale nedir biliyor musunuz?

Karar öncesi muhtıra vermek, yargıçları toplayıp irtica tehlikesi hakkında brifing vermek, Ergenekon Davasına bakan savcıların görev yerlerini değiştirmeye kalkışmaktır.

Neyse ki böyle şeyler bizde hiç olmuyor!

***

“Demokratik belirleme yargıyı siyasallaştırır”.

Siyasallaştırır da ne olur? Yüksek yargıda bir görüş ağırlıklı hale mi gelir? Şimdi “ağırlıklı”dan da kötü bir durum, ideolojik homojenlik sorunu yok mu?

Yargıtay, Danıştay ve HSYK’da CHP’nin diliyle konuşmayan kaç üye tanıyorsunuz? Yargıtay Başkanı Gerçeker hiç sıkılmadan “yandaş yargı” gibi laflar ediyor. Bundan daha politik bir dil olabilir mi?

Yine soralım, siyasallaştır da ne olur? Açıkça hukuka aykırı ve taraflı kararlar mı çıkar? İnsaf için söyleyin, “367”den ötesi var mı?

***

“Böyle bir sistem kuvvetler ayrılığına aykırıdır”.

Yanlış. Asıl mevcut durum kuvvetler ayrılığına aykırı.

Çünkü kuvvetler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargının üçünün de kaynağını ve meşruluğunu toplumdan almasını, sonra dönüp birbirini denetlemesini gerektirir. Bizde ilk ikisini toplum, üçüncüsünü yargı bürokratları kendileri belirliyor.

Şimdi bir de Anayasa Mahkemesi “yargı darbesi” yaparak TBMM’ye ait “nihai buyurma

yetkisi”ni de fiilen kendi üstüne geçirdi ki, artık halkın belirlediği yasama ve yürütmenin, halkın belirlemediği yargıya tabi kılındığı daha bir evlere şenlik “kuvvetler ayrılığı”mız var!

***

“Demokrasi bilincimiz Avrupa düzeyinde değil, o yüzden bizde demokratik seçim uygulanmamalı”.

Halkı reşit kabul etmeyip, bize demokrasiyi çok gören Kemalist önyargı bu. Bu hesaba göre bir gün birileri halka “artık sen oldun” diyecek ve biz de yüksek yargıyı demokratik rejimler gibi belirleyeceğiz!

Bürokratlara bırakacak olursak o günün hiçbir zaman gelmeyeceği açık. Dahası, onların halka bu icazeti verdikleri bir sistem de demokrasi olmaz.

Dahası, toplumun üç vakte kadar CHP tarzı yargıçları çoğunluğu oluşturacak biçimde seçmesi mümkün görünmediğine göre, onlara kalsa demokratik işleyişe hiç geçemeyeceğiz demektir.

***

 “Şimdilik bir kısmını seçimle göreve getirelim, ileride çoğunluğunu seçilmişlerden oluştururuz”.

Bu da Hükümetin yanılgısı.

Onca emek zahmet, onca gerilimi göze alıp “reform” yapacaksınız, ama yüksek yargı hala atanmış üye ağırlıklı olmaya devam edecek, öyle mi? Dahası eksik reform, bu adaletsiz yapı ve işleyişe sahte bir meşruluk görüntüsü sağlayacak.

Hem bunun ilerisi mi var? Yarın demokratik açılım yapmak istediğinizde bu yapısıyla yargı açık ki sizi engelleyecek. Dahası, eline geçen ilk fırsatta doğrudan sizi hedef alacak.

Onun için gelin, hazır eliniz değmişken demokratik rejimlerdeki örneklerine uygun biçimde yüksek yargıyı yeniden yapılandırın.

Bir kere sıkıntıya girersiniz.

Ama emin olun siz de rahat edersiniz, ülke de.

Yorum:

“Yüksek yargı organlarının üyelerini parlamentonun seçmesi, yargıya müdahaledir”.

 

Yargıya müdahalemidir tartışılır ancak yargı üyelerini meclisin seçmesi bir anlamda iktidarın seçmesi anlamına geleceği için bugün sizin istediğiniz iktidar kendi yargıçlarını seçer yarın başka iktidar gelir oda kendi yargıçlarını seçer. Bu uygulama denetimi zayıflatır. Seçim direkt olarak halka dayanmalıdır, bunun nasıl olabileceği kamuoyu tarafından tartışılmalıdır.

 

“Demokratik belirleme yargıyı siyasallaştırır”.

 

Yukarıda da bahsettiğim gibi eğer meclis seçerse yargı siyasallaşır ancak halk seçerse bu temel sorun ortadan kalkmış olur. Halk hem iktidarı seçer hem de onu bir anlamda onu denetleyecek yargıyı seçer ve böylece denge kurulmuş olur.

 

“Demokrasi bilincimiz Avrupa düzeyinde değil, o yüzden bizde demokratik seçim uygulanmamalı”.

 

Bunu  bırakınız kabullenmeyi düşünmek bile yanlıştır.

 

“Şimdilik bir kısmını seçimle göreve getirelim, ileride çoğunluğunu seçilmişlerden oluştururuz”.

 

Kısmı düzeltme anlamsızdır ,eğer bir eksik varsa çözüm düşünülmeli tartışılmalı ve uygulanmalıdır. Kısmı değişiklikler fayda getirmez.

 

Bünyamin Demir






Sayı: 15 | Tarih: 20.09.2009
Hayrettin Karaman
İslam'da barış ve din hürriyeti
1613 Okunma
Hilmi Altın
Mehmet Niyazi
Devlet ve adalet
1547 Okunma
Abdurrahman Erol
Mehmet Şevket Eygi
Râbıta
1270 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Hakan Albayrak
Er-bakan ve açılım
1226 Okunma
Veysel İpekçi
Cengiz Çandar
Nusaybin'den Nisibis'e...
1185 Okunma
Ekrem Fildişi
Ahmet Taşgetiren
Dilipak açılımı
1167 Okunma
Zübeyir Erol
Mahir Kaynak
Açı­lım ve iç po­li­ti­ka
1154 Okunma
Süleyman Karagülle
Toktamış Ateş
Güçlü ordu, güçlü devlet
1145 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ahmet Altan
Devlet Babanın Sonbaharı
1125 Okunma
Özer Ataç
Yılmaz Özdil
Nerde o eski bayramlar...
1121 Okunma
Leyla Okta
Mümtazer Türköne
Başbakan’ın ödeyeceği bedel
1117 Okunma
Arif Ersoy
Nazlı Ilıcak
Menderes'i anıyoruz
1112 Okunma
Fatma Karuç
Ruşen Çakır
Açılım önce Erdoğan’ı açtı
1078 Okunma
Tayibet Erzen
Can Ataklı
Başbakan rakibine dava açmaz
1064 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Hakan
Bir ‘devşirme’den eski dostlara sorular
1063 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Ramazan, sel ve ekonomi
1048 Okunma
Ilker Ardic
Fehmi Koru
Bu kadar fanatizm ayıptır
1046 Okunma
Ahmet Kirtekin
Zülfü Livaneli
Sizin çocuğunuz boğaz kesse onu kurtarır mıydınız?
1034 Okunma
Ali Bülent Dilek
Oktay Ekşi
Sırasıyla
1033 Okunma
Vahap Alma
Bekir Berat Özipek
Yargı reformuyla ilgili beş yanlış
1025 Okunma
Bünyamin Demir
Fikret Bila
Baykal: "Mektup gelsin, değerlendiririz"
996 Okunma
Harun Özdemir


© 2024 - Akevler