Demek ki neymiş?
Erbakan’a ‘tek adam’ diyorlardı ya!
Kendileri ‘tek adam’ oldular, kimseyi dinlemiyorlar!
‘Ortak akıl’, ‘anonim akıl’ ya da hiç olmayan ‘istişare’ vs. gitti ve şimdi…
(Derkenar kabilinden, bu bölümü bitirmeden şunu ilave etmeliyim. Bir vesileyle uzak olmayan bir zamanda yani yakında Bülent Arınç’ı aradım. Konumuz Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin kuruluş dönemindeki Erbakan ile ilgili söylemleri ve son yıllarda yaptıkları ile ilgiliydi. Görüşmemizi yaptık. Sonuç olarak ve sonunda dedim ki: ‘İftira edercesine Erbakan Hoca’ya her ne isnat ettiyseniz, onlar bu dünyada sizin yani AK Parti kurucularının başına gelmeden, bu dünyayı terk edemeyeceksiniz.’ Bu kadar! Mesela, biz her istediğimizde Erbakan Hocamızla görüşebildik ama 16 yıldır Recep Tayyip Erdoğan ile bir defa bile görüşemedik!)
SONUÇ ortada!
Ne demek istiyorum?
Bu girizgâhı ve bu hatırlatmayı neden yaptım?
Birisinin benden önce bu konuyu yazmasını bekliyordum…
İktidar partisinin yandaş yazarları yazmalıydı ama onlar yazamazdı…
Evet, yazmalıydılar ama yazamazdılar; çünkü onlar yanlışları yazamazlardı…
Yazsalar veya yazmaya kalkışsalar ya da ima bile etseler…
Birkaç gün içinde başlarına ne geleceğini bilirler!
Beyhude başka gazete ve yazarlarda aradım…
Onlar da malum sebeplerden yazamadılar…
Kala kala bir tek gazete kaldı, yazacak…
Millî Gazete’den Ahmet Yavuz yazdı...
Ahmet Yavuz, bugünkü (dünkü, 19.06.2019), “Başımıza nereden sardı!” başlıklı yazısında -asıl- yazılması gerekenlerin bir kısmını yazdı. Okuyanlar okudu, okumayanlar için ilgili bölümü aynen aktarı-yorum: “Başımıza nereden sardı! / ‘Ne güzel yüzde 30, 40’larda iktidar oluyorduk! Başımıza nereden sardı bu yüzde 50+1’i!’ Bu çok önemli cümle, mühim bir zirve toplantıda dudaklardan dökülmüş. / ‘Nereden sardı?’ denilen sanırım ‘Küçük Ortak!’ Koşulsuz destek ve teslimiyete olan güvensizlik de bu kuşkudan olsa gerek! / Bu yeni sistemin siyaseti ve partileri nasıl etkilediğine bir bakın hele! / CHP, sadece yüzde 25 tabanını değil, 50+1’i ikna etmek için söylemlerini değiştiriyor. Sürpriz adaylar arıyor. Geleneksel tabanı da tutayım, yüzde 70’i de ikna edeyim diye uğraşıp duruyor. / Başkanlık da başkanlık diyen iktidarın durumu farklı mı? 16 yıldır yüzde 34-49 arası oy ile tek başına ülkeyi yönetiyordu. Şimdi yüzde 50+1 için, 15 yıllık muhalifi MHP’yi iktidarına ortak etti. / Yeni sistemin getirdiği sıfır baraj ittifakı da daha çok muhalefet partilerine yaradı. / Sahi bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni, Külliye’nin, AK Parti’nin hukukçuları yazmadı mı? / Ve sahi kimin aklı bu Başkanlık ve yüzde 50+1 çıpası? Gel de ortağından kuşkulanma! Nereden sardı başımıza bu başkanlığı?” (Ahmet kardeş; bu kulis bilgisi için tebrik ve teşekkürler.)
Şimdilik, 24 Haziran seçimleri öncesinde yazacaklarım bu kadar! Aslında bu konuda yazılacak ya da yazılması gereken pek çok şey/ler var ama şimdi sırası değil, gerekirse sonra yazarız. Evet, şimdilik, Arslan Tekin’in bugünkü “Başkanlık neymiş okuyalım!” başlıklı yazısındaki bir paragrafla bitireyim: “AK Parti’den TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, ‘Başkanlık Sistemi’nin mimarlarından Prof. Dr. Mustafa Şentop, AK Parti’nin parlamentoda çoğunluğu sağlayamaması karşısında çıkış yolunun erken seçim olduğunu söyledi. Bu zaten dillendiriliyor. Bu seçimde çokluğu elde edemeyen, diğer seçimde nasıl elde edecek? Sihir bozulmuş, düşüş başlamıştır. Burada M. Şentop’un söylediklerinin satır aralarında ‘vahim’ bir neticeyi okuyorsunuz! Şöyle diyor: …” Evet, ‘şöyle diyor’ deyip devam etmiş, ilgilenen orada okur! (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/baskanlik-neymis-okuyalim-47858yy.htm)