Merhaba ey onbir ayımızın sultanı
1230 Okunma, 0 Yorum
Abdullah Büyük - Vakit
Sedat Aksakal

Ramazan-ı şerif, kulluktaki eksiklikleri tedavi için ihsan edilmiş hususi bir mevsim, adeta manevi bir hastane, bir rehabilite merkezidir.” Muhterem Osman Nuri Topbaş hocamız, “Sır ve Hikmet” isimli eserinde böyle diyor. Hem de günümüz insanının konuştuğu lisanın seviyesine dikkat ederek. Rehabilitasyon, mana olarak eski haline getirme, sağlığına kavuşturma demektir. Bugün idrak ettiğimiz bu ay, bizleri kitap ve sünnetteki yerimize, halimize kavuşturma özelliğine sahipken, diğer tarafta maddi ve manevi sağlığımıza kavuşturma gücünü bünyesinde tutan bir sırra sahiptir.
Mesajımıza başlamadan önce, geçtiğimiz haftaki yazımızdan dolayı bazı değerli dostlarımız, “iyi de, niçin Osman Nuri Efendi?” diyerek hikmetini sordular. Müsaadenizle, kısaca cevaplandıralım. Daha sonra kaldığımız yerden devam ederiz.
Bizler, Cumhuriyet döneminde yaşamaktayız. Hassas ve dikkat edilmesi gerekli olan bir devrin içindeyiz. Böyle olunca, içinde yaşadığımız devrin ve toplumumuzun ortak değerlerini sahiplenmenin, bu ülke ve ülke halkı için bir vefa borcu olduğuna inanıyorum. Toplumumuzun ortak değerleri de bellidir. İlmi, siyasi, iktisadi ve manevi alanda hizmet edenlerdir. Manevi sahada, yani insanların içini temizleme gayretinde bulunan Peygamber varisleri, hepimizin ortak değerleridir.
Konuya bu çerçeveden baktığımızda muhterem Osman Nuri Topbaş hocamız, hayata 360 dereceden bakmakta, tek tip düşünceye geçit vermemekte ve en yakın öğrenci, ahbap ve dostlarının düşüncelerine ipotek koymamakta, hiçbir insanın aklını cebine koyup, “illa benim gibi düşüneceksin” mantığına tenezzül etmemektedir. Tüm eserlerinde ve konuşmalarında bu gerçekleri bulmak mümkün.
Buna ilaveten, günümüzde konuşulan kelime ve kavramlara dikkat etmekte, insanların da dikkatini toplamakta, her kesimin anlaması için örnekler ve hikmetler üzerinde durmaktadır. Mesela;
- “Hayatımız sürekli canlı yayındadır. Bir Müslümanın paket programlı bir hayatı olamaz. Olursa, devamlı zarar ve ziyan içinde bir hayat sürüyor demektir.
- İnsanın kaderine, yediği gıda ve arkadaş çevresi tesir eder. Hem gıdasına hem de arkadaş çevresine dikkat edilmelidir.
- Takva ve fücuru iyi anlamalıyız. Takva, kulu Allah’a yaklaştıran her şey iken, fücur, insanı Allah’tan uzaklaştıran her şeydir.
- Halikin (yaratıcının) nazarıyla (bakışıyla) kâinata bakmalıyız.
- Merhamet nedir? Merhamet sende olanı, onda olmayana vermendir.”
Şu kısa ama özlü ifadelere herkesin ve her kesimin şiddetle ihtiyacı vardır. Sekülerizmin, dünyevileşmenin, madde ve fiziki rahatlığın getirdiği olumsuz her şeye alınacak tedbirleri doğru ve güvenilir kaynaklardan ve adreslerden öğrenmeliyiz. Altınoluk Yayınları arasında çıkan onlarca eserinde Muhterem Osman Nuri Topbaş hocamız toplumun ihtiyaç duyduğu konulara parmak basmakta ve adeta damardan girmektedir.
Onbir ayın sultanı olan Ramazan Ayında sunacağım mesajlarımızın irtibatlı olduğu adresi, kısa adıyla “Sır ve Hikmet” isimli eseri göstermemizin sebebi bu gerekçelere dayanmaktadır.
Ramazan-ı şerif gibi büyük lütuflar, kıymetini idrak etmediğimiz, bigane kaldığımız takdirde bizler için büyük birer tehlikedir. Bu büyük nimetler, ilahi rahmete yakınlık vesilesi iken, onlara iltifat etmeyenler için -Allah muhafaza buyursun- hüsran sebebi olur. “Cebrail, Ramazan-ı şerife erip de bu ayda affolunmadan çıkanlar için ‘Onlar rahmetten uzak olsun’ diyerek, beddua etmiş, Efendimiz (S.A.V.) de icabet etmiştir.” (Tirmizi, Deavat, 100/3545)

Yorum:

Ramazan ayının rahmet ve bereketinden fırsat varken faydalanmak ve azığımızı doldurmak gerekir. Hadis-i şerifte buyrulduğu gibi “Kendisi için bir hayır kapısı açılan kimse onu bir fırsat bilip değerlendirme konusunda acele etsin! Zira, o kapının ne zaman kapanacağı belli olmaz.” Maddi manevi elimizi çabuk tutmalı, günlerin çabuk geçmesinden şikâyet ettiğimiz şu günlerde her zaman yaptığımız ezberlerimizi bozarak Allahın manevi hayır kapısı olan Ramazan ayını büyük bir fırsat olarak değerlendirmeli ve kendimizi hesaba çekerek manevi olarak bu aydan en yüksek noktada istifade etmeliyiz. Elimizi çabuk tutmalı ve erken yola çıkmalıyız..

Efendimiz Hz.Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
   Kim korkarsa akşam karanlığında yol alır. Kim akşam karanlığında yol alırsa hedefine varır. Haberiniz olsun Allah ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.   Tirmizi, Kıyamet 19

 

Sedat Aksakal






Sayı: 11 | Tarih: 23.08.2009
Hayrettin Karaman
Zekât kimlere verilir, Zekâtın sarf yerleri
3668 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Sabancı cinayeti
1635 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Kur’an Vakfı Kurulsun
1604 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Açılım andı
1549 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Oktay Ekşi
Herkes mecbur mu?
1548 Okunma
Vahap Alma
Hakan Albayrak
Muhatap almak veya almamak
1465 Okunma
Veysel İpekçi
Ahmet Altan
Toz Duman
1398 Okunma
Özer Ataç
Ruşen Çakır
Devlete rağmen devletin bekası
1386 Okunma
Tayibet Erzen
Cengiz Çandar
Diyarbakır’da biber gazı, “Kürt Açılımı”na biberli
1382 Okunma
Ekrem Fildişi
Reşat Nuri Erol
Kredi kartı ve bankalar
1365 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Taşgetiren
Saadet'i duymak
1326 Okunma
Zübeyir Erol
Fehmi Koru
İlk gününde Ramazan
1298 Okunma
Ahmet Kirtekin
Murat Bardakçı
İnsanın evliyası olur da atın evliyası olmaz mı?
1292 Okunma
Recep Yıldırım
Zülfü Livaneli
Çözüm için aklı sesi
1277 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mümtazer Türköne
Hilmi Özkök’ün Erdemi
1273 Okunma
Arif Ersoy
Nazlı Ilıcak
Halının altına süpürdüklerimiz
1273 Okunma
Fatma Karuç
Mehmet Altan
PKK “neden” mi, “sonuç” mu?
1261 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Yılmaz Özdil
Al sana açılım
1236 Okunma
Leyla Okta
Abdullah Büyük
Merhaba ey onbir ayımızın sultanı
1230 Okunma
Sedat Aksakal
Fikret Bila
Etnik kimlik, milli kimliğin parçası olmaya engel
1219 Okunma
Harun Özdemir
Toktamış Ateş
Kürt Açılımı (2)
1209 Okunma
Osman Eskicioğlu


© 2024 - Akevler